22 Nisan 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

22 Nisan 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

« Sahife G5 i Akşam “Dünyanın TE en uyuk sahte İsveçli milyoner idi çevirdiği dolaplar birer birer meydana çıkıyor Kreugerin saray Geçenlerde Pariste intihar eden ve dünyanın en büyük zenginle- rinden biri sayılan ' İsveçli kibrit kralı Kreuger'in müthiş bir sah- tekâr olduğu anlaşılmıştır. Bu hakikat Kreugerin hesap defter- leri ve kasasındaki evrak tetkik edilirken meydana çıkmıştır. Yapılan tahkikattan anlaşıldı- ğına göre Kreuger harbi umu- miden sonra büyük işlere girerek pek çok mıktarda para kazan- mıştır, Fakat bunu kâfi görmemiş, mütemadiyen yeni yeni işlere girişmiştir. Bu işlerin hepsini bir- den idare edemeyince müşkül bir vaziyete düşmüş bunun üzerine sahtekârlık yolunu tutmuştur. Krevger sahtekârlığı iki türlü yapıyordu. Biri sermayesiz yeni yeni şirketler (Okurmak, diğeri doğrudan doğruya sahte bonolar ve vesikalar yapmak... Kreuger son seneler zarfında bir çok yeni şirketler kurmuştur. Fakat bun- ların sermayesi yoktur. Birinin sermayesi o ötekine sermaye gibi gösteriliyor, başka bir şirket teşkil edilince mevcut sermaye alınarak bu şirketin sermayesi gibi kaydediliyordu. Kreuger bu ser- mayesiz şirketler namına büyük işler yapıyor, esham çıkarıyordu. Sahte bono ve vesikalara ge- lince, bunların bir kısmı italyan hazine bonolarını taklitten, bir kısmı da başkaları namına borç senetleri yapmaktan ibarettir. Son posta ile gelen Paris ga- zeteleri bu sahtekârlıklar hakkın- da uzun malümat veriyorlar, Isveç hükümeti tarafından teşkil edilen hesap tetkik komisyonunun kararı üzerine müntehirin ortaklarından Lanze, Holm ve Huldt bu sahte- kârlıkta methaldar olmak töhmetile tevkif edilmişlerdir. Müstantikin kararnamesine nazaran bunlar, Kreugerin sahtekârlıklarını teshil etmek için hesabatı ve bilânçoları tahrif etmek kibrit şirketlerinin hakiki ( vaziyetlerini saklamakla müttehim bulunuyor. Mevkuf Lange 1925 senesinde, Kreuger ile Lehistan maliye neza- reti arasında aktedilen mukavele üzerine -teessüs eden Garonta na- mındaki Felemenk kibrit şirketinin direktörü idi. Bu şirket, aktedilen mukavele mucibince Lehistanda perakende kiprit satışile meşgul olacaktı, Halbuki, hakikatta, şir- ket faaliyete geçmediği halde, defterlerinde, menbai mechul bazı varıdat kaydedildiği (müşahade edilmiştir. Tahkikat heyeti müntehir Kre- ugerin evrakı arasında, 1925 se- nesinde İspanya diktatoru ceneral Prime do Rivera ile aktetmiş olduğu mukavelenin suretini de bulmuştur. Bu mukavele mucibince Kreuger İspanyaya 180 milyon peçeta ikraz edecek mukabilinde , ettiğini, gibi Greuger ise 1937 senesinde, İspanyada kendisine kibrit inhisarı verile- cekti. Kreugerin kasasında cene- ral Primo dö Rivera imzalı, bir senet bulunmuştur. Ceneral Primo dö Rivera bu senedinde, Kreuge- rin şirketinden 105 milyon peçeta alındığı ve 1926 senesinde Ispan- yanın kibrit şirketine 126 milyon peçeta borcu olduğunu tasrih etmiştir. Fakat bü senet resmen tesçil edilmemişti. Komisyonun kararı ile tevkif edilen Kreugerin ortaklarından Huldt Amstrdamda Neerderlan- dsepe bank Voor Skandinavcheu bankasını müntehirin emrile tesis fakat <hakikatta, bu bankanın hiç bir faaliyete giriş- mediğini ve kibrit şirketinin Ispan- yadan olan mevhum alacağının bu bankanın defterlerine kayde- dildiğini itiraf eylemiştir. Yine şirketin 1930 tarihli bir bilançosunda, 109 milyon kuron kadar Obir oresülmali mevcut bulunduğu gösteriliyordu. Halbuki bu meblâğ hakikatte 42 milyon evi ve meclisi idârenin toplanma salonu kurondan ibaret bulunduğu gibi, yine Kreugerin emrile tesis edilen muhtelif banka ve şirketlere ser- maye olarak geninin mües- seseden müesseseye devredilmiştir. Kreugerin yaptığı büyük sahte- kârlıklardan biri de şudür: 1927 senesinde. Kreuger şeriki Huldt'u yanına çağırarak kendisine takri- ben beş milyon frank kiymetinde bir esham paketi vermiş, ve bunu şirketin defterlerine 400/;milyon olarak kaydettirmiştir. Kibrit kralı, tahkikat: ı şimdiye kadar verdiği neticelerden anla- şıldığına göre sahtekârlıklarına 1925 senesinden itibaren başla- mıştır. Isveçte yapılan tahkikatın ver- diği neticeler, cihan borsalarında büyük bir panik uyandırmış Kreuger şirketi eshamının daha ziyade (o yuvarlanmasına (sebep olmuştur. Kreuger'in kasasında bulunan sahte italyan bonoları Stokholm, 20 (A. A.) — Isveç telgraf ajansının bir tebliğine göre Kreuger'in kasasında! bulu- nup ortaya çıkarılan sahte italyan bonoları bundan bir sene evvel Kreuger'in emri üzerine Stokholm- daki hususi matbaalardan birinde basılmıştır. Bu matbaanın baş mürettibi Kreuger tarafından imal ettirilen bu bono ve banknotların numara- sız ve imzasız birer model şeklinde olduğunu, bunlardan ancak bir kaçının üstünde kıymetlerini gös- teren ibareler mevcut bulundu- ğunu söylemiş ve demiştir ki: Hiç bir kıymeti haiz olmıyan bu modellerin sahte bono ve banknot imalinde kullanılacağından mat- baanın şüpheye düşmesi için hiç bir sebep yoktu. Saatte 600 kilometr... Fransızlar otomobil sürat rekoru yapmak için hazırlanıyorlar. Bu maksatla büyük bir otomobil yapmışlardır. 600 kilometro sürat temin edeceği söyleniyor. tecrübe edilecektir. Ai e zim Bu otomobilin saatte Otomobil yakında | beyle bir saal.. ticaret haline girdi Otomobil yarışlarından hoşlanırım Lilyan Harveyi pek severim (Baş tarafı birinci sahifede ) aşk fırtınaları geçirip büyük heye- canlar duyayım.. Ihtirasım yok ki siyasi emellerim olsun.. Ee.. heye- can da insan için büyük bir ihti. yaçtır. Bunu yarışlarla, otomobil yarışlarile temin ediyorum... — Sinemaya.. falan.. — Sinemaya giderim.. Muhit o kadar huzünlüki komediye ka- çan artistleri daha ziyade tercih ederim. Lilyan Harveye bayılırım.. Hakikaten duvarda “ Köroğlu ,, nun yağlı boya resmi yanında Lil yan Harveyin mayolu bir fotoğrafı asılı... Greta Garbo bana bir şey söy- lemez.. Evvelden Liya dö Püttiye vurgundum.j Âşıktım o kadına.. Billi Dovu hiç sevmem. Marlen Ditrihbe herkes bayılır. Ben sinir- lenirim.. Daha başka eğlencele- rim!. Bilmemki!. Bir vakit sabah- lara kadar dansettiğimi bilirim... Fakat şimdi bu dans manisi bende pek hafifledi. İçkilerin hepsi bence müsavidir.. En büyük zevkim seyahat etmektir. Isveçi, Italyayı, Ispan- yayı görmek için çıldırıyorum. Bir gazeteci için seyahat ibadet- den ziyade kuvvetli bir ihtiyaçtır. Bir seyahat bir darülfünuna be- deldir. Seyahatten sonra insan noksanlarını öyle anlıyor ki.. Bir muharrir için senede hiç değilse 3 ay muhakkak seyahat lâzımdır. Tagor bile Niste hem de Nevres- koda kaldı. O hayatı gördü. Artık tabiat şairlere, muharrir- lere bir şey diyemiyor. O vere- ceğini vermiştir. Bundan sonra yazan için de okuyan için de hayatın tenevvüleri lâzımdır. En büyük arzum bir gazeteci gözile en yüksek mahafile girmek, en büyük sosyetelere dahil olup, görmek ve yazmak.. Bilhassa mesut insanların hayatını görüp yazmak.. Halbuki monden hayat- tan hiç zevk almam.. Geçenlerde Niste prenseslerden biri Roçildin şatosunu kiralamış... Müthiş bir şato.. Buradan elli kişilik bir musiki heyeti götürmüş. Sofrada 40-50 uşak servis yapıyor. Billorlarda meyvalar geliyor. Ka- pıda en mükemmel otomobiller,. Böyle bir alemi görmek isterim. Görmek ve yazmak., Buna mukabil maden koyularına inip oradaki amelenin hayatını yazmak arzu eden muharrirler de olabilir. Fakat ben neşeli, mesut, müreffeh insanların hayatını tet- kik etmek isteyorum, Fakat dediğim gibi monden hayattan hiç hoşlanmam. Birkere orada samimiyet namına birşey yok. — 24 saatinizin şöyle bir pro- gramını çizebilir misiniz? — Gayet geç yatarım... Gece "çok okurum. En aşağı 30-40 sahife yazı okumadan uyumama inkân yoktur. Bunun neticesi olarak geç kalkarım. Kalkar kalkmaz ilk işim banyo ve tıraş- tır. Tıraşsız bir tarafa oturamam. Kahvealtı etmem. Meyva yerim. On ikiye kadar bire kadar evde çalışırım. Ondan sonra gazeteye giderim. oOAkşam saat o beşte çıkarım. Mutlaka gezinti yaparım. Her akşam grupta Maslak yoluna gider, oradan gurubu seyrederiz. Güneş evvelâ morlaşır, bir billor bardağa dökülen şarap gibi akşam iner... Istanbulun en güzel yeri boğazdır. İ ve mekân meselesi yoktur.. Yazı yazarken benim için zaman Ya- nımda hanendelerden, sazendeler- den mürekkep bir takım olsa gene yazarım. Meselâ “coşkun gönül, Ada vapurunda herkesle konuşur- ken şakalaşırken bir köşede yaz- dım. Ihtimam ederek bir tek yazı yazmış, bir tek yazımı okumuş degilimdir. Şimdiye kadar hiç : — Şöyle çalışayım da iyi bir eser, bir roman yazayım.. Deme- dim.. Roman yazmaktan o kadar büyük zevk duymam.. Bir hasbuhali bir makaleyi daha isteye isteye yazarim. Ha bakınız söylemeği unutum. En büyük zevklerimden biride tarih okumaktır. Iddia edebilirim ki umumi /ve siyasi elimden geçme- yen tarih yok gibidir. Edebi eser- lerden tarih oluEinii — Tarihi devirlerden sinde yaşamağı istersiniz?. — Ispartalılar (o zâmanında... Yunan mabudelerinin (devrinde Olemp tepelerinde.. Zengin bir devir.. Kadınları kızları erkekleri atlet... Bünyeler sağlam.. Aşk olğum bir ihtiras halinde ve birinci planda... Olemp tepeleri bir şiir ve efsana dünyası halinde.. Ya- hutta.. Romanın ilk devirlerinde. Lejyonlar zamanında bir romalı kumandan olmak isterdim. Mu- zaffer bir kumandan, — Mükemmel.. Aşk hakkında ne döşünüyorsunuz? — Dünya her şeyi ticaret haline girdi. Şimdi en hararetli en ateşli aşk mektupları yerine çek yazılıyor.. Öyle“tende canım, konca dihenim, muhabbetli sul- tanım efendim,, “ gıdayı ruhum ,, gibi tabirlere, ufuklardan, meh- taplardan, gruplardan, yıldızlar- dan solğun ve müteverrim ka- merden bahsetmeğe lüzum! yok .. Bir imza meseleyi hallediyor ... Bu sırada bahs Hüseyin Rahmi beyin anketinde “kadın,, hakkında hanği- söylediği sözlere intikal etti. Burhan Cahit bey : — Balzak: “Her kadın muhar- rire bir cilt gaybettirir, diyor.. “Her kadın bir romancıya bir cilt kazandırabilir, de denilebilir. Eski maceralarım olmasaydı dün- yada bukadar roman yazamazdım. Hüseyin Rahmi bey “Evlenseydim 52 romandan üçünü yazamazdım,, diyor.. Ben 23 roman yazdım. Bunlardan hiç değilse 13 tanesi başımdan geçen (maceralarımın mahsulüdür. Bilhassa bizim gibi muhiti dar olan yerlerde muharrir için en geniş mevzu aşktır. — Şimdi 15 yaşında olsaydı- nız hangi mesleği intihap eder- diniz? — Gene muharrir olurdum. Bu arzu bende çek küçük iken Hüseyin (o Rahmi'nin oromanları, Ahmet Rasimin yazılarını okuya- rak başladı.. — Hangi renkleri tercih eder- siniz? — Tab'an gülmek istiyen bir adamım... Bumun için renklerden de koyulardan fazla açıkları severim,. Makine gürültüsü uğultu halins girdi.. Telefon çaldı: — Allo.. Müştak bey.. Buyrun beyim.. o Buradayım efendim.. Buyrun... — Eh.. Bendenize de müsaade,. Artık ii di tamamile Hikmet Feridun © Ev

Bu sayıdan diğer sayfalar: