4 Mart 1934 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9

4 Mart 1934 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

7 i an Ene Earl der Bizgere * Peki artık bahsetmiyelim. Uşak kolonel Betham'ı içeriye ir ediyordu. onel çok zarif gi; iyinmiş, ya- İl ufak bir Sek takmıştı. > lâhza ayakta durdu. Gözleri- işi pırıldıyordu. mis Moroy, bonjur imöeyö > Müfettiş bey beni is- tetmi — ei kolonel. Size Skot- land Yard'ın mi üfettişi mözyü Düf'ü irem ed , — Bir vatandaşa tesadüf etti- ğim için Bü bahtiyarım; Sir Fi derik'in katilini artık bulacağını- zı ümit ediyorum. Flanneri derhal: — Soracağım suallere doğru cevap Ni ben de ederim, dedi, : Kolonsl kaşlarını hafifçe kal ie idi . ümit rmek mi MER Da Otarabili ir ila? Üzeri toz kaplı bir sandalyayı İşaret e: ede a — Rica ederim dedi. Sir see rik'in hedi g vet, Tibet'in manzaralarını ik mi zil izahat ta veri. yormuşsunuz. Sonlarına dir bırakıp ortadan kaybolmuşsunuz. Mis Morov o akşam sizi istintak nereye çıktığını dan amli Flanneri tolimele Beka sonra: — lir mu? diye sordu. . Böyle bir cevap ver- diğimi Zammeliye Niçin? Ne zi istiyorsu- — Yirminci kata inip bir çinli “ile konuşmussunuz. — Betham e Mi MA Yapmadınız mi müfokii bey? Adli tmediğim için biraz yanlı ifade « verdim. air — Yirintdeş kata indiniz mi? Derhal, Asansörcü sehadet edebilir... Eğer, a — Eğer? T — Arzu ederse. k i — Bulabilirsek demek istediniz. — Böyle sö; söylemekliğime sebe ep ne? Bu kız hâlâ yi apartımanın- da çalışmıyor mı ulu'da bulmaya. Telgraf çekmek zah- n sabahı Mani ani vapu- inerek San Fi ransisko'yu terketti değil mi? — Evet. — Siz de teşyi ettiniz? — Bittabi. Yirmi sene hizme- in “bulundu - i | ai gg — Teşyi siken. ima sa“ kin olmasını i — Evet... ar en.. Pasaj vi sul airesinde olmadığı için, başına işler gelmesini arzu etmem. — Sorulan ere Sg ap yermemesini emrettini — Ayni sebepten çiz Vapura — Kanunlarınızı bilmediğimi iç ederim. O kadar karışık iş- — Sizin kadar az seyahat et- miş bir adamın bilmemesine hay- etmem. — Artık alay izlerini mü- — Li Gung'u şimdi ça lum, sizinle henüz bitirmedi 912 üç mayısında Peş«- var'da bulunmuşsunuz? — yi edebilirsiniz. âr etmiyorsunuz demek. Dağda e edilmiş bir piknikte, bul ulunmuşsunuz. Mevcut kadınla rın içinde bir v Dürand var- mış. - Betham hafik titredi. - O gece Ev Dürand kaybolmuş, o an- dan itibaren bir daha görünm. indistan'dan nasıl keli biliyor musunuz? zamandanberi bir d —aü aha örünmemişse Hindistan'ı terket- tiğini nereden biliyorsunuz. — Siz sualime cevap veriniz. Bu gaybubctten malümatınız var mı? — Tabii, — Kolonel, mösyö ö Kirk'e davet edilmeden evvel Sir Frederik'i tanır yele — Kati Kendisi beni oğrafya e gördüğünü söylemiş amma ben hiç hatırlar orum. — Ev Dürand'ı aramak ii San Fı ped la ha- eyni yok m mı mi arıyorsi — Sanki bilmiyor a; — Hayır! Asla, ilseydiniz sir Frederik'e yardım eder miydiniz — Hayır, çünkü e bir hizme- tim dokunamazdı. — Peki, © İlam Amerikayı terkedecek mis — Hazım bitirince derhal g — Katil bulunmadan gitmeyi- niz. Kabul ediyorsunuz değil mi kolonel? — Lâkin.. Anlıyamiyorum... — Çe elzem, ai niz mı? — Pek güzel. Muvaffakıyetler temenni ederim. - Düf'e dönerek. - — Ne müthiş bir cinayet değil geçirmek için bütün dönem altüst edece- — Elbette. Başka bir sualiniz var mı? — Bu kadar kâfi. O halde allaha ısmarladık. Kolonel dışarı çıktı. —— centil 'un gözleri biraz ev- vel o rg iin kapıya elân bakıyord 7 yi kar bir ei yarabbi! kası var) gibi yi liyor, diye ime Fikrini söyledi. Moro Her REN i bir hikâye Olağan galerim Zehra bir kış sabahı yane ilk karşılaştı 1, Nereye gideceğini, ne Peli yılbaşından sonra ne bir ammın müjdesi gelmişti, ne başa bir "mekt Her Ri tikçe merak ve ile İstanbuldan, mektup bekleyip durdu. Nihayet artık sabrı tükendi. Kü- ücük Zaim lan hiç harice şıkmamıştı. Hüseyin ona hiç bir öykü kıza tmediğini, İstan- bulda çok beğenileceğini kaç ke- reler söylemişti. İstanbula gidip bir işe girse, o da ağa lasa ne iyi olacaktı. Fakat Hü- seyin neden artık kendisini unut- muştu? Zehrada yalniz İstanbula ka- dar bir yol parası vardı. Fakat. ne zararı var? Hüseyin onun yü- zünü görünce memnun olacak, «madem ki geldin, kal artık bı ken- di kendisine kuvvet vermişti. Kaç lenberi Hüseyine karşi bes- lediği sadikane aşkın bi mü- kâfatını Zehra bu cümle içinde u, . hülâsa edilmiş buluyord. nbula çıktı, Sora sora, Hüseyi- n çalıştığı yeri buldu. Fakat da- ha tatil vakti değildi, öğle zama- nını bekle ia Kapını: karşısına geçti, arkasını duvara dı. Helecan içinde bekledi. bekledi. Ya Hüseyini bulamazsa, ya Hüseyin kendisini görmezse? Cebinde ancak otuz kuruşu vardı. bigi ye ir in ça“ . Zehra arı görüyor diğe hid. 'detten, bileğini tuttu, Hızlı yürü- dü sokağa saptılar, Zehra ağzını me. bir şey söy” liyemiyordu. Iztıra; yinin arkas nü yürüyerla. Hü; seyin bir > durdu, bir tak- siye işa tti. Bir arabaya bin- iler, — Neden geldin? dedi. Beni memnun edecek oz şey yaptığını mi iyordun Zehra bim ses çıkaramı- ki a ii v g esin zalim lâkırdılarını duyu- Sin e söylesene? Ağlamak ile bu işler düzelir mi? Zehra artık göz yaşlarını tuta bildi. Burnunun kızardığını, göz- lerinin şiştiğini biliyordu. ğin” mak i arabanı gırdıyordu. ihtimal — şimdi ep” si kırılacak, kalbinin üzerin sap- ai caktı, Zelirr cam parçaları. nın yaradan çıkarılamıyacağını bilirdi. . e söylenip duruyordu: sende biraz akıl olsay- mi: ne bini ki ça resini buldun, İstenkiie kadar geldin, gene iin bulur, mem- lekete dönersin Zehra yin bir şey sekeri a dü. Taksi derhal didi Hee arabadan indi, kapıyı hızla ka- padı, iye kayboldu. Du: yer aa içinde Zehra yalni ımıldamadan bek- ledi. iç sre le Le başını çevir- meden duruyor, bekliyordu. 'Niha; £ Zehri ı Hü erik Şimdi züne alam — Seks aba ii dedi. zn munldan e dedin eli di cevap verdi: — Araba KN seksen beş kuruş vereceksin! Zehra kesesini açacak gibi dav- randı. Fakat içinde yalnız otuz kuruş olduğunu nn Sapsa- rı, ağzı üne ba- ıyordu, sonra rel balim alk gidip geliyordu. Birisi ken- disine bakıyordu. Bir çocuk yan- larından geçerken durdu. Şimdi şoför işi anlamıştı. Söyle- nip duruyordu. Zehra bu lâkırdı- Meri” pale een Çin ilin rün neler söyliyeceğini tahmin yaam Zehra, bir! e na çıkmasını bekliyen ve Allahın kırında nereye kaçacağını kesti- remiyen kimsesiz birinin ıztıra- bile olduğu yere mıhlanmış, bir şeyler bekliyordu. — Nihayet: — Otuz tar başka param yok! diye ri, eksi Şoför otuz kuruşu siz imei ların otomebile binmi; ini, rt ar e : 18-19 plâk neşriyatı, 19- 19,30 muhtelif neşriyat, ajans. haber, leri, 19,30-21,20 Türk musiki neşriya Kemani t mburi A3 m) İkem abe, gramofon, 2İ şarki, 2120 ği orkestra, 23,15 k vi Budapeşte Göte) m — 18 4 fon, radyo jümel, 21 melodi, 2049 23 lee 23,35. dana iki 12, siğan ye m.) —21,20 havadin, ği Paris (31 gramofon, 23, 0 komedi, 22,50 dü. a n haberler. rağ (470, Z m. 5 — ii el; 20,30 e Sa, 55 ko- medi, 21,30 konser, 23 havadis, 23,25 anlar, Roma (420,8 m.) — 17,30 konse; 20,30 havadis, gramofon, 21,45 ope- ret, ij zanna (1414 m.) — 20,50 müzik, 1,50 vi iie İzik 2 Lensi mii 23,25 Me yana (500.8 e v 201 10 radyo jürnal, 20,25 e ir medi, 22,05 operet. ğ 5 Mart in 0 pik neşriyatı, e Mİ edilmi; ğ Ankara : 12,30-13,50 Ankara Pas © lastan zi 8 18,45 alai lin meusikisi, sen Ma 18 orkestra, 1208 ei O, JO orkestra, 21 oda müsahabe, şarkı, 22,15 s5 Budapeşte (550.5 mü) —- 19,30 me i, 20.20, orkestra, 21,50 havadis, 21,10 müsa “radyo jürnal, iz habe, gramofon, 22,07 monoloğ, 22,55 gramofon, 12,10 hi vadis. z Prağ (470,2 m.) — 18,50 kosan edi, ; Roma (420,8 m.) — 18,30 şarkı, © 19,45 havadis, gramofon, 21,45 müsa- habe, 22,45 gramofon, 24 havadis. ereğli la kcal — a 02 müzik, 22 şüun, 2 1,30 dans mms sikisi. K Viyana (506,8 m.) — 20 ork 22 eğ ire 2 ei müsahabe, ei melodi, Ispanya: “ e otom yn Ispanyada son yuman yayan gideceklerini haykıra hay- kıra e Zehra vi vers lu, Fakat bir söy- liyecek mi Mm Sili altında oçamaşırlarından ibaret küçük bir bohça bulunduğunu ha- tırladı. Şoföre bunu gösterdi. Fa- ırmakta a boğuk bir sesle: 5 — Haykırma, bulurum, diye- bildi. Fakat hiç bir şey bulamıyacağı- imdi çocuğun Yi nı biliyordu. Şi ya- nında bir küçük çocuk dur- muştu. Zehra onlardan imdat bekler gibi yüzlerine Ar kasından bir ses: — Bu kızcağıza neler oluyor? diye sordu. Bir adam yanlarına geliyordu. Çi üstübaşı temiz- di. Ne kayada, ne genç. İhtimal- ki bir hayır sahibi idi. Zehra otuz kuruştan fazla parası olmadığını bak; bi yüzle la Ee Adam| gülerek: v 1 d 245 Büyük sahife - 70 kuruş ' AKŞAM KİTAPHANESİ — Üzülme, dedi. Hava Haydi gidelim,”bir çay içelim, sıcak bir şey içelim. EŞ Sahi, Zehra ne kadar çok üş yordu! Cebinde de yalnız kuruş vardı, Bir şey iz tekrar otomobile bindi.. e.

Bu sayıdan diğer sayfalar: