10 Nisan 1934 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9

10 Nisan 1934 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

bekliyordu. Bu ağa sarayın dehli arasında bir gürültü ko; Midilli. Evi ia nin Türkler ta- rafından - işga- li ha istan- ula yayılınca # elçi almağa Diyordu. ği SİL Türkleri sonsuz bir sevinç içinde, Türk akıncılarının Midilliye m ia öle, Ecnebilerin ssa yerli rumların Mi mas devam etmemişti. , Bu haberden üç gün sonra, Mi- dilliden İstanbula gelen muhacir rın bir kısmının Kumkap taraflarına, diğer bii da Ga- Tataya yerleştirilmelerini emret- mişti, pan muhacirlerine fevkalâde amele yapılıyor, günlük yi- yeli beraber sıcak EŞİ, Bu esirler doğruca saraya götü- rülmüştü. Esirlerden biri, gemi mm Hurşit beyi asan Venedikli k tan, diğeri de Arnavut! luğu el mi tından > Türkiye piri tahrik eden prens Romos idi. Venedik korsanının, Hurşit be- Yi öldürdüğünü kendisinden baş- ka bilen yoktu. Kaptan Türk do- nanmasına hücum ederken, gemi- si kazaya uğradığından, firar es masında pa” yakalanmıştı. İsmail reis Mahmut paşaya iağmağ bir tezkerede: uu adamı iyice tazyik > mk plânları kendisinden mar ETA gayret ediniz!» rdu. iyimi Yedikule yeme Meke N omosa gelince, İsmail a Mahmut paşaya gönderdiği de hakkında da TORK "AKINCILAR Kiveli nin ei Yedikule urat amcasından, sevgilisini ala ns tukta eş iş Fatih, runlarını kırmağa ei zindanlarına, lsd ; için yardım zleri s Tom. u Iki Mei şti — «Arnavutlukta, Kostantinin üçük Tomas ile Arna- vut beyi İskender biribirile boğuşur- lari ens Romos el altından vaffak olmuş ve ikisini birden Fatih aleyhine tahrik etmiştir. | Kendisi yedi kat yerin dibinde hapsedilse bile, gene kil ikaıa muktedir bir şeytanı cimdir!» Sultan M prens Rom sun da Yedikule Midmuzi ii masını irade etmişti. Fakat kol- ları çözülmüş ve zindanda altına bir yatak serilmişti. Kendisi has- talıklı bir adam olduğu için, ha- pishanenin penceresi olan bir laa a ıştı. # lehmet, © Murat bey, prens Romosun İs- tanbula geldiğini ve Yedikule zin- danlarında taa e yam » . » derhal sara; çcasından prens baka rim t aldı. Fatihin prens Romos hakkında henüz verilmiş bir Si yoktu. ve bizzat sorguya çekmek ve Arnavut beyi hikeleri Türk- ler ila ami rai ettiğini ve İskender Arnavutlukta Türk: lere galip sie kendisinin bu işte kazancı ne olacağını anlamak istiyordu. ma 'rens Romosun bu suallere rebilmesi için asabının biraz ce- gezen bu ik nunu kırmak see idi. lurat bey, Kiveliyi taş oda- larda agi iği o gündenberi, ir defa bile görmeğe muvaffak olamamıştı, Kaç kere haber > | derdi ise daima menfi cevaj ger ve sinai könilisinden nefret ettiğini öğrenmişti. Kiveli wi ayy niçin s0- ği fik Ahmet | 21,30-22,30 radyo bırakmıştı. AKŞA Radyo 10 Nisan İstanbul : 18,15-19,15 “ie meşri- yatı, | öl 1930 ber Cemil bey ta- rafından masal, 19,30-21, Türk sansiki meme Sadi hanım, Sadi. Refik bey), 21:21,30 Re- t bey tarafından konferans, orkestrası tarafın- er, Lİ m — 18 orkestra, 19 radyo jü: Mi 21 md 21,20 zl Ni 45 radyo jür- ken (550,5 m.) — 18,30 dan musikisi, 19,20 keman, 20,30 Dak, 3,05 çiğan orkesir Paris (312,8 m.) — 21,10 hava- dis, gramofon, 22,30 redyo jürna Prağ (470,2 m.) — 18,50 melodi, 19,25 radyosu, 20,05 gramofon havadis, 20,30 opera, 22,55 havadi 20,8 m.) — 18.10 konser, 18,55 havadis, gramofon, 22,55 h musiki, > son haberler. Varşova (1414 m.) — 18,15 fan — 18, 20 yiye 20 05 radyo güme sik edi, 22 operi b: 21 30 > 30 Nesip Yakup ek le trası tarafından muhtelif ese aylığı 1000 kuruş. Adr s tebdili için yirmi kuruşluk pul göndermek İlim muğber olduğunu bir türlü anlıya- mıyordu. Biribirini delice seven bu iki gencin birdenbire hem de bu ka- dar kolaylıkla yekdiğerinden ay- nses İrini ile sin- aydaki kızlar ve harem ağaları bile acıyorlardı. Murat beyin amcası o gün yeğe- nini bir köşeye çı vali — Oğlu: ns Romosun vaziyeti tehlikelidir. "Padişah böy- le bir adamın senin fazla zabı şahaneye uğrayıp gözden ee kalbine bir ilmek vurarak sevgi e sal şimdilik olsun düğümlem: tavsiye eder bir nasi li şte sana babaca Murat bey bu sözlerden fena halde imei Kaşlarını ça- tarak: ! Ben senden nasi- hat almağa len. dedi, onu mutlaka görmeliyim. Yok- sa Murat sözünü İerbcli el Sarayın loş aray arasında te laşi arem ağalarının gürültüsü bu eee yarıda (Arkası var) - | Her ie) bir bikây. Pariste bulunduğum sırada bir > bizim Aseo beni yemeğe ça- ğırdı. e bulvarında gü“ zel bir apartımani. vardı. nefis İstanbul yemekleri Davetini memnuniyetle kabul et- tim. Fakat güzel karısının Pariste olmaması dolayısile evde bulun- mı Evinde üç üç kişi olacaktık. Viktor Aseonun gayet iyi bir dostu idi. Eve a zaman, ği eiçiye si ö Viktor gelmiiiak galiba, digi Biraz rahatsız imiş.. cevabını verdi. Bi teyit etti. Son dakikada telefon etmiş, yatağa yataoığını söylemiş. Bu haber be- nim üzerimde hiç tesir yapmadı. Fakat benden habersiz davet edi- len Aseonun kız kardeşi matmazel Marselin pek canı sıkıldı. Bu, yir- mi altı yaşında henüz evlenmemiş şe ile sofraya oturduk. Hem emekler nefisti, hem şaraplar. Yemekten sonra, Aseo Foli Ber. jere gitmeyi teklif etti. Matmazel Marsel giyinmek için içeriki oda- ya çekildi. Biz de kaçak Türk si- garaları içerek salonda oturduk. Sakinane hulyalara dalmıştık. Marselin bulunduğu odadan bir- denbire bir korku feryadı kulağı- aksetti. Bir sevki tabii ile prize kalktık, odaya koştuk. Marsel sapsarı üzel, bir kol- tuğa uzanmıştı. Zorla, kesik ke- sik nefes alıyordu. üthiş şey! dedi. o Viktor öldü! ep ile sorduk: vakit? Kimden duydun? — emine söylemedi. Burada, ei ai işitince Asco kahkahayı verdi: — Bize böyle saçma şeyler söy- İemeğe utanmıyor musun? Fakat Marsel sahiden korku içinde idi. Biraz kendine gelince sah - yinmek için buraya geldim. Ay- 'nanın önünde idim. Saçlarımı dü- zeltiyordum. Aynadan Viktorun bir rovelver çıkardı. yadı. si e yere düştü. a açık bir rüya gör müşsi — "Galiba, öyle. Çünkü başımı çevirince kimseyi görmedim, Si- lâh sesi de işitmedim. Fakat emi- nim ki m rene hödisesi oldu. Viktor öl Tekrar yy yığıldı, ir yordu. Aseonun canı sıkıldı. |. — Haydi gidelim, dedi. Biraz yürürsek açılırsın. Marsel tiyatroya gitmek iste- aranırsa, be- nim de biraz canım sıkılmıştı. Aseo da öyle görünüyordu. Zihni- mizden bildiğimiz telepati vaka- ları geçiyordu. İkimiz de ciddi bir endişe içinde kalmıştık. Marsel Viktorun evine telefon etmeyi söylediği zaman bunu memnuniyetle karşıladık. A 200 | Telepati numarayı istedi. Bekledi. Hiç ces: l di "1 vap i, üzerine zünü bir endişe ladı. f Viktor küçük bir apartımanda ui izmetçisi yoktu. Mz olduğunu haber ver- ğu için evde bulunmasi icap ederdi. işesini izale için : — Şüphesiz San dedi. 7 Fakat bu sö: imizi tat- edi, Hep süküt ediy ora — Rica lerimi dedi, Viktorun evine gidiniz. Son derece korkuyo- rum. Haydi, bir saniye bile tered- düt etmeyiniz. Belki tamir kabul etmez bir felâket karşısında kala- 8 Mile ile ben genç kızın telâşile alay eder gibi göründük, pardösülerimizi alelâcele arkamı- za geçirdik. ıkmadan evvel, Marseli biraz tatmin için yanına gittim. Genç kız aynanın karşı- sında ayakta idi. Adeta sakin gö- — Acaba vaktinde alm mi ie Bak ben Gi sıl intikam alacağım. (Ra: onun Gi idi). Ona enin ya PA al birdenbire, eli işi tiğime hükmettim. onun yanı na döndüm. Beraber sokağa fır- Tadık. Viktor civarda oturuyordu. Ale- ük. Eve varınca, ka- Asdides girdik. Aseo ile baki“ şıyorduk. Viktorun kapısını adeta titriyerek çaldık. Heyecan ile bek- ledik. Cevap yok. Uzun uzun çal Vu rduk, bağırdık. Beyhude. oru, önünde epeyce kalabalık birikti. Ne yapa- cağımızı bilmiy: Kapıcı ka“ miş YENE iddisda li edi- Baz ayni hikâye etti. Nihayet. j bir çilingir getirmeğe karar veril i di. Viktor evde değilse bundan | hiç bir zarar çıkmazdı. 3 Çilingir gelinciye kadar arkam dan Marsel de yetişti. Bizim dön-' mediğimizi görünce merakından evde di . Çilingir — gek di. Kapı açıldı. Aseo, Marsel, ben içeri girmeden evvel biraz ii üt etti iptida yü- rüdü, biz de komşular ve kapıci kadın ile birlikte arkasından git- kulaklarımı — Viktordu. Hı Haykıran kadıri' a Aseonün ' i. Yorsi ganın altına büzülmeğe çalişiyor. lardı. Marsel bayıldı. Fakat pekin! i bir tarzda. Bana öyle geldi ki ns inde mevcut olmiyan aim arar gibi bir vazı aldi. Kollarını tmak ihtiy yatı! diğ | undu. O zamandanberi ben sep > korkarım işte! Hikâ si

Bu sayıdan diğer sayfalar: