7 Temmuz 1934 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

7 Temmuz 1934 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife 6 Halk nasıl kadın beğeniyor? “ Saçlar topuklara kadar uzun olmalı, kaşlar gayetle kalın..,, © e yete incecik a dal gibi utlu, kopacak derecede ba ri ME iletme yıldızına bayılıp ayılanlar oçoktur. om > n is be ola ısızdır. renkli EE. m Bülmak asri di bir zevktir, ba halk nasıl — ka- k diği kadının ne tipte olduğunu sorsam: Mim sinem Allahını seversen.. Bana akşai maşa Ziyafeti mi Kel li diye ys . ime rağmen €pey ce aya blend taksi Seker Şoför o Ziya efendi diyor ki: — Efendim... Güzel kadın şöy- le olmalı... Boy. bos yerinde.. Katiyen o zayıf olmamalı.. ” Kaşı gözü kumral., Baygın bay- gın bakmalı, Arada bir şehlâ ba- kıp erkeği celbetmeli, EE Şadlay?. — Haaa.. mühim mesele saçlar topukta olursa ne âlâ.. ol- madı mı hiç değilse bele kadar uzanmalı.. Kaşlar katiyen yon tulmamış olmalı.. Kalın kaş gü- Şinasi efendi, Eminönünde terzi “tim olmalı. Be- nim boyum da bir altmış beş. Ka- ın için en münasip yaş 17-18 dir. dı Şevket efendi, Sirkecide ahçı — Dalyanlar gi- ye benzesin. 5 mutlaka topuk- ta, Kesik saçlı kadın.nafiledir. : “Biraz şehlâ bakıp erkeği celbetmeli, kadın için iyi yaş Ismail efendi, berber İM AKŞAM ,7 Temmuz 1934 Yazan: AKDENİZDE TÜRK AKINCILARI İSKENDER FAHREDDİN Tefrika No. 105 sordum. yirmi kişinin yirmisi de kesik in nefretle bahsedi- yor, uzun saçın güzelliğini bal Tandıra ballandıra anlatıyor. Kadınlar hâlâ saçlarını alâgar- son kestire dursunlar. Sonra kaş meselesi... seyi sorduklarımın hiç biri alını aşı Die iii a «yolunmuş <a kadıri için aşağı yukarı bir Sonra kadınlar ağva yere per- hiz yapıp zayıflamağa gayret et- mesinler. Çünkü zayif vücut bi- zim halkın tüylerini ürperten ie . Her halde bizim halkın Eendiği Greta Garbo gibi, Li Harvey gibi incecik vücutlu, ke- sik saçlı, kaşları kazıtıp kalem- İe uydurma kaş çekmiş kadınlar eğil... ikmet Feridun i İlk mektepler talebesine müjde ğer derslerinizi kolayca ve herkesten — Tabii uzun saçlı canım. Kadınların kulakları çınlasın. Dün belki halktan 20 kişiye sual Yardımcı Tarih Hulâsası 124 sahife - yalnız 10 kuruş Posta ücreti 8 kuruş Batış merkezi AKŞAM Birimeedi 121, Ankara caddesi Gemlik mektupları Mudanya Halkevinin Gemlik tenezzühü 700 kişinin iştirak ettiği bu gezinti çok neşeli oldu Gemlik ;3 ik — Mudan- ya «Halkevi» nin cum. şılanmışlard. Mudi udanya gi a er- sonra burada bazı tetkiklerde bu- lunmuşlardır. da Mudanyadan gelenler- den bazıları burada bulunan ak- 'rabalarını ziyaret etmek vesile- sile karşılaşmışlardır. Gezintiler, tetkikler bittikten sonra gerek Mudanyalılar, gerekse Gemlikli- ler biribirine kaynaşmış gibi hep- si sahile, iskele “e çıka- rak Mudanyada olmıyan deniz güzelliğine küre iler din- a Deniz ak üzeri o kadar lâ- tf bir hal aldı, ki bundan cesa- ret alan misafirler sandallara bi- dan içten e bir saygı ile kar- Ömer bey bir kaç adım ileri- e Murat reis ömer beyi takip etti. Bir kümesinin önünde dört genç kadın, kol kola vermiş- is sağdan sola doğru k birer defa ateşin üs- sendin atlıyorlardı. EE bu kadınlara dikkatle Ee sarışın.. Biri kumral.. Bir diğeri esmer.. Dördüncüsü de be- yaz ve kara gözlüydü. Bunlardan kumral olanı (Jü- zetta) ya ne kadarda çok benzi- ordu. < , yaşından ve halin- den de bellizdi ki, dul bir kadın- « Tombuldu.. Şirindi. İsa kendine çeken bir cazibesi ve eritici, ezici, öldürücü bakışları vardı. e bu kümenin önünde dur- . kadınlar gülüşerek e madiyen dönüyorlardı. | kadının gödütğdi cazibe ötekilerden çok daha derin ve kuvvetliydi. Bu kadının bakış- ları nen kalbine ok gibi sap- Tanıyor: Talih ; perisi) ne ilkönce bu gü- zel kadın. seslenmi; işti: Geçen u geceye kadar, ni beklemekten usanmadım! Hergün, gözlerim lda.. Seni.. Mudanyalılar'Gemlik parkında, ia Mudanyalıları Gemliğe götüren Saadet nerek saat yirmiye kadar dolaş- tılar. Mudanyalıların beraberle- rinde getirdikleri bando Gemli- ğin güzel, yeşil parkında bir yer alarak halkımıza güzel havalar Imak suretile ortalığa neşe da- gıttı. Mudanya halkevinin bu samimi ve ailevi gezintisi çok gözel ok muştur. m saat yirmiyi bir kaç dakika geçe seldikleri vapur- la ve Gemliklilerin «yaşa» sesleri arasında Si danyaya dönmüşler: dir, Bazı aileler de bu- rada lostları, nda misafir kalmışlardır. m! ! Senden, iri boylu, £ Tu, sert bakışlı, cesur, atılgan ayni zamanda çiçeklerin koli sundan zevk duyan, kuşların di- linden anlıyan bir hayat arkadaşı istemiştim! Her ii gözlerim yolda.. Onu geniş omuz- bekliyo: Nasibimi bekli Ömer bey yavaşça izi ku- lağına fısıldadı: — Bu güzel kadın (talih peri- — nden senin gibi bir erkek is- iş! — Evet.. Adeta evvelce beni görmüş gibi söylüyor... k ki ben vo erkeklerden hoşla- nan başka ınlar da varmış! Eğer kalbini karşısına çıkarak: «İşte, senin na- sibin benim!» derdin. Hepsi birer birer ateşin üstün- den atladılar. Sarışın kız ei öğre başla yıl iki defa rem çıktın, ey talik perisi! Birisinde çok fa- kirdin..! Diğerinde de vefasız.. çatarak Ben, temiz İpli bir , Zengin ve vefalı bir delikanlı ile evlenmek istiyorum. Vefasız erkeklerden nefret edi- yorum. Vefalı bir hayat yoldaşı arı- rum.» Atina valisi ömer be; vE tçığım, dedi, şu kızı gördün e? Talikinden; kendinde lmıyan meziyetleri İri ei Sarı- şınlarda > olur mı Bence, vefalı adam arıyan mutla- ka vefalı olmalı, “Gördünmü şu kızı, ben kara gözlülerden hoşlanmam amma doğrusu bu kız çok a gitti..,, sarışında vefadan eser yu — rinde hiyanet ve vefa- sızlığın izleri var. Elile Muradın me çekmeli — Bak şu kara gi — O da senin e gitti ga- liba..? Ömer bey i içini çekerek gül na benziyen şu dilber, bana eski dertlerimi hatırlattı. Kızlar tekrar dönmeğe başla- dılar. Murat reis hayretle sordu: — Dimitriyosun kızını sevmiş miydiniz? ora seferinden dönerken, Minayl kadar, onların muhafa- zasına ben memur edilmiştim. Ati- nadan sonra bu vazife sana veril- di.. İşte ben, bu kısa müddet için- de prenses (Mari) yi çok sevmiş- im, — Tuhaf şey! Ben mesi oi da edim iğeemiğ. tim, Çünkü Fatihin tanıştırdığı ve >> ettiği bir ailenin kızile ye- evlenmiştim, Karım beş aylık gin idi. Ve karımı çok s#eviyor- dum. — Evli olmasaydınız, sizin iri Dimüikiyoln kızını almak mi kündü. Fatih bu lütfu sizden esir- Ve Dimitriyos'ta Atina valisine kızını memnuniyetle ve- irdi. gemezdi.. — Bu senin için de varit idi, Murat! O güzel prensesle neden evlenmedin? — Gönül bu ya. Ben de o vakit başka bir kadın seviyordum. — Fakat ben, o zaman senin, prensesin etrafında pervane gibi dolaştığını görüyordum! — Ondan hoşlanmıyor değil im, Lâkin sevmekle ii klik farkı siz bend bilirsiniz! Başka bir ateş yığınının önüne oğru yü: üzere idiler. Kara gözlü kız, ateş kümesinin üstün- den atlıyarak, hazin bir sesle, öte- yol fakat Ven ye erkek isti- yorum. İstiyorum ki, kocamın meziyet- lerinden bahsedilirken, en başta kıskançlığı sayılsın... İstiyorum ki, kocam, beni güzel kadınların yanında zaman- kinden çok daha fazla sevsin ve okşasın. Ve yakışıklı delikanlılar etrafımı sardıkları zaman, cam, üzerimde dolaşan mütecaviz gözleri iki parmağile bir hamlede söndürebilsin..!» Murat sendeledi. Yürüyemedi. e mü şu kızı? dedi. bir iin karısı olmağa lâyık. Ben kara gözlülerden hoşlanmam amma,. Doğrusu, bu kız çok ho- şuma gil (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: