December 6, 1934 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 11

December 6, 1934 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tefrika Mo. 58 | BARB Yazan: BAROS İskender Fahreddin Doğanın sevdiği kadın: “Benim adım (Altındal) dır., demişti. Delikanlı nasırlı elini bu ince nasıl asıl uZi Doğan utancından yerlere ge- gecekti, Demek ki peşini kovaladığ ka- dın, orta malı bir aşifte değildi. Veziriazamın kızı idi. n Doğan böyle tanınmış bir atle- nin kızına kendini beğendirecek kadar yakışıklı bir erkek midir? Genç kadın dereye bakarken Doğan şöyle bir doğruldu... Göğsü Hm cepkenini düzeltti. Özen- di.. endi.. Kendisine pe dü- zen ik Ve masılaşmış yüzünü genç ki- za çevii — Benden hoşlanıyor musun? Diye ün b kızı gülümse- di: — Evet... Hem de — Benim sevilecek bir yerim ve ki... iz yürekli ve olduğu gibi görüne 'n erkekleri Sen riyasız konuşuyorsun.. Dışın- 'dan içini anlamak çok kolay. Doğan yarı ciddi, yarı şaka bir tavurla | sordu: e İ geçenleri im sana nasıl gönül verdiği- me şaşıyorsun! Doğanın rengi kıp kırmızı ol- muştu. Genc kız gözlerini a çevirdi: — Doğru y mi? Sönedikle rim Yy: Doğan, emebem büyü- cülerin önünde derin bir nn diz çöken zavallılar — hayran ve mütereddit.. Genc yüzü ne bakıyordu. Yavaşça may salladı: — Doğru. Doğanın ağ: grtidü, an, bu bir söz, gülle ağırlığile çıkmıştı. e kanlının başka bir şey söylemeğe mecali Ti e m ağası elindeki yemek işmi ramanı büyülü bir uykudan uyan- dırır gibi birden canlandırmıştı. Konaktan getirilen piliç kızart- ması.. Patlıcan dolmaları.. Beyi nirli puf böreği.. Saray burması.. Bademli irmik. helvası.. Turşu- lar.. Yemişler.. Doğan kırda kurulan bu zengin çük hanımla başbaşa © Abrahim paşanın kızı şeliydi.. Yene da inadına durgun mu dur; Fal, vu rai deli- 'yecani i yüreği- Fi de ilk ma çektiği m ıztis raplarını görmekten büyük bir ai duyuyordu, Veziriâzamın kızı o devirde İs- tanbulun sayılı güzellerindendi. İri siyah gözleri, berer span saçları, sülün gibi inc: boyu, şen muma birçek e genç- leri çileden çıkarmı: İbrahim paşa paşazade- lerden birine vermeyi m atacaktı? tı,, Fakat, kızı bu fikirde değildi. tanınmış ve herkes hemi sevilmiş, ime bir kahram: | evlenmek istiyordu Küçük Wi arddinii bul- muştu... Yavaş yavaş yemek yiyerek ko- nuşuyorlardı: — Hava ne kadar güzel, değil mi? — Evet., Sırtımı ısındıran bir güneş var. — Burası hoşunuza gitti mi? — nete benziyor... Satıcı- İarın gürültüsü olmasa. — İstanbulda kalmıya karar verdiniz mi Düşünec: — a in ço pi ummu- yordum — nn ne demeliydim lemki bu sizin n elinizde: dir.. Ghia gibi olsun!» de- meliydini Doğan i içini elenmek BÜ eziriâzamın kızı sevinc ve ne- şe içinde, mütemadiyen gülüyor- du. Doğanı bu kadar çabuk yola Mi kendi de Em meklerimizi beğenm er iye sordu. urması yiyordu: insan Her - akşam bir hikâya | Ne biçim insanlar! j Herkesin bir merakı vardır. Ki- mi kuş beslemeğe merak salmiış- tır. Kimi pul biriktirmeğe, kimi tavuk zip kimi: meşi adamlarrn inininüklarmz, kimi im- ne sai kiminde av m rakı v. dü tur. Otomobil meraklıları sayısız- Arakat me ne kuş, ne ne meşhur adam- ların MEAL toplamak, ne av, ne tavla, ne poker meraklısı- dır. Onun bütün merakı «radyo» dur. Avukatın bu radyo merakı ar- iz arasında bile pek meş- hurdur. Bir gün arkadaşlarından biri avukata mühim bir haber verdi: — Aman i erika- yı, eyi müstemlekeleri hep alıyorm Galiba da satmak ald İmer Kadri Yetkin sıçradı: — Aman şunu nasıl görebili- rim?. — Gayet basit... Feridin ismi- ni ar ra Meşhur tüc- r... Bir mektup yaz, Radyoyu mi için izin işte... —Aâl... 6 p Kadri hemen mektubu yazdı. İki gün sonra a geldi. Radyo elimi avukata evinin adresini e ve: «Pazartesi akşamı saat beşte elip evi radyı örür ve dinlersiniz.» diyordu. İTME pa zartesi akşamını iple . Sai tam beşte Feridin mam & dedi, bu eki bana m my Doğan ves Si dar e inka İb k kendi eli- yi » Doğanın-ağzına, soyulmuş bir — a adın yok muydu, de- uzattı: di, iz sana bu adı neden — Benim adımı niçin sormu- | verdi? yorsun? Altındal kri başladı: DU va kızardı: — Padi san kalınan d iz Doğum ys TU! Gibi manasız iki cevab vermiş" olsaydı, ie kızın şüphe yok ki canı iy İsi irili — > Bi sormayı unu! ie düşünmeden ER 5 cevap- içüle hanımın memnun ok duğunu görünce geniş bir nefes aldı. Vezirkzamın kızı gözlerini ye- : direrek: La Die adım (Altındal) dır, mn ir üidermeğe aliyeli Siz aararı yoktur. e inde ed g şi Mi kızım olsaydı, onu mii. değiş- mezdim!» derdi. Bir > gedösi hüyikâr çok neşeliydi.. ni babamın yanında gördü: e ral abim 1 Söğüt dali ir kızın var. Onun adının di: kendi gibi ince ve eşsiz olmasını arzu ediyorum» dedi ve o gece beni kam diye sağırdı. “e gül Ben, nasırlı elimi bu ince da- la asil uzatabilirim..! her şey sizi m ve diizlendiriyorsâ, ir m eepiiyet artmıştır, Henüz val diniz, sek e eczanelerde reçete il saliha, (Arkası var) e €ger ulak bir uyku. hütmayorsa, teşliis akıt varken bi Dininde -Kaoli- mn Te tanıdığı bir müsekkin olup kaybelliğiniz. rahatı, uykuyu der, m Tesiri gayet seridir. — Bromural'in hiç bir niprimeyi hal düpa Knoll A-G., kimyevi maddeler fabrikaları, Ludwigshâlen s/Rhin. gibi ince ve na- | kapısını çalıyordu, Onü w ipek-pijamalı, Hek şe kırmızı boyalı güzel bir kadın karşılad EE pijamalı güzel ka- dın karşımda yiğen şaşaladı. — Affed. . diye kekele- Gala yazlış ea Ben ali Kadri Kırmızı pünmal kadın sarı el elile kulağının arkasına tarken, uzun pembe ağızlığın- ia — nefes çekti: jur avukat!.. dedi... Biz de Ai bekiyorduk... Radyoyu deaş Eee EA mi?.. Buyuru i bu a ER pijama vii kar- yalan şaşırdı. İçi en le tuhaf insanlar!.. dedi.. Pijamalı kadın onu evvelâ bir sa: Tona aldı. Kendisini sanki izi nın yanında imiş gibi sereserpe bir koltuğa attı. yade âdeta yatıyordu. Ev sa kendisini tanıttı: Otur: sakin zi- hibi — Ben Leylâ... Kadri, Feridi sordu: — Kocam mı?.. Onun işleri başından aşkın... Bu gece gelmi- yecek efendim. — Yaaa... — Kendisi hep böyledir, İş ada- m aima —— ekşre bni ması lâzım. Bunun için sık sık ot Si an ii gün eve — Yaaaa... Salon oldukça loştu... Leylâ: ize radyoyu dörlereceğini Dilleledeğim a i, Lâkin bik mem neden rad Jonurt prizine sokarak kadar fevkalâde çıkmıyor.. tecrübe ettim. Yatak selamlık prizle radyo daha zi ses ve- riyor... İsterseniz oraya geçelim.. ister: MEN kik eke boyuna Ne biçim insanlar iz diye şaşıp kalıyordu. Ya irdiler. Kırmızı pijama kadın elektriği bir kere . Odadaki avizenin yalnız ndı. Evet.. piri e oynıyalım... — Tango bilmiyorum!.. hayretler içindeydi: — Yaaa. tuhaf. iy kapı açıldı. İçeriye pia bir kadın daha girmez . Bu da yemyeşil bir ipek al en Yeni gelen ka- dını Leylâ takdim etti: — Kızım Neclâ.. Neclâ O sigarasını Oo ağzından çıkarmağa lüzum görmeden kıp- kırmızı tırnaklı mani sizi elini Ne uzattı. ası ai ik Rak avizenin düğmesini bir kere daha çevirdi. Avizedeki bü: nmış, oda çok ay- le Çünkü bu sefer içeri pesj pijamalı bir genç kadın daha gir Bu gelen hepsinden genç rdu, * HASAN Üksürük Pesiler Oksürük, Nezle, Bronşit, Boğaz V Göğüs Hastalıklarile Sesi Kısılanlara Şifat tesirleri çoktur. 30 kuruştur. HASAN ECZA DEPOSU HASAN Kurra Şurubu Zaafı Umumi, Kansızlık ve Kemik Hastalıklarına şifai te- Çocuk- istimal edebilirler. HASAN ECZA DEPOSU Leylâ açılmış galiba... Ben evvelce iki kocadan boşandım, Kızlarım da şimdi duldur... ğ Neclâ: ' Anne... dedi... pi bo- şanman doğrusu haklı... Babam ni My bali imiş amma benim Sila aldi Ya benimki büsbütün Üelei, Leş '. —D ze anlatayım ri bey, bakınız MİLE meral İlk kocam gündüz bütün gün iş- lerile meşguldü. Ben Şeelikde Tm İrsen balkonda ardı. Can kanka misali drisiirdiği ma sesimiz yetişmediği içini tl parmaklarımızla, işa» retle yani meli Melle görünce beni bos şadı... — Yaaa... Bunda ne fenalık var... Sizi ie min ederim sirf can El ağ Avukat hayretten hayrete dü- şüyordu. Nihayet Kadriden bahiş sl vaktinizi -nasıl geçirirsiz niz?, a 8 NE İri anlatış — Eve giderim.. Çocuklar kar şılar. Yemekten sonra radyomu açarım. Çocuklarımdan biri tepe« me çıkar, eki ayağımı Saki; u suretle biraz vakit geçer. Sons ra cumbala... Sabah olunca da işe... — Bu ee mı?., A — Öyle Hay: akel şimdi üç gasiak kadına li Hepsi birden uzun bir «yaaaa!» çektiler, wukat eve gelince başından geçenleri anlattı: — Ben böyle garip insanliğ' görmedi şit insanlar varmış... diyordu. | Ayni gece Leylâ ile kızları dâ a N ter sadi tanıştık” Biz | b le gi nsan görme; tik.. Efendim lr bilmiyor, tans go oynıyamıyor. Bütün eğ neymiş biliyor musunuz? İşinden evine gitmek, çocuklarını tepesine karmak... Sonra combala... Er- tesi gün iş... Dünyada ne garip, ne biçim diminlar varmış!., Bir yıldız

Bu sayıdan diğer sayfalar: