5 Mart 1935 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9

5 Mart 1935 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

BAR Yazan: ROS İskender Fahreddin Preveze önlerinde harbe tutuşmuşlardı. Akdoğan, üşmanın amiral gemisinde (Andrea) yı uzaktan görüyordu. Meşkur Gine meni mi > adı ? donanması “ia üzere a eyl ü asının (Sent Mavro) ve rel diğini haber al Sent Mavro a Prevezenin dört mil şarkında bulunuyordu. Hattâ Barbarosa bu haberi geli- ren bir balıkcı kayığının tayfala- rı, Sent Ma düşman do- manmasının başında Andrea Dor- Yanın bulundugunu da söylemiş- erdi. abaros gemilere: (Dur!) işn- reti verdikten sonra, akşam su'a- Yinın xararmasını bekledi ve Senr Mavwo limanına iki gözcü gemisi göndererek, balıkcıların vird .xleri Demek düşman daha önceden hazırlanmış, ve Türkleri Preveze- den Korfoya uzaklaştırmak için tam vık- tında almıştı. Derhal donanmaya* (Prevezeye dön!) emrini verdi. Gece sabaha karşı Preve'e: İi- Maânma girmişlerdi. (Andrea Dorya)nın bulunduğu Sifte kartal ağ amiral gemisini Uzaktan gözlerile gören gö:cüler Üşmi u da anlamışlardı. Venedi! iler İspanya donan Masından, Malta korsanlarından, Ti donanması bü üçük Yüz a gemiden ibaret bulunuyordu. Barbaros o gece sabaha kadar İcap eden keşifleri yaptırmıştı. man donanması şu şekilde mim ı 1— ki; parça Venedikli- lerin, ğ — Elli iki parça İpmarato- im — Otuz parça Papanın, 4 — Seksen parça İspanyanın, 5 — 10 parça Malta korsanla- Yinan, 6 — 60 parça muhtelif hükü- Metlerin, ahi rrigri)) (25 eylül 1538 v. çarşamba günü) Sent Mavro li- Manında P Papanın şu beyanname- ini okudu: «Türklerin Bağdatta Araplar- ie Mâsma bir misli faik bir kuvvet. çi müttefik ehli salip do- masına ele e tler diler ve meş'u: z kartalı)- Bin bu sefer aibirliğile Saka edile. Le ümid ederim!» : n her zaman tekrarladı- ba aba niye (Andres Dörya) e daş ve vaitlerle muka- le ” Düşman a arasında X büyük toplarla mücehhez ge- Kğ vardı. donanması, N yı hem de gemilerin değe- çi İlber, Me kadar Sride bulunuyo: de rk donanması liz sarsıl- ba Z imanına güveniyordu... Bar- T98 düşmanın sayıca bi dünden korkmıyor ordu. “— Göreceksiniz ( çocuklar, a hepsini mahvedeceğiz... düşmanı denize dökeceğiz!» nizcilerini daima -omu: vazlıyarak- teşci ediyordu. Birleşik düşman donanması ay- nı zamanda fazla asker getirdiği için karaya kuvvet çıkararak bü- tekrar Prevezeye geldiğini görün- «— Av, kendi ayağile pusuya düştü!» iyerek sevinmiş ve Preveze limanında bulunan Türk donan- fazası için binlerce gözcü ve nö- betci bekletmişti Bu sırada Barbaros donanma rüesasından sağiaakMiii meş- hur Mura. : E : rak düşmana taarruz etmelerini emretmişti, © kumandan boğazdan çıktı- gün mütemadiyen düş- mana vi atarak Andreayı tah- rike çalıştılar. Birleşik düşman donanması bir türlü Preveze limanına sokulamı- yordu. İspanyollar, Cezayirde. de i den geri durmıyordu. Bu teşebbüslerden müsbet bir netice elde edilemediğini gören a, boğaz önüne bir kaç ge- yüklü takib edilmiş ve bir fır- ka Türk donanması d çıkarak boğaz önündeki düşma- nın ber ir fırkasile harbe tu- tuşmi in va karşısında her iki taraf da harbe seyirci kalamazdı. Barbaros liman içindeki donan- maya harel ket işareti verdi, Gemi onanması limandan dı. şarıya çıkınca, sekiz mil açıkta, vi ğa arşı harp nizamında sıralanm Tam ii ği düşman gemile- menziline girdiğini gö- ren Barbaros, donanmaya ateş emri vermiş ve bütün gemiler hep irden hücuma başlamışlardı. Harp bütün şiddet ve dehşeti- * le devam ederken, Barbaros Hay- reddin, düşmanı tam b te uğratmayı düşünüyordu. Akdo- ğanın kumandasına verdiği kırk gemi ile -akşam güneşi batmadan önce- düşman üzerine müthiş bir vi yaptırdı. Akdoğan fırkası ateş hattını ak toplu bir hal- de düşman kuvvetleri üzerine a- tılmıştı, Barbaros bu plânı büyük deniz ee ikinci defa de- . Düşmanı ikiye bök ir hezime- lie tam merkezine, da- akşam be hikâye Bana, bir eyv yapmayınız! Bir A: yesi) iy Sa Pollok lâkabile meşhur e Mauning otomobilini o köşkünü: in Lükayıt vırla bahçeden içeri girdi. ” rasgeldiği kimse Hulle La Teğlorum oda hizmetçisi oldu. Hizmetçi ka- dın: e diye Pollok tehdidkâr bir ei önü- ne düşmesini, ses çıkarmamasını emretti. Yürüdüler, genc Kedi salonuna girdiler. Güzel kadın telsiz telefonda lâtif bir hava din- emekle meşguldü. Pollok sert bir sesle emir verdi: Haykırmayınız ve arkam- dan geliniz! Kadınlar feryada başlayınca, çe vurarak emletti, kucağına aldı. Otomobile yatırdı Dört saat sonra, radyo makine- leri milyoner Baby Taylorün ka» rısını bir haydudun kaçırdığı ha- vadisini bütün dünyaya yayıyordu. enc kadın vaziyeti anlamak- la beraber büyük bir korkuya düş- Bu meçhul haydud ona sokak ismini duyunca Şikagoda olduklarını anlamıştı. Yukarıya çıktılar. Haydud sordu: arnınız aç mi Goz kadın aç olmakla bera- er bir şey istememeği muvafık gördü. Haydud hiç aldırış etme- Eg di. Dolabdan söğüş ile bir şişe süt çıkararak karnını doyurmağa başladı. O zaman, milyonerin karısı âde- ta çıplak bir halde bulunduğu- nun farkına vardı, Üstünde hafif, ince bir robdöşambr ile altında tenteneden X gömlekten başka bir şey yoktu Haydudun krş dikilerek: Beni apacaksınız? diye sordu. — Kocanıza haber verilmiştir. Yüz bin dolar alıp sizi bırakaca- va N Kadın sarardı. Rica kyn bana bir şey yapmayınız! dedi Haydud hiç tivd vermeden yemeği yemekte devam etti. Ni- hayet: — Eğer, dedi, münasebetsizlik ölkeitil urada rahatsız ol mazsıniz, — Fakat ben evime dönmek is- terim. — Burası kocanızın bileceği bir iştir. nra bir odanın kapısını aça- rak yol gösterdi: — Burası sizin odanızdır. Yor- olacağınızı tahmin ediyorum, Ml rahatlık versin unu gülerek söylemişti. Genc va karşısındaki hayduda hay. retle baktı. Bu tebessüm onun yüzüne âdeta bir güzellik ve genc- lik getirmişti. Tatlı bakışı ve söz söyleyişi vardı. Ertesi sabah, haydud odadan içe- ri girdiği zaman, genc kadına es- s getirdi. O da bunları müte- bessimane kabul etti. — Çok naziksiniz, dedi. Yal nız ne ea ki bu kadar fena bir adamsınız! Haydud: — Bu sabah sizi daha neşeli bu- luyorum! diye cevab verdi .Gü- m ir kaç gü e geçti. Hay. ik Bin iyice klik son- ada sokağa çi diya Bir gün, genc ii ocanız delinin biri dedi. Şimdiye kadar sizin ölmüş olma- nız icab eder. Genc kadın titredi, Sordu: — Şartlarınızı kabul etmiyor mu? — bam mı? şart- larım yok... Her halde, siz şimdi- ye kadar ere olacaktınız. halde neden öldürmüyor- Benim sunuz 'zun, ağır bir süküt. Haydud başını kaldırdı. Genc kadına dik- katli dikkatli baktı. — Kimse, dedi, sizi öldürme- me mani olamaz. Yalnız, müda- faasız bir genc kadını öldürmek hoş bir iş değil. — Yüksek bir kalbiniz var! bir çocuk çehresi iü du- ran bu haydud başını okşamak :bessimane — ze, yılbaşı, dedi. Gi- dip şampanya alayım, ister misi- niz? Cevab ie ameğ'a koşa k ık e kadın kapıyı kilide. meyi çilli gö: He- men arkasından o da fırladı. İlk rasgeldiği (telefon (merkezin- den pm sokağı ve yese yı haber Sonra, yerine hdi yer ti avdet etmemişti. Biraz sonra koltuğunda şişeler ve daha bir çok sarieda, geldi. Şampanya şişesini açi bar- dağa doldurarak ir genc ka- dına uzattı: — Yeni senenizi tebrik ederim, bayan Taylor! Genc kadın başını eğdi. Boğa- zına bir döğüm tıkanıyordu, Ken- disini tutamadı, Ayağa kalktı. Haydudun yanına yaklaştı erim, ınız, dedi. Nerede ise polisler gelirler. Siz dışarıda iken ben zabıtaya telefon — Rica edi ttim, Delikanlı biraz sarardı: unu yaptınız, ha! Fakat vakit Ki ay e tosunu giydi, şapkasını aldı, kadın: — var le Yu ilometr: küm var. oraya sakları: Haydudun ri sıra hızlı hızlı üdü. seyri gidelim, sizi yürü “s3 Sabaha karşı, soğuktan don- muş bir halde köşke vardılar. Hay- dud ocakta yanan ateş karşısın- da güzelce ısınınca: — Teşekkür ederim, bayan Tay- lor, dedi. — Ben şimdi kocamın yanına gidiyorum. Onun merakını izale edeyim, sonra buraya gelirim. Ya hayretle baktı Beni beklersiniz, ve mi? — Şüph €esiz, şüphesi: Tatlı bir besni gi ü nc kadın kocasile ve ten sonra ve geçirdiği heyecan- ld e ei iş di ha doğrusu kalbine hügum etmişti. Türkler, düşmanın amiral sinde Andrea Doryayı uzaktan görüyorlardı. gemi- (Arkası var) taç olduğunu an tan sonra köşke döndüğü zaman orada kim- seyi bulamadı, Gözüne ilişen bir kâğıdda şu satırları okudu: «Söz verdim amma, sizi bekli- HASAN GÜLYAĞI İsparta güllerinden büyük bir itina ile elde edilen Hasan bşr yağı bir a bir gül yi “5 gi iş 200, o gran k 315, kuruştur HASAN # GÜLSUYU ünyanın en ir ü du: Şişesi ka ğa 8 “Kiloluk HASAN ÇİÇEK SUYU Halis ri çiçeklerinden ya- pılmış olup bir damlası bir ennet bahçesidir. Baygınlık, sinir ve helecai lb zaman- larında bir kahve kaşığı Hasan Çiçek suyu bayat ve ruh verir. — 40, ia 50, bir kiloluk NEROLİ Hasan çiçek suyunun esansı- dır. “Bir gramlık şişesi 59,, Rl sid 200, “10 gramlık BA DEPOSİ: Ankara, I stanbul, Beyoğlu turban Kosasok vatandzşiara na çalışan Düşkünlerin yardıma bei an ko- şan Hilâliahmer Kim- sesiz çocuklara emire ri Hi- Cemiyetine Çok hayırlı bir yardımda bu- hunmuş olmak üçin: yare Ci Posta ittihâdını dahi! o'rayan ecnebi öpen ur: Semeliği ylığı 1900, üç aylığı 1000 kurustur. Adres tebdili için yi beş kuruşluk pul li Mi m 29 — Ruzukasım 118 S. İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatı > eee ei 622 948 12 “139 1 12,26 15,37 18,04 19.32 ir Babiâli civarı Acımusluk Sok. 13 N», yemiyeceğim. Unutunuz beni. Ben duğum bir resminizi aldım, Haya- tımı kurtardınız demektir, teşek- kür ederim size.» Genc kadın derin bir teessürle bu kâğıdı elinden bir türlü bıra- kamadı. vs ünkü gazeteler Wilkins haydudun naaşı bulunmuşti

Bu sayıdan diğer sayfalar: