September 22, 1935 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

September 22, 1935 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Hep “İüğe ekildi ler. A A / Sahife 8 ARŞAN SARAY ve BABLÂLİNİN İç YÜZÜ Yazan: SULEYMAN KÂNI WRTEM 5x Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur © Tefrika No. 559 Yağmurlu günlerde zabitler kamara- larında şemsiye ile oturuyorlar! Temmuz 1897 ide mabeyin- 'den hususi kâtip Mehmed Kâmil beyden gelen bir telgrafta gene rm hareketle icabın- da muharebeye sevki için levazı- “mının, noksanlarının ikmaline gay- ret edilmesi). irade de tebliğ edildit süvariler kumandaları altında bulunan gemilerin noksan- larını sayarak bunlarin harp ka- biliyetleri olmadığını beyan ve kıyamete kadar lânete siper olma- mak için bin ettiler. zerine gemilerin harbe a mid saltanatının sürdüğü daha on sene içinde bir kat daha kötüleş- miş, gemilerin Haliçten ve Ça- nakkaleden kımıldayacak halleri kalmamıştır. Yunan muharebesinde donan- manın iş görememiş olmasından dolayı kalplerde hasıl olan küs- — gemiler İli inşa usulleri, topları, yleri baş- ka olan bu es ie küçük filo vücuda getirmeğe teşebbüs etmişti. (1) Bu arada eski gemi- lerden bazıları da güya tamir et- tirilmişti, Fakat bunlarin hiç biri işlettirilmedi, si Tersane önündeki çürük- T gazetelere Werilen şatafatlı ilânlarla top, çelik fab- rikaları da yapılmıştı. Abdülhamid yem ehem- miyet veriyor gibi görünmek iste- & © p ,rile mütenasip bir hale getirirdi! ada zırhlılara çanaklık- lar ilâve edildiği vakit Haliçte «lengerendazı omehabet» zırhhlardan bir kaçına di 1 olan z Torpillerden muhafaza için Zırhlıların etrafına ağlar çekilince Haliçte çürümekte olan zırhlılar- dan bir kaçı da derhal böyle ağ- layıp lar, dualarla Abdülhamid al or, gözler boyanıyordu ya! Bu kadar kâfiydi! Tersanede bir (Şahini Derya) torpido geçeri inşa edilmişti! de- nize indirildiğinden altı, yedi se- ne sonra bile techizâtı, silâhları ( Mehmed Şükrü: Bahriyemizin ta- rihçesi. ” ikmal e Çanakki nan gemile- rin hali Zi hiç te iyi değildi. İstibdal olunan deniz efradı ye ümüş, içlerinde efrad İM hale gelmişti, İnanılmıyacak şey gibi görülür amma yağmurlu günlerde zabitle- rin kamaralarda şemsiye tuttuk- İarı bile olmuştur! Rusya donanmasından (Potem- kin) e Karadenizde is- dur. ar takliden Çanakka- ledeki Hamidiye zırhlısı efradı- ederek gemiyi tanbula getirecekleri ... paşa ta- m” Abdülhamide tasi edik ». (Nisan 1906). ii ee fena halde ürktü; hattâ yalnız Hamidiyenin değil, Çanakkaleden mühim bir deniz kuvvetinin İstanbula gelerek ken- disine karşı hareket edeceğine inandı. | şifre kâtibi Asım bey tarafından keyfiyet donanma ku- mandanlığından soruldu, Baş kâtip Tahsin paşa da: (Bo- gazda bulunan di: a gemile- rinin isimlerini, bunlardan talime çıkacak veya çıkmış olan bulu- nup bulunmadığını) sordu. Bu ikinci soru saray kurnazlı gınca bir tahkikti! Donanma (Okumandanlığından böyle bir vr Şi olmadığı bil dirildi. A AE öyle bir cevaba k ol madığı için yaver liva Sadık pa- şa ile miralay Nihad beyi tahkike gönderdi. Bunlar üç, dört gün tah- kikat ile uğraştılar. Donanma kumandanının doğru yazdığını ME ve İstanbula döndüler. Çanakkaledeki gemilerde isya- na değil, harekete, kımıldanmağa mecal mi vardı? a ni teknelerden ibaret kalm GE ği ü gene olsa, bulda çıkabilirdi. Nasıl, ki bir defa bahriye efra- dından daha muayyen hizmet müddetleri bitmeden istibdallerini istiyenler olmuştu. olsa İstan- Bunlar bahriye erkânı harbiye reisi Mehmed paşayı taşlayıp döğ- mek derecesinde cüret bile gös- ee Bu senelerde es bahriye ne- lerle abii oluyord. Bu dairede ti eni işleri- le uğraşılmak unutulmuş gibiydi. urası Sumaripa, Mişon, Artin efendiler gibi konturatçı ve sim- sarların ei teneffüshanesi ha- lini almıştı Mdr merbut (İdarei mah- susa) nın işleri de düzgün git- miyordu. (idarei mahsusa) nın nezareti- on paşayı getirmişti, Bu idareye dellâllık ve simsar- lık ile intisap ederek müfettişlik, reislik, müdürlük ile hizmetleri- ni beğendiren ve 1890 da Rumeli beylerbeyiliği payesine kadar yük- selen Con paşa nazır muavinliğin- den ayda ancak iki bin kuruş ma- aş alırdı. Onun asıl işi Haliçte işiyen gemilerin idaresi idi, Ge- ciri olmuştu. Gemiler için muktezi boya bah- riye nezaretinden verilen emir üzerine piyasa fiatinden bir misli fazlasına muayyen bir ticaretha- neden alınıyordu. Ambarda lü- zumundan fazla mevcudu olduğu halde bazı kalem eşya gali fiatler- e hidi : Bİ ambarına devrediliyordu! Meclis reisine alınan eşyanın emilen şikâyet edilse mü- teahhid ... ndi bize ucuz eşya a etti; zararları çık- sın diye kendisine bir, iki kalem- de müsaid davrandık.) cevabı alı- nıyordu. rkası var) 22 Eylül 1935 a Tetfrika No. 37 Arkadaş Karısı Yazanı Selâmi Kayacan Wed Ikinci kısım İkisi ereye gidiyorum? Bir ye- re İK yok. Ne mid. > Fam; > Ben bugün neyim? ö r insan, Sevdiklerim ba» na sie im cenneti veremedi- ler. Ben onlara istedikleri, cen- neti veremez mi; Hayatta fedakârlık için yara- tılmış olan Mehmad Ali hükm fodakdirlık beyhudey g ölürsen van azabı on- tn mam seni gene öldürür... Birleşmeleri- ni e çare yok.» Kendi kendile hayli mücadele etti... Kaç kere Salihe açılmak is- tedi. mu tin di. Ni t bir gün kekeledi: — Sal ih. Amma birdenbire sustu. Birkaç dakika sonra, damdan ei gibi sordu: nu seviyor musun?. — Ne diyorsun Mehmed Ali, ondan nefret ediyorum. Onu sana günahsız isde edebilmek için ha- yatımı verir Bu kurtarıcı bir vu kre med çok başka bir sebep dk — ik defa Fatmadan konuşuyordu. Ali sözünü kı diklerinin ap elermeeln tahammülü y Odermdi tmadan evvel öpüştüler. Yattılar. Gene Fatma- dan konuştular. Onun hayalile lar. Memnundular, Uyanı: adı. Yaralarını deşmişler, sıcakken acısının farkma varmamışlardı. imdi deştikleri yara soğumuş acıyordu. ilk in Fatmayı düşün- mek için yalnız kalmak istemişti. Şimdi artık, Salihle beraber ol- w Taşra sinemaları a Direktörlerine: Kemal film, Halil Kâmil, Opera, Metro ve Poli film müesseselerinin geri hanında filimci Mustafa ne müracaat etmelidirler. Açık eksiltme ilânı. Galatasaray Lisesi Satınalma tamiri 1 — Eksiltmeye konulan İş "Ortaköy eski İnönü yatı mektebi eksiltmesi yapılacak tamiratın keşif bedeli 964 lir Komisyonundan: a 86 2 —Bu işe aid ismen ve evrak şunlardır. “İM emme C — Nafın İşleri şeraiti umumiyesi D — Keşif cetveli E — Proje İsteyenler bu şartnameleri ve ray lisesi Direktörlüğünden alabilir, yere bedelsiz olarak Galatasa- ibinde çar, veli günü saat 14, 30'da Istanbul m et çe Dairesinde yapılaca! 3— acaktır, Eksiltme açık yapı aktır. 4— Himiimye ay için isteklinin 73 lira muvakkat te- ve m Üni an başka aşağıdaki vesikaları haiz olup gös- — lâzı e az 3 liralık bina işi ağdan tasdik İliği Ticaret odası vesikası, yapıldığına dair Nafia Müdür- ikası inşaat müte (5662) du. Deniz onu gene teselliye uğra- şıyordu. Amma, işe yeni baştan başlamak Tâzımdı.. i hafta yağıdtrl geçti, Bir yere çıkmak, deniz kenarına in- mek, kayalarda otürmak kabil de- ğildi - 1, Odalarında pinekliyorlar. On yedinci gün Salih sordu:. — Hasta mısın Mehmed Ali? — Hayır canım sıkılıyor... Artık burada da sıkılmağa baş- lamışlardı. — Buradan gidelim mi med Ali? — Neye bu kadar kaldığımı za şaşıyorum. — Evvelden neye söylemedin? Sen nerede oturmak istersen ben orasını tercih ederim. Nereye gi- delim? Mehmed Alinin belki gizli bir t açığa vu: Meh- düşüncesi vardı, fakat ramıyordu. — Yabancı diyarlara gidelim. — Ne yapacağız? — İspanya fena mı? — İyi değil, — Fransa, ü etti: | — Berbad, eğlence, zevk ve safa Sİ Hepsine bir bahane buluyordu. İtalyaya gidemezlerdi. Bal ayla“ rını orada g e e Birağ düşündü ve sordi aya eli istemez mi- çe ER şaladı, fakat ses çıkar- madı, im gitmeleri lâzım- dı. Mehmed Alinin yüzü gülmüş- tü. Mazinin saadetine gömülecek ve o saadetin içinde, iztıraplari- le kıvrana kıvrana boğulacaktı. Bu acınm da tadımı duyacaktı... Yola çıktılar. Evvelâ Venediğe uğradılar. Sa- lih başka bir plâj tercih ediyor- du. Genç karı koca da ilk adım- da Meh- otelde kalmadığıma müteessifim, yalan söy- Artık Mehmed lemeğe başlamıştı. Derdini betli binden geçenl: dışarı ak- tan utanıyordu. Hissiyatını ar- tık Salihten de saklıyordu. Salih bunun söze fa. kat susuyor, boyun erine aldığı sansız yapıyordu. ie k- Arkadaşmın her isteğine peki diyor ima ve daima belli avutmağa, teselliye çalışıyordu. Müzeleri, kiliseleri dolaştılar. Mehmed Ali sanat eserlerine de- gil, Fatma ile beraber gezdikleri, beraber oturdukları, beraber sey- rettikleri yerlere e Baksağ Onu bir tablonun karşısında, bir mer- divenin basamaklarında, bir sa- ve onu da- etmeden Tayın önünde görür gibi oluyordu. Her sabah Mehmed Ali mey- dandaki güvercinlere yem yor wi şam grupu yalnız başına seyrediyordu, veri- ir akşam, nasılsa beraber rıh- tımda dururlarken bir gondol yaklaştı: — Sinyor, beni tanımadınız mı?... Sizi bir zamanlar sevgili- nizle beraber her akşam ben gez- dirirdim. Mehmed Ali hemen gondola bindi, Ve ikisi de, yürekleri ka- nayarak bir seyran yaptılar. le beraber sokağa çıkmamağa ça- lıştı. Serbes kalınca, hemen o tanı- rayların kıymeti, güz veya çirkinliği hiçti. Böyle şeylere de- ger vermiyordu. (Arkası var),

Bu sayıdan diğer sayfalar: