7 Ekim 1935 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9

7 Ekim 1935 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

dili e ve p p e m iğneci 7 Teşrinievvel 1935 AKŞAM Sahife 9 “m Tefrika No. 145 e li Radyo ğ ; rFUIŞ 7 T. AR bir hikâye Yy Majestik 5 pazartesi TAOLARI ÇİĞNEYEN HÜKÜMD ham 1 — Uyumadın mi Ferid?. Ferid mütemadiyen söylüyor- De Hi İ ner C > N Gi Il Z i — Bilmem... Hiç uykum yok... | du. ünsi sustu... Afife sordu: bim izm meli 19,50 — Bir yerin falan mı ağrıyor — Alacağın kız zengin mi? 20.3 musi sie ve arkadaşları, İSKENDER FAHREDDİN yokaa?... e le am ra Mi — Yooo... Hiç bir yerim ağrı- 5 e mi yl S çe e medi n haberler. Horasandan gelen kumaş alen küre eğ Uygur ilinde konaklamıştı. Kırlaguç birgün kumaşcının develerinin yanından yedek bir sandığın deliğinden bakan iki göz gördü! Akay ormanda öldü mü? Yoksa kaçtı mı?.. ir gün, Akay, her zamanki gi- bi, atına kimisi ava gitmişti. (Dağların kızı) o gece avdan dönmedi. Çagatay ormana adamlar gön- derdi. Akayı günlerce aradılar.. Bulamadılar. Şehir kenarında dolaşanlardan biri yol üstünde k imse > kanın A- edemedi. Çag m ne yapa çağını bilmiyordu. Cengizin oğlu Akaydan kolay kolay ayrılamazdı. Onu ilk gördü- ğü gündenberi bekl er Ales: ay , Ak yın boşluğunu, alaya EL ak sa, dolduramazdı. Akay, Çagatayın sai yurduna az mı yararlıklar göst mişti?. Birçok kabilelerin bir araya top- Çagatayın Kaibliiei ii birçoğu Uygur ilinden ayrılıp gi- decekti. Günler geçiyor.. Akayın izini bulmak mümkün olmuyordu. Bir akşam Çagatay, Kırlaguçu Sağırdı: — Yerlilerden birçoğu Akayı senin ere esi söyl irem ğru Şümiya BYE birşey söyliyen gizin oğlu kendi kendine şü Pis düşmi e Kırlaguçun ağ- k zını yokluyor. Ömründe Me kere bile doğru. luktan şaşmıyan Kırlazuç bu söz eri işitince titredi.. benzi — >. ği Gari lee ba- Zil m nasıl d mi gözleri sulandı. Çezileyi seni merd bir erkek ola- Tak tanıdım. Fakat, bunu söyliyen- — Ben yacağını biliyordu. Kırlaguç yedik yere eğil sa : z bu yalanlara inan- dınızsa, ia zi yanınızda böyle alnı karalı olarak gezemem. Boy- | k e bu iliş- sair ... numu vurdurun.. beni cezasiz bi- rakmayın!. Diyerek başını Çagatayın ayak- ii uzattı, sırada Çagatayın yanında iki Kelin vardı, Cellâd da kapıda bekliyordu. Kumandanlazdan biri Çagataya döndü: — Bu kadar merd bir adam, size fenalık yapamaz! Fenalık ya- imse, yüzünden belli olur. Dedi.. Çagatay Kırlağuçu affet- ti. Bu denemenin de sonu boş çı- kınca Çagatay karısını aratmak- tan vaz geçti. ### Di Uygur ilinde, babası- Di balm > sen — oll» sözünü unutmazdı. Yabancı düşmanlara karşı en fil dibi kuvvetli ve heybetli görünmek is- terdi. Yurdun he bozmağa yel. tenenleri cezasız bırakmazdı. Ça- gatayın Mia delikti. her yerde > la vardı.. her şeyi tez du- 5 ir o günlerde Karakurum- da bir toplantı yapılacağını ha- ber almıştı. Oktayın bu toplantıya neden lüzum gördüğünü anlamak isteyen Çagatay, Karakuruma bir Moğol zabiti gönle ti, Karakurum. ordu?. Oktayın Bulgar iline leş kuvvetler gönderdiği haberi ağız- dan ağıza yayılmıştı. neler oluy: tı. Batu acaba oralarda düşman tarafından sıkış- tırılmış mıydı?. Çagatay böyle bir ihtimali kabul etmek istemiyordu. acaristanı baştan ba- şa sardığını biliyordu. atuyu hangi kuvvet sıkıştı rabilirdi?. Çagatay lem ve kuruntu i için- alarken birçok develerle gelen bir kumaş tacirinin Karakuruma gideceği anlaşılmış- tı, Çagatay bu adamı yanına ça- gırttı: — İyi ki geldin, dedi, Karakuru- ma varınca, Oktay hanı gör. da merak ve üzüntü içinde bulun- duğumu söyle. Oraya gönderdiğim zabiti tez geri çevirsin.. Karak ind çok bg lekeli Bura- u- Kırlaguç mea dolaşırken, Ho- gelen rini gördü.. bu develerd üzerine iki büyük sandık yüklen- mişti, Kırlağuçun gözü yan bir ti. Sandığın baş ea iki ki çük delik vardı.. Çagatayın muha- fızı, bu deliklerden bakan seyi çift insan gözünün ışıldadığını sezdi.. ve sandığın yanına sokuldu ğ zi or. — Belis uyu yavrum... Ya- rın erken kalkacaksın, erk: inilen a La Haydi uyumağa yret et. sonra yarın sabah yili olursun... Ferid, Afifeya arkasını döndü. Fakat uyumak ne mümkündü? Ba: aşının içinde sanki ölmez ye Bağl söyliyecekti? denberi beraber yaşıyorlardı. Ara- larında resmi bir bağ yoktu, Fa- kat biribirlerine son derece alış- mışlardı. Afife ona tamamile bir ana şefkati gösteriyordu. Lâkin son zamanlarda ailesi Feridi mutlaka evlendirmek sev- dasma düşmüştü. Annesinin ge- lin diye seçtiği genç kızı vr yi Ferid de güzel bulmuştu. lik Piraye çok zengindi. Ferid onunla evlenirse mühim bir ser- mayeye sahip olacaktı? Sonra Afife ile: yaşamanın s0- nu da yoktu. Bu nihayet bir genç- : Kü bir müddet sessizlik da- ha... Açık pencereden dışarıda- ki yaz gecesinde, mehtap ışığında öten cırcır böceklerile, uzaktaki ordu. kurbağaların sesleri geliy. rid: Ne ecburum Afife dedi Li köyde bin yin Keder, bir param kalmış. anız birdenbire uykudan uya- ederim Ferid... şarım. Orada insana para filân lâzım olmaz ki... sonra Afife Feridin ar- kasını yorganla sıkıştırdı — Haydi. şimdi u sın ya.. uykusuz kalırsan sinirle , rin bozuluyor. Ferid me © Gözlerini kapadı, uyumağa çal Biliyor- katı söy- lemeğe Feridin bir türlü dili var- miyordu. Halbuki yarın, sabahle- yin erken bavullarını toplayıp an- e evine gitmek lâzımdı. ür gün nişanı olacaktı. Nasıl, “e bunu Afifeye söyliyecekti?.. Yatağın içinde bu sefer soldan sağa döndü, Afife: — Ferid.. dedi, senin bir şeyin var... Söyle bana canım... Niçin uyuyamıyorsun Ferid yalin içinde oturdu. Afife endişe ile ona bakıyordu... erid; — Sana mühim şeyler söyle- mem em İâzım Afife yi — Dinliyorum Ferid... Bi ll, * Geniş pencerelerden odanın içi- ni bol bir ay ışığı doldurmuştu. İkiside biribirlerinin yüzünü ga- yet iyi görebiliyorlardı, Feridin son sözü üzerine Afife dona kal- Fakat biraz sonra Feridin söz- lerini şakaya yordu: — Ferid. dedi, böyle münase- betsiz çiğ Mn kaçırma... Ferid ö ei ai sez değil Afife... rin annemin eyine git- mem lâzım.. Afife Yenii bime olmak için manikürlü larını ipekli yorgana geçiriyor, Eki; Fe- rid kendisini mazur göste için sebepler arıyordu: — Biliyorsun ya Afife. son anlarda vaziyetim büsbütün layığı; Evlenmem lâzımdı.. Bi ir izdivaç ancak miziye (Arkası var) AKB Ankarada ber dilde gazete mecmua ve kitapları Telefon : 3377 timi; düzeltebilirdi.. ife susu; Ayın ışı ğında gözlerinin üstünde bir parıltı Ooldu. Yatağın yanın daki kü omodine uzana- dı. Her vakit dertli olduğu za- yeri yaptığı gibi ib si- a kutusundan bir sigara aldı. Yattığı yerden tirme e baş ladı, e macerası idi. bali değilse Lâkin sabaha kadar ikisi de n mut- lerini k L d Ik ışık- e ayrılacak değiller miydi? Bu-| larla beraber yataktan fırladı- . Ferid sessiz bavulunu ha- . Afife de sakin görünme- n A gülümsemeğe çalışarak Feridin karşısında dur- du: — Kravatın gene yana kaçmış Ferid... diye onun kravatını dü- zeltti. avat düzeltme sıra- sında biribirlerine deneye; zaman göz göze bakmaktan kor- kuyorlardı. Öpüştüler, Ferid ka- pının yanında kendi üzerine siçri- yan, âdeta her zamankinden bar fevkalâde bir halde elle- rine atılan köpeğe de veda etti. Apartımanın merdivenlerini hız- la indi. Aşağıda am bekli- yordu. Fakat şoför m... be biraz bek- Mil, ş takılmış.. beş on dakika sürer, isterseniz başka araba çağıralım.. Fakat görünürde başka otomo- bil olmadığı için Ferid bekle- meğe başladı. Afifeden ayrılma- nın kendisi için bu kadar sarsı- cı olacağını hiç tahmin etmemiş- ti. Şimdi içinde 6 sene oturduğu apartımanın kapısı önünde iken bile kendisini'o derece yalnız bu- luyordu ki... Bu 6 sene Afife onun üstüne titremiş, ne büyük bir şef- katle kendisine bakmıştı. Şimdi yapılamıyordu. divenlerde telâşlı bir ayak sesi.. baktı.. Afife. Halbuki onun kal- bi vardı. Hiç meze e merdivenleri id atla- dığına nazaran eriş <0) şey ola- caktı. Afife Feridi görünce: Posta ittihadına eni olm ecnebi memleketler: özelik 3600, altı yl 1900, ü aylığı | ruştur. çin tebdili için yirmi kuruşluk pul göndermek a Receb 8 — Hizir günü 165 İkindi Akşam Yatsı 618 9,31 12 130 a. 425 6,03 1202 1515 1744 1913 Harbiye okulu için olınacak bin adet yumurta 14/10/ 935 pazartesi günü saat 16 da Şale satınalma isyo- nunda açık eksiltme ile alınacak» tır. Tahmin bedeli 1500 liradır. İlk teminat 112 buçuk liradır. Şartnamesi komisyond lir, İsteklilerin bel belli saatta ko- misyona gelmeleri. (172) (6004) * Harbiye okulu için 200 adet altlı üstlü karyola 18/10/935 saat 15 de Tophane- di Komisyonunda açık eksiltme ile alınacaktır. Tah- min bedeli 3390 liradır. İlk te- minatı 247 buçuk liradır. Şart name ve nümunesi Komisyonda görülebilir, İsteklilerin kanunen istenilen vesikalarla beraber bel- li saatte Komisyona gelmeleri. (182) (6099) M ş biye okulu için 150 9/10/93 liradır. ve nümunesi komisyonda Eee. İsteklile- i elli saatte Komisyona gek (176 m emr ilâcını unutmuşsun oyaV- “Bi “Feridi sanki yıldırımla vur- baktı, Gözleri i kapi dan çıkınca artık göz yaşlarını tus tamamıştı. Feri — Afife, dedi, bana yardım sü vazgeçtim, o dediğim mekte eki m ee Büyük- deki kadar uz: Afifenin iL çi hüvel onun elinde bir bavul merdivenlerden çıkarken genç kadın ağliyordu. ğ i (Bir yıldız) Ma

Bu sayıdan diğer sayfalar: