22 Ocak 1936 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9

22 Ocak 1936 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ko on e götürm slisş Kânunusani 1936 Bir Hind mihracesinin yıldönümü 2 anka lesb Elli türlü yemek, 20 türlü yemiş, 10 türlü tatlı!... memeye I yerli hükümda ii ea Hindistanda sallarını hatırlatan ziyafetler, ei önümü bir hafta geceli ye eğlenceler tertip edilmiş! lk arasında dik- kati celbedeni fillerin öd idi. Elli beyaz fil altın işlemeli, i inci- islenmi > ii te ER Mihrace ve eli in ileri ge- enleri fillerin üzerinde ; saraydan “Baroda mihracesinin tahta çıkmasının 60 ıncı senesi iie iğ Şillerden ve alayda geçerken çıkmışlı şehir içinde bir gezinti iğde Üç yüz bin kişiden fazla halk alayı seyretmiştir. bime üzerindeki altın i kıymetli taşlar, our deki pırlantalar, kıymetli sorguç- ları göz > ordu. İlk akşam sarayda büyük bir resmi rapi ilen Ziyafet- te sofraya tamam elli türlü ye- mek, on ei tatlı, 20 türlü yemiş > ve r. Yemek dört saat sür- “Sarayın baiçenile m a- a eee yaptığı ipi .nceler ve he- liradan faz- la masraf raf edilmiştir... AKŞAM hi akşam bir hikâye j Hasan Rıza bir akşam « kendi şey söyledi. İkisi de derhal savuş- tular, vukat Da o kadar na: enç isi bir komedyacı kkdni İle hük- metti. ik bir nefret duydu. Eve gidince karısına meseleyi an- lattı. O müdafaa ediyordu: anım, belki kardeşidir, di- Hem kim olursa olsun, > ne mi? Ben yanımda böyle ahlâksız kadınlar istemem. Gösteririm ona. Haydi biz sofra- ya oturalım. — Naci daha gelmedi — Saat yı — Bugün Vedia hanımı var, Naciden pek hoşlandığını bi- Tirsin. akmamıştır. b anti geliyor. var, kadının yaya Tes kadınlar cası Nihayet Naci geldi. Avukat Ha san Rıza: — Saat sekize çeyrek var ya hu, diye haykırdı. Sofraya oturdular, şuradan bu- radan konuştular. Ertesi sabah, saat dokuzda rule 0 Rıza nedeydi. - Daktilo; dardı, karşısına oturttu. Be Şak. kun nel sonri — Sizi, dedi, eid bir hanım dl Tam tavsiye a vel Doğ- aydır a mükem- Si bir komedya oynadınız. Dün akşam gözümle gördüm. Yanınız- daki delikanlı nişanlınız değildi her halde! Ben vic- imseye hesap vermeğe mecbur değilim. Aşk ey addedilemez. Aşk vet, âşıkımdır. t Hasan Rıza Yıkılmış ocak şaşırmış a Kekeledi: — Pı i, Aşk hürmete şa- .. evleniniz sevdi- — Kendisini çağırınız da söyle- yiniz. Şimdi ona eta ha- liyr. tırlatmak ban aağır Beni menfaat düşüncesile eren ka- dınlardan ehe k. Ben ona böyle bir şeyden katiyen bahsettim ne de e Bir gün, çocuğumuz büyüdüğ ALIM Va ay, demek ortada bir ço- cuk ta var? — İki yaşındadır. Âşıkım şim- di eskisi gibi değil, Benden mağa hee ve şka birini se- ağlamağa başladı. — İşsiz kalırsam, diyordu, ço- cuğumla beraber da kalacağım. — Bu herifin adı nedir? — Naci. vin ortami sokak ortasın- vukat Hasan Rızanın ei eve döneli pek az olmuştu, Si- nirli görünüyordu. O ei ko- casının erkenden eve peel gö- rünce hayret içinde kaldı — Hayır ola, bir şey mi var? dn sordu. Daktiloyu koğdun — O zavallı bir kız. Kaba- hatı yok. Sen Nacinin telefon nu- ? Ne mur- vap ver: meden, telefonda Naciyi arıyor- du. Evde olmadığını görünce te- lefonu kapadı. Karısı, endişe ve merak içinde, tekrar sordu: — Ey, söylesene... Naci ne yapmış?” Haş halde; Gini sisi rim, ehemmiyetli bir şey değildir. — Çok fena bir şey EE Riza. — Ne diyeceğimi bilemiy Rezil herif, Namussuz, tabii, — herif! Ben ona gösterec ir ri kendinden geçti. sis — Ru hayretler içinde — Ne var? Ne oluyorsun? — Hiç Söylesene... Naci ne yapmış ii neye bu kac kadar telâş Sahife 9 ediyorsun? 2 ı o kadar korkttun ki Yüzümün sarardığını bile hiss diyorum. Fakat senin de rengin bozuk. J Her şeyi anlat« | — Beni — Yetişir, ss. mış oldun k. — Ben bir şey söylemedim, | Rıza. 4 — Demek sen. — > rica lerin Demek onun yeni sevdiği ka ii sensin! Bense bunu cuk gibi m rken neler oluyormuş ta biç haberim .— za odanın içinde do- laştı. “ Kendisini bir koltuğun üze- rine atarı ei şad i | be; kurşun sıkarım, '$ imali a Ertesi günü, yazıhanede tekraft RL sarıldı: misin, Naci? Çabuk ba- basın. ni seven zavallı bir kadın da var, Onlara el sz Şuraya otur | ve ağzını açı i Sonra akika çağırdı. S bir sesle ona: — Naci, tahminimizden ir adam çıktı, dedi. Naci? içinde bir hıçkırık işik — Bakınız, sizi e kadar yor, 2 Olası öpü: , Kendisi yas zıhaneden çıkarak, “bitkin, mi h. | zun, eve .döndü. Artık burası bomboş yıkılmış bir ocaktı, : Htkâyeci gördünüz İNiL ÇOCUKLARI | İskender Fahreddin Keüpsün son karısından doğan beee çocuğu da henüz beş yaşı- bile basmamıştı. len silülenine - bu küçü . Mısır tahtına kimse Anako orduyu alıp tekrar Kar- dönmek yetinde i idi. ize üzerine yürümek fikrinde israr eden prenses Naca da yalnız mıştı, onu da ordu ile birlikte eğe karar ver- gene kısmet benim avla» mağa çalışıyordu. Prenses Naca zaten o makta söz vermemiş miydi? — Haydı bakalım, verdiğin sö- Tefrika No. 38 zü hatırlamak sırası geldi! Diyor ve Nacayı kendi adam- larile göz hapsine almakta gecik- miyordu. Naca me vaziyette şir artı kâşanesi O artık Ge Poüten hiç Bi onu da günün birinde tu- zağa düşürmek işin tertibat ak ihm etmemiş! Naca bunu İmei Anakoyu reddetmedi — Karnaka dönelim de bu işi orada konuşuruz. Diyerek Anakoyu bu suretle tatmin etti. Anako bir sabah ra topladı.. Karnaka dönmek buriyetinde kaldıklarını söyledi, Şimdi de yeni bir felâket yüz gös- termişti, e önce karargâh- ta toplan ak gizlice karar ver- mişlerdi: yas dehalet ede- ceklerdi. e bunu Sirima e iii a alk Çıldırdi - diye bağır- dı - Kefren sizi affeder mi hiç?.. Ben sizleri kendi elinizle başınızı cellâda teslim edecek kadar bu- dala sanmıyorum! Zabitlerden otuz kadarı Anako cephesinde kaldılar. Yüz De zabit a giderek Fira ayağına ya yemin bil lerdi. ie gitmek Ere za- itler: — Biz yine sana dost kalaca- Su e keler e Fenalık görmiyeceksin! dediler. Anakodan ayrılmak a evvel Cizeye dönerek silelerin kavuşmak isteyen zabitler, meli taraf yu da kendi na çekmeğe muvaffak olmuşlardı. Bu emrivakiin önüne geçemiye- ceğini anlıyan Anako, zabitlere yalvarmağa başladı — Hiç olmazsa beni muhafız- nim yanımda kalsınlar. Zabitler ordu içindeki yedi yü- ze yakın Karnaklı muharibi Ana- konun mayetinde bırakarak ay- rıldılar. akoda maiyetini toplıyarak, Karnak yolunu tuttu, Bu dönüş Anako için pek acı ve pek hazin olmuştu. Anako, prenses Nacayı da ya- nından ayırmıyordu. aten prenses Naca, Anako 1s- rar etmese bile, Rani başka nerede barınabilirdi? İkinci kısım (Mil) in kaynağı ar miydi ? Nilin eski adı (H. idi. Mısır- lılar (Hapi beğ e, el- diğini bilmezlerdi. Hapi, ikinci lâle si e emiş; çok seven buttu. Gl inanışına göre (Nil)in kaynağı gökyüzünde idi. Mabut (Hapi), bir kolu aşağı Sodangan geren, meyi (File) ada- deniz halin- de toplandığı zaman gökteki kay- nağı açarak buraya boşaltırdı. i sü- suları bi Kaynaklarda biriken sular Nil Mi iki tarafa ve ne ve bütün Mısır arazisi bu i ilemi Nil taştığı zaman sekiz adar yükselir, eylül nihayet Akdenizin coşkun dalgaları, vül ha | Balm iler ii sahralara kadar uzanırdı. Fi yık al ar yi ve Habeş d getirdiği ve ve ekl bila araziyi dold CArl

Bu sayıdan diğer sayfalar: