1 Şubat 1936 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 11

1 Şubat 1936 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Beraetten sonra Madam Staviski manken oldu Haftada 300 dolar ücret alarak Amerikada tuvalet teşhir edecek Dünyanın en büyük dolandırı- <ısı Staviskinin karısı Madam SN viski, iki hafta evvel mahkem huzurunda beraet kazanmıştır. Bü. yük dolandırıcının karısı, adliye- rafından bol ve müsait teklifler karşısında kalmıştır. t Ma- m Staviski kendisile g gazetecilere, bu teklifleri reddet- ve onem sükünet içinde ça- bşa zanmak istediğini söy- ar tir. aris - Soir e em haber adam Stavi: n kâtibi Romanino delâleti- bir Fransız --Amerikan : dikiş ve sip? evile bir kontrat Seninle —— Madam Staviski bü dikiş e biçki evinin Seni hazırla- leri rek halka teşhir edecek yani man- kenlik vazifesini görecektir. Madam Staviski genç kızlık adı olan Arlette Simon adile kontratı imzaladıktan ve pasaportunu A- merika konsoloshanesine vize et- tirdikten sonra gazeteciler elin- den ku ve takip edilme- mek için trenle değil, otomobille şehrine gitmiş İle de France ete binmiş, pan i kâtibile beraber, eerikaya gitmiştir. Amerikalı gazeteciler, Fransız vapuru Nevyorka vardığı Zaman dolandırıcının karısını ara- ve görüşmeğe muvaffak olama- mışlardır. Madam Staviski tarafından ya- Pılan kontrat 8 haftalıktır. İri kontrat mucibince Madam Sta' Madam Stavlski ki mankenlik vazifesine mukabil haftada 300 dolar yani bizim pa- ramızla aşaği yukarı 380 lira ala- ve sekiz Memik müddet bit- ikten sonra isterse mukaveleyi Emenriri zi Madam Sta- viski Nevyorkta Casino Francais- de, diğer getirmiş olduğu tuvaletleri Ame- rika zenginlerine göstermeğe baş- lamıştır. Çocuklarını beraberinde Pe Pariste yare ya da bırakmıştır. Madam Stavis- yi genç ve güzel bir m Ke casının rezaletleri yüzünden aşi Hayir gürültüler ğu içi sinema şirketle- dm birile büyük bir para mu- kabilinde filim çevirmek için bir mukavele imzalıyacağı umulmak- tadır. beş manken ile Paristen | term sr we | Garip bir genç kadın | Hey gidi .n hey... Daha mi bay ita böyle kaşarlar mm bir erkek değildim. Toy di deliki afam okudu- sunuz... Nazlının hayatında bütün me- EE İş : tı. Bu hayatı o da kimbilir hangi romanda okumuştur, Ben bu esrar- bir kahrama- | engiz kadını, bu dağ başındaki es- tile dolmuştu: rize işsiz zaman- | rarengiz köşkü, insan azmanı dört gözlerimi ie bir yum- | Habeş uşağı, baykuşları, gorilleri, dum mu idiz. Bu b > yılanları görünce gençlik ii 1 itti... İçimden sevişirdim, Kimi pi e Erin «Aman yn ee engiz kadm.. Kamile uzun 'Tam bana Âdeta kendimi onla” rezin romanlardaki gibi kapıp koyuvermiştim, Onlarla ya- bir a süreceğim. -» diyordum: şıyordum. Bütün emelim hiç kim- girdiğim za- e esrarengi: man kendimi Boğaziçinde büyük iz gari bir kadın bulmak, onunla evlen- mekti. Bu esrarengiz ii hiç kimseye benzemiyecekti. Hi kadını gözüm tutmuyordu. Hep ni biribirine benzetiyordum. Nihayet kimsrye lm is- tediğimden daha garip bir genç ka: | ına Adı «Nazlış idi.. gayet genç ol- boğazın en uzak deki köşkte acaip acaip lr besliyordu. Her kadın köpek filân gil mi? Halbuki bunun beş iri yılanı vardı. Bunları birer evlât gibi kendisine “alıştırmıştı. İş yalniz yılanlarla bitse gene iyi.. pa ade iri, EŞ yüzlü maymu- aymunlar ona in- san İs un Beğ İki ymnunu ben sari -hani sine- malarda esrarengiz doktorların koca koca Gerilleri olur. Kn on- lara benzettim. Bi Nazlıya Ng me hek ten müthiş hayvenl . Bazan ei iri dişlerni göstererek ağızlarını açış- larını gördükçe tüylerim diken di- ken oluyordu. Bunlardan b büyük köşkün bir salonunun bütün pencereleri açılmıştı. Burası da baykoşlara tahsis olunmuştu. Sa- İon bir baykuş yuvası halinde idi. Bazan bu baykuşlar la şa- şırıp köşkün öteki salonlarına gi- rip greek. Nazlı zaman za- salonuna girer, bay- b yem verirdi. bütün bu ha; ra evde ehlileştirilmesine galışılan ü üç küçük kurdu da ilâve rseniz Nazlının köşkü hakkın- da küçük bir fikir edinmiş olur- bir eve girmiş değil, âdeta heye- Bi ee romanın cildi i içine gir- miş, bir anda mü ir Toma kahramanı oluvermiş addediyor- dum Onu siyah kadife perdeleri sı- kı sıkı örtülü, loş bir çe buk dum... Yanında buram ten bir buhurdandan Söniğe şim- z sarmıştı. Gözlerine çektiği sürme- r bakışlarının mânasını esraren- m ayi Bütün bu dekoru içil m içime yea Kendimi esrarengiz sinema fil- mi oyniyan bir Ee yer dum. «Atlantik» romanındaki si h e > si ri e n ak: mİ erine alitki” özi yordu. Ona sık sık gitmeğe bre Hattâ evlenmek teklif et an da herkes si e . Herkesten ne ka- ves em eş Ki ime başka tarz- da düşünür bir kad lariz. Else sonra hakiki surette ee Dehşet yağmurlu bir gece a Köşkten dö son derece mühim bir kahramanlık olacaktı, Tepeden kö- ye inmek, oradan iskeleye ve gitmek i vapura da yetişemezdim.. Nazlı: dedi, zaten se evic mi?.. Serbes izdiva: hakiki bir izdivaç addedilir. Bu esrarlı köşkte ile am en gecesini ben geçirecektim. >> Me inim, ar si li timi ü ya düştü. Köşkte elektrik ii Naze tı elektriği adi, mumu esrarengiz ve asil buluyordu. — Sana odanı göstereyim. de- di, tarihi bir yatakta yatacaksın.., 1 — ağı rail baykuşlar salo- nu, sol tarafında maymunların ©- dası vardir... Ben de medeni salondayım.. Şamdanı irat çıktı. a j belki biraz sonra döner diy. şündüm. Bir müddet s0; dım. Sonra Gelmediğini m de şöyle cek gibi oldum. Ayağım soğ özle ? Zuk bir şeye değdi. Mumu söndür... | müştü. Tam bu esnada gıcırtı ile Kapı açıldı.. 4 Boğazım mi vi — Kim ye seslendim. aklıma ölüürülen dede ile büyük baba gelmişti. Karanlıkta Nazlının sesi: — Benim.. d. . Yılanlar kaç mışlar, muhakkak yi gelmiş- lerdir. Çünkü o senin yattığın ya tağa alışıktırlar.. z Ayağıma eğen soğuk E akalım.. dedim. Naze lı kibrit o olmadığını söyleyince di i i ki garip ruhlu kadın almıyacak. > ünyanın en tabii ruhlu ka: dlmile evlendim. Bir yıldız a İN yi Fahreddin bil adım ileriledi ve yerde ya- ördü: erinosu gi — Onu nasıl bayılttın?, ihirle,. ir tana ar yakışıklı bir delikanlıyı ken- - |. e ummü- e ere ü ei arzusu bu değil miydi?. Onu did ürmez- sl başımın vurulacağını biliyor- lum. Tasman yere iğildi: — Rengi sapsarı.. — Bir saat sonra, kurumuş bir mimoza yaprağı gibi solacak. Ver- diğim zehir çok şiddetlidir. Rahip, Titananın omuzunu ok- şadı; iL DOMİAİR Tefrika No. 4B azma — Ben gidiyorum aa dai Bir saat sonra sana adamlarımdan bir kendisine itana prensin başı ucunda durdu. Ve yüksek sesle öksürerek: — Sabah oldu prensim, daha uyanmıyacak mısın? Haydi, vaş yavaş ik aç.. ayrılık sa ati yaklaşı “kn birden gözlerini aça- rak, karşısında dikilmiş duran u- in Gil bir rahip gördü.. kork- — 5 — Titana.. ye Sesini işittim!,. Uyan: Titana yabani prensin yanına iğildi; — Yeni a beni tant- madın galiba? Mikerinos sine uğuşturu- rdu: Bu cübbeyi nerden buldun, Titana?. Birdenbire seni mabet ra- hibi sanmıştım... Titan kta, yattığı yerde hâlâ horlayan Nuta baktıktan son- ra: O uyanmadan işlerimizi bi- im, dedi, haydi kalk.. benim bele giy.. ben de senin elbise- ni giyip burada yatacağım. Bu cübbeyi sırtına alarak vücudünü iyice örteceksin.. hattâ başını ve yüzünü bile. Kapıda bir saray ara- tanıtmamağa çalış.. bir saat son- ra buraya bir rahip zi dam beni alıp çıkaracak. anlıyors nim yerime sen erlerin Yol. da giderken. Tri sevinin sözünü kese- rek boynuna sarıldı; — iii ötesini bana bırak, “ Titana! İnan ki, bu fedakârlığını ölünceye kadar MAİ yacağım!. Mikerinos sevinçle .. Ti tananın safa cübbeyi kendi sırtına aldı.. kunduralarını değiş- tirdi.. yag sardı. Tita rense, bunları niçin ini anlatmıştı, — Rahipler seni öldü sanıyor- lar, dedi. Bu haberi amca- na müjdeliyecekler. Sen o vakte olursun!. Mikerinos bir dakika düşündük- ten sonra: — Ya sen, dedi, sen ne olacak- sm?. Bu canavarlar seni a sağ bırakırlar mı?. Titana böğalm büktü: taptığınız ulu mabu- da kurban gideceğim. Eğer imkân bulur da beni kurtarmağa muvaf- fak olursan ne mutlu! Fakat, ben kolay kolay ölmem, Mikerinos! Sonra birden gülerek şu sözle- ri de ilâve etti: eN şia 5 ler kurtaracak. Bu- rada birkaç saat yatarak, sana 77- man kazandırdıktan sonr, ben de v öze görünmeden buradan kaça- Mikerinos sevinmişti : e — O halde seni Nil boyundaki > vekili harcımın evinde bekliyiii j şını tarafında bekliyordu. Rahip sadece: — Titana hazır mısın?. Diye sordu. a Siyah gölge kapıya doğru ileri- ledi.. dışarıya çıktı.

Bu sayıdan diğer sayfalar: