28 Şubat 1936 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

28 Şubat 1936 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

pe Sahife 6 AKŞAM 28 Şubat | Memleket Haberleri a Antep ehemmiyetli bir endüstri merkezi oldu Antep alaca dokumaları, sabunları sahtiyanları her tarata şöhret kazandı hasis ve men- faat duygusile hareket eden tacir- ler elinde Ke tn a hile rim istenmiş ise de ticaret alınan sıkı ve vi ted- be ee ru mahzurun da önüne geçilmiştir. Bugün Antepte üç bine yakın dokuma tezgâhı vardır. Tezgâh sa- yısı yılına Ha w bin a- üstündür. 1913 de beş bin var dört bin kalfa çalışırken tezgâhta ancak iki bin mi hakimi İstihsalât iti- barile de fark vardır. Bugünkü üç bin tezgâh arm bin beşyüz ton imalât yapa Kilimcilik di — ileri e Yıl rildiği vakidir. Beş metre uzunluk ve bir buçuk metre enindeki bir Antep kilimi dört veya dört bu- çuk liraya verilir, Antebin diğ re senede vasati olarak iri yüz bin İira gelir getirir. Doğu ise Antep u büyük rai gö rür. Geçen yıllarda ae en mü- nasebetile her ne kadar sabunha- nelerimiz İzmir ve Ayvalıktan zey- ir celbetmişlerse de mm . Antepte on altı sabunhane vardır ve epi de faaliyettedir. ozluk, triko- taj, nikelâj, dee, kuyumculuk, kür! kor linda kalırlar. a bazıları ve meseleâ ri bir zamanlar pek ileri gitmiş ve yurda hariçten iki yüz bin lira kadar getirmekte bu- l kı üzelim renkli sahti- yanlarımız her nedense eski rağbetini kaybetmiştir. Hükümet, derilerimiz üzeri vvelce ko- nulmuş olan istihlâk vergisini bu kerre kaldırdığı için inkişafa doğ- ru yol tutmuştur. ep sanayii evvelce küçük tez- gâhlara inhisar etmişken son se- neler içerisinde motör kudreti bin altı yüz beygire varmıştır. Bugün biri iplik diğeri mensucat eek üzere iki büyük fabrika senesinde açılan a. aa sı da büyüktür. ebin dokuma ve diğer endüs- iyi enbe erine soluk, çocuk; ve & e; den birisi de akseki Ne yurddaş çalışır. Tabancalı kadın kocasını öldürdü Kendisi inkâr ediyor, tahkikata devam ediliyor İzmir 26 (Akşam) — Aydın vi- lâyetinin Ortaklar köyünde bir a- ile faciası olmuş, Emir Hatice a- ında bir kadın emk Rüştüyü tabanca kür: müştür. Telgraf haberile verdiğim bu vaka şöyle olmuştur: Emir Hatice; Aydınm Yunanlı- zi miş ve herkes ona: — Hatice abla demeğe başla- mıştır. Çünkü Emir Hatice; taban- casını hiç belinden eksik etmez ve kahramanlık taslardı. Kocası bı- çakçı Rüştü; cenk sakatlığı sebe- sil a on. ie maaştan başka lira ke Emir ai koc: mi rk gibi Tulum Sike Vaka gecesi köylüler, Emir Ha- silâh sesi duy- nüne Eu Haticeyi: : — Kocamı ie, la iye penc size bağırırken gör- müşlerdir. Janda; e, yi ğınca ifadesi alınan Hati — Gece kocamla uyku. sl iken ncere tarafından bir tıkırtı işit- tim, Kalkıb baktım, iki kişi vardı. Beni görünce kaçmağa başladılar. sı tarafından başına atılan bir kur- şunla öldürüldüğü “meydana çık- mıştır, Tabkikata devam ediliyor. YENİ — ticaret “lenin alâkadar eden yazılarla çıkmıştır. İzmirde hâl Toptan satışlar hep burada yapılacak İzmir 27 (Akşam) — İzmirde belediyece bir merkezi hâl inşa sebze satıcıları, burada tır. M lanacak- âlin inşasından sonra skiğe hanlarda yapılan top- tan sebze satışları da artık bura- da yapılac: kr in bu mühim teşebbü- sü irisi Di pahalılığına kar- bu mühim teşebbüsten hiç te mem- nun olmamışlardır, Çünkü kazai larına bir engel meydana gelmiş olacaktır. İnebolu facıası tahkikatı| İzmir 27 (Akşam) — Birinci z ifadeleri alınmış olduğun kikat evrakı, esas inle Dx Izmir ve Trakyanın tütün mahsulü Gelen melümata göre, İzmir ha- ımtakaların mahsulü de Se lüğü fazladır. Hülâsa bu ene tütün m ütün memle- ei hem fazla ve hem de rağbet o nisbette çoktur Göçmenler Trakyada yerleştirilen- lerin vaziyetleri çok iyi Edirne 27 (Akşam) — Trak- yadaki 70,000 göçmen sağlığı, ra- ya ekim, tohum, yiyecek iş- leri çok iyidir. Sıhhat vekâleti ilk- aharda mıntakada 10,000 ev ya- pacak, 10,000 pulluk ve 2000 ara- ba dağıtacaktır. — ar hazırlanan beş yıllık pro- ma konmuştur. Eksik kalan sik hayvanları da programa göre tamamlanacaktır. KADIN KÖŞESİ: Üç parçali kostüm TT ETE (Trua pies) yam gelek, tayöf mantodan ibaret kost İ YENER REEEEEREEEEENEEEEERİ çeperi” Izmirde sol Atıcılık, binicilik, dağ” ve kayak sporlar! heyeti kuru kuruldu Beğen 27 (Akşam) ez heyetine e ; Khal binicilik, e yak sporları) heyeti teşkil edil” tir. Bu hafta yüz başı Mu: Nihad Kerestecioğlu, tayyal yango müdürü Şevki Demir, * lar derneği reisi Avni Mese r oğlu, ikinci reisi ve kaptan! tafa Bürhaneddin, seçilmiş! Yeni heyet; kendi branşı derhal faaliyete geç TAŞKIN CİLVESİ | Yazan: M. öne ordi kı; iğ Semi emek lâzım gelen lâfları arr se geri dönü- yordum. Zihnimin içinden bir çok ünceler karma şık geçi- yorlardı. Kulaklarımda bir uğultu daimi surette beni rahatsız edi- yor, bu uğultunun arasından bir ses: «Ne kadar miskin, ne kadar korkak bir adamsın!» diye haykı- rıyordu. Yanyana, süküt içinde yemek yi- yorduk. Onun ruhundan neler geçti? Be- nim ruhumda neler oldu?. Bunu kim söyliyebilir?. Bahar geliyordu. Sokakta neşeli rel halar işitiliyordu. Her taraf- en renkler parıldıyordu. Bu s€- ne me ii pek erken başlamıştı. Ta- Tefrika No. İraçadan arabaların uzun kir dizi ha- linde Bolonya ormanına ie ak- tıkları görülüyordu. ğuk bir güneş orlahı aydnltyodu. Taze aşklar, , ke- yif ve ii mevsimi idi. says biz, gamlı evimizde, samit, yorgun, baharın gelişini seyrediyorduk. Bir sabah, ben balkonda durur- ken, bir ii geçti, Sepeti mor m ve gül dolu idi. Gülden ve menekşeden çipi bir şey yok- tu. Seslendim. İşitm. Bağır- dım. Kadın başını e. beni ördü. gör — EE Sa beni, dedim. Şimdi ge- le bütün çiçeklerini sepetle beraber satın aldım. Çiçekleri ken- il iyarak yukarı çıktım. Bu çi- çeklerin kokularile beraber bizim evimize bir parça bahar giriyor sandım. Onları oldukları gibi, ye- mek odasında masanın üzerine ayi gibi, uzun uzun seyretti, Zavallı meye zavallı e arın Vi nefesi onları ö- per gi ez üzerlerinden geçiyordu. Mahküm bir aşk için bu hediye menekşeler ve güller ne kadar ha- zin idiler. Onlara bakarken vi da güllerle örtülü bir v vardı. Şu dakikada onların da aç- mış olacaklarını diye indüm. Ele- nayı çağırarak ona unlar, son çiçeklerd demek istedim. Fakat len mı anladım. Onu da ağlatac: Bizim şu e, Yap Di yegâne şey Elena, a geldiği zaman, çiçekleri gördü. Parlak gözlerile bana korkak bir tebessüm göster- di. Elini, nazik nazik, çiçeklere sür- dü. Bir çocuğun başını okşar gibiy- di. Sonra, hiç bi bir şey söylemeden, onları odasına götürdü. İşte günler! bu kararsızlık işinde — Bak buni ibaretti. geçiyordu. bekleyen iki yabancı gibi yaşıyor. um, üs bir güzelliğe — Gel, dedi, çantalarını hazırla- T Yüzü; reia çizgisi rr a bir m zorlama eseri yordu. Ona dikkatli Ban > ladım. Sanki rahat nef. denilebilirdi. Bundan başka, di eskisi gibi dik yürümüyordu. Vücudunda ağır ağır bir solma e- seri vardı. Cevap vermeden arkası sıra yürüdüm. Çantaları odama ge- tirtmişti. Onları doldurmağa baş ladı. Benim de yardım etmemi is- iyordu. Ş Çekmeleri boşalttı, çamaşı mı yatağın üstüne koydu. Es yermi rı koltuğa yığdı. Ayi bir tarafa, kitaplarını; ii bağ- larıni, k öbür tarafa ayırdı. ih gentabini önünde diz çökerek: — Eşyalar birer birer vef” De sm ebediyen, ak adiyo di Bundan sonra il bir ne şünmek... Onun ne imal g memek, kaybedilmiş bu hayalini gözlerimin ire saklayıp götürmek... * da hayatın her işe için e h devam edeceğini b emehal maziyi, en güzel ve tatlı 5 ları, konuşulmuş lâkırdılar» miş vaidleri hatırlamak ve sani bir iri ve intel çarkesi * de

Bu sayıdan diğer sayfalar: