5 Temmuz 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

5 Temmuz 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKŞAMDAN AKŞAMA: Dişleri törpülenen artist çocuk * Hayatlarını kazanmak için oçalı- an çocukların hangisine acımamak £iden gelir? Bir profesyonel dilenci $€- bekesinin eline düşüp bu iğrenç sana- İı öğrenenlerden ve ustalıkla tatbik &denlerden tutunuz da, elleri mahir bir örümcek gibi halı tezgâhlarında mekik dokuyan ve baş döndürücü bir süratle «düğüm ntan» işçi çocuklara kadar hepsi de merhamete, şefkate Myıktır. Hele şu agazeteci» meslektaşları- mız... Müvezzi çocuklar... Onlar hak- kında bir muharrir arkadaşımız şöyle anlatıyor: — Hallerine baktıkça ağlamamak İçin Kendimi zor tutarım. Bütün didindikleri nüsha başına bir kuruş kazanmak uğuru- nadır. Fakat bazı müşteriler, ever oğlum bakayım!» derler; ceplerinde çeyrek san- Ki vinçle çıkar, Oğlan, başka müşterileri kaçırmamak için ya sabur çekerek bekler. Bazan da insafsız müştei, sahifalara uzun nm göz attıktan sonra, «aradığım bunda yokmuş!» diye. gazeteyi geri uzatır... çlagğad Tophaneden Fındıklıyı bulmuş- mar. * «Geçen gün bir umumi yazlık bahçenin önünden geçiyordum. p «Bir garson: « — Sen gene mi buraya geldin? Defol bakalım! - diye sekiz on yaşlarında bir yavrunun arkasma bir ;tekme indirdi küçük müvezzlin elindeki gazeteler yere döküldü. . « — Eyvah! Şimdi satamıyacak. İade de kabul etmiyecekler. Bütün sermayesi yan- dıl - diye düşündüğümü Katılayorum. «Birdenbire yerimden fılamışım. Zahir caniler, cinayeti böyle işlerler. Ben ki ha- Him selim bir adamım, gözlerim dönmüştü. Bol elimle garsonu yakasından yakaladım. Cürmümeşbud kanununu de, her şeyel de | unutarak, sağ kolumu en geniş bir zaviye halinde açtım. Yaradana sığınıp indirdim tokadı. Bunu öyle aşk ve şerkile ve #amimiyetle yapmışım ki, gerek tokadı yi- yen, gerek diğer garsonlar bana mukabe- lede bulunmak şöyle dursun, özür bile di- ediler, «Demek ki, onların da insiyaklarında Çalışırak hayatını kazanan bir küçük ço- cula karşı, için için kaynayan bir merha- Met pınart VATMIŞ... * ” Çalışan çocuğun hangi çeşidine ay- ni his doyulmaz ki?... Türlü türlü tak- laklar atarak, şaklabanlıklar yapa- rak, - çocuğa en yakışan bir şekilde - hayatını kazanan şirin bir canbaz yav- rusuna mı?... Alkışlarla birlikte büyük bir servet toplıyan küçük artiste mi? Bu sonuncuya itiraz edeceksiniz, bi- Diyorum, Diyeceksiniz ki: | — Fena mı? Daha minimini iken hem meşhur oluyor, hem de bütün hayatında kendisine yarıyacak olan bir servet toplıyor. Hayır, itirazımız doğru değil! İşte size bir haber ki, | kulisin arka tarafını gösteriyor: Shirley Temple ismindeki çocuk ar- tist büyüyüp çehresindeki çocuk ifa- desini kaybetmeğe başlıyor diye, diş- lerini törpülemişler! Bu mika dişler, onun resimlerinde daha fazla bir ço- cuk intibaı hasıl ediyormuş... Şimdi bu çocuğu içtimai muhitinden tecrid edip de bir insan yavrasu ola- rak mütalea edin. Tabiatın bütün ham yemişlerini bütün iştihasile ha- tır hatır yemek istiyen bir minimini,.. O, neye mukabil inci dişlerini böyle / bir işkenceye maruz tutardı? Aynı çocuğa, bir filimdeki rolünün icabı, uzun bir Çince hitabe de öğret- mişler! İşte medeni engizisyondan iki nü- Mune,., Zavallı çalışan çocuklar. En alt tabakasından en üst tabakasına ka- dar zavallı Akşamci ŞEHİR HABERLERİ Belediye hastaneleri Alınacak ücret tarifesinin tatbiki biraz gecikecek Şehir meclisi, belediye hastanele- rinde muayene ve tedavi edilecek olan hastalardan alınacak ücret hak- kında bir terife kabul etmişti. Bu tarifenin 937 bütçesile beraber tatbik edilmesi de münasip görülmüştü. Haber aldığımıza göre bütçeyi tas- dik eden Dahiliye Vekâleti, hastane- lerden alınacak olan yeni ücret hak- kında bazi mütalâalar ileriye sür- müştür. Bu mütalâalar, tarifenin hemen tatbikine imkân bırakmadığından ve müphem bazı noktalar da görüldü- dünden belediye relsliği keyfiyeti Dahiliye Vekâletinden soracaktır, Ve- kâletin ücret tarifesindeki bazı üc- retleri fazla bulduğu tahmin edi- liyor. Esasen bu tarife, şehir meclisinde de hararetli münakaşalara sebebiyet vermişti, Hattâ bazı zevat, tarifedeki bir kısım ücretlerin serbes hekimlerin aldıkları ücrete yakın, hattâ müsavi olduğunu ileri sürerek bir halk mües- sesesi olan belediye hastanelerinin bu derece yüksek ücret alması doğru ol- madığını ileri sürmüşlerdi. Bu itiraz- lar üzerine tarifede bazı tadilât yapıl- mıştı. Tarifenin ne suretle tatbik edile- ceği Dahiliye Vekâletinden gelecek kati talimattan sonra anlaşılacaktır. Şişli - Beyazıd Yeni arabalar dünden itibaren sefere başladılar Şimdiye kadar Taksim ile Beyazıd | arasında işliyen yeni sistemdeki tramvay arabalarından bir kısmının Şişli ile Beyazıd arasında işletilmesine karar verildiğini yazmıştık, Yapılan tecrübe müsbet surette neticelendiğinden dünden itibaren Şişli ile Beyazıd arasında yeni araba» lar işlemeğe başlamıştır, Bu arabaların heriki tarafında (Taksim - Harbiye arasında durmaz) diye birer lâvha vardir, Arabalar Har- biye ile Taksim arasındaki istas- yonlarda durmadan doğru seferler yapmaktadırlar, Tramvay şirketi, ileride bu doğru seferleri bir kat daha arttırmağa çâ- lışacaktır. Tramvaylarda kalabalık 'Tramvaylarda görülen kalabalığı azaltmak için Nafıa Vekâletinin be- Jediyeden sorduğu suallere cevap ve rildiğini yazmıştık. Vekâlet, belediyeden aldığı cevap üzerine tedkikata başlamıştır. Vekâ- let, ilk önce Karaköyle Ziraat ban- | kasının önünde bir makas yapılması ve Köprüden gelen Beşiktaş, Bebek arabalarının bu makastan geçerek uzun müddet durmamaları hakkın- daki plânı tatbik ettirecektir. Bundan başka Harbiye ile Karaköy arasındaki izdihamı hafifletmek üze re Harbiye - Karaköy seferleri için de Azapkapısına doğru Karaköyde bir makas daha tesis edilecektir, Haklı şikâyetler Büyük taksiler kaldırılmalıdır Benzin ucuzladı, taksi ücretleri indirildi, Hattâ k şoförler, yine de pazarlık usulüne razi oluyorlar, Buna rağmen, hâlâ bü- yük laksisi olan ârabalar vardır, Bunlar, küçük saatle çalışan bir- çok otomobillerden ne daha gü- zel, ne de daha büyüktürler. Ekseriya, rıhtım gibi, gar gibi yerlerde dururlar; yabancı bir yolcuyu içlerine alırlar. Hattâ o adam, eşyasız tek bir adamsa bi- le «Bu araba büyük taksidir! Sa- ati fazla yazar!» Diye haber ver- mesler. Gafilin gözü ancak men- zile ulaştığı vakit açılır, Fakat iş işten geçmiştir. Bu şerait altında büyük taksi- nin hiçbir hikmeti vücudü, hiçbir beledi lüzumu kalmamıştır. Bun- Jar, ancak halkın zararına ola- rak işliyen saatlerdir. Eğer mo- törleri kuvvetli ise ve fazla benzin yakıyorsa, sahipleri onları isler. se Anadolunun birçok yerlerinde kullanılan kaptıkaçlılar haline sokabilir ve zararda etmemiş olurlar. Fakat, bu büyük taksi- lerin İstanbuldaki vaziyetleri bu- günkil şeraile göre, hiç te tabil değildir. Bütün saatler ayni model ol- malıdır. Meyva bolluğu Son hafta içinde fiatler bir mikdar daha düştü Son günler zarfında İstanbula çok miktarda meyva gelmektedir. Bir ta- raftan meyva bolluğu, diğer taraftan tifo korkusu yüzünden meyvaya rağ- betin azalması sebebile meyva fiat- leri mühim surette düşmüştür. Pera- kende olarak beş kuruşa erik satılmak- tadır, En iyi erikler 10 kuruşadır. Şeftali, kayısı 15-20, vişne 20, armud. 10-20 kuruşa satılmaktadır. Adana ve Antalyadan gelen karpuzlar boyuna göre 5-10 kuruşa satılıyor. Yakında Marmara sahillerinden kavun ve kar- puz gelmesi bekleniyor. Garip bir vaka Bir genç kız bir delikan- lıya ateş etmiş! Kadıköy polisi garip bir vakayı tah- kik etmekle meşguldür; Kızıltoprakta oturan İhsan adında bir delikanlı dün Kızıltoprakta hat bo- yundâ giderken civardaki köşklerden birinde oturan 19 yaşında bir genç kiz mavzer sisteminde bir tüfekle kendisi- ne ateş etmiştir. Silâhtan çıkan kur- Şun İhsanın gömleğini delerek geçmiş- tir. İhsan bunun üzerine polise müraca- atla vakayı böylece anlatmıştır. İhsa- nın bu iddiası üzerine hâdise tahkik edilmektedir. Bay Amcaya göre... Asfalta çevrilecek caddeler Evvelâ elektrik, havagazı su tesisatı yoluna konacak İstanbulun büyük caddelerinden bir kısmının asfalta çevrileci i, bir kı- sım caddelerin de gene eskisi gibi par- ke olarak yeniden yapılacağını yazmış- tık. Beş senelik yol programının hemen tatbikine başlanmak üzere bu hafta içinde belediye fen heyetinde bir top- Jantı yapılacaktır, Asfalt caddelerin sik sık bozulması külfetli olacağından belediye bu cad- delerde bulunan elektrik, hava gazı, su şebekelerini tek bir kanal içine almağı muvafık görmüştür. Bunun için asfal- ta çevrilecek caddelerdeki tesisat etra- fında ilk önce bu müesseselerle temas edilecektir. Bundan sonra bü sene İki büyük cadde asfalta çevrilecektir. Büt- çede tahsisat mevcud olduğundan in- şaata bir iki aya kadar başlanacaktır. Kadıköyünde bir tramvay arabası bir arabaya çarptı Kadıköyünde bir tramvay arabası dün Kuşdili çayırı önünde Halil İbra- him isminde bir adamın arabasına hız- la çarpmıştır. Çarpışma neticesinde araba devril- miş ve içinde bulunan Nuri, talebeden Nusret yere yuvarlanmışlar ve yara- lanmışlardır. Sıcaklık 29 derece Dün de plâjlar ve mesireler çok kalabalıktı Evvelki gün yağan yağmurdan son- Ta hava bir parça serinlemiştir. Dün en fazla sıcaklık 29 derece idi. Hava- nın ağırlığı kısmen zail ölmakla bera- ber elân hava sıkıntılıdır. Dün sabah hava kapalı idi ve yağ- mur yağması ibtimali kuvvetli görü- nüyordu. Öğleye doğru bulutlar dağıl- mış. hava açmıştır. Havanın açması Plâj, kır gazinoları sahiplerinin yüzü- nü güldürmüştür, Dün de Florya, Bo- ğaz. Kadıköy ve Adalar çok kalabalık- t. Balıkesirde sıcak 40 derece Balıkesir 3 — Burada şiddetli sıcak- lar hüküm sürmektedir. Hararet göl- gede 40 dereceye kadar çıkmıştır. Si- caktan bunalan halk akşam üstleri parklara dökülmektedir. Bilhassa Ata- türk parkı son derece kalabalık olu- yor. Yangın başlangıci Ayvansarayda yeni yapılan bir apar- tımanda elekirik kontağı yüzünden yangın çıkmıştır. İtfaiye hemen yetiş- miş, yangını büyümeden söndürmüş- tür. Bir tramvay bir ihtiyara çarptı Vatman Ahmedin idaresindeki tram- vay dün Fatihte 60 yaşlarında Ahmed adında bir adamcağıza çarpmıştır. Ağırca yaralanan biçare ihtiyar Gu- reba hastanesine kaldırılmıştır. ; Sahife $ —— | İ Bi çırpıda | ,/ Garip bir hatır gönül meselesi Bizde garip bir alınganlık vardır. Garip olduğu kadar da münasebetsiz bir alınganlık... Meselâ lokantaya gidersiniz, Ufo vakalarını okumuşsunuzdur. Garso- nun getirdiği çatalı bir iki kibrit le - doktoru tavsiyesi mucibince - yak- karsınız. Kasada oturan lokan- tanın sahibi alınır. Kaçamak bakış larla sizi süzer, hemen cesaret etse: | o — Canım. bizim çatallarda mik- | rop ne arar?, Ne diye yakıyorsunuz?. diyo size sormağa bile kalkacaktır. İ Mikrop var, yok.. Benim yüreğim rahat, çatalımı yakmış ve atımı sağ- lam kazığa bağlamış olarak yemek yemem lâzım ya... Sen ne alınırsın a adamcağız? Değil mi? Böyle sıh- hat işlerinde hatır gönül, alınma, kız- ma olur mu?. Bu hastalığa karşı alman tedbir. aile bunu bayağı bir izzeti nefis me selesi telâkki eder, «Vay bizim iyi zamanımızda geli. yorlar da, çocuğumuz hastalanınca bir kerecik olsun yoklamazlar, kapı- mızı çalmazlar ha.» diye alınırlar, kızarlar.. Gittiğiniz bir misafirlikte ortalık- ta tifo var diye biraz tekayyüd gös- terecek olsanız: — Vay.. bizim ev tifo mikrobu yuva. sı mı?.. Demezlerse bile içlerinden bu- nu geçirirler ve adamakıllı hatırlar kırılır. Meşhur bir doktor tilodan bahse derken bana: — Katiyen kimse birbirinin elini sıkmamalı. Çünkü tifo mikrobu el- den ele geçer.. eli ağzına götürünce de mikrop vücude yerleşir., sonra ben kalktım, gidiyordum, Elini uzattı: — Aman doktorcuğum. dedim. malüm ya el sıkmak... Doktor gülümsedi: — Çok doğru. fakat ne bileyim? Belki kızarsın diye elimi uzattım.. Bizde bu hastalık tedbirlerine kan sı alınma, hatırı kırılma huyu o ka- dar yerleşmiş ki.. bunu içimizden sö- küp atmalıyız. Bir gün dostunuza: Birader. senin elini sıkamam.. çünkü tifo var. ne olur ne olmaz., Diyecek olsanız muhakkak aranız- da kavga çıkar. doktorlar tifo zn- manlarında kadınların o birbirlerile katiyen öpüşmemelerini ileri sürü- yor.. bu şerait altında hangi kadın arkadaşına: — Doğrusu seni öpmekten korka. rım.. tifo var.. diyebilir. — H. F, Büyükdere yolunda bir otomobil devrildi Evvelki gece Büyükdere yolunda bir otomobil kazası olmuş, B. Abdur rahman Naciye aid otomobil Büyük- dereden İstanbula gelirken Hacıos- manbayırı civarındaki Oköprüden | geçtikten sonra yandaki hendeğe yu- varlanmışlır. Otomobilin içinde bulu» nan B. Abdurrahman Naciye birşey olmamış, otomobil hafif zedelenmiş tir, a EN di Ka Tifo sal nı gibi hadiseler kar- ... Meselâ sütlerimiz pis de onun .. Yahut, bostanlarımız kirli suw- sında herkes bir nevi günah itirüe fına mecbur oluyor bay Amca... için, hastalık çıkıyor... larla sulandığı müddetçe hastalıktan kurtulamayız, diyoruz... .. Hattâ belediyemiz bile istan. bulda korkmadan içilecek su Ter- .. Birakma ışda ———— B. A, — Evet, bu da kendi iznile satılan memba suları hakkında nazle kostur!» diyerek böyle bir itirafta | köne bir itiraf sayılabilir...

Bu sayıdan diğer sayfalar: