25 Temmuz 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

25 Temmuz 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

N SERBES SÜTÜN ziyor : Ben kampa çağrılan oyuncular ve açıkta kalan futbolcülerle çok kuvvet- Hi bir temsili, bir de mili takım çi İ kartabiliriz kanaatindeyim. İ Milli takım Cihad | Yaşar Lütf | M. Reşat Aytan © Fikret ii Selim Hakkı Rasih Haşim Rebii ll Temsili takım Tl Avni Farik OHüsnü Eşlak Esad Musa Salim Salt Hakkı Fuat Hamdi İ Milli oyuncu vasıfları 1 H. Kâmil Akman imzalı bir okuyu- cumuz bize gönderdiği hayli uzun yar 1 zıda ne zaman ehemmiyetli veya bey- va nelmilel bir müsabaka :yapacağımız i mevzuu bahsedilse içinde bir endişe belirdiğini söyledikten sona şimdiye kadar geçen tecrübelerde mağlübiyet- lerin nasıl tevil edilmekte olduğunu anlatıyor ve böyle vaziyetlere düşme- mek yolunu göstermek üzere yazısını şöyle bitiriyor: | Milli şeref mevzuu bahsolduğu yer- de arkadaşlık ve klüpçülük düşüncele- i rine paydos borusu oçalmak, ondan sonra âdil bir teraziyi ele alarak bir miligram şaşmadan, oyuncuları bu gayeye göre tartmak lâzımdır diye dü- şünüyorum, Halbuki maalesef bizde hiç te böyle olmuyor. Çünkü şahıs ka- yırma, klüpçülük düşüncelerle ve N başta bedava seyahat gayesi hâkim | olduğu müddetçe bu böyle devam ede- İl i | i | ii! Şakir Koral imzali okuyucumuz yar ği iğ! j ceğine inanıyorduk, Bereket versin futbol federasyonu relsinin geçenler- de intişar eden mektubu bu endişeler. le yanan yüreklere biraz su serpti, Yalnız bu arada milli takım kadrosu- zımgelen biriki mühim noktayı mü- saadelerile ben ilâve edeyim, Mil ta- kıma girebilmek için yalnız «iyi oyna- : mak» kâfi değildir. Nefes kabiliyetini aliil ve cüsse farkını nazarı itibare alma- :i lıdır. Bu iki meziyetin en başta gel mesi Yizım geldiğini izah etmeğe bile lüzum yoktur. Tekrar edeyim ki cüş- se meselesi hiç ihmale gelmez. Dev cüsseli hasım oyuncuları karşısında- ki korkaklıklarımız ve tepemizden ge- lip göçen topların arkasından melül, mahzun duruşlarınız değil midir ki bizi şimdiye kadar acı mağlübiyetlere sürüklemiştir. Hele Bulgarların sert oyunlarla kazandıklarmı- düşünürsek bu hakikat daha âçık meydana çık- miş olur. Seçilen oyuncular hakkında ayrı ay- ri mütalea yürütmeği şimdilik doğru bulmuyorum. Zira takım henüz katt şeklini almış değildir. Yalnız milli kü- me maçları esas tutularak lâzım olan vasıfları en çok kendisinde toplamış elemanları bitarafane bip şekilde s6- çersek netice hakkındaki iyi temenni- lerimize müsbet bir istikamet verilmiş olur. Aytan ve Orhan lâzımdı! Kadıköyünden C. Tunç kampa çağ- rılan futbolcüler hakkında şu satıları yazıyor: Seçilen kaleciler milli takımı seçi- İ ü len oyuncular içerisinde en isabetli 0- | i larak seçilenlerdir. “ Bek hattına gelince, Faruk eniyi : bekimizdir. Yaşar da yerini aratmıyan i bir oyuncudur. Hüsnüye gelince epi zamandan beri bek hattında göreme- dik. Bek hattında oynaması için uzun gelince bu hattın en iyi oyuncuların: dan beri olan Aytanın seçilmediğine çok şaştım. Bu hat bence şu şekilde ol- malıdır; k Reşad, Aytan, Fikret, For hattına gelince bu hatta da se- ş Çilmiyen bir oyuncu vardır: Orhan. Bu bir elamanı olduğunu gösterdi. Hangi hatta oynatılmak için seçil diği malüm olmıyan Eşfakla, Salim- Ben bahsetmeyişimin sebebi oynadık. amm Se. re. ma bir idmana ihtiyacı vardır, Haf hattına Dyuncu oynadığı oyunlarda yerinin iyi | Iki takım Rebii, Esad, Rasih, Sebahattin veya Hakkı, Niyazi şekli çıkarılıp Ankaralı ve İzmirli oyuncularla takviye edilirse temsili ve mili maçta iyi neticeler #- lacağımızı ümld ederim. Aytan ve Bülent Kadıköyden Orhan imzasile yazılı yor: ş Fikrimce MI takım şöyle olmalı: Kalede: Cihat. Bu oyuncuya tabit kimse bir şey söyliyemez. Bek hattı: Yaşarın imtihanları, Hüsnünün for- mundan diişmesi üzerine bu hatta Fa- ruk Güneşli Reşad olsa fena olmaz, İkinci maçta İzmirli Adnan da oyna- tılabilir. Yan haflar: Tabii sol haf Reşad, bu oyuncu hakkında fazla söze hacet yok. Sağ haf: Fikrimce bu yerde Esad oy- natılmalıdır, Esadın son Galatasaraya karşı oynadığı mükemmel, atılgan o yununu oynarsa takım için çok fay- dalıdır. Santrhaf: En durulacak nokta bu noktadır. Buraya Aytanın çağrılması lâzımdır. Çağrılan oyuncular arasın- da doğrusu o yeri muvaffakiyetle ida» re edecek bir oyuncu ben göremiyo- rum. Fikrimce Aytan derecesinde 0- lan fakat kendi klübünün birinci takı. ağabeyleri- ne (birinci takıma) karşı sıkı ekzersiz- lerde oynatıldı ve çok muvaffak oldu. For hattı: Naci ve Niyazi ikisi de ay. ni derecede olduğundan bu yere ikisin- den hangisini koyarlarsa koysunlar. Sağiçte: Said, Salâhattinden daha iyidir eğer o girişken civa gibi kayıcı Hakkı oynarsa tabil daha münasiptir. Santrfor: Tabit Rasih olmalı. Soliç: Bu yere Haşim münasiptir fa- kat zannedersem o da sakatınış Rebii- yi tercih etmem, evet o yüksek bir fut- boleüldür fakat nefesi yoktur. Bu yer« de son oyunlarda muvaffak olan An- karalı Niyazi fena değildir. Sol açıkta da o yıldız Fikrete kimse bir kelime i- lâve edemez. İki şekil Beşiktaştan O. E, imzasile yazılıyor! Mini takımımızın iki kuvvetli şekli yardır. «I» i Cihad. pk Hümü Faruk M. Reşad Hasan Eşfak Fikret Hakkı Rasih Sald Niyazi «2» Cihad pi Hümü Faruk 7” Fikret Hasan M. Reşad Ankaralı Hamdi, Haşim ya Rebii, Hak- hem muavin hattının ahengi ve şuu- Tu hem de çok kuvvetli olan muhaeim. hattına yardımı ve (şütör olan) üç or- tanın gol kabiliyetlerini arttırması i- tibarile daha muvafıktır. Cim Sarandos Tildonun da sırtını 1 saat 4 saniyede yeregetirdi Amerikadan gelen son haber. lere göre İstanbullu Cim Saran- dosun, New - Yorkta Fin Tildon- la yaptığı son güreş çok çetin ve heyecanlı olmuş ve bir saat Moda deniz yarışları Bu sabah-saat” 1030 da klüp skifleri yarışlarile başlıyacak; bu. yarışlar bitince bir büçuk saat öğ- le tatilinden sonra kotra, yelken ve profesyöneller “arasında muh» telif kürek yarışları, tahlisiye ma- nevraları, yağlı direk müsabakası Doktor Nâzım bey Ahmed Rızs be- yin bu şöhret ve itibarından Jön Türk- lük mücadelesinde epeyce istifade et- meği temin ediyordu. O vakittenberi Ahmed Rıza ve Nâzım beylerin ittifa- kı bozulmaz. bir raddede görülüyordu. Eski Suriye mebusu Halli Ganem efen- di de bu ittifakın üçüncü bir rüknü gibi olmuştu. Fakat Halil Ganem kongrede fik- ren Ahmed Rıza ile tam bir müttefik ği bir mektup ile Avrupa devletlerin- den bir (Action bienveillante) istenil- esinin zaruri olduğu tezinde ısrar edi- Kongrede bu yüzden bir kaç defa inkita ihtimali yüz göstermişti. Sabahaddin bey: — İstesek de, istemesek de Avrupa işine geldiği vakit müdahale ediyor. 'Bu şekilde müdahaleden memleket 24- Tarlar görüyor. Biz öyle bir müdahale anlatmak istiyordu ki: (Biz memleket dahilinde bir hare- ket yapacağız. Bu hareket dolayısile hertiangi muzır bir müdahaleyi önle- mek için menfaati menfaatimizle tevem olan memleketlerin müdahale- sini istiyelim.) Fakat Ahmed Rıza beyin bu cihete imalesi kabil olmuyordu. Bu sebeple kongrede (müdahaleci) diye başımda İsmail Kemal beyik bu- lunduğu bir ekseriyet ve (ademi mü- dahaleci) diye Ahmed Rıza beyin ri* yaset ettiğiiki grüp hasıl olmuştu. Bir de İsmail Kemal bey kongrenin akdinden evvel Sabahaddin beyle yap- tığı temaslarda kendisini (dahilde bir Askeri kuvvetin mümessili) gibi gös- termişti. Neşriyat ile hiç bir işin bas şanlamıyacağını ileri sürerek kendi. #inin temsil ettiği bu kuvvetin daha Türkiye Küçük orta şampiyonu Po- mak Süleymanın hemşerisi ve ayni za» manda eski bir güreşçi olduğunu bik diren Babaeskili Ş. Şehap Çiçekoğlu kıymetli bir güreşçi olan Süleymandan az bahsedildiğinden ve teşvik görme- diğinden şikâyet ederek şu satırları yazıyor: Bu genç güreşçi henüz 17-18 yaşla- rında olduğu halde bugün kilosu nis- betinde ve hattâ on kilo kadar da faz- la bütün pehlivanlarla serbest ve yağ- lı olarak güreşebileceğini kestirmek yanlış olmaz. Çünkü bugüne kadar hiç bir defa sırtı yere gelmemekle beraber bütün hasımlarını da en çok 30'daki- ka zarfında yenmiştir. yette müzakereye konulmasını iste- 'Maksadım Süleymana arkadaşım ol- | mişti. Bu mesele tabil kongrenin aleni duğu için reklâm yapmak değil, ken- | müzakerelerine arzolunamamıştı. (1) disine hakkı olan teşvik Herhalde kongre ahrar arasında ken- sini temine çalışmaktır. disinden “beklenilen vahdeti temin Yerli mallar sergisi Yerli mallar sergisinin son hazır Jıkları bitmek üzeredir. Sanayi birliği kâtibi umumisi ve sergi komiseri B. Halit Güleryüz hergün sergi binasın- da çalışarak hazırlıkları gözden ge- çirmektedir. Paviyonlar serginin âçi- Jacağı önümüzdeki sali gününe kadar bitirilecektir. Başbakan B. İsmet İnönünün ser- Elyi bizzat açması kuvvetle muhte- meldir. İktisad Vekili B. Celâl Bayar ile şehrimizde bulunan diğer Vekiller de serginin açılma merasiminde hazır bulunacaklardır. Sergi 100,000 liraya, sigorta ettirilmiştir. Şehremini Halkevinde konferans ve konser diğer âzâlarile müttehid bulunan Er- meniler müstekilen çalışmak istedik- leri gibi Ahmed Rıza beyin ekalliyeti de Sabahaddin bey etrafında toplanan ekseriyetten ayrı olarak çalışacağı. ettiği (Memleket geceleri) seri konfe- rTanslarımızdan $# üncüsünü 27/71/37 gecesi saat 21 de (Halk edebiyatında esas unsurlar) adlı konferanslarını ve- recekledir. Konferansı müteakip Malatyadan şehrimize sureti mahsusada plâk dol durmak için gelmiş olan folkrorumu- gun değerli üstadı Malatyalı tanbur SARAY ve BABIÂLİNİN İÇ YÜZÜ Yazan: SOLEYMAN KÂNI İRTEM — Tercüme iktibas hakkımahfuzdur. Tefrika No. 927 Sabahaddin ve Ahmed Riza beyler arasındaki ihtilâf - İki grup teşkili İstibdadı yıkmak 'emelinde kongrenin! 25 Temmuz 1937 parlak tekliflerini kabul eylemesin. den memnun kalacağı şüphesiz görü- Tür, Bu suretle Murad bey nasıl Jön Türklük dayasına sonradan hiyanetle bam edilmiş İse-Sabahaddin bey da- ha kolayca bu yolda müttehem tutu- labilecekti! Fakat Sabahaddin bey Abdilhami- din Kapanına tutulmadı! Abdülhamid damad Mahmud pa- şaya intisab ile Sabahaddin bey par- tisine giren kaymakam İsmall Hakkı beye de Osmanlı sefaretlerinden birin- de bir memuriyet kabul eylemesini teklif ettirmiş idise de o da bunu red- detmiş, Mahmud paşanın ölümünden sonra Mısıra giderek İstanbulda kal- miş on bir kişilik ailesinin maişetini temin zaruretile Hidivin hizmetine girmişti. Ahmed Rıza bey Meşveretin 12 şu- bat 1907 tarihli ve 186 numaralı nüs- hasında Sabahaddin beyin evvelce akdettirdiği Kongreden bahseylediği sırada Sabahaddin taraftarlarına (âdi serseri ve salah bulmaları kabil olımyan şarlatanlar) sıfatlarını vers işti. Sabahaddin bey taraftarlarından olan kaymakam İsmail Hakkı bey bu hakaretin kendisine de şümulü dola- yısile Ahmed Rıza beyi düclloya davet etmişti; sonra araya mutavassıtlar gi- rerek İsmail Hakkı beyi bu davette 18- rardan vazgeçirimişlerdi. Fakat İsmail Hakkı beyi serseri ve şarlatanlar zümresinden addetmediği- ni müşterek bir dosta beyan suretile bir tarziye veren Ahmed Rıza bey bir müddet sonra bu duallo talebini işti- bar kastine atf ve İsmail Hakkı beyin Hidivin «hafi hizmetine» girmiş oldu- kı beyden hakaretler ve İttihad ve Terakki namına gönderilen paraları Kendine mal ettiği yolunda ithamlar ile dolu şiddetli bir mukabele görmüş- tü. (2) Sabahaddin bey Pariste bir taraf- tan: ötnolojik ve sesyolöjik malümatı- nı-ve tetkikatını: genişletmeğe çalışı- yordu; diğer-taraftan 1906 da tesis ettiği (Terakki) gazelesile kendisinin teşebbüsü şahsi ve ademi merkeziyet fikirlerini: neşrediyordu. sinden sütkardeşi Ahmed fazlı bey yardım ediyordu. Ahmed Fazlı bey Taşkışla divanı- harbi. mahkümlarından ve Trabius- garbden kurtulmağa muvaffak olmuş menfilerdendi. Osmanlı ahrar komitesi memleket da ve Anadolu vilâyetlerinde beyan- nameler tevzi ediyorlardı. Sabahaddin bey Ermenilerle bir itilâf akdini pek delim: (Arkası var) (5) Ahmed Bedevi: (Emel Peşinde) hu- sasi notlar, tarafından tekrar ediidisini yazar. (9) .uecwvubuzs ..w bon» savravmes Hansse mgsa mes

Bu sayıdan diğer sayfalar: