2 Ağustos 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

2 Ağustos 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife 6 m. Beynelmilel İzmir sergisi 20 ağustosta açılıyor Bu sene çok mütekâmil olacak sergiden İzmirin vg izmirlilerin kazancı çok olacak Geçen seneki sergiden güzel bir görünüş İzmir (Akşam) — Ege mıntaka- sının iktisadi ha- yatında çok ge niş bir hareket ve canlılık yara» tan İzmir beynel- milel sergisi 20 ağustosta (açi lacak vebir ay devam edecek- tir. Başbakanımız İsmet İnönünün sergiyi bizzat aç- İzmir belediye ve n İzmire sergi komitesi reisi vadi , B. Behcet Uz yüklerimizin ne derece ve kıymet verdiklerini te- barüz ettirmektedir. Başbakanımızla birlikte bir çok Vekillerimiz, Müs teşarlar, vlar ve Umum müdür- ler de İzmire gelecektir. İzmirde canlılık Sergi hazırlıkları şimdiden İzmirde bir canlılık yaratmıştır. Muhtelif mü- essese ve leşekküllerin, sergi hazır- lıkları için İzmire gönderdiği mümes- silleri, İzmirin normal hayatına na- zaran şehirde bir kalabalık yarat- mıştır. Bilhassa sergi günlerinde İz mir, Türkiyenin en yüksek alış veriş şehri halini alacaktır. Geçen sene sergi zamanımda hariçten ve dahil memleketten İzmire gelenlerin yap- tıkları alış veriş ki milyon liradan fazla tutmuştu. İzmirin, sergiden bu seneki kazancının beş milyon Mrayı bulacağı tahmin ediliyor. Elektrik tenviratı ve parke yollar Sergi sahasının en mühim bir kıs- mında elektrik tesisatı tâhtelarz ya- | pılmıştır. Yeraltı kablolarının ta mamlanması sebebile tecrübeler yâ- pılmış ve sergi sahasına, geçen yıllar ra nazaran daha kuvvetli ve fazla elektrik cereyanı veril Tenvi» (AKŞAM) ın edebi romani rat, daha bol ve daha kuvvetli bir $€- kilde, temin edilecek, sergi sahasi, geceleri de gündüz manzarası göste- recektir, Sergi sahasını çeviren yollardan mühim bir kısmı parke düşenmediği | için bir toz deryası halinde idi, Hafif bir rüzgâr, sahayı ve Kültürparkı, toz içinde bırakırdı. Geçen seneki ser- gi esnasında bol su sıkılmak suretile daimi bir çamur deryası halinde tu- tulan bu yolların parke düşenmesi için faaliyete geçilmiştir. Bütün yol- ların parke düşenmesi 63,000 liraya müteahhide ihale edilmiştir. Müte- ahhid, mühim miktara baliğ olan bu yolları kısa bir zamanda bitirmek ve Fuara kadar tamamlamak için gece- leri de işçi çalıştıracaktır. Sipariş edi- tir. Kültürpark sahasındaki beton yolların inşaatı bitmiştir, Geniş ve büyük mikyasta inşa edilen beton yollar, sergi sahasına ayrı bir güzel- Uk ve temizlik kazandırmıştır. Sergi gazinosu genişletiliyor Gazinanun genişletilmesi için ya- pılmakta olan inşaat ta bu günlerde bitecektir. Bir çok müessese ve tica- rethaneler, sergi sahasıfıdaki pavyon- larını, geçen seneye nazaran büyüt- müşlerdir İkinci büyük havuzun in- şaatı devam ediyor. Bu havuz, sergi gazinosu önündeki havuzdan daha büyük ve fiskıyeli olacaktır. Havu- zun yakında inşa edilen patinaj 58 hasası, İzmir için bir yenilik teşkil İ etmektedir. Geniş patinaj sahasında eğlenecek halkın neşesinden seyirci lerde müstefit olacaklardır. Belediye ve sergi komitesi reisi B. Dr. Behçet Uz gergi işlerile geceli gündüzlü alâkadar olmaktadır. Otel ve aşçi dükkânlarile lokantalarda ih- İ tikâra mani olacak her türlü tedbi İ Jer alınmıştır. Belediye ve sergi ko- İ mitesi reisi bizzat otel, lokanta v6 İ gazindları teftiş etmekte, gördüğü len parke taşlar, bu günlerde gelecek- | Tefrika No. 3 Mektep arkadaşları i ve ikinci tefrikaların hülâsas İzmirde güzel bir köşk.. Âsude muvaffa- kıyetle imtihan verip mektebi bitirmesi şerefine arkadaşlarına bir ziyafet veriyor. Bu genç Kızların hepsi bir ev kadını olma- Yalnız Cevvale kadınla- ir meslek sahibi olmasına taraf- tardır. İstanbula giderek tib tahsil ede- eektir. Âsüdenin nişanlım ile bu mevzu etrafında münakaşa ediyorlar, Hareketli ve heyecanlı olduğu mu- hakkaktı. Faruk dâha cümlesini bitirmeden iğnesi ini bulmuş bir yılan gibi der- ha) ses vermeğe başladı: — Kadınları erkeklerden ayırıp ko- Duşuyorsunuz. Bir kere kabul ediniz ki artık meslek hayatında kadın ve erkek farkı kalmamıştır. Bu noktada kadını erkekten ayırmak ona hakaret olur. Erkeğin muvaffak olduğu işte kadının geri kalmasmâ imkân yoktur. — Şimdi âza mülâzimiyim. — Mükemmel. Sizin bu İşinizi bir dının da yapabileceğine nasıl ihti. Mal vermezsiniz? Bürhan Cahid —— 1 mış gibi doğruldu. Bacaklarını çapraz» ladı. Anlaşılıyordu ki bu çenebaz mah- lükla başa çıkmak pek kolay olmıya caktı. Hafif bir tebessümle: — Anlaşamadık hanımefendi, dedi. Ben erkeklerin yaptıkları her işi ka- dınlar yapamaz, diye iddin etmedim. Şüphe yok ki hukuk tahsilini tercih etseniz siz de mükemmel bir avukat, ciddi bir hâkim, pişkin bir adiiyeci olabilirsiniz. Fakat acaba bu vazifeleri | gene erkeklere bıraksanız da tablatin sizden beklediği vazifeleri yapsanız, iyi bir yuva kursanız, mükemmel bir ana olsanız ne kaybedersiniz? İleri atılmak için işeret tabancası» nın atılmasını bekler gibi kulakları kirişte, gözleri genç adamın dudakla- rında sabırsızlıkla bekliyen ve sinir- den, heyecandan uzun bacaklarını mütemadiyen oynatan genç kız bir kahkaha attı: Hep bu lâkırdılar, dedi, meslek bayatlarında kendilerine rakib olma» mızdan korkan erkeklerin endişesi. ve bütün bu endişeleri belli etmemek için kurnaz a ileri sürülen iddialar... a AKŞAM Zonguldak halkevinin köylerde yaptığı geziler Köylülerin dilekleri dinlendi, ihtiya, an todkik edildi, hastalar mayo edilerek İ âçları verildi Zonguldak valisi ve Halkevi heyeti köylüler arasında Zonguldak (Akşam) — Vali ve Par- ti başkanının başımda bulunduğu, he- kim, ziraatçi, ormancı, baytar ve mu- harrirlerden mürekkep Halkevi heye ti, köy ziyaretlerinin ikinci devresine başlamıştır. Heyet, yolda kendilerini tekrar köylerine çağıran Gaca köyü- ne uğriyarak köylülerle çök candan konuşmuşlar ve ihtiyaçlarını, dilekle- | rini not etmişlerdir. Köyün yeni yapı- lan okul kurağını gezmişler, köylülere orman ve ziraat işleri, toprak bakımı ve sosyal durumları üzerinde çok faY- dalı bilgiler vermişlerdir. Buradan Hacali köyüne gidilmiştir. Hacali köyünde, yakınmda bulunan 9 köyden gelen kalabalık bir köylü kütlesi toplanmış bulunuyordu. Vali ve heyet, köylülerin arasına katılarak onlarla samimi temaslarda bulunmuş- lar, konuşmuşlar, ihtiyaçlarını ve İs- teklerini sormuşlar, not etmişlerdir. Halkevi hekimi, köylülerden basta olanları bir bir muayene etmiş, ilâç- larını Halkevi parasız olarak vermiş- tir. Okulda okuyan köy çocuklarına Halkevi tarafı - en ndan kâğıt, detter,. ka noksanları tamamlamaktadır, Belediye reisinin beyanatı Sergi sahasında geceleri de çalışıl- dığı için B, Behçet Uzu geceleyin sergi sahasında bulmak ekseriya mümkündür, Kendisi, bu seneki ser- gi hakkında gazetemize şu beyanatta bulunmuştur: — İzmir beynelmilel sergisi her se- ne biraz daha tekâmül ve Türkiye iktisadi varlığına faydalar temin eden bir eserdir, Bu seneki sergi geçen yıl- lardan çok üstün olacak ve alâkayı çekecektir. Serginin gerek ziyaretci- ler, gerek İzmir halkı için . muhtelif eğlencelerle dolu olarak geçmesi için ri tutamâzsınız, tutamazsınız ve alda» tamazsınız. Bir kere şunu anlamak lâzımdır ki kadın artık çocuk makine- | si değildir, Erkeğin zevk Yeyip içen, giyinip kuşanan bir sine- | kür (cin&cure) değildir. Kadın dilerse hayatını kendi kendine tanzim eder. İsterse bir erkeğin hayatına bağlanıp gider, Fakat bu bağlanışta da hürriye- tini elinde bulundurması, erkeğin var- lığı içinde kaybolmadan yaşaması doğ- Tu olur. Bunun için de kadın hâyatına her zaman hâkim olabilecek vaziyette bulunmalıdır. Birdenbire ağaçlar arasından çıkan Âsudenin kahkahası, genç kızın heye- | İ canlı nutkuna nihayet verdi, Asude; — Gene münakaşa başladı değil mi? | Fakat çok rica ederim, bugün ciddi İ şeylerden kohuşmıyalım, İki kişi çene çalarken ötekilerin seyirci kalması ka- dar gülünç şey olmaz. Haydi bakalım. | Biraz bahçeyi dolaşalım, Buraya sof- | Ta kursunlar... Âsudenin bu müdahalesi Cevvale ile Faruk arasında gittikçe alevlenmek 1s- tidadını gösteren münakaşayı en he- yecanlı yerinde söndürdü. Şimdi genç kızların neşesi yeniden canlanmıştı. Yuvalarından ürkütül müş bir serçe kümesi gibi cıvıldaşarak ve tıpkı mektepte olduğu gibi biribir- lerini itin kakarak bah ve eğlence | oyuncağı değildir. Bir köşede Sadece' | Tem dağıtılmıştır. Köylüler, bu candan alâkadan çok sevinmişler, heyetle beraber gelen şe- hir bandosu ve davullar milli havalar çalarak ve mahalli oyunlar oynıyarak geç vakte kadar, Cumhuriyet valisi- nin ve Halkevi heyetinin etrafında çok şen, neşeli, eğlenceli saatler geçirmiş- lerdir. Bir genç ve bir ihtiyar | köylülerin duygularını çok temiz ve özlü bir dille ifade etmişler ve Cumhu- İ riyet ve inkılâba bağlılıklarını ve şük- ranlarını canlı sözlerle belirtmişlerdir. Bugün, köylüler için bir bayram gi- bi neşe ve sevinç günüydü. Her taraf bayraklarla bir cennet gibi süslüydü. İ Çam ağaçlarının yeşil gölgeleri altın- da temiz ve renkli giyinişlerile kadın, erkek, çocuk köylü safları çok cazip ve cumhuriyetin fazilet ve asaletine yaraşır bir manzara teşkil ediyordu. Köylüler, heyeti: (Gene geliniz, her zaman bekleriz) diyerek uğurlarken bütün ufukları sonsuz bir heyecan dalgası halinde, köylülerin yüreğin- den fışkıran şu sesler dolduruyordu: — Yaşasın Cumhuriyet, varol Atâ- türk... ms m zengin bir proğram hazırlıyoruz, Bu seneki sergiden İzmirin ve İzmirlile- rin kazançları çok yüksek olacaktır. Geçen bir sene içinde İzmirde yeni oteller inşası için halka kolaylıklar gösterilmiş ve bir çok oteller inşa et- tirildiği gibi bir çok evler de, pansi- yon haline kalbedilmiştir. Geçen se- nelerin tecrübeleri, bize enternasyo- nal sergi için ne şekilde çalışmak lâ- zimgeldiğini öğretmiştir. Dekoras- yon işine ayrı bir ehemmiyet atfedi- yoruz. Onun için bu seneki sergiyi, muhtelif bakımdan daha mütekâmül bir şekilde açmağa muvaffak olaca- ğaz. lu yukarı sedlerine doğru yayıldılar, | SÂsude bugün pek keyifli idi. Daha mektepte iken nişanlandığı Farukia bir ay sonra düğünleri ola- caktı, İstanbul adliyesinde çalışan de- Hkanlı, iyi bir tesadüfle İzmire tayin edildiği için artık her gün beraberdi- ler. İkisi de İzmirin eski ve tanınmış bir ailesinin çocukları idiler. Küçük- lükleri beraber geçmişti. Sonra Faruk hukuk tahsilini yapmak için İstanbu- la gitmiş, fakillteyi bitirince de İstan- bulda yerleşmişti. Düğün için Âsudenin Useyi bitirmesini bekliyordu. Onun mektebi bitirmesi ile nişanlısının İz- mire tayini biribirini takib ettiği için bu tesadüfü yarınki saadetleri için bir | müjde gibi telâkki ettiler, Her imti- han sonu arkadaşlarına böyle bir zi“ İ yafet çeken Âsudenin bu seneki top- lantıda her zamankinden çok gülme- ğe ve eğlenmeğe hakkı vardı. Genç kız kabına sığamıyordu. Cevvaleden başka öteki arkadaşları da evlenmek üzere idiler. Feriha Esad da nişanlı idi. İki hafta sonra Bursa ipek fabrikasında mühendis olan ni- şanlısının yanına gidecekti. Hattâ şimdiden arkadaşlarını Uludağ otelin- de yapacakları meresime davet edi- yordu. İ Leylâ Şakirin nikâhı bile olmuştu. | Onun hayatını birleştirdiği genç . İ Nazilli dokuma #abrikasında 2 Ağustos KADIN KÖŞESİ Siyah hasır şapka Siyah hasırdan küçük şapka: Ön kısmı tamamile mavi, pembe ve be- yaz sünbüllerle süslenmiştir. Kurdeles si siyahtır Diyarıbekir aygır deposu Diyarıbekir (Akşam) neslinin ıslahı m. i de açılan aygır deposu, iyi neticeler vermeğe başlamıştır, Depoya her gün 50 - 80 müracaat vaki olmakta ve ge- tirilen kısraklar sıkı bir muayeneden #onra tabii ve yahut suni aşıya tâbi tu- tulmaktadırlar. Depoda şimdi 13 ay- gırla 2 merkep vardır. Aygırlar halis kan Arap cinsine me vanlardır. Yalnız yapıl: göre Diyarıbekir vilâye kiz bini mütecaviz kısrak me duğundan depodaki 13 aygır ihtiyaca kâfi gelmemektedir. Bu itibarla, çok faydalı olan bu işe daha fazla hız ve- rebilmek için, aygır adedinin hiç ok mazsa elliye çıkarılması lâzımdır. Bu hususta yapilarak masrafların tam yerine masruf've çok faydalı olacağı- na göre alâkadar makamların nazari Gikkatlerini çekeriz. Sivasta tarlalar arasında bir cesed bulundu Sıvas (Akşam) — Şarkışlaya bağlı Küpeliköy civarında 60 yaşlarında bir ihtiyarın ekin tarlaları arasında cesedi bulunmuştur. Bu hususta yap” tığım tahkikat neticesini bildiriyo- rum: Cesed Görün kazasının Akpınar köyünden Hasan adındaki 50 yaşla” rında tahmin edilen bir adama siddir. Hasan Sıvasa çalışmaya gitmiş, orad& bir müddet çalıştıktan sonra köyüne dönmek üzere yola çıkmış, Küpeli- köy civarına geldiği zaman hastalana rak tarlalar arasına düşmüş ve orada ölmüştür, Cesed yirmi gün tarlalar arasında kalarak çürümeğe başlamış, oradan tesadüfen geçen köylüler, ölüyü gö- rerek jandarmaya haber vermişlerdir. Cesed kaldırılarak gömülmüştür. Alâ kadar makamlar, tahkikata defüm ediyorlar, Kardeşini öldürdü! Boyabad (Akşam) Cumaka- yalı köyünde Ali, aralamda ihtilâfı bir avlu yüzünden kardeşi Hüsnüyü beş yerinden bıçaklıyarak öldürmüş” tür, Katil yakalanmıştır, Fabrikaya aid siparişleri kontrol ete mek için şimdi İstanbulda bulunuyor” du. Dönüşte düğünleri olacaktı, Canan Şefik genç bir tayyareci ile nişarılanmıştı. Ağustos terllinde yüz başılğı beklenen genç tayyareci şimdi Seydiköy hava karargâhında bulunu- yordu. Öteki arkadaşlarının da bugün yarın hayatlarını birleştirecekleri er- 'keklerle alle temasları başlamıştı. Gönüllerinde sevginin leziz hayali yaşıyan bu bir avuç genç kiz mektebi bitirmenin, rüyalı gecelerin vadettiği saadete yaklaşmanın verdiği o coşkun Bevinci gözleri ve dudaklarile ifade et” mekle kanamıyor. Ne yapacakların! saadete bu kadar yaklaşma” nın verdiği baş döndürücü bir lezzetle çıldırmış gibi koşuyor, oynuyor, atli yor, haykırışıyorlardı. Aralarında onları hayret ve hattâ azapla seyreden Cevvale vardı, O, bu çılgın hareketleri mânasiz ve gülünç bulduğunu anlatmak ister gibi duda$ büküyor, arasıra biraz geride dura Faruğa işittirmek ister gibi: — Şımarıklar, delileri Diye muırıldanıyordu. Genç hukukçudan biraz t müş halesile yarım bıraktıkları münakö” şaya tekrar başlıyacaklı, Arkası var),

Bu sayıdan diğer sayfalar: