18 Şubat 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7

18 Şubat 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

mmlik. ——— makele — mim, 18 Şubat 1998 AKŞAM Otobüs meselesi Dün mahkeme Recai Nüzhet Babanı dinledi Protesto nasıl yazılmış? Kendisi ne suretle haberdar olmuş? Para teklifi meselesi Muhakeme, şahitlerin dinlenmesi için gelecek perşembe gününe bırakıldı Otobüs ruhsatiyesi almak üzere kendisine binlira verdiği iddiasile Ahmed Emin Yalman aleyhine pro “testo çeken dişçi Avni Bayerilebu "işte alâkadar olduğu söylenen Reçai Nüzhet Baban aleyhlerine B. Ahmed Emin Yalman tarafından açılan ha- karet davasile dişci Avni Bayer ve Recai Nüzhet taraflarından Ahmed Emin Yalman aleyhine çalan dava- Jaçın terhiden rüyetine dün asliye birinci ceza mahkemesinde devam edildi. Recal Nüzhet Babanla Ahmed Emin Yatman ve vekili Nazmi Nurt "muhakeme salonuna girdiler fakat diğer suçlu Avni Bayerle vekili Nuri gelmemişlerdi. Mübaşirin müteaddld defalar seslenmesine rağmen ikisi de Eelmeyince iddis makamı bunlar hakkmda muhakemenin gıyaben yapılmasını istedi. Mahkeme bu hu- Susta karar vereceği sırada evvlâ Avni Bayer, biraz sonra da vekili Nuri mahkemeye geldiler. Recai Nüzhet Babanın isticvabı Muhakeme başlayınca, evvelki cel- Sede gelmyien Recai Nüzhet Babanın maznun sıfatile hüviyeti tesbit edil- gi Recai Nüzhet Baban Taksimde oturduğunu, evli ve çocukları oldu- ğunu söyledikten sonra: — Ne işle meşgulsün? — Sabık vilâyet mektupçusuyum ve, bir kaç güne kadar çıkacak olan ,müstakbel (Barış) gazetesinin sahi- biyim. Bundan sonra Müddlumumiliğin 18/1/938 tarihli iddlanamesi okundu. İddianamede Recai Nüzhet Babar nın, 11/12/937 tarihinde dördüncü vakıf hanmın altındaki kahvede Zühtü ve İhsan adlarında iki kişiye; Ahmed Emin Yalmana. bin lira ver- diklerini söyledikleri takdirde 350 lira mükâfat ve Belediyede 150 lira Maaşlı bir iş bulacağını söylediği ve, Avni Bayer tarafından Ahmed Emin Yalmana çekilen protestonun yazıl» masında, ve keşidesinde fiilen yardı- Tu olduğu, dinlenen şahid İhsan, Zühtü, Galib Bingöl, Celâl ve Hasa- Bin şahadetlerile sabit olduğu bildi- Tilerek Recai Nüzhet Babanın, ceza Kanununun 65 inci maddesinin üçün cü bendi yolile 480 inci maddeye gö- ze cezalandırılması isteniliyordu. Recai Nüzhet ne diyor? İddianamenin okunmasından son- Ta reis, bu hususta bir diyeceği olup olmadığını Recaf Nzhet Babana sor- du. Recai Nüzhet Baban: — İddiahamede ceza kanununun *480 İnci maddesile mahkemeye sevk- «diliyorum. o Protestoda Avni Bayere Yardım ettiğim bildiriyor. Bu işin €veliyatı vardir. Bunları etrafile an- latacağım. Diyerek Tan gazetesinde otobüs Münakaşası etrafımda yapılan neşri- Yatı, valinin sualini, Ahmed Emin Yalmanın cevabını anlatmağa baş- Madi. Reis B, Sadeddin: —Sizbu teferrünt bırakınızda €sas meseleye geliniz. Dişçi Avni Ba- Yerin Ahmed Emin Yalman aleyhine İşlediği söylenen (suçlarda sizin de İran suçlu olduğunuz iddia ediliyor buna ne dersiniz? Recai Nüzhet, Baban şu cevabı Yerdi. — Ben, eski bir gazeteciyim. Ahmed Emin Yulmanla beraber ve bir masada çahşarak gazeteciliğe baş- Mâidik, Otobüs münakaşası günün me- Selesi olduğu için ben de tabiatile Sâkadar oldum. Ahmed Emin Yal- #anın aldığı iddia edilen bin lira me- Selesi etrafında da, ötede beride ko Muşuluyordu. Ben, Ahmed Emin Yal- Manın bu bin lirayı tramvay şirketin- Men aldığını duydum. Bu hususta ötede beride bir çok kimselerle de konuştum. Avni Bayerle, avukat Yusuf Kenanm odasında buluştum, Beraber notere gitmekliğim, para vermektiğim, hat. tâ protestoyu yazmış olmam bile bir suç teşkil etmez. Bunları yapmış ola- bilirm, Protestoda iştiraki var mı? Rels — Siz, sorulan sunle cevap veriniz. Avni Bayerin çektiği protesto- da ve paranın verilmesinde iştirakin var mıdır? Recai Nüzhet — Ben kimseye para ve maaş teklif etmedim. Ben Beledi- yenin mümessili değilim. Bir gün ben, Yusuf Kenanın yazıhanesinden iniyordum. Aşağıda Avni Bayere tesar düf ettim. Bana, bin lira meselesini anlattı. Elinde protestonun arap harf- lerile yazılmış bir sureti ve daktilo ile yazılmış bir de aslı vardı. Bana, «Ben, kendi bildiğim bir notere gittim, me- murlar gelmemişlerdi. Bu protestoyu çekmek istiyorum. &Seninle beraber notere gidelim > dedi. Benim yanımda iki tapu senedi vardı, Bunları vermek üzere altıncı noter Galib Bingöle gidecektim. Av- ni Bayerle beraber notere gittik. Avni Bayerin muamelesini yapmasını söy- Tedim onlar da yaptılar. Avni Baye- rin yanında ufak para bulunmadığı için 230 kuruş kadar tutan protesto masrafını da ben ödedim. Sonra Av- ni Bayer bu parayı bana verdi. Ortar da bir cürüm yoktur. Prolestonun altındaki imza Avni 'Bayerindir. Ben buna şerik olamam. Bilâkis bu meselede tahkir edilen benim. Ben, güya şuna buna maaş ve para teklif etmişim. Ahmed Emin Yalman da bunu bilir ki, vali bu pa- rayı devlet kasasından çıkarıp da | veremez. Ben, Yusuf Kenanın yazı- hanesine her zaman giderim. Beraber yaptığımız işler vardır. O gün de ge ne yazıhaneye gittiğimde Avni Ba- yerle buluştuk. Reis — Profestoyu kim yazmış, Avni Bayere sordunuz mu? ! Recal Nüzhet — Hayır sormadım. Reis — Protestoyu siz okudunuz mu? Recai — Evet, okudum. Reis — Bu protesto kaç nüsha idi? | Recai — Bunu hatırlamıyorum. İ Para teklifi meselesi Reis — Siz bazı eşhasa para teklif Recal — Kimseye böyle bir beya- natta bulunmadım. Bu beyanatı ba- na atfederek yazan gazeteler de er- tesi günü tekzib ettiler. Ben, valinin vekili değilim. Reis — Avni Bayeri tanır mısınız? Recai — Ailesini 15, 20 senedenbe- Ti tanırım. Bundan sonra Recai Nüzhet Baba- nın hazırlık tahkikatı esnasında Müd- delumumilikte verdiği ifadesi okundu. Bu ifadede Recal Nüzhet Baban, Avni Bayerle sokakta buluştuğunu ve, Zühtü tarafından verilen ifadeyi de reddederek evvelce kendisi Üskü- dar polis merkez memuru iken polis olarak maiyetinde bulunan Zühtü- nüri bu defa şahsi garazla kendisi aleyhinde ifade verdiğini ileri sür- müştü. Recai Nüzhet Baban bu evra- ka karşı bir diyeceği olmadığını söy- ledi. Rels sordu. — Zühtüyü tanır misun? Zühtü de maiyetimde polis idi. Bana tehdid mektubu yadzı. Daha bir ta- Deli tütün ihracatı Gaziantepte bir ihracat birliği kuruluyor Gaziantep (Akşam) — Deli tütün, ekimi, kanunu mahsusla şehrimize bir ihracat ma- i çok olduğundan İçil mez ve binaenaleyh memleketimizde istihlâk edilmez. Biricik sarf yeri Mi- sırdır. Mısırda Deli tütünü cevza de- nilen nargilelerde tömbeki yerine kul- lanırlar. Deli tütün orta bir hesapla senede ekicilerine 100 bin lira bırakır. Çöple- rinden ayırmak, sınıflandırmak, amr- balâj yapmak için her sene 20000 ame» le' ve bir o kadarda kadın amele çalışır. Amelenin aldığı 25-35 bin lira ile tüccarın kazancı da hesap edilirse Deli tütün hersene memleketimize (150) bin lirahk döviz getirmektedir. Deli tütün evvelleri mahdud miktar- da ekilir, kötüleri yakılır, iyileri ha- nizamnamesini yaparak tasdik için İktisad vekâletine göndermiştir. Ve kâletin tasdikile birlik resmen kurul- muş olacak, bu birliğe girmeyen ihrs- cat tacirleri Delitütün ihracından menedileceklerdir. Birliğin başlıca hedefi, Deli tütün ekim ve ihracını tahdid etmek, müş- terek bir sermaye meydana getirerek de on hisse için geçen seneki bütçeye on bin ra muhammen varidat koy- muştu. Bu sene içinde yeni ruhsatiye- ler verildiğinden 938 senesi otobüs his- sesi miktarı elli bin liraya çıkarılmış- tur, kım yolsuzluklarını gördüğüm için polis üçüncü şube müdüriyetine mü- zekkere yazarak kendisini. vazifeden attırdım. . Bu müzekkerem de polis müdüriyetinde mevcuttur. İhsanı ve Hüsameddini de tanımam. Avi Bayer tarafından Ahmed Emin Yalmana çekilen protesto okundu, Rels sordu: — Avni Bayerin elinde gördüğün protesto Bu.sirada Avni Bayerin vekili Nuri kalkarak heyeti hâkimeye: — Müddelumumiliğin iddianame- yor. Biz, ne ile neşriyat ve hakaret yapmışız? Dedi. Rels sordu; — Sen kimin vekilisin? — Nuri Avni Bayerin vekiliyim. Rels — Sen şimdi yerine otur. Av- ni Bayeri müdafan etmek Sırasi ge- lince bu iddinlarını da söylersin. Mahkeme, iddia makamının da tâ lebile, hazırlık tahkikatında ifade veren şahid Kâzım, Tevfik, Adnan, Zühtü, İhsan, Andon, Yasef ve Gali- bin çağrılarak dinlenmelerine karar vererek muhakemeyi gelecek per- şembe gününe bıraktı, #».” Avni Bayerin yeni bir davasi Mehmed Lütfi adında birine 270 Ira borcunu ödememesi üzerine haez- ödilen eşyayı Kasımpaşadaki Trayko apartımanmdan kaçırdığı iddissile dişçi Avi Bayer ve apartıman sahibi 'Trayko aleyhlerine açılan hukuku amme davası münâsebetile Ayni Ba- yer tarafından Tan gazetesi aleyhine dün bir dava daha açılmıştır. Avni Bayer istidasında, dayısının oğlu olan Mehmed Lütfi ile araların- da ailevi mahiyette olan alacak da- vasına gid tafsilâtın Tan gazetesinde, kendisine hakareti mutazammın şe- kilde yazıldığını iddia ederek Ahmed Emin Yalmanla neşriyat müdürü Sabri Salimin cezalandınılmalarını ve elli bin lirada tazminat istemek- tedir, Müddelümumllik bu istida tüze rinde tedkikata başlamıştır. sinde bizim, Ahmed Emin Yalmana | İ neşriyatla hakaret ettiğimz söyleni- Yazan: Arif C. Denker ESRARENGİZ KERVAN 'Tefrika No. 87 —— Küçük kervan geceleyin ilerlemeğe başladı. Büyük kervandan Nihayet yolda rasgeldikleri bazı çobanlardan alk ei il : i ; ; i 8 İ i g8 8 # # ir iri Bunu söyledikten sonra klavuzlara dönerek: — Madem ki, siz Hacı Mehmed İsa- nın adamlarısınız, o halde siz de bi- zim aradığımız kervanın peşindesiniz. Geliniz, beraber arıyalım. dedi. Klavuzların Hasan beyi bulamadık. ları haberi Güldestta olduğu kadar Mertonda ve Ahmed Abudda da derin bir tesir hasil etti. Herkes biribirine bakıyor ve: — Acaba kervan nerede? Pusuya mi düştü? Çinlilerin eline mi geçti? diye soruyordu. Fakat, bu sualler cevabsiz kalıyor- du. Küçük kervan bir gün daha yürü- dükten sonra da Hasan beyden hiç bir ses çıkmayınca Güldostun endişesi artık korkuya dönmeğe başladı. Bu korkunun yavaş yavaş nevmidi şekli- ni alması da muhtemeldi. Ahmed Abud kızı teselli etmeseydi ve herhak de bulunacağını günde birkaç defa tekrar etmeseydi, nevmidi çoktan baş- göstermiş olacaktı. Klavuzlara rasgeldiğinin ikinci gü- nü çobanlardan alman haberler Gül dostu ayni zamanda hem ümide dü- şürdü, hemde korkusunu arttırdı. Çünkü çobanlar büyük bir kervanın o yoldan gitmekte iken kendilerine iltihak eden iki klavuzun tavsiyesi üzerine istikametini değiştirdiğini ve garbe dönerek tekrar çölün içine dal- dığını söylediler. Merton bu haberi işitince dedi ki: - Bu klavuzların sahte klavuzlar olduğuna ve düşmanlarımız tarafın- dan gönderildiğine şüphe yok. Onlar Hasan beyi korkutmuşlar, bü taraf- larda tehlike olduğunu söyliyerek bü- tün kervanı çölün içine doğru sevket- yalşler. Kervan bu itibarla büyük bir tehlike içinde bulunuyor. Ya düşman- larımızın eline geçmiştir, yahut geç- mibk üzeredir. Madem ki şimdi kerva- ran hakiki istikametini öğrendik, bi- zim için yapılacak şey süratle o isti- kamette İleriiyerek kervana yetiş mektir, Güldost ta Mertonun bu izahatını hiç bir iz yaktu rini söylediler ve: — Bu işte mutlaka bir yanlışlık var, Çobanlar bize doğruyu söylemediler, Geliniz bizim bildiğimiz mahalle ka- dar gidelim de ondan sonra Hotan- deryadan ayrılalım, Bu suretle yolu yarıya indirmiş oluruz, dediler. Fakat, Dedi ki: — Bu kadar uğraştıktan sonra Ha- san beyin izini bulmuşken o iz üzerin- Güldost onları dinlemedi. mızın eline geçtiğine hiç şüphe etmi- yorum, Merton da klavuzlar gibi düşündü. ğü halde Güldostun ısrarı üzerine © noktada Hotanderyayı terkederek çö- Tün içerisine daldılar, Küçük kervan karanlıkta süratle şimale doğru ilerilemeğe başladı. Ah- med Abud arada sırada kum tepele- rinden birine çıkarak etrafı dinliyor ve bir ses, bir deve çıngırağı sadası kapmağa çalışıyordu. Beyhude bir ça- lışmal Büyük kervandan hiç bir is yoktu. Bir aralık bir miktar kuru ka- mış topladılar, bunları bir tepenin (s- tüne yığarak yaktılar. Çıkan alev uzaktan görülür, Hasan beyin adam Yarı yakında ise bize bir işaret verir. Ter, dediler. Fakat bu tedbirden de bir netice çıkmadı. (Arkası var),

Bu sayıdan diğer sayfalar: