30 Temmuz 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9

30 Temmuz 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kahveler ha Istanbulda e Buralarda ha Istanbulda kaç türlü kahvehanelere kimler g ie İŞ kahvehan Eski İstanbul kahvelerinden birinin fotoğrafı İstanbulda bazı meraklı ve garip tedkikler yapan bir dostum vardır. Kendisi meşhur bir ilim adarmdır. Bu zat son zamanlarda «İstanbul kah- veleri» isminde bir tedkik yap! a başlamış. Eskiden İstanbulda kahve- ler nasıldı? Şimdi nasıl? Arada bi değişiklikler oldu? Ne tipte kahveler ortadan kalktı? Nasıl kahveler orta» Ya çıktı? Dostum daha bunun gibi birçok meraklı ve rip sualleri eline almış, büyük bir c k haline gele- cek olan tedkik eserini hazırlamak için kapı kapı dolaşıyor, 40 senelik, ? Senelik eski kahvecilerle gör İstanbulun eski kahvehane hak kında tedikikatta bulunanlarla düşüp kalkıyor, Evvelki gün bu dostuma rasgeldim. Bana tedkikatını anlattı, O günü de böyle İstanbulun en eski kahvecile- ile, İstanbulun eski kahvehaneleri kında tedkikat yapanlarla görüş meğe gidiyormuş. Beni de beraber yâ- nelik eski den ihtiyar ında ga tedkikler yapan Yaşlı başlı münevverle karşılıklı geç” mMişler. eski kahvehanelerdeni bahsedi- yorlardı. Evli beş senedenberi hiç Ja #lasız kahvecilik eden ihtiyar bir arlam anlatıyordu: — İstanbulda en €ğlence yerleri hiç şüp! Manelerdir. Bugünkü İ: leri ile, eski İstanbul kahveler da hiç bir münasebet yoktur Eskiden Yade yeşilliği, çayırımsı, tenhace yer lerde yapılırdı, Eski kahvehane m davimleri biraz yeşillik görmek ister- di. Bugün İstanbulda çok €ski > dan kalma kabvelere bakınız. Hepsi böyle yerlerdedirler. Şimdiki halde İs- tanbulun en eski kahvesi Üsküdarda, Çiçekçiler kahvesidir, Buranın etrafı tamamile açıktır. Bahçesinde parklar Yardır. Çiçekciler kahvesi hgkikaien tedkik edilecek bir yerdir. Kahvenin Ortasında bir sarnıç vardır. Bursyâ €skider su sarkıtıp soğuturlarmış. Kahvenin eski perköleri maktadır, y : Halbuki şimdiki kahvehigme MÜĞE Yimleri yeşinikten ziyade, kalabalık, Caddeye baka pencereler, bir MEP danın karşısında konulmuş masalar Arıyorlar, : Bu itibarle eskiden Kahveler misbe N tenha, sakin, gürültüsüz yerlerde en şimdi şehirin kalabalık, faaliyete siyade değişen iz ki kahve- leri hak- | aman» | hâlâ dur | i ardı. stanbul kahve- | İstanbul kahveleri daba d- | | | | | | yor, İ da gayet tabii birşeydir. Çünkü pey- İ bir kahveye ayni & u, gürültülü yerlerine akın ediyor. Bu- nun için şehrin İstanbul cihetinde kahveler eksildikçe, Beyoğlu tarafın- da yeni yeni, kübik kahveler çoğalı- Peykeler tarihe karıştı Sonra artık eski kahvelerdeki pey- keler de tamamile tarihe karışmış de- mektir. Bugün, yeni, asri, şık bir kah- vede peyke görüyor musunuz? Peykenin hayatımızdan kalkması kede rahat oturmak için bir ayağını a altınıza kıvırmak, âdeta bir nevi bağdaş kurmak icap eder. Zira peyke yerden yüksektir, Ayak yere değmez. Rahat etmek için böyle oturmaktan. başka da çare yaktur. Eskiden bu tarz- da oturmakta hiç bir mahzur gör” mezlerdi. Çünkü kıyafet buna mü- saitti, Akşam üstü entarisinin üstü- ne Şam hırkasını çeken kahveye ge- lir, peykeye bağdaş kurardı, Bazıları | da şalvar giyerlerdi. Halbuki bugün” kü medeni kıyafetimiz, ütülü panta- Jonlarımızla peykede bağdaş kur- manın imkânı yoklur. Peyke bunun için tarihe karışmıştır. Aşıklar kahveleri Sonra eskiden kahvehaneler bir ta- kım sınıflarâ ayrılmıştı. Meselâ a lar kahvesi diye bir sınıf kahvehanel er vardı. Buralara gık sık sazlı Aşıklar uğrarlardı. Beyit söylerler, sağ çalar- Simdi bu âşıklar kahvesile al sazlı âşıklarda hemen hemen key - muştur. İstanbulda kahveleri geç saz şairi bugün üç kişidir. meş çok ihtiyarlamışlardır. Sazlı genç âşı a kahvesi bilhassa geceleri yek eğlenceli olurdu. Zamanın şuerası, Dir meraklıları, kalblerinde hakikaten i olanlar, ai z ie ıı. Bu çeşid kahvı pe er âdeta birer edebiyat akademisi halini alanlar vardı. Bazen kşamda dört bes, hattâ alti, yedi âşık birden düşerdi. Es- kiden kahveye Aşık kelimesini <düş- ilmesile ifade ederlerdi ik karşılıklı bi birle- i t etmeğe kalkarla, Bütün em mat eden hulk şairi bir müd- det için sUsta» ilân olunurdu. Âşıklar da ustalığı elde etmek için çalışırlardı. Maamafih ustalığın öyle kolay kolay Ji eçeceğini zannetmeyiniz ha... Es- yen âşık kühvesinde us- kiden mühim bir , de talığı kazanmak, bugünkü Şmeling | kkında meraklı bir tedkik skiden kahveler nasıldı? yat nasıl geçerdi? e vardı, eski iderler, nasıl eğlenirlerdi?.. ve Joe Louis maçını kazanmak kadar çetin bir işti, Damacılar ve tavlacılar ve döğüş kahveleri Âşık kahvelerinde başka kahveha- nelerin birçok $i rı daha vardı. Damacılar ve tavlacılar kahveleri. Bunlardan şimdiki umumi hapishane elvarında, sed üstünde bir iki kahve kalmıştır. Zamanın bütün meşhur da- macıları, satrınçları, tavlacıları bu kahvelere giderlerdi. Bundan başka döğüş kahveleri var- &ı. Bu döğüş kahvelerinde cuma gün- lerinde horoz meraklıları, buraya gö- Mirler «İddialı horoz döğüşü; yapar- Jardı. Cuma ve tatil günlerinde bu kahveler son derece kalabalık olurdu. Vaktin yüksek, nüfuzlu memurları, hattâ paşaları arasında horoz merak» ları, horoz sahipleri buralarda topla- nırlardı. Bir zamanlar İstanbulu dehşetli bir bilârdo merakı sarmıştı. O zamanda Beyoğlunda pek çok bilârdo kahvele- ri açılmıştı. Bunların en meşhuru, €S- ki Lüksemburg sinemasının yanında, şimdi artık kapanmış olan Lüksem- burg bilârdo kahvesi idi, Burada pek çok bilârdo masalar: vardı. Kahveha- ne birçok salonlardan ibaretti. Bi- lârdo meraklıları buraya dolarlardı. Sonra nargilelerin ve okkalı kahvele- rinin güzelliği ile mşhur bir takım sıra kahveler vardı. Bunların en meş- hurları Tiryakiler çarşısındaki kah- velerdi. Tiryakiler çarşısmdaki kahve. ler Süleymaniye camisinin karşısında ve yeşillikler içindedir. Bu kahveler de çok azalmıştır. Fakat İstanbulda nargile meraklıları meşhur İzmir işi nargile yapan Beyoğlundaki eski «Ka- nunu esasis kahvesine giderlerdi. Sonra temizliği ile meşbur bâzı kahveler vardı. Meselâ bunların ba- şında Direkler arasındaki «Mersinin çayhanesi» pek meşhurdu, Bu küçük çayhane ramazan gecderi adam al mazdı. Direkler arası kahvehaneleri de çok meşhurdu , Kuşçular, çiçekçiler ve saire Bundan sonra mesleklere göre ay- rılmış birçok kahvehaneler vardı. Ye- nicamideki kuşçular kahveleri, çiçek- çiler kahveleri, ah n toplandığı ahçılar kahveleri, - ki bunlar Be ndda ve Sirkecide idi- Galatada tör çalg varcı ustaları, pehli Jar kahveleri ve saire; Bugün peyke ile beraber okkalı kah- ve vermeğe malisüs sapsız kalavi fin- ak- rıcılar kahvehaneleri, du- anlar, kuyucu- “Gö İcük kermesi bugün başlıyor, 2 gün sürecek Davetliler Gölcükten Bozdağa çıkacak, Adliye Vekili de şenliklerde bulunacak P Bozdağdaki güzel İzmir o (Akşam) Ödemişin Gölcük yaylasında 30 ve $1 temmuz tarihlerinde kermes vardır. Gölcük kermesi için zengin bir program ha- zırlanmıştır. İstibdad devrinde Çakırcalı ile ave- mesinin ve bir çok ;eşkiyanın mer- kezi olan Bozdağ ve Gölcük yaylası, cumhuriyet devrinde sıhhat ve eğ- lence kaynağı olmuştur. Her yıl İzmirden bir çok aileler, ya- zm sicak günlerini Bozdağ ve Göl- cükte geçirmektedir. Gölcük kerme- sine vali B. Fazlı Güleç tarafından İzmirdeki konsoloslar, daire âmirle- ri ve gazeteciler davet edilmişlerdir. Cumartesi günü otokarla Ödemişe hareket edilecek, oradan otomobillerle Bozdağa çıkılacaktır. Kermese civar kaza ve köylerden de pek çok halkın geleceği haber alınmıştır Hazırlanan kermes programına gö- re cumartesi akşamı, mehtab eğlen- celeri yapılacak, milli oyunlar oyna- nacak, güzel bir gece geçirilecektir. Pazar günü de güreşler, Gölcükte yüzme ve kayık yarışları, spor eğ- Gölçükten bir manzara lenceleri yapılacak, zeybek oyunu Oy- nanacak, köylerden getirilecek $47 şairleri dinlenecek, köylü kızlar tür- küler söyliyeceklerdir. Gölcükte gü- zel bir gün yaşanacaktır. Gölcükteki köşklerinde istirahat et mekte olan Adliye Vekili B. Şükrü Saraçoğlu da bu eğlencelerde hazı” bulunacaktır. Bozdağ köyü ziyare edilecek, Çakırcalının vaktile kızar larile kuzu çevirttiği yer, su içtiği kaynak görülecektir. Ödemiş - Bozdağ yeni yolu da 1e7- kik edilecektir. Bu yol, Ödemişten doğrudan doğruya Bozdağa çıkmak- tadır ve eski İzmir valisi genermi Kâ- zım. Diriğin Birgi üzerinden Bozda- ğa yaptırdığı yoldan 13 kilometre daha kısadır ve tehlikeli rampası da yoktur. Bu y j i Ödemişi, Bozdağ üzerinden Salihlide Sart harabelerine bağlıyacak turis- tik yol olacaktır. Bozdağda bu kış, dag sporlarını başlanacaktır. Dağda sporcular için bir sığınak, Ödemişte bir klüb bine si, Bozdağ köyünde de ayrıca bir na yaptırılmıştır. Bursa öğretmenlerinin Trakyada tedkikleri — Bursa öğretmenleri Edirne Meriç gazinosunda umumi müfettiş - ve vali ile beraber Edirne (Akşam) — Edirnede üç gün kalan Bursa öğrentimenleri, ev- velce bildirdiğim gibi tedkiklerine devam için şehrimizden iki koldan hareket etmişlerdir. Burada kaldıkları müddetçe her sahada tedkikata bulunmuş olan bu münevver gençler, Trakya zirai, eko nomi ve kültürel kalkınması üzerin- canlar, cigara yakmağa mahsus sarı pirinçten «Ateşlikslerde yavaş yavaş tarihe karışıyor. Hele okkalı, kallavi #incanlara gençler hiç rağbet etmiyor- Jar. Bugün balkın aradığı ve rağbet €t- tiği kahveler kadın - erkek beraber gi- dilen, tahanemsi ve kahvemsi yer- lerdir. vede de harem - s€- lâmlık gittikçe kalkıyor, Kadınlar da kahveye gelmeğe başlıyorlar. Bugün kahvecilerin derdi Bugünkü halde keahvecilerin en bel- Hi başlı derdlerinden biri de nedir bi- iyor musun Söylemesem altınıza, bilg gelmez. Bugünkü kahvehaneler- de etraflı ve faydalı bilgi edinmişler. dir. Gece misafirler şerefine Belediye parkında Trakya umumi müfettişliği atölyesinin Trakya kalkınması, tari- hi eserler, büyük manevralar, spor hareketleri, İstanbul ve Atina üniver» sitlilerinin Edirne ve Trakyayı ziya- retlerine aid filimler gösterilmiştir. de radyo ve gtamofon merakını bili- yorsunuz. Gramofonu hasıl çaldira- cağı bir kahveciyi o kadar şaşırtır ki... Çünkü kahveye gelenlerin zevkleri bambaşkadır, Meselâ gramofona bir alaturka plâk koyarsınız. Gençler: — Aman.. der... Kuzum bir dans havası koy... | (o Dans havasi koyarsınız, ihtiyar bir İ müşteri sizi yanına çağırır: — Bu ne yahu? Bu çaldığın hava ne? Papas ölüsü kalkıyor gibi... Çal bir alaturka,.. «Al yanakta çifte de çifte benleri var...» plâğını koysan&... Hikmet Feridun Ba

Bu sayıdan diğer sayfalar: