6 Ağustos 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

6 Ağustos 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Deniz suyundan altın yapmak için bir fabrika kuruldu Binlerce sene eski kimyagerlerin Peşinden koştukları bir hayal şimdi hakikat oluyor. Bu hayal dahi şu ve- Ya bu maddeden altın yapmaktır. Japonya maliye nezareti merkez tedkikat enstitüsü erkânından dök- tor Hiroski Suzuki enstitünün 1âbo- Tatuarında birçok seneler yaptığı tedkik ve tecrübeler neticesinden al- tN yapmak usulünü keşfetmiştir. Altın imalinde kullandığı başlıca Maddeler potaslı deniz suyu, hamizı klorma, brom ve mağnezyumdur. ,Mumaileyh yaptığı keşfin isabeti- Dİ isbat eylediğinden o mezkür mad- milk altın yapmak için bir EN sarfı ile bir fabrika kurul muştur. Şu kadar var ki fabrika bidaytete imaline başlı- e z Daha sonra brom, altın ve ümüş imaline başlıyacaktır, Daha ve diğer maddelerin yardımı Sl suyundaki altınları çıkara” » Mumaileyhin yaptığı hesap- lara göre bütün dünya deniz sula. nında yedi milyar ton altin vardır, Bu fabrika altın yapmağa başla dığı zaman bütün dünya altın vazi- yeti ve piyasası altüst olacaktır. Garip bir tasarruf sistemi İngilterenin o Ambie kasabasına elektrik cereyanı kaydeden saatler Otomatiktir. Saatin yukarı tarafın- daki delikten bir şilin atılmadıkça €VO cereyan girmez, Fakat bu işin bir de garib tarafı vardır: Saatin İçi he atılan bir şiline mukabil yalnız Üçte bir kıymetinde cereyan geçer. Paranın üçte ikisi saatin içinde ka- lir, Ondan sonra yeniden bir şilin af- maldır ki t r cereyan gelsin. Her aile saatinin içinde ne kadar Parası biriktiğini bilir ve bu para €lektrik eti tarafından aileye inde olunduğu zaman onunla ya ev kira sını öder, yahud bir gezinli ve seya- eder, primi elektrik şirketinin hls- sedarları, toplantı yaparak bu garib tasarruf usulünü değiştirmek iste- mişti, Fakat alâkadarlar şirkete mü- Tracantla eski halin ipkasını rica el mişler, saatin içinde biriken parala- nın zamanında çok İşe yaradığını söylemişlerdir. Bunun üzerine iki İ r nun etmek için saatlerin, abil üçle iki ce- tasarruf için pa» | ra saklaması şeklinde tadiline karar | verilmiştir. Ke e lm Katil maktulü gezdiriyor Kaliforniyanın Sikramente şehrin- de geçen gün Valter Ross isminde maruf bir adamın otomobille sokak- larda dolaştığı görülmüştür. Otomo- bilin içinde bir heykel gibi dimdik oturan ve sönük gözlerini hiç kımık datmadan bir tarafa diken güze bir ; kadın herkesin dikkatini celbetmiş- zel kadır miştir. Çünkü verle öldürdükten sonra otomobiline koymuştu ve, onu sokaklarda gezdi- ordu. Bir aralık Ross tanıdığı bir âilenin evlerinin önünden geçerken otomobilini © durdurmuş, aile efradı Ross'a otomobildeki kadını neden tak- ——— in Kapalı tenekelerde zeytin yağı yerine su satan adam Ismail mahkeme huzurunda cürmünü inkâr ediyor ve “Ben böyle bir Şey yapmadım,, diyor Dün mahkemeye garib bir sahte- kârlık suçlusu teslim edilmiştir. Is- mail adında olar bu adam seyyar Yağ satıcılığı yapmaktadır. Son 2- manlarda İsmailden zeytinyağı salın Alan Küçükpazar civarında bazı ah ılar, İsmaile parasını verip gönder dikten sonra tenekeyi açtıkları Za- mân içinde zeytinyağı yerine terkos Suyu dolu olduğunu görmüşlerdir. derhal polise bildirilmiş ve all gene teneke ile bir ahçıya 2eY- tinyağı satarken yakalanmıştır. 1s- mailin etindeki tenekesi açılınca |$ Meydana çıkmıştır. Meğer İsmali alelâde yağ teneke lerine benziyen bususi tenekeler yap- tırmıştır. Bu tenekenin bir köşesinden kısmına huni şeklinde bir teneke boru Tehimlenmiştir. İsmail bu huni- NİN içine bir mikdar zeytinyağı KoY- uktan sonra tenekenin diğer kısmi BI terkos suyu ile doldurup Ağanın bütün, kapağını £ Jehimletiyormu$” Müşteriye teneke ile yağı satarken Yağ dolu huninin bulunduğu kasım. an kapağı açıyor ve huninin içinde- Yağdan biraz boşalıp mümune olarak gösteriyormuş. Tenekenin İçin- bep böyle yağ dolu olduğunu Zân- Meden müşteriler de terkos suyunu teneke zeytinyağı flatine satın #liyorlar ve sonradan tenekeyi tâm3- Mile açınca terkos suyu meydana Sikiyormuş. İŞ bu suretle tesbit edildikten son- ha İsmail hakkında sühtekârlik Sü sormuştur. bir kaza neticesin- dim ötmediğini Ross o kadını lamak için mej man katil rovelve: polisleri tehdid etmiş. Bu aralık bir kız garson katile yaklaşarak sevimli simasile teskin etmiş, yarım saat zar- fında kendisini kaybedecek kadar sarhoş etmiştir. Ancak ondan sonra zabıta tarafından yakalanarak ha- pise tıkılabilmiştir. i dan evrak retile dolandırıcılık suçun: tanzim olunarak mahkemeye verile miştir. i ördüncü ceza malke- Dün asliye dördüncü ceza Ti mesinde yapılan muhakemede İsmail suçunu inkâr ederek: .— Ben böyle bir $ey yapmadım. öyledi Ben bu tene- Söyledikleri yalandır. keleri kapalı olarak başka yerden sâ- tın alıp kârla satıyordum. 'Teneke- lerde su dolu olduğunun ben de far- kında değildim. Bana iftira ediyor- lar, Dedi. Şahid olarak dinlenen ahçı- lar İsmailden aldıkları yağ teneke- sini açınca içinden terkos suyu çe tığını söylemişlerdir. Şahid pol de İsmaili yakaladıktan sonra elin- deki tenekeyi açtıkları zaman içinden yukarıda yazdığımız şekilde huni tertibatı ve terkos suyu çıktığını ve tahkikatı genişletince İsmailin bu tertibatlı tenekeleri Mihran adında bir tenekeciye beheri 20 kuruş mü- kabilinde yaptırdığı meydana çıktı- gını ve kendileri Mihranı bulup sor- dukları zaman Mihranın da İsmaile bu şekilde birçok tenekeler yaptığı" nı söylediğini anlatmışlardır. İsmail bu ifadelere de itiraz etmiştir. Mah- keme suçun mahiyetine göre muhâs kemenin mevkufen devamına karar vererek İsmaili tevkif edip tevkifha- öndermiş ve karar vermek üze emeyi başka güne bırakmış- Bir kadın kocasından boşanmamak için 8 yıl duvar icinde örülü kaldı Bin kasırganın te- &nadülen meydana çi- kardığı bu faciayı okuduğunuz zaman hayali kuvveti bir romancının &s6ri Ol- duğunu zannedecek- siniz. Fakat hadise bir hakikattir. Ame rikanın Arizona eya- letinin Feniks şehrinde cereyan etmiştir. Geçenlerde orada zuhur eden bir ka- sırga esnasında mezarlıktaki ağaçlardan birisi devrilmiş ve ağacın gövdesi tabliyat profesörlerinden Naplerin O ailesine Oald mezara çarpmıştır. Mezarın etrafına dö- külen taşlar temizlenirken omezarcılar fevkalâde garib bir vaziyet karşısında kal- mışlardır. Çünkü bundan sekiz sene evvel vefa eden ve Napler'in ilk karına ald olan medfenin boş olduğunu görmüşlerdir. Ya- pılan taharriyatta âlimin ilk karısının haaşi bulunamamışlır. Profesör Napler garib hilkatie bir adam olarak tanındı- gı ve evinde münzeviyane bir hayat sür- düğü hilindiği için zabıta şüpheye düşmüş ve bu hususta tahkikat yapmağa karar vermiştir. Yapılan ara bundan larda bayan Napler'in evvel vefat ettiğine öldükten , tekrar « çocuk dünyaya gelmiştir. Ye- a mesud bir hayat geçirmek İKTİSADİ MESELELER Yerli mallar sergisi ve İzmir fuarı iye reisi, yerli mallar ezdiği zaman, Türkiyede İz- mir fuarından başka bir sergi açma» Ea lüzüm olmadığını söylemiştir. Ay- ni mevsimde, hem İstanbulda hem İz- mirde sergi açılması sergiye iştirak &decekleri fazla meşgul etmektedir. Bu İtibarla yalnış İzmir fuarına kuy- vet vermek tek bir sergi yapmak daha faldelidir. Buna karşı verilen cevap ur; İstanbul ve İzmride açılah sergiler şekil itibarile yekdiğerinden ayrıdır. İzmir fuarı, enternasyonal mahiyette- dir. Galatasaray sergisi ise, yerli ma» lını halka tanıtmak için açılmıştır. Ku- ruluş ilibarile aralarında farklar var- dır. Yalnız şu noktayı ileriye sürmek lâ- zım.. İzmir fuarı ile, Galatasaray ser- gisi arasında zaman iitibarile pek az fark vardır. Bu yüzden, fabrikatörler, hangi sergiye iştirak edeceklerinde tereddüd ediyorlar. Fakat sergi sara- yı yapıldıktan sonra, bu mahzurda ortadan kalkacaklır. Çünkü sergi sa- rayına malik olan bir müessese, iste- diği zaman sergiyi açmak hakkını ha- izdir. Burada hatıra bir fikir geliyor. İstanbulda sergiyi hangi mevsimde aç- malı? Herhnide sergi için senenin en sıcak mevsimini intihap etmek doğru değildir. Nitekim bu sıcaklarda, Ga- latasaray paviyonlarını gezmek müm- kün olamıyor, Halk ellerinde mendil lerle yüzünü gözünü silerek, ter için- de, yerli malları seyretmektedir. Bu fedakârlığa ne lüzum var? Rahat ra- hat sergiyi dolaşmak için, daha serin bir mevsim intihap edilemez mi? Biz- ce sergi için en İyi mevsim seyyah akınlarının da başladığı şubat ve mart aylarıdır. — H.A, Şüpheli bir ölüm Kasımpaşada oturan İsmail adın- da bir amele dün Eyüp civarında Tuğla harmanlarında çalışırken bir- denbire hastalanmış ve düşüp bayıl- mıştır, Vaka polise bildirilmiş, hasta İsmaili Beyoğlu hastanesine kaldırıl- mışsa da yolda götürülürken ölmüş- tür. Ölüm vakası müddeiumumiliğe bildirilmiş aldiye tahkikata el koy- muştur. Adliye doktoru B. Enver Karan cesedi müwyene etmiştir. Mua- yene neticesinde Ismailin ölümünde şüpheli noktalar görüldüğünden ha- kiki ölüm sebebinin tesbiti için ce- Kendisinin sahte cenaze merasiminde bulundu, kocası başka bir kadınla evlendi, mahkeme bu faciadan dolayı profesörü 7 sene küreğe mahküm etti, Profesörün birinci ve ikinci karısı barıştılar. Yalnız bir sir arada wrada aile saade- tini İhİâli etmektedir. Evin üst katında profesörün hususi bir lâboratuvarı var- dı. Buraya hiç bir kimse, hattâ karısı bi- le giremezdi. Napler lâboratuvarın kapısı için hususi emniyet anahtarları oyaplır- mıştı. Bu anahtarları bep yanında ta- şırdı. Profesör tabilyat Tınkkında tedki- kat yapmakta olduğunu bahane ederek ve yanına bol mikdarda ezrak alarak haf- talarca Miboratuvarına kapanırdı. İkinci karısına, gayet mühim bin keşif hakkında tedkikat yaptığı için hiç bir kimse tarafından rahatsız edildiğini iste- mediğini söylerdi. Daima Napier Jâbora- tuvarına çekildikçe bayan Nâpier çocuk- larını alarak seyahate çıkardı, Bazan ka- ra ona beraberine neden bu kadar farla yiyecek, içecek aldığını sordukça profe- Sör bu suale hiddetle, re hiç cevab var- mdi bu İşin bir araşlır rd bir şey yoktu. a ne delâlet edecek bir hdi, akat biraz sonra zabıta uvarla örülü bir kapı bulmu: Bu kapı harlco kar» © penceresi olmuyan bir tavanarası odasi» na açılıyordu. Bu ka pi duyan yıkılınca, pis bir hava ile dölü recede zayıflamış ve “saçları bembeya olmuş bir kadın meydana çıkmışlar, Bu kadın Naplerin ilk karısı idi ve ko- casının boşanma hadisesi olmadan biğ defa daha evlenmesini mümkün kılmaji için kendi ihtiyarile bu karanlık odaya kapanmağa razı olmuştu. Her halde kas dının ifadesinden çıkan netice buduğ Kendi ihtiyarile mi kapandığı, yoksa koş cası tarafından buna mecbur edildiğinğ kati olarak anlamak mümkün değildi Çünkü bedbaht kadının kocasını mak için bu ifadeyi vermiş olması muhtemeldir. Tahkikat derinleştirilince profesör Nas pior'in dostlarından bir doktorun anhtg bir ölüm raporu vermiş olduğu da mey dana çıkarılmıştır, me mahkeme, ortada cebiş evcud olmadığı sabit olmaâ sen profesör Napler'i yedi sos u da beş seen hapse mahı Bunun diseden hiç haberi ole dost olmuşlar ve büğe nutmak için adın bütün serv etmiştir. İki kadı reken büyü! Birliğin siyaneti Evlilik birliğini #iyanet için hâki- me kanunda musyyen tedbirleri ite tihaz salâhiyetini veren Kanunu Me-| deninin 161 inci maddesinden gö çen yazımızda bahsetmiş ve karı kocadan herbirinin aile vazifelerini ihmal etmesi yahut diğerini tehli- köye, hacalete veya zarara mâruz | bırakması üzerine müteessir olan tâ- rafın hâkime müracastle, onun, müdahalesini talebe hakkı oldu- ğunu yazmıştık. Bu talep üzerine hâkimin ittihaz edebileceği tedbir. ler Kanunu Medeninin 162 ve 163 üncü maddelerinde yazılı olanlardır. 162 nci madde diyor ki «Karı ko- cadan her biri müşterek hayatın devamı yüzünden sıhhati, şöhreti veya işinin terakkisi ciddi suretle tehlikeye düştüğü müddetçe ayrı bir mesken edinebilirler. Meselâ. gayet mülevves bir mecraya yakın olması itibarile oturulamıyacak hal- de bulunan bir evde koca ikamet etmekte devam ederse karsi sıhha- tinin ciddi bir tehlikeye düştüğünü ileri sürerek hâkimin müdahalesini taleb edebilir, Keza umumhanelerin bulunduğu bir sokakta ev tutan eşinin yanında oturması kendi şöb- reti için ciddi bir tehlike olduğun- dan bahisle karı hâkime müracaat edebilir, Müşterek hayat yüzünden işinin terakkisi tehlikeye düşen ta- raflın da ayrı bir mesken edinmeğe hakkı vardır. Velhâsıl taraflardan birinin sıhhati, şöhreti veya işinin terakkisi müşterek hayat yüzünden ciddi bir tehlikeye maruz kaldığı müddetçe böyle bir tehlikeye maruz kalan tarafın ayrı bir mesken edin- meğe hakkı olup hâkimin müdaha- lesini talebe dahi mezundur. Müteessir olan taraf kendiliğin- den çıkip gitse ne olur? O zaman belki de boşanma sebeplerinden biri olan (terk) olur. Sonra, çıkıp git- mek kolay amma ya geçim, İaşe me- selesi? Onun için kanun «eğer karı KANSIZLI Elimin elle alama erip elisişir SIROP DESCHLENS, PARIS kocadan biri talep eder ve ayrı ya şamak keyfiyeti haklı olursa hâ- kim hangisi tarafından diğerinin iaşesi için ne miktâr muavenelle bulunacağını tayin eder» demiş ve hâkimin müdahalesi surtelle ayn yere çikan karı veya kocaya nafaka hükmedilebiledeğini göstermiştir. 163 üncü madde ise büsbütün bir mahiyette olup doğrudan doğ- ruya karıyı himaye etmektedir, Madde 163: Koca aile vazifelerini ihmal ederse karı kocanın mallarını idare hususunda kabul ettikleri usul ne olursa olsun, hâkim karı ve ko- canın medyunlarına borçlarının te mamunı veya bir kısmını karıya öde melerini emreder, Diyelim ki koca ayyaş ve sefih bir şahıs olmuştur. Evinihiç dü- şünmemekte, aldığı parayı bir kaç gün içinde yoketmektedir. Karı bu halin uzun zaman bu tarzda devam edemiyeceğini, çocukların ve yuva nın tehlikede olduğunu anlıyor. Hâ- kime müracaat ediyor. Hâkimde haklı gördüğü müracaat üzerine kocanın eline geçecek paraların bir kışmının veya tamamının kadının eline geçmesini temin edecek teda- biri ittihaz eyler, Ancak, kendisine müracant eği len hâkimin hiç bir tedbir almadan evvel kanimen ifasına mükellef ol- duğu bir vazifesi vardır. 161 * incel maddenin son fıkrasının sarahatine göre önce hâkim kabahatli olan ta- rafa vazifelerini ihtar eder. Kanun şerhedenlerin bir çokları bu ihtar ve tevbihlerin hattâ bir kaç kere ol- masına lüzum gösterirler. İhtara rağmen suihareketine deram eden taraf hakkında hâkim 162 ve 163 üncü maddeleri tatbik eder . Hâkim tarafından alınan tedbir. ler sebeplerinin zevâli halinde karı kocadan birinin talebi üzerine refo- lunur. Avukat Emcet Ağış Nörasteni, zaliyet ve Chlorose

Bu sayıdan diğer sayfalar: