17 Ağustos 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

17 Ağustos 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife 6 —— İzmir sergisinde çinilerle güzel bir çeşme yapıldı < Etibank paviyonunun muhtelif cepheleri, Eti türklerine ald kabartmalar ile süslendi z Etibank paviyonun da son inşaat » İzmir (Akşam) — İzmir Fuarı, şim- Giden İzmirde geniş; bir hareket ya- ratmıştır. Muhtelif yerlerden gelmiş Olan ekspozanlar paviyonlarını tan- gim etmeğe başlamışlardır. Fuar ran- geyömean büroları, İzmire gelen ya- bancılara rehberlik etmektedirler, Beynelmilel yataklı vagonlar şirketi, Fuar münasebetile Birinci Kordonda 'Türkofis binası altında muvakkat bir gube açmıştır. Ecnebi ziyaretçiler için rehberlik etmek üzere ayni şirket, İz- mire bir çok tercümanlar da getirt- miştir. Bir aylık tecrübeden sonra ali- nacak neticeye göre Yataklı Vagon- lar şirketinin İzmirde dalmi bir şube açacağı kuvvetle tahmin ediliyor. Fuarın açılma günü, İzmirin çok kalabalık olacağı tahmin olunuyor. İnşaatı bilen Etibank paviyonuna maden nümunelerinin yerleştirilme. niştır. Memleketimizde ver çeşid maden nümuüneleri, alâta alt grafikler, resimler bu mda bulunacaktır. Paviyonun muhtelif cephelerinde (Eti) Türkleri. ne ait tarihi kabartmalar vardır. Fuarda Türk çiniciliğide bütün zenginliğile görülebilecektir. 'Tama- men Türk çinliterile Türk mimari tar- zında güzel bir çeşme yapılmıştır. Bu çeşmenin sekiz yerinden bol su aka- caktır. Kütahya çinilerinden yapılan bu çeşmeyi görenler, şimdiden hay- ranlıklarını gizliyememektedirler. Fuarın 12,000 Liraya inşa ettirilen büyük kapısı tamamen meydana çık- mıştır, Üzerindeki bayrak direklerile birlikte kapı sütunları 27 metre yük- sek'iktedir, Bu kapının, dünya Fuar- larından hiç birinde görülmemiş de- recede zarif ve cazibeli olacağı söyle- Fuarda Kütahya çinilerile yapılan güzel çeşme Fuar mevsiminde İzmirde yapıla» cak mühim spor temasları için Türk» spor müsabakaları, başlı başına İzmi- re pek çok ziyaretçi çekecek ehemmi- yette olacaktır. Gediz nehrinde bir çoban boğuldu İzmir (Akşam) — Foça kazası- nın Geren köyü civarında Gediz nehrinde bir kaza olmuştur, Musa kâhyanın çobanı Bursalı Bayram oğ- lu Yaşar, Gediz nehri kenarında ko- yunları yıkadıktan sonra soyunarak Gediz nehrine atılmış, yüzerek karşı tarafa geçmek istemişse de suların cereyanına kapılmış, boğularak öl Ayvalık - Dikili yolunun açılışı Cümle ei bayramında icra edilecek İzmir (Akşam) — Vilâyetimiz da- inde mühim bir imar hareketi var, Ayvalık - Dikili yolumun inşası için büyük bir faaliyet göze çarpmaktadır. Yolun açılma töreni, Cumhuriyet bay» rTamında yapılacaktır. Bergama kaza» s1 ile Kınık nahiyesi yakında elektri- ğe kavuşturulacaktır. Bergamadaki eski elektrik tesisatından lâyıkile isti- fade mümkün olamamaktadır. Berga- maya içme suyu isalesi de bu yıl için- de mümkün olgcaklır. Bergamanın Kozâk yaylasında tu ristler için inşa edilmekte olan küçük, fakat konforlu otel, bir buçuk ay son- ra tamamlanacaktır. O vakit Kozak yaylası üzümleri de yetişmiş olacak ve Kozakla bir (üzüm bayramı) ya- pilacaktır. Karşıyaka, Menemen, Fo- ça, Bergama ve Dikili avcıları bu haf ta Candarlı plâjında birleşerek avcı- Jar bayramı yapmışlardır. Feci bir kaza Yüksek Tica» ret mektebi ta- lebesinden bay Hasan Tuncel çok feci bir ka- zaya kurban git- miştir, Zavallı genç, Kuzgun- cukta yıkanmak İçin dehize at- larken, başı dip- deki kayalara çarparak bayı! miş ve yüzer yerek boğulmuş» B. Hasan Tuncel inde en çıkanlarak mek- tep ve kamp ür göz yaş- ları arasında Kuzguncuk mezarlığına gömülmüştür, Yenişehirde bir cerh Beykozda oturan Rizeli Mehmed is- minde biri, evvelki gece ya sonra, Yenişehirden geçmekte evvelce bir kadın meselesinden dola- yı araları açık bulunan hemşehrisi Mustafa ile Rifata rasgelmiştir. Üç arkadaş konuşa Konuşa ilerlerken Ri- fat ansızın bıçağını çekerek Mehmedi yaralamıştır." İşe el koyan polis me- murları yaralıyı hastaneye yatırmış» Jar, vakayı müteakip kaçan Mustala ile Rifatı da dün sabah yakalamışlar» dır, Taksi kazası Cerrahpaşada Kürkçübaşı mahal- lesinde oturan B. Halim, Galatada caddenin bir tarafından diğer tara- fina geçmekte iken şoför Ahmedin idaresindeki 3093 numaralı otomobi- Jin altında kalarak yaralanmıştır. Po- Yis, Şoförü yakalamış, hakkında ka- nuni takibata başlamıştır. İzmirden Londraya 90 ton yaş üzüm gönderildi Inhisarlar idaresi, şarap imali için misket üzümü mübayaasına başladı Bu yl mahsulü çok bol olan İzmir bağlarından bir manzara İzmir (Akşam) — Mevsimin ilk yaş üzümü, Grete vapurile Londra- ya sevk edilmiştir. Frigorifik tesisatı ihtiva eden vapura İzmirden 40 ton, Karaburunun Eğri iskelesinden de elli tor yaş üzüm yüklenmiştir. Ay- ni vapur, Girid adasına uğrıyarak oradan da alacağı Yunan üzümleri- le birlikte Türk yaş üzümlerini 2 eylülde Londraya götürmüş olacak- tır. Bu yıl yaş üzüm ihracatı, geçen yla nazaran daha geniş mikyasta yapılacaktır, Şarablık üzüm mübayaasi İnhisarlar idaresi, Bomova hava- YXsinde yetişen misket üzümlerini, şarab imali için mübayaaya başla- muştır. Bağlardan imalâthaneye ge- tirimekte olan üzümler, derhal şa- raba tahvil edilmektedir. İdare, mis- ket üzümünün kilosunu üç buçuk kuruştan almaktadır. Müstahsil, bu ilatten memnundur. Bayraklıda inşa ettirilecek büyük şarab fabrikası ile İzmirin Alsancak mevkiinde 500,000 liraya inşa etti- rilecek büyük ve modem imalâthane binasına bu yıl başlanacaktır. Üzüm, incir pamuk ve zeytin rekoltesi Kuru üzüm ve incir piyasaları 20 | ağustosta açılacak, satışa başlana- caktır. Türkiye . Almanya ticaret muahedesinin imzası. münasebetile kuru üzüm ve incir üzerine geniş mik- yasta vadeli satışlar yapılmıştır. Fiat- ler iyidir. En son tahminlere göre Ege mıntakasının bu seneki kuru üzüm rekoltesi 42 bin, incir de 34 bin ton de 34 bin tondur. Geçen sene üzüm rekoltesi 112 bin, incir de 34 bin ton idi. Bu seneki pamuk rekoltesi, geçe senekinden 6,000 ton fazla olmak üzere 16 bin tondur ve bunun yüzde 80i Akala denilen iyi cinstir. Bu 8& ne pamuk mahsulünden elde ediles netice, iyi çalışmalardan doğmuştur ve istikbal için büyük işler vadef- mektedir, Geçen seneki 40 bin tona mukabil bu sene palamut rekoltesi 60 bid| tondur. Zeytinyağı rekoltesi 18 bin tondur. İSusam tarlalarında bir haşerf Ege mıntakasında bazı susam tar“f lalarında bir haşere peyda olmuştur. Susamm özünü yiyen bu haşer yalnız kabuğunu bırakmaktadır, İmtef hasi için Ziraat Vekâleti İzmir si rTaat istasyonunda icab eden tedbir” ler alınmış ve mücadeleye başlar” mıştır. Bu mücadeleden yükında iyi! neticeler beklenmektedir. Uyurken taraçadan düştü İzmir (Akşam) — İzmirin Çe rakkapı mevkiinde Rana sokağındA dul Fatmanın altı yaşındaki oğlu S# hh, geceleyin evinin taraçasındf uyurken yuvarlanarak farkına vaf” madan taraçanın kenarına kadar ge miş, dört metre yüksekten yere düş€“ rek muhtelif yerlerinden ağır suret” te yaralanmıştır. Memleket hastanesine o kaldınla zavallı çocuğun hayatı tehlikede gö'j rünmektedir. Yazan: Perihan Ömer de, bütün zevkle- günahlardan da, her şeyden daha iZ Var... gidiyorsu- Sizin, geceden rin kararan gördüğüm, bildiğim, kara, daha çe kadar güzelsi nuz? İstanbula Tabii, vapur artık başka bir ye- ve uğramıyacak, fakat kime? Kocanı- za mı, ailenize mi? Hiç kimseye. Nasıl, İstanbulda kimseniz yok rsi Ha; sade İstanbulda “değil dünyada kimsem yok. Bu sözleri söylerken se: remişti, Adam yavaşça acıyle tit. ımı kadinin uzun, bak- yüzüne yaklaştırmış, uz sonra: Demek gideceğinizi tıkta nereye demişti. bilmi z bir Ha yordu. böyte kavra- ne de böyle hoş bir Bir secenin romanı 'Tefrika No. 12 dolgun sesinde her ş unutturan bir kuvv gecenin denizin üzerine yayı- koyu örtüsünün hafif temasla- sarhoş eden bir iliklik vardı. Bu yolculuk rüya gibi kısa değil, ölüm gi- bi sonsuz olsaydı. Yabancı bir yere, yapyalnız çıkacağı sabah ona o kadar soğuk geldi ki, tit- | Teyerek büzüldü. Genç, tekrar bileğini tutarak: — Üşüdünüz mü? diye sordu. — Hayır, sadece aydınlıktan kork- İ tum. — Nasıl aydınlık? | Bir kaç sâat sonra bu, karanlığı | dağıtacak, bana yalnızlığımı göstere. çek olan aydınlık. — Yalnız kalmamak İster misiniz? ni bir dost.. i bir dost. emin olun haki Ben de hayattan, daha hayattan çok bık- x için çıktığım bir Halbuki her kinden daha bedbin, daha yor- tu. Öteki devam etti: — Ne Için düşünüyor, susuyorsu- nuz, hayat nedir? bir dakika düşün- meğe değer mi Size dostluğumu ve, yorum, kabul etmekte tereddüd edi yorsunuz. Neden? Belki hakiki bir dost çıkmam diye mi? Öyle olsa no kaybedersiniz, hem senelerce beraber yaşadığınız insanlarla ayni tehlike mevcud değil mi, bütün kuvvetinizle sarıldığınız, - hayatınızdan fedakârlık ettiğiniz bir kimse de bir gün birden ortaya çıkan bir düşman göremez mi- siniz. Biz daha bu gece tanıştık, hiç olmazsa düşman değiliz. Belki çok dost oluruz. Hayat bir talih oyunu de- gil midir. Yaşadığınız müddetçe bu oyunu oynamağa mecbursunuz. Kaç- sanız da kurtulamazsınız. Doğduğu- nüz dünyanın havasını ilk içinize çek- tiğiniz dakikadan itibaren o, sizin et- rafınızda dolaşır. Vapurâ girerken bana tesadüf ede- ceğinizi biliyor muydunuz? Tabii hayır değil mi?. O halde sizi mesud etmiye- ceğime nasıl emin olabilirsiniz? İnsan istikbalini nasıl anlıyabilir? Genç kız daha hiç hissetmediği bir saade!, bütün kuvvetile sararak aci- tan bir zevk içindeydi. Bu se nasıl uzaklaşabilirdi. Birder kadar alış sınmıştı. Geçirdiği acı günle- ri bile unutmuş, kendini bırakmış gi- diyordu. Nereye, neye, bilmiyor, düşü- nüyordu. Geçen saatlerin de, gelecek» İerin de farkında değildi. Her şey ehemmiyetini Kaybetmiş, silinmişti. Sade yanındaki adam, ve ondan çi- kan, damarlarını - saran, sıcak hava vardı. Bütün #arboşluğuna rağmen, kalan kadınlık gururu olmasa, kolla- rını uzatarak, «seni sevlyorum» diye» cekti. Evet, seviyordu. Hem bu âni gelen aşkta, sarsan, koparan bir kuy- vet vardı. Yavaşça! .— Belki hakkınız var; dedi. — O halde dostuz? — Evet. Ne çabuk anlaşmışlardı. Bu, Lâmia- nın ilk aşk macerasıydı. Halbuki ufak bir çekingenlik, yabancılık duymu- yordu. Biraz sonra, bütün hayatını anlatmış, başını adamın geniş omu- zuna dayamış, saçlarını okşuyordu. Göğsüne, zamanlardanberi hasretini çektiği, sevgisine kavuşan insanların Coşkun saadeti dolmuştu. Dudakları gülümserken, uzun kirpiklerinden si- cak yaşlar sziyordu. Ağlama ile gi menin biribirine karışmasında, se cin, acıya kadar gidişinde, ne doyul- maz bir zevk vardı. kadının lan göz yaşi , İlk busenin, inin gö e ken, onun istediği tasafa zi ufâk bir parça olmuş- tu. Bu adam kimdi, kendisini ne yap”) mak istiyordu? Önüne açtığı hayatı! siyah birleke gibimi uzıyacaktı, Yok) sa, daima bu ilk baş döndürücü sas) detle mi, ileriliyeceklerdi? Vapurda bulduğu, her taraftan at) lan köylü kızını o da; bir gün bir tar&| fa fırlatmıyacak mıydı? Lâmia bu” ları düşünmüyordu. Daha doğrusu bu düşünceler, bulutlanan . beynin? hâkim olamıyorlardı. Hâkim olam saadetti. Birden gelen, coşturan, çılj dırtan, her şeyi unutturan saâdet. İnsanım tam müânasile mesud oldu” ğu zamanlar ne enderdir, O zama” Jarı da karartmağa uğraşmak, bud4” lalık değil miydi? Adamın kim olduğü nesine lâzımdı, sesinde, gözlerinde dudaklarında, geniş göğsünde buldu”) ğu saadet kâfi değil miydi? Kuvveti) kolların arasına kendini büsbütün b” rTakırken, yavaşça: — Demek beni beraber gölürece$” siniz? demişti, Evet, Nereye.. bunu sormamıştı bile, Sa” ki bütün sokulmak, bağlanmak, sef” mek ibtiyaçları, birden taşmıştı, Bİ tün bunlar için, onu mu, beklemişti Genç adam ağır bir sesle: — Gözlerinizi kapamayın.. bakır” bakın gözlerime. ob!.. Bu gözler, v . demişti, (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: