18 Eylül 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

18 Eylül 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Hollivudun güzel bir artisti John Gilbert'in eski karısı Virginia Bruce ikinci defa evlendi Hollivutlaki sinemr, şıldızları âra- amda bütün mânasile güzel sayıla- bilecek olanlar pek azdır. Bizim gü- zel zannettikleri: en çoğunun bir kusurları vardır! Hollivulta Ku- uz güzellerden biri de Virginia ice'dur Virginla sehrinde Küçük başlamı: Amerikanın o Mineapolis doğmuştur, 29 yaşındadır. yaşta iken sahnede dansa ve meşhur Ziegfild dans Yızları ma girmiştir Virginia mütenasip v y dans etmesi ve müstesna güzelliği sayesinde çabuk nazarı dikkati cel- betmiştir. Artist bir taraftan sahne- de çalışmakla beraber diğer taraftan üniversiteye de devam ediyordu. Da- ha ziyade münzevi yaşıyor, pek az mse ile görüşüyordu. Yirginla bir yaz, tatilden istifade €derek Amsrikanın garb sahillerinde, Los Angeles ve Hollivudda gezinti X ren Paramount biri filim çe- Artist ufak lamıştır. Virginlâ evvelâ pek küçül roller yapmış, sonra daha mühim roller almağa başlamıştır. nianın saf ve pürüzsüz güzel- liği çok nazarı dikkati celbetmiş ve cma şirketil arasında artisti etmek için rekabet başlamış- 'ginia muhtelif o artistlerle bir kaç filim çevirmiş ve bu filimlerin hepsi rağbet görn öştür. Bu sırada Holliyutun en meşhur jön prömyesi olan John Gilbert, Vir- giniayı sevmiş kendisine İzdivaç teklif etmiştir, John bundan evvel bir kaç defa evlenip boşandığı için artist iptida bu teklifi Kabul etme- miştir. Fakat John o kadar israr et- miş, sevgisinden o kadar hararetle bahsetmiştir ki nihayet Virginia tek- Mfi kabul etmiştir. Hollivutn en meşhur jöri prömiye- sile en güzel artistin evlenmesi çok parlak olmuştur. Yeni evliler bal ayı» | nı hususi bir yatla denizde gezerek geçirmişlerdir. Bundan sonra Holli- vuta dönerek tekrar çalışmağa baş- lamışlardır. Fakat çok zaman geçmeden karı koca arasında (geçimsizlik baş güös- termiştir. Virginla sakin bir hayat yaşamak istiyordu. Halbuki John tek- rar hercajliği ele almıştı, Bu yüzden ğa şim Virginia Bruce ve kızı Suzan Gilbert " evlilik ancak bir sene kadar sürmüş, Virginia mahkemeye müracaatla bo- şanma karar: almıştır. Sevimli artist Johndan ayrıldıktan | sonra daha münzevi yaşamağa baş- lamış, bütün muhabbetini doğurdu- | ğu kızına hasretmiştir. Virginia altı sene bu suretle yaşadıktan sonra Walter Ruben adında bir zenginin evlenme teklifini kabul etmiş ve ge- | ŞT Virgina Bruce'un yeni kocası Walter Rüben, artist, Bert Taylor, ayakta duranlar Kay Francis, Warner ve madam Warner çende kendisile evlenmiştir. Fakat sinema İle alâkasını kesmiyerek fi- lim çevirmekte devam edecektir, Virginla Bruce, porselenden yapıl- mış heykellere benziyen ince ve za- rif bir kadındır. Tertemiz bir kalbi vardır. Bunun için Hollüvutta herkes kendisini sever. Düğününde büyük yıldızlardan bir çoğu bulunmuştur. Artist yakında büyük bir filim çevir- meğe başlıyacaktır, “ Artistin son zesimlerinden biri T ... .. Bir düğün masalı Yazan: NECDET RÜŞTÜ e Meydanı sarmıştı sesi davulun, Bir köylü bağırdı: — Erler savulun!,. Adamlar çekildi, çocuklar kaçtı, Gelen beş atlıya herkes yöl açtı: Dört nala, katarak tozu dumana, Beş civan sipahi vardı meydana; Ok gibi vağa» nın evine erdi, Bahşişi hak etti, müjdeyi verdi: — Ovâdan göründü düğün alayı. Zurnanın sesinden etraf inledi, Ağa bu.. Yerine gelsin arzular; Sayısız kesilip yendi kuzular, Şerbetler dağıldı gelen, geçene. Sofra da kuruldu rakı içene. Kaynata, imamdan âlmadan cevab, Bağırdı: — Düğünde bir kadeh sevab!.. Rakıyı indirdi birden gövdeye; Köylüler: — Ağamız içiyor!.. diye, Sofranın başına kırdılar dümen: — Yaşasın gelin kız! Yaşasın Hüsmeni İçkiler içildi, mezeler yendi, Bir sazla damada türkü söylendi; Hasretli özlerse nasil sılayı, «Ağüs nın içi de o kadar tezdi: Kaynata olmuştu, sabır bilmezdi. Doğruldu sedirden, bağırdı. İ — Hüsmen; Davranın; karşıcı çıkalım hemeni|.. Gerdek vaktidir artık, Damad: götür gelini!.. | Dünyada bahtiyarlık Sana verdi elin Ağanın oğlu da ne utangaçlı: Bu sesi duyunca odaya kaçtı. Peşinden saldılar arkadaşları; Hepsinin çatılmış ona kaşları: — Yürü be; naz etme!., Hüsmen tutuldu, Bir kakma, bir sille.. Avluyu buldu; Sabahtan hazırmış ahali meğer. Damadın kısrağı: Sırmalı eğer, Dizginler som ipek, koşum savatlı. Sokakta bekliyor bir sürü atlı; Sabırsız hayvanlar artık azıyor, İ Beygirler, kısraklar yeri kaziyor. Kapının açıldı büyük kanadı; Yatağında yer ayır, e Onu kem gözden kayır! Duvağı yandan sıyır, Çıkar sırma telini?.. * Vur sırtına bir kakma, Dışarıya bırakma!.. Naz etmesine bakma, Sar kâfirin belini!.. Söylenen türküyü damad duymuştu, Geç vakit, verilen emre uymuştu; — Merhaba!.. Gelini gerdeğe götürmek mübah, Aldılar öne damadı, Alaca Karanlık. Yakındı sabah; Bir kamçı; dört nala yüz atlı uçtu; — Hoş kalın!.. Yüz atlı ovada kanatlı uçtu. Köylüler evine döndü, Kapilar kapandı, ışıklar söndü. Dereyi, tepeyi aştılar kolay —3— Yamaçtan göründü karşıki alay, Ertesi güniydi; damad somurtgan, Baktılar: Onlar da kalabalıktı. B y mi yapıldı canını sıkan?.. Genç damad büsbütün şaşkın, alıktı: Üç köyün en güzel kızını almış, Çok para harcamış gelin tarafı! Ya neden bu kadar kedere dalmış, Dört davul, dört zurna almış ön safı, Nedir bu düşünce, niçin değil şen?.. Geride süslenmiş on iki deve Bin parça oluyor yüzünden düşen?!.. Çeyiz getiriyor kurulan eve. Bu kızı almakta etmişti ısrar, Düz yolda az daha karşı gidildi, Nedir bu düşünce, nedir bu esrar?.. Köyün bu âdeti tatbik edildi: Sevdiği kız geldi.. Nesi var, nesi? İlkönce verildi silahla selâm, Oğlanı çağırdı büyük annesi, Üçerden sıkıldı altı el tamam. Bir baktı, der aktı nasılsa; Damadın tarafı hayvanlarında eri gel bakayım; nedir bu tasa?.. İkişer oldular yol kenarında, Genç daimad susuyor betbeniz uçuk, Karşıki alaya açılmıştı yer: Ninesi sabırsız: Geçtiler davullar, yüklü develer. Az sonra, alayın orta yerinde, Gelin de göründü at üzerinde; Giyinmiş, kuşanmış, tamamdı süsü: Örtülmüş bir sıra altınla göğsü, Sırtında bir lata, ayakta şalvar, Belinde kakmalı gümüş kemer var, Kol açık, tımaklar bütün kınalı; "Toprağı tozurken atının nalı Kız, yüzü kapalı olduğu halde, Ne usta tutuyor dizgini elde, Sanmayın düşmekten titriyor içi; Bu köyün kızları çünkü binici. Arkada dört büyük yaylı araba; İlkinde ihtiyar ana ve baba. Geride üçüne dolmuşlar yalnız Düğüne davetli olan kadın, kiz, Erkekler arkada atlı geliyor, — Söyle, be çocuk?.. Dilinin altında saklı bir bakla, Düşünsem nafile, gelmiyor akla!.. Çıkar şu baklayı, Allahın kulu!.. İtiraf en iyi kurtuluş yolu, Genç damad dedi ki: — Kızı severdim, Geçen yıl konuştuk, gönlümü verdima!, Nine!.. Kan akıtma gizli yaramdan; Bir yavru kazandık bizler haramdan!, Duyunca babamı öfke boğacak: İki üç ay sonra çocuk doğacak!.. Bir derin nefesle dolup sinesi, Damada dedi ki büyük ninesi; » Günahsa haramın koynunda kalmak, Sevaptır sonra da bu kızı almak!.. Sıkılan kurşunlar gökü deliyor. Suçlusun: Hevese kendini verdin, Âdet bu: Gelince kız ere yakın, Fakat, nikâh kıyıp, merdlik gösterdin: — Maşallah!,. Ak oldu, alnında kalmadı kara!.. Sadası yükseldi halkın, Babandan korkmıya gelince sıra, Dadam, attan inip tuttu elini; Aldırma, bu bizde olagan iştir, Yürüyüp götürdü köye gelini. Sana tez canlılık ondan geçmiştir: Ananla evlendi, yaptık düğünü, Dünyaya sen geldin ertesi günü!.. O akşam, davulu dağlar dinledi, İzmir (Akşam) — İzmir Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından geçen yıl olduğu gibi bü yıl da Kültür Parkta Fuar gazinosunda bir (Gürbüz Çacuk Müsabakası) tertib edilmiştir. Bu müsabakaya bir çok aileler çocuklarını ge tirmişlerdir. Müsabakada iyi derece kazanan çocuklura muhtelif zengin hedi» yeler verilmiştir. Yukarıdaki resimde gürbüz çocuk müsabakasına iştirak geden çocuklar bir arada görünüyarlar.

Bu sayıdan diğer sayfalar: