10 Aralık 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 12

10 Aralık 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

p İhtiyar Anna kapısınm önünde otu- Turken yoldari Kolet geçti. sor. | du: ir i —Neteye böyle! | — Köyden geliyorum Anna kadın. | l Nasılsın? N ©d1. Amma gözleri iyi görürdü. Zekiy. di. Koletin keyifsiz olduğunu anladı: « — Şöyle gel yanıma otufr dedi. Ev- dekiler nasıllar? “- — Herkes iyi, amma heniyi deği- Jim. — Nen var? i İ — Canım sıkılıyor. Kimse de beni i €ğlendirmeği düşünmüyor, « | — Oyuncağın, bebeğin yok mu? — Var, var amma oynamıyorum. — Arkadaşlarınla oyna. — Beni sevmiyorlar. — İneklerle, öküzlerle, : tavuklarla Kazlarla, kedilerle, köpeklerle avun. — Öküzler budala, kediler hain, kö- pekler sert, tavuklarla kazlar kendi âlemlerinde. Evvel zaman içinde zengin bir zat seyahate çıkıyordu. Dostlarından bir kuyumcuya saklasın diye bin akçe do- Tu bir kese verdi. Bir sene sonra geldi, kuyumcudan parasını istedi. Kuyumcu inkâr etti. Adm hemen kadıya koştu, anlattı. Kadı dedi ki: Z / — Senetsiz sepetsiz parabıraktığı- * na kabahat etmişsin. İşi meydana çi- » , karmak güç. Bir kere git tatlılıkla pa- “duğunu söyleme, p “© Adam kadının dediğini yapti. Fakat #kuyumcu gene inkâr etti ve küfüre başladı. 1 © Bu sirada kadının uşağı geldi, ku- “yumcuyu davet etti: i © — Sizi kadı çağırıyor. Kadı kuyumcuyu en iyi odasına ka- © bul etti, baş köşeye olurttü. Başladı — “kuyumcunun namusundâr, goğrulu- Mühim ilâç Tanınmış Fransız muharrirlerinden biri, eski bir konak satın aldı ve kona- ğın tavan arasında bir takım eski kö- İT, gıdlar buldu. Bu kâğıdların arasında romatizmaya karşı bir de'reçete var. Reçete şudur: — Dört beş tane kunduz ayağı alı- nız. Bu ayakları romatizmağan muz. tarip olan yerlerinize bağlayınız; der- hal şifa bulur İhtiyar kadının kulakları ağır işitir. “Tanı bir daha iste amma bana baş vur- — İlâhi çocuk. Bak şu hava ne gü- zel. Toprak ne güzel, — Güneş sıcak, toprak karınca do- Tu. — Bahçenin de kokusuz olduğunu söyliyeceksin. — Bahçede de eğlenemiyorum. — Dinle beni Arpijon babanın bir bahçesi vardı. Bu bahçede yeryüzünün en güzel, en nadide çiçekleri yetişirdi. Baba Arpijon çiçeklerini çok sever, oli- lara çok iyi bakardı. Herkes bu bahçe- ye gelir, çiçek toplardı. Bu bahçe yer- yüzü cenneti idi. Bir gün baba Arpijon bahçesinin kokmadığını farketti. Bahçede güzel koku kalmamıştı. Bir gece içinde çi- çeklerin kokusuna ne olmuştu?... Kok:| *$ Tuyor, kokluyor, hiç bir koku duyamı- yordu. Baba Arpijonun utancından yüzü kı- i zardı. Hemen gidip kapıyı kapadı. Bah. çesinin şerefi maâbvolmuştu. Artık kimse bahçeye gelip çiçek toplamıya- caktı. Baba Arpijon haftalarca uğraştı. Çi- cekleri gene güzel, gene taze idi am- mâ, sanki kâğıttan yapılmıştı. Kok- muyordu. Baba Arpijon yemiyor, içmiyor, uyu» yamıyordu. Baba Arpijon meşhur bir bahçıvana kapısını açmadı, Ziraat ne- zaretinden gelen bir mektubu cevapsız bırakmadı. Bir gün bir fakir geldi, bir bardak su istedi. Bahçeye girdi. Arpijon ada- mı oturttu, hava çok sıcaktı. Adam su- yu içti: — Aman ne güzel!.. Ne güzel koku- yor! dedi. Baba Arpijon şaşaladı: Fransızcadan tercüme — Güzel mi kokuyor? — Elbette güzel kokuyor; çok güzel kokuyor. Baba Arpijon işi anladı. Hemen bir burun doktoruna gitti. Burnu iyile- şince bahçesinin güzel kokusunu duy- mağa başladı. Kolet güldü: — Demek bahçe her zamanki gibi kokuyormuş. — Kokuyormuş ya. Çiçekler muhak- kak güzel kokar Kolet, mesele bizim | burnumuzu tedavi ettirememizdeğdir... Arpijon da hemen Kapısını kapama» mış olsaydı, gelenlerden bahçesinin gene güzel koktuğunu duyacak, hemen o gün doktora gidecekti. Hayatta yal. nız kalmak, yalnız yaşamak, kimseye sokulmamak iyi birşey değildir kızım, Insan kederini de, neşesini de pay- laşmalıdır... Haydi artık evine git ve oyna. Arkadaşlarınla konuş, gül, söy- Ie neşelen... MASAL gundan, iş güzarlığından bahsetme. | sen yarın sana gönderirim. Amma ğe... Onu öyle medhetti ki, kuyumcu. nun itimadını kazandı. Nihayet kadı dedi ki: — Ben bir seyahate çıkacağım. Ser- vetimi kimseye emanet edemiyorum. Sana bırakacağım. Eğer kabul eder- Efem eğlenin hem öğr Yılan bolluğu Fransada Fortenblo,diye bir yer var» dır. Buraya Bellifonten'de derler, Son zamanlarda, Fonteblo'de tam iki bin iki yüz yılan öldürdüler, Buna rağmen o civardaki yılanların hepsi imha edilmiş değildir. Mücadele devam ediyor. Daha birkaç bin yılan mevcud olduğunu tahmin ediyorlar. bu aramızda kalsın. Kuyumcu sevincinden gülümsedi. Kadının önünde hürmetle eğildi: — Emredersiniz dedi ve gitti. Ertesi günü adam geldi ve kadıya: — Kuyumcu hâlâ inkâr ediyor de- di. Kadı güldü: — Bugün bir kere daha git ve ba- na şikâyet edeceğini söyle. Adam gitti. Bu sefer kadının itima- dını kazanmak İsteyen kuyumcu der- hal paraları verdi, Sonra kadıya gitti: — Hani servetinizi bana emanet edecektiniz. — Ne lüzum var. Ecn setvetimi ken- dim saklamasını bilirim. Seninle alay ettim... Sen adamcağızın bin akçesini geri verdin ya... Mesele kalmadı... Kuyumcu işi anladı ve önüne baka baka çıkıp gitti. enin Kedi gözü Kedilerin gözü ne renktir? Mavi, yeşli, kestane... Hayır bayır, hiç biri değil Londrada bir kedi sergisi açıldı. Bu sergide birşey nazarı dikkate çarp- tı. Jüri heyetinden bir zat dedi ki: — Kedi gözlerinin renkleri, bulun. dukları iklime göre değişir. Siyam ke- dilerinin gözleri Siyamda koyu mavi- dir. Lonürada ise gözler açık mavile- | KE şiyor. e e e BOUEENNABAAEABONUEASREABUNASEDEMEAEEE Birinci Fânun Bilmecesi ike £ pe Mei rahim DINMEbesi 1 — 3 hafi «insan cildi; nin sonuna 3 harfli ebir nevi toprak» 1 koyunuz. ve 2 3 harfli «peri, nin sonuna, bizde bilhassa fotoğrafla çekilmiş resim için rma, koymaş olsun. an 3 harfli etemiz, beraks 1 Amerika ve Kanadada büyük yaban öküzleri sürüleri vardı. Bü hayvan« ların nesli tükenmek üzeredir, Bunu göz önünde tutan Amerika ve Kanada hükümetleri, yaban öküzlerine mahsus bir saha ayırmıştır. Bu sahada avlan« mak yasaktır. Tuhaf ticaret Resimde gördüğünüz sergi Afrikadadır, Zencinin biri eski otomobil lâstik. lerinden pabuç yapıyor, sonra bu pabuçlardan sergi kurup satıyor. Otomobil lâstiği pabuçlar hayli revaç görmektedir. Koca mantar Fransada Sen-Velöri-sür.Som şehrinde bir zat bugüne kadar görülmemiş büyüklükte ve ağırlıkta bir mantar bulmuştur. Resimde gördüğünüz bu man- tar dört kilo ağırlığındadır. Vapur asansörü Kafası kesilen Kral 8 inci Hanri evlenir, evlendik. ten biraz sonra karılarının kafasını Bu gördüğünüz inşaat Fransada Ark şehrindedir. Ark kanal memleketidir. koyunuz «delilik, olsun. 3 — 3 harfli «büyük dovul> un sonuna 3 harfli «çiftin mukabili; ni koyunuz «kordon; olsun, ““. vi Bilmecemizi doğru halledenlerden 1 inciye 10 lira, 2 nciye 6 Ura, 3 üncüye ( lâstik müreltip takımı, 4 üncüve5in. giye eş dolma kalemle bir-kurşun kalem. 79 karilmize muhtelif hediyeler verilecektir. ! Vapurlar uzun zaman kanal başla- rında beklemek mecburiyetinde kalır- lar. Bu âlet, vapurları suyun seviye. sine kâldırmağa mahsustur. keserdi. Bir gün kendi başının kesile- ceğini hatırına getirmemşitir. Amma resimde gördüğünüz baş kralın mum- yasının başıdır. Müzede temizliyorlar,

Bu sayıdan diğer sayfalar: