21 Aralık 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

21 Aralık 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Izmir mektupları İzmir Parti kongresi mühim kararlar verdi Tütün mahsulü hakkında hararetli müzakereler Kongre müzakerede bulunurken ve müzakereyi hoparlör önünde dinliyen İzmir (Akşam) —C.H.P. vilâyet | kongresi, mesaisini sona erdirmiş, d4- Kılmıştır. Kongrede şehir, halk iş ve ihtiyaçları üzerinde ehemmiyetle du- Tulmuş, çok mühim kararlar almmış- tir. Bunlar dilek halinde yüksek ku- rTultaya bildirilecektir. Bu yıl tütün sa- tışlarının müstahsili üzen bir şekil als ması meselesi epey münakaşalara 56- bebiyet vermiş, tütünün, diğer mah- guller gibi borsada satılması mevzuu tedkik edilmiştir. Vali ve kongre relsi B. Fazlı Güleç, bu mevzu üzerinde tütün tüccarlarile, kumpanyalar mü- dürlerile temas ettiğini, onların, tü. tünün borsada satılmasını istedikle- rini bildirmiş ve demiştir ki: — Tütünün borsada satılması için Ege mıntakasında senede yetişen 30 milyon kilo tütünü alabilecek depolar inşası lâzım gelmektedir. Tütün alıcı- Jarı, kilo başına bir kuruş vermek su- retile bu inşaata yardımı edebilecekle. oldu, dilekler kararlattırıldı rini, müstahsillerden de bir kuruş alı- nacak olursa bir senede 600 binlira toplanacağını, bu para ile inşaatın kı- sa zamanda yapılması mümkün ola- cağını söylediler. Hattâ alıcılar, tütü- nü almak için müstahsilin ayağına gönderdikleri adamlara mühim parâ- lar vermek mecburiyetinde kaldıkla- rını, onların bazı hatalı hareketlerin- den kendilerinin tahtie edildikle (Akşam)ın edebi romani iy” N halk ni söyliyerek tülün borsaya alınmak. Ya her türlü malızurun ortadan kal. kacağını söylediler. Bazı delegeler söz aldılar, kumpun- yalar ve tüccarlar arasında bu yıl müs- tahsil aleyhine, kendi menfaatlerine yapılan anlaşmadan bahisle şikâyet et- tiler. Neticede tütün mahsulü için şu kara alındı: 1 — Tütün tesbiti, tarlalarda yapa» cak komisyonun biran evvel teşkili, 2 —- Ekim sonunun 15 mayıs olarak kabul ve bu tarihten sonra tütün eki- mine müsaade edilmemesi, 3 — Tütün şirket ve ticarelhanele- rine intisabı olanların tütün ekmele- rinin ve muyazaaların menolunması, 4 — Tütün tüccarlarının tütün ek- melerine müsaade edilmemesi, 5 — Bir ekici için 200 dekarın haddı azami olarak kabulü, 6 — Tütün nevilerinin tesbiti ile müstahsilin elinde bulunacak bir cüz- dana yazılması, alıcıların da muhtelif nevilere fiat tesbit ederek mübayaala- rını bu flatler üzerinden yapmaları. Bu dilekler kabul edildikten sonra tahsil çağındaki çocukların kahvelere yalnız sokulmaması, meni israfat ka- nununun Iğyıkile tatbiki hakkında ka. rarlar alınmış, vilâyetin dikkat nazarı celbedilmiştir. Okunan bir takrirde Cümhurreisimiz İsmet İnönünün İz- 'Tefrika No. 5 YAPRALZ AŞISI BURHAN CAHİD Yaz ve kiş eğlenceleri arasında ar- zu edip de yapamadığım birşey de yoktu. İstanbul hayatının verebildiği bütün zevkleri üzüntüsüz temin ede- biliyordum. Fakat bunlar da o kadar zevk vermez oldular ki, mevsimin birkaç yeni filminden başka vakit ge- çirecek bütün eğlenceler zevki zahme- tine değmez birer âdi hâdise gibi sıra- Janmağa başladı. Hele o kış baloları... O gittikçe ba- yağlaştıkları halde dalma kibarlığın- dan, nezahetinden bahsedilen balolar, ve bu balolarda görülen sokak çapkın- ıkları, , Belki biraz değişiklik olur diye git- tiğim bu balolardan kaç defa sinirle- rim boşanarak kaçtım. Arzu ettikleri kadınlara içlerini dök- mek için böyle umumi toplantılardan istifade etmek isteyen kaç erkeği ha- Karetle yerin dibine geçirdim. Hele bir baloda mevkiinin ehemmi. yetinden cesaret aldığı şüphesiz, son- rTadan görmenin birini tokatlamamak Için kendimi nası! zaptettiğimi hiç unu- tamam. Dansederken yarıda bırakıp hırsla yerime dönüşüm, her halde ona hakketliği tokattan daha ağır gelmişti, Bir daha görünmedi, Böyle bayramdan bayrama potur değiştiren ahçılar gibi balodan baloya cemiyet gören ham insanlarla dost ol- mak için çok fedakârlık etmek lâzım. Fakat ne lüzum var, ne mecburiyet var, Kadını hâlâ dişi gözü İle görmekte israr eden insanlarla ahbaplık etmek imkânı mi var? Bir genç kadın için etrafındaki hava dalgalarını kontrol etmek belki de zevkli birşeydir. Hangi kadın hoşa git- tiğini anlamaktan haz duymaz. Fakat bu haz gözlerin ifadesi altında kaldık. ça tehlikesizdir. Zâafını ifşa eden ka- dın gururunu feda etmiş demektir. Dost diye, ahbap diye ellerini sıkıp içi- mize aldıklarımız arasında bunlardan ne kadar çok vardır. O fikirdeyim ki hislerini idare edes miyen kadın kapıldığı gizli zevklere aşk münası vermekle kendini aldatmış olur. - AKŞAM Acı bir kayıp Akşam Sermürettibi Heybeli- ada sanatoryomunda vefat etti Gazetemizin sermürettibi B. Osman, Heybeli- ada sanatoryo- munda vefat et- miştir. B. Osman © 314 sönesinde ? Selânikte odoğ- muş, Selânik sa- nayi mektebinde okuyarak mek- tebi muvaffakı- yetle bitirmişti. Muhtelif gazete- lerde çalıştıktan sonra Akşam'a (girmiş, mürettib, sermürettib muavini ve nihayet ser- mürettib olarak çalışmıştır. B, Osman sekiz sene evvel hasta- Janmıştı. O zamandanberi muhtelif sanatoryomlarda tedavisi için çalışıl. mış ve Sön zamanlarda sıhhati epeyce düzelmişti, Hattâ bir kaç haf- ta evvel kendisini ziyaret edenlere ilkbaharda sanatoryomdan çıkarak çalışmak istediğini söylemişti. Fakat küçük bir ârıra haslalığın şiddet- lenmesini ve hiç beklenilmiyen bir zamanda ölümünü intaç etmiştir B. Osman çok çalışkan, çok dürüst ve mesleğine âşık bir insandı. Ken- disini herkese sevdirmişti. Vefatı Akşam ailesi için acı bir kayıptır. Ailesi erkânına ve arkadaşlarına ta- Merhum B. Osman rn mire davet edilmesi teklif edilmiş, bu teklif, sürekli alkışlarla kabul olun- muştur. Yapılan seçimde yeni ilyön- kurula bayan Şehime Yunus, B. Meh- med Alderim, eczacı Faik, Enver, Fe- rid Eczacıbaşı, avukat Baha Yürük, Hüseyin Hulki Cura, avukat Ekrem Oran, bankacı Alıf İnan, büyük ku- rultay delegeliklerine de belediye reisi B. Behcet Uz, Mehmed Aldemir, Ek- rem Oran, Tahir Bor, Zaim Dirim, Nu- ri Esen ve Atıf İnan intihap edilmiş- lerdir. Kongrenin sona ermesi münasebe- tile murabhaslar şerefine Ankara pa- Jas salonunda 400 kişilik bir ziyafet ve- rilmiş, vali ve parti başkanı B. Fazlı Güleç, ziyafetin sonlarında bir nutuk söyliyerek partililerin çetin ve müna- kaşalı geçen çalışmalarının ehemmi. yetinden bahisle Ebedi Şef Atatürkün izinde ve yolunda yürümeğe devam edeceğimizi bildirmiş, kadehini Büyük Şefimiz İsmet İnönünün şerefine kal- dırmıştır. Parti genel merkezi müşahidi sıfa- tile İzmir vilâyet köngresinde bulu. nan İstanbul mebusu B. Sadeddin Uraz Ankaraya dönmüştür. Gazetemi- ze beyanatında demiştir ki: — Partinin buyruğu ile buraya gel dim, müşahid sıfatile kongrede bulun- dum. İzmir vilâyeli halkının partici- lik duyguları ve parti ile olan gönül. den ilgileri beni çok mütehassis etti, Bu itibarle çok memnunum. Bugün mimar Hikmet bey bahçe mütehassısı bir arkadaşile geldi. Al manyada bahçe mimarlığı tahsil et- miş bir genç... Hep beraber bir iki sa- at bahçede dolaştık. Güzel fikirleri var. Bahçedeki büyük ağaçları bozma- dan, hatt& onların yerlerinden istifa de ederek yeni bir plân çizdi. Onun fik- rince bahçeyi yaz ve kış yeşil tutacak yaprak dökmez ve makasla şekil veri- lebilen ağaçlar yetiştirmek lâzım. Bu cins ağaçlarla bahçede yeşil duvarlar yapılacak. Rihtımdan evin antresine kadar uzun bir yal açılacak. Bahçe mimarı Necmi beyin düşün. celeri ve hemen çizdiği kroki hoşuma gitti. Yemeği onlarla beraber terasta yer. ken hep bahçeden ve evden konuştuk. Bonra bilmem nasıl oldu, lâkırdı şehir ve köy hayatından benim bu münze. vi hayatıma geçti, Necmi bey fikirlerini kendine sak. lamaktan hoşlanmıyan bir genç, Ba. . na: Eviniz ve yeriniz çok güzel ve fakat burada sıkılacağınız muhakkak! Dedi, Hayretle yüzüne bakarak sordum: — Nereden tahmin ediyorsunuz? 'Teklifsizce cevap verdi; — Henüz böyle inzivaya çekilecek yaziyette değilsiniz? r Tramvay 21 Kânunuevvel 1935 ve tünel şirketleri Ray ve kabloların harab vaziyette oldukları tesbit edildi Tramvay arabalarının ekserisi 25 senelik tabir ömürlerini doldurmuşlar Tramvay ve Tünel şirketlerinin sa- tın alınması müzakerelerine pek ya- kında Ankarada yeniden başlanacak- tır, Şirketler murahhas heyetine riya- set edecek olan B, Speslal'in yortu mü- nasebetile seyahatini tehir edeceği tahmin edilmektedir. Bununla bera- ber müzakerelere ne vakit başlanırsa, başlarsın, satın alınma tarihi 1 kânu- | nusani olarak kubul edilmektedir. Tramvay şirketinin satın alınması | için heyetin 15,000,000 lira istemesi hayret uyandırmıştır. Şirket, tram- vay arabalarının beherini 19,000 lira- ya satmak fikrindedir. Halbuki bu arabalar yeni iken 19,000 liraya alın- mıştır, Beynelmilel kaidelere göre be- her arabanın ömrü 25 senedir, Mevcud tramvay arabalarının yüzde doksan dokuzu bu müddeti doldur- muştur. Ayrıca 12 araba pek eski oldu- ğundan tamamen çürüğe çıkarılmış- tır. 25 seneyi doldurmuıyan arabaların adedi pek mahduddur. Bunlar da bir iki sene sonra 25 yaşına basacaklar- dır. Bu itibarla bu arabaların bugün- kü kıymetleri de ancak 1000 lira ka- dar tahmin ediliyor, Müddetini dol- durmuş olanların Ise hiç kıymeti yok- tur ve pek ucuza satılması icap et- | mektedir. | Raylar bozuk Tramvay arabalarında müteaddid frenler bulunduğu için biri bozulursa diğer frenlerle tehlikenin önü alınabi- | liyor. Asıl mesele rayların ve kablola- | rın pek bozuk olmasıdır. Nafia Vekâ- letinin emrile kurulan bir komisyon bütün tramvay raylarının ve kablo- ların vaziyetini gözden geçirmiş ve bir raporla, elde ettiği neticeyi, Vekâ- lets arzetmiştir. Komisyonun elde ettiği neticenin hülâsası şudur: Tramvay Şirketi, tramvay raylarını çok ihmal etmiştir. Bilhassa İstanbul tarafındaki rayları tedkik eden heyet hayretler içinde kalmıştır, İstanbul tarafında en çok Yedikule, Aksaray, Lâleli ve Beyazıt- taki rayların muhtelif yerlerinde bo- zukluklar görülmüştür. Rayların alt kısımları tamamen çürümüştür, Bazı kabloların küflenmiş ve ele alınmıyacak bir hale gelmiş oldukları görülmüştür, Komisyon, rayların ve kabloların bu halini şirket erkânma göstermiş, bo- zuklukları gözlerile gördüklerine da- ir şirket başmühendisile mühendisle- rinden birer imza almışlır. Hüküme- tin elinde bu hususta çok kiymetli ve pek şayanı dikkat vesikalar vardır, Bütün bunlara rağmen, şirketin 15 Vücudumdan hafif bir ürperme geç- ti. Bu serbes hareketli, genç adamın bu sözle bana kompliman yapmak is. tediği muhakkaktı. Ona bu fikri veren benim görünüşümdü. Ve bana bunu hatırlatmakla sadece kanaatini söyle» miş oluyordu. Zaptetmeğe çalıştığım o lezzetli ür. permeyi geçirdikten sonra boş, istek- siz bir dudak büküşle cevap verdim. — Kimbilir, belki, fakat şimdiki hal- de buradan pek memnunum. Ve Hik- met beye dönerek ilâve ettim: — Beyefendi o kadar güzel bir yuva kurdular ki! Bahçe mları Necmi bey bu bahis üze- rinde durmayı lüzumsuz görmüş gibi etrafına bakıyordu. — O halde şu verandanın yanına bir de kış bahçesi yaptırmalısınız. Kar- hı günlerde sizi yeşilliksiz bırakmaz. İki arkadaş bu mevzu etrafında tu- tuşmağa başladılar. Ayağa kalkmışlar, mesafeleri ölçüyor ve güneşi, rüzgârı hesap ediyorlardı. Gömüldüğüm koltukta gözlerimle onları takip ediyorum. Bahçe mimarı Necmi ince uzun boyunu daha kıvrak gösleren serbes, atletik hareketlerle kış bahçesi için münasip olan yeri tarif eiyor, mesleğini sevmiş ve benimsemiş bir adam gibi keskin, sağlam fikirler yürütüyordu. Lâciverd kostümü üzerinde parlak milyon lira istemesi hiç te doğru gö” rülmemiştir, Nafia Vekâleti hesabını yapmış ve şirkete 800 bin lira teklif etmiştir. Ankaraya ilk giden heyet es sen salâhiyelsiz olduğu için yeni ve salâhiyetli heyet geldikten sonra kati bir neticeye varılacağı anlaşılmakta dır. Dünkü teftişler Belediyenin iki mühendisi, vaki şi- kâyetler üzerine dün sabah Tramvay şirketinin Şişli deposunu âni surette teftiş elmiştir. Mühendisler arabalari muayene ve ayri ayrı tedkik etmiş- lerdir, Netice bir Taporla riyaset ma kamına ve müteakiben Nafia Vekâle- tine arzedilecektir. Elektrik şirketi Tasfiye halinde bulunan Elektrik şirketi umumi heyetinin evvelki gün- kü toplantısında gürültüler olduğun- dan bahsedilmektedir. Dün yaptığ” mız tahkikata göre, şirketin idare me& Misi âzaları, maaşlarının azlığından Şi“ kâyet etmişler ve münakaşalar bun- dan çıkmıştır, Bu mesele de, mecisi idare âzalarile şirketi alâkadar eden hususi bir mahiyet arzetmektedir. Karamürsel fabrikasından kumaş çalanlar isticvap edildiler Geçenlerde Fatih civarında Bozdo- Zan kemerinde Karamürsel mensucat fabrikasından kumaş çalınmış ve bu hırsızlıktan maznunen Hüseyin, Ha san, Mustafa, İbrahim ve Hasan Nİ- gâr adlarında beş kişi yakalanmıştı. Dün bu beş mazmun Adliyeye verik miştir. Bunlardan Hüseyinle Hasan müddelumumilikte verdikleri iafdede vakâyı şöyle anlatmışlardır; — Geceleyin biz fabrikanın arka tas ri dan geçerken, binanın damından aşağıya kumaş topları düşmeğe baş” Jadı. Kenarda bekledik ve biraz sonrs yere düşen dört top kumaşı alıp kaç” tık, Yolda giderken Mustafa ile Hs- san Nigâra tesadüf ettik, hep beraber Hasan Nigârın evine giderek kumaş” ları metre ile ölçüp aramızda paylaş” tık. Maznunlar ikinci sorgu hâkimi t#* rafından sorguya çekilmişler ve bun lardan İbrahimin serbes bırakılması" na, diğer dört maznunun tevkiflerin& karar verilmiştir. ! Eminönü Halkevinden: Birinci kânun 938 in 22necl perşembe, 23 üncü cuma ve 4 Üncü cuamrtesi ak“ şamları saat 20,30 da Evimizin Cağaloğ- Jundaki merkez salanunda gösteri yubemii amatöleri tarafından Vazife piyesi edilecektir. Arsu edenlerin davetiyelerini Ev bürosundan almaları rica olunur. siyah saçlı başı ne mağrur görünü” yordu. Bir aralık mimar Hikmetle beraber yere eğilerek metreye bakarlarken, ar- kaya taranmış saçları alnına dökülü- verdi. İnce proflli o kadar güzelleşti ki! ” O vaziyette birdenbire başını bana çevirdi: Beş buçuk metrelik bir sahamız var hanımefendi. Kış bahçesi için kâfi, Sis ne dersiniz? Büyük siyah gözlerinde ne kuvvetli bir aydınlık vardı. O kadar dalmışım ki birdenbire cevap veremedim: — Bilmem, siz muvafık buluyorsa» niz, Geçirdiğim sersemliğe dikkat bile etmiyerek mühendis Hikmete döndü: — Öyle ya, beş buçuk metre boy, beş metre genişlik yeter, Isıtmak da bir mesele olur sonra! Ve benimle meşgul olmıyarak anlâ madığım bir takım hesaplar Üzerinde konuşmakta devam ettiler. Birşey yapmak, bir harekette bulun mak ihtiyacı ile Nuriyeye seslendim: — Kızım bana bir kahve getirir mi» sin? Şekeri az olsun. Ve yerimden kalkarak pencereden dışarı bakmağa başla. Koy bugün bir havuz gibi. Kestanelerin kalın yap” rakları hareketsiz. (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: