30 Aralık 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

30 Aralık 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

POLİTİKA Filistin meselesi sulh ve anlaşma yolile hallediliyor İngiltere Filistin meselesini, askeri hareküh durdurmamakla beraber, #ulh ve anlaşma yolu ile halletmeğe karar vermiştir. Bunun en yeni delili 1937 de Kudüsteki büyük kıyam dolayısile tevkif edilerek Hind Okyanusun. daki Seychelle adasına nefyolunan Filistin Araplarının beş liderinin tahli- Yo edilmiş olmasıdır. Bunları getirmek içiv bir harp gemisi tahsis edilmiştir. Adende olduğu gibi harp gemisinin uğradığı diğer Arap limanlarında da Filistinli liderler fevkalâde hürmet ve sevinç ile karşılanmaktadır. Bunlar Beyrutia karaya çıkaracaklardır Bunların tahliye edilmesinden maksad Londrada Filistin meselesini görüşmek üzere yakında toplanacak Arap konferansına iştirak etmelerini temin etmektir, Diğer taraftan Filistin Arapları da İngilterenin kabul edemiyeceği şart. lar üzerinde ısrar etmemektedirler. Filistin Arap hareketi başında bulunup şimdi Beyrutta yaşayan Kudüs büyük müftüsü Emin Elhüseyni bizzat kongreye gitmekle ısrardan vazgeçmiş, kendi namına murahbhaslar tayin etmiştir. Bunlar arasında Filistindeki hıristiyan Arapları namına da bir mümessil vardır. İngiliz hakimiyetine ve yahudi muhaceretine karşı mücadelede Filistin- deki müslüman ve hıristiyan Araplar müttefikan hareket etmektedirler, Kongreye iştirak edecek müstakil Arap devletleri de kendi aralarında Fi- Jistin Arapları davasını birlikte müdafaa edebilmek için müşterek bir hattı hareket tayin etmek maksadile müzükerede bulunuyorlar. Iraktaki Kabinehin değişmiş olması Filistin Araplarınım davasını çok kuvvetlendirecektir. Çünkü yeni Başvekil Nuri Said paşa Arap halklarını birleştirmek için en çok çalışan bir devlet adamıdır. Kabinede bulunmadığı samanlar Arap memleketlerini dolaşarak fikir ve politika ittihadı vücu- da gelirmeğe çalışmıştı. Mumaileyhin Londra konferansında çok mühim rol oynayacağı tahmin ediliyor. Eşek butile aslan avlıyan Hırvat Şarki Afrikada şimendifer inşaa- | aldım ve ateş ettim. ında çalışan bir Hırvat üstası başın. Hemen taşı ittim ve sandığın ka- Za yaklaştı ve içinde ne olduğunu an- lamak için etrafında dolaşmağa baş- ladı. Korkudan saçlarım havaya kalk» tı. «Aslan kapağı kaldırırsa!» diyor. Hannibalin filleri Paristen bildirildiğine göre, Cenubi | dendiler. Yapılan tedkikat neticesin- Fransada Duranca ovasında yapı- Jan hafriyat bütün tarihçileri ve ar. ksologları fevkalâde alâkadar etmek- tedir, Bu bafriyatta bir çok fil iske- letleri bulunmuştur. Fakat bu #iler tarihden evvel Avrupada yaşadıkları geldi İzmir Belediye resi Dr. B. Behçet Uz Ankaradan şehrimize gelmiş ve pışma: 'B. Salmin idaresindeki hususi oto. mobili İle, 90 numarah tramvay araba. Gün Türkofis müdürü B. Cemal Ziya İle görüşmüştür, B. Behçet Uz, refa- katinde Türkofis müdürü olduğu hal- Ge, dün öğleden sonra Amerika tica- Tet ataşesine gitmiş ve Amerikan ta- | ikisi de hasara uğramıştır. tirlerinin İzmir fuarma iştiraki mey- Zuu Üzerinde ataşe ile görüşmüştür. İzmir Belediye reisi dün B. Cemal » Ziya ile birlikte Vali muavini B, Hü- Tre mabalanme Aa miümen abmlekim sı Eminönünde biribirlerile çarpışmış, her ikisi de hasara uğramıştır. Süleymanın idaresindeki yük ara- basile vatman Hasanın idaresindeki tramvay Edirnekapıda çarpışmış, her Şoför Alinin idaresindeki kamyon Arapcamide Dimitri isminde birine ağ mea i sebep ok Hindistanda, bir kaç asır- danberi bomboş duran bir şehir keşfedildi Hindistanın İçeri taraflarından Londraya avdet eden bir İngiliz he- yeti hayalden doğma masalları ha tırlatan bir rapor neşretmiştir. Şa- yet bu rapora merbuf olan bir çok fotoğraflar işin bir hakikat olduğunu isbat etmeseydi heyetin seyahat hak- kında verdiği tafsilâta hiç kimse inanmıyacaktı. Sefere iştirak eden seyyahlar diyorlar ki: «Haftalarca Hindistanm yolsuz, Çenzelistan denilen sık ağaçlı, çalılik kıtalarında dolaşmışlık. Yerli ha mallarımız yorgunluktan bitap düş- müşlerdi. Susuzluktan hepimiz ba- yılma derecesine gelmiştik. Bir su membaıma tesadüf etmek ümidi ho- men yok gibi birşeydi. Böylece bir ak- şam üzeri güneş batarken çalılıklar ve ağaçlar arasından yolumuza de- vam elmeğe çalışıyorduk. Birdenbire önümüze bir şehir çıkıverdi. Öyle bir şehir ki banisi hiçbir lüksten çekin- memişli. Bütün binalar taştan ve mermerden mamüldü. Aradan kim bilir kaç asır geçtiği halde binalar . hemen hiç bozulmamış gibiydi. Her halde binaların harici manzaraları buna delâlet ediyordu. Bir mermer kapıdan içeriye girdik. Mermer şa- dirvanlarla karşılaştık. Bir kaç katlı evler, bir saray, mer- mer duvarlı umumi binalar semaya doğru yükseliyordu.. Fakat şehirde tek bir insan yoktu. Acaba «eski ma- sallarda isimleri geçen Hint padişah- larından birinin şehrine mi girmiş. tik?» Heyet azası tesadüfen keşfettiği bu şehir hakkında tedkikat yapiyor, eski kitapları karıştırıyor ve mihiyet Hindistanın 1ssız yerinde metrük ka- lan «Mandugarhs şehrinin tekrar bulunduğuna kanaat getiriyor. Bu şehir Hindistanda hiç kim. s8 farkına varmadan sönmüş, ölmüş- Yumurta ihracatı Türkofiste bir toplantı yapı- larak alınacak tedbirler görüşüldü Son senelerde yumurta ihracatımı- gın muhielif sebeplerle azaldığını yaz- mıştık, Bir zamanlar senede on bir milyon lira getiren yumurta ihracatı muzın inkişafı için İstanbul Türkofis müdürlüğü tedkiklere başlamıştır, Bu maksadia yumurta ihracatçıla- rı da ofise çağırılmış ve bir toplantı yapılarak ihracatın yeniden canlan- yarım milyon lira kadardı. Bu sene- nin 10 ayı zarfında ihracatımız 687,179 Hrayı bulmuştur. Bu vaziyete göre 938 senesi yumurta ihracatının bir m e e tahmin edil. <a Çakır Vahan isminde bir hırsız Em- niyet direktörlüğü memurları tara- fından yakalanmıştır. Vahan, muhte. Hf yerlerden ipekli kadın çorapları çal- makla suçlu bulunmaktadır. Yılbaşı Gecesi NOVOTNİ de Müzik, Şarkı, Dans ZENGİN KOTİYON ve EĞLENCELER Masalarınısı şimdiden teğarik ediniz. * Lisan mütehassısı Prof, Anjel FRANSIZCA m ve e me iğ e e e Bir İngiliz heyetinin keş- fettiği bu şehirde büyük. saraylar, mükellef binalar vardır. Birçok hazineler doludur. Fakat şehirde bir tek insan yoktur. Saray- larda vahşi hayvanlar ya- tıp kalkmaktadır. tü. Nasıl, ne zaman, hangi sebepler. den dolayı öldüğünü meydana çıkar- mak kabil değildir. Bir kaç asırdan- beri metrük olan bu şehirde bugün kıymetli hazineler vardır. Bir zaman- lar bugünkü duvarların içinde Moloa- nın payitahtı bulunuyordu. Bu payi. taht on beşinci asırda sultan Hasan Gorinin eseri olarak meydana gel- mişti, Şehrin civarı manzara itibarile çok güzeldi. Sultan Hasan orasını bir kale haline getirdi. Kalenin için- de en muhteşem binalar kuruldu. Bu binalar o kadar sağlamdı ki aradan geçen âsırlarda hiç bozulmadı. Şeh- rin Hindistan tarihinde büyük bir rolü vardır. Hususile biraz eksantrik diye tanınmış olan sultan Gıyaseddin devrinde bu şehirden çok bahsedil- mişti, Bu padişah 17 nci asırda Mandugarh şehrini emsalsiz bir eği lence ve şehvet merkezi haline ge tirdi. Devletin idaresi münasıran genç ve güzel kadınların eline verilmişti. Saray memurları, zata hep güzel kadınlardân müteşekkildi. İki Ama- zon alayı memleketin müdafaası temin ediyordu, Fakat sultan Gıyaseddini de diğer Hint padişahları zehirlediler. Ölü münden sonra harp çıktı. Tahtını paylaşamıyanlar biribirlerine girdi. ler. Kadın alayları harbe sevkedildi. Bu alaylar mahvoluverdi, Muharebe altmış sene devam etti. Ondan sonra sultan Baz Bahadun galip geldi. Fa- kat islâm olan sultan Bahadur Hind putperestlerinden birinin kızı olan prenses Rup Matiye âşıktı. Din fark- larından dolayı âşıklar evlenemedi. ler. Bununla beraber bir arada beş sene mesud bir hayat sürdüler. Genç prensesin bu müdet zarfında yazdığı aşk şiirlerinin bugün de Hindistan edebiyatında büyük bir kıymeti var- dır. Beş sene sonra nasib Akbar asker- lerile şehre hücum etti ve orasını ele geçirdi. Sultan Bahadur bu mubare- bede askerlerinin başında telef oldu. Muza'fer olan Akbür genç prensese sahib olmak istedi, * Fakat prensesi almak üzere saraya gitliği zaman güzel kadın ölü bir halde buldu. Rup Mati sevgilisi Bahadurun han- çerini kendi elile kalbine saplamıştı. Mandugarh şehrinde olup biten son mühim hadiseler hakkında malüm olan tafsilât bunlardan ibarettir. On- dan sonra şehir nasıl çabuk doğdu ise o kadar çabuk unutulup gitmiştir, Ancak son haftalarda şehir, Hindis- tanım uzun senelerdenberi ayak ba- silmamiış ormanları arasında tekrar yılanlar sürünerek yürümektedir, Bütün vahşi hayvanların ev kapıla- rından girip çıktıkları görülmektedir. Vahşi hayvanların hiç bir yerde bu- kadar kıymetli binalar içinde otur- dukları görülmemiştir denilebilir, Binalardaki kıymetli şeylerin, hâzi- nelerin neden birdenbire terkedi miş olduğunu, son sekenenin niçin şehri bırakıp gittiğini hiç bir kimse bilmiyor. Bu asır ihtimal ki ebediyen meydana çıkarılamıyacaktır. GÜNÜN ANSİKLOPEDİSİ B. Hasan ay Hasan Âli Yücel Maarif Ve- kili oldu. 18977 de İstanbulda doğan ve 41 ya, *şında olan Vekil, daha pek genç ya- şından itibaren edebiyat ve fikir ha- yatımızda kendini göstermiştir. Ba- basının adı Ali Rızadır. Vefa Sulta. nisinde orta tahsilini bitirdi. Yüksek muallim mektebi ile Darülfünun ede- biyat fakültesi felsefe şubesinden çık» tı. İzmir muallim mektebi, Kuleli H- sesi, İstanbul erkek lisesi, Galatasa- ray lisesi edebiyat ve felsefe muallim- liklerinde, Maarif Vekâleti umumi müfettişliğinde, Atatürk terbiye ens- titüsü müdürlüğünde bulundu. Orta Âli Yücel tedrisat umum müdürü iken 1935 de İzmir saylavı oldu. Eski Türkocağı ve Halkevi idare âzalıklarında, Türk dili tedkik encümeni merkez heyetin- de bulunmuştur, Hasan Âli Yücel, yirmi seneden beri gazete ve mecmualarda eserleri. ni neşretmektedir. Akşam gâzetesin- de neşrettiği (Pazartesi konuşmaları) pek yüksek bir kıymettedir. Kitapla» Göthe'nin hayatına ald olan bir de- bânın romanı, Fransada teftiş teşki. tı, Türk edebiyatına toptan bir bü kış, Dönen ses, Hüsnü Çakır ktisad Vekâletine B., Hüsnü Çakır getirildi. Yeni İktisad Vekilimiz 1892 de Ho- pede doğdu. 1912 de mülkiyeyi bitir. di. -Mütarekenin Uk günlerinde tica- retle meşgul olmuştu. Sonra Anado- luya geçerek İstiklâl mücadelesine İş- tirâk etti. Bilahare Trabzon vilâyeti mektubi kalemi mümeyyizi oldu. B. Hüsnü Çakır sirasile “Tirebolu, Giresun, Bayburd kaymakamlıkların- da bulunduktan sonra mülkiye mü- fettişliğine terfi etti. Gazianteb, Ordu valiliklerini yaptı. Tokat valiliğine tayin edildiği sırada istifa ederek Şe. ker inhisar idaresi kontrol şefi, sonra şeker inhisarı müdürü, daha sonra şeker ve petrol inhisarlarının birleşti. rilmesi üzerine umum müdür oldu. Bu idare lağvedilince tütün inhi. sarı murakabe heyeti relsliğine tayin edildi. İnhisarların tevhidinden sone ra da inhisarlar umum vazifesini ifa etti ve zamanında mü. him ıslahat yaptı. Bu sıralarda İzmir mebusluğuna daha sonra da Parti idare heyetine &za seçildi, , e amaaa m m ğ—ğ—ğ—ğ—ğ— ğe Gizli fuhuşla mücadele Kadıköyde Fofo ve Siranoş isimle- Tindeki kadınların randevuculuk yap- fıkları zabıtaca haber alınmış ve ge Ce yapılan aramada üç erkekle diğer e m smd sa Gümrükler Başmüdürü Ankaradan geldi İstanbul gümirükleri başmüdürlü. güne tayini münasebetile Gümrük ve İnhisarlar Vekiletile temaslarda bu- tunmak üzere birkaç gün evvel Anka» Taya giden Gümrükler başımüdürü B, a ŞE 1 YS,

Bu sayıdan diğer sayfalar: