30 Aralık 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

30 Aralık 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

bim mi Ban Sahife 6 Ebedi Şefin kabrini by Ankarada toplanan Ziraat kongresi münasebetile, Ankaraya giden köy- lülerle çifçiler Ebedi Şef Atatürkün kabrini ziyaret etmişlerdir. Yukarıda köylülerle çifçiler Etnografya müze- sine girerlerken ve Atatürkün kabri- nin önünden geçerlerken görünüyor- Jar. Ukrayna meselesi yeniden hararetlendi (Baş taraft 1 nci sahifede) Bu makale, Litvanya ile olan mü- nasebatın tanzimi keyfiyetinin Polon- yaya Baltık siyaestinde mühim bir koz vermiş olduğunu beyan etmekte dir. Cleszyn Silezyasınin geri alınma» sının sadece bir mill zafer olmakla kalmamış, belki ayni zamanda Polon- ya milletinin hukuk ve menafiini ek | dane müdafaaya olan azmini teyid et- miştir. Bu sene, Anşlus'un tahakkuku ve Südetlerle meskün arazinin Almanya. ya ilhakı suretinde milli Alman dina- mizminin kazanmış olduğu zafere şa- hid olmunmuştur. Fakat varılmak is. tenilen gaye elde edilmiş olduğun- dan Alman dinamizmi, yavaş yavâş (Akşam)ın edebi romani | şiddetini kaybetmektedir. Zira bu di- İ namizmin Alman milletinin vahdeti | | ideolojisi namına ne gibi bir zafer ka- zanacağı tahmin edilememektedir. FİL vaki, Almanlarla meskün olan bütün Avrupa toprakları artık Alman hu- duğdları dahilinde bulunmaktadır. Etnografik şartlardan mütevellid te- mayüllerin tahakkuk sahasıma İsali mevzuu bahsolmayıp arazi itibarile ta. dilâtı icap edecek bazı temayüllerin tahakkuk ettirilmesi mevzuu bahis o- lursa bu sahada Almanların kan dö- külmeksizin bir zafere nail olmaları da aklın alacağı şey değildir. Polonya - Çek hududunda Varşova 29 (A.A.) — Gazeteler, Çek memurlarının Çek Silezyasından Po- Tefrika No. 14 YAPRAK AŞISI BURHAN CAHID Her balo için, hattâ her davet için bin bir ihtimamla hazırlanan bu elbiseler ne kadar beğenilmiş ve... kıskanılmıştı. Elbiseyi kıskakanlar da ne dümdüz insanlar. Vakitlerini sinema, terzi ve berberde geçirmekten zevk alan salon “hanımlarile bir türlü kaynaşamadım. — “Telefonu açıp biribirlerine uzun uzun gördükleri filimleri, işittikleri dediko- -Guları anlatan kuş beyinli hanımlarla *masl anlaşabilirdim. * Burada çok şükür telefon de yok. Buraya geldiğimdenberi ilk defa bu gece bir şişe şarap açtırdım. Evin bü- “tün lâmbaları yanıyor. Dışarıda gene kar var. Gece karın yağışını seyretmek için bahçenin elektriklerini de açtım. Nefis bir gece. Kar o kadar sık yağı- yör ki, penceremin önünden küme kü- me beyaz güvercinler akıyor gibi. İlk kadehimi sükünet ve inziya ha- yatımın Saadeti için içtim. Bu saadet bana kâfiydi. Buraya yazın çiçeklerle, #işi Kitaplarımla yaşamak için çekil roedim nzevi yeşil yuvada İsi nil i Ükeisidk i “hattâ ar halde bu. yali geçtiği Kapak hislerim ve düşüncelerimle başbaşa kalmak için karar vermedim mi? Bir rüya gibi geçen genç kızlık ha- yatımdan sonra bu ikinci dünyamı kendi hislerime göre İnam — değil miydim? Evlilik hayatımın dümdüz geçen uzun yıllarına bu yuvada acıyacak de- ğil nilydim? “ İşte kavuştuğum dünyanın mesud insani ben bu gece kendim için, yalnız “hislerim ve düşüncelerim için eğlene- ceğim. Burada kimseye iğreti tebes- sümler dökmiye ve kimsenin iğreti sa» mimiyetini dinlemeye mecbur olmadan yaşamıyor mıyım, İşte o saadetin şere- fine içiyorum. 'Bu gecenin şerefine piyano da çala- cağım. İçimde bir coşkunluk Yar, Kapağını açtığım piyano bütün gençliğimi hatırlattı. Bu tuşlar üze- rinde gezinen parmsklarım ne maşum heyecanlarını söyliyebilmek için çır- pimp durdular. Fakat #onra aylar) “8 en RR kakam inen Sİ inirinevvel “Ebedi Şefin kabrini ziyaret | Melelmhur din yali | Ep Zamak dün yeni Vekilleri kabul ettiler (Baş tarafı 1 inci sahifede) Bu umumi memnuniyetin mubtelif se bebleri vardır. B, Hasan Âli Yücel kelimenin tam ma- nasile «çekirdekten» yetişmiş bir maarif- gidir. Kendisi muallim neslinin kaynak- larından biri olan yüksek muallim mekte- binden ve edebiyat fukültesi felsefe şube» sinden mezundur, Mektebi bitirdiği am- dan itibaren maarif teşkilâtınm derece derece her kademesinde çalışmış, sene- lerce mekleplerde muallimlik ve müdürlük yaparık nesillerle. bizzat tema« etmiş, maarif umum mületüşliğinde hizmet £ö- rürken kültür makanizmasını yakından takib ve kontrol elmek fırsatını bulmuş, orta tedrisat umum müdürlüğüne tayin edildiği zaman da bir idare adamı sıfatile çetin bir imtihandan geçmiştir. Talebeyi boca olarak, maallimi arkadaş gibi tanır. Maarifteki değerli hizmetlerile temayüz, sekâ ve kabiliyeti ile nazari dikkati cel- beden B. Hasan Âli Yücci sonra mebus seçilmiş, Parti idarç heyeti üzası olmus, bu süretle memleket ve kültür işlerine Cümhuriyet Halk Fartisi ve millet vekili göziyle bakmak hünerini inkılâp üstad- larından öğrenmek sasdetine erişmiştir. Mebusken do fıtri bir aç ve istidadla bağ- h olduğu maarifciliklen biran ayrlmıya- rak kendisini dalmır, pek haklı bir saret te, maarifin bir uzvu addetmiş, kalbi dai mâ ona bir hizmet cdebilmek kaygusiyle çarpmıştı. Maarif mesleğinde bir çok tecrübelerle mahmul olan B. Hasan Âli Yücel ayni zamanda İnsan olarak bir çok meziyetleri nefsinde cemeden, istisnasız bütün tanı- dıklarınm kalbini kazanan, halkla heşrü- neşr olmaktan zevk duyan tam manasile demokrat ruhlu mümtaz bir şahsiyet ol- duğu gibi irfan âleminin yakından tanıdı- kı bir muharrir, bir fikir adamı ve bir sanaikârdır da. Yirmi sencdenberi gazete ve mecmün- larda yazılar yazmaktadır. Fransada tef- tiş teşkilâtına dair bir eser vücude getir- mis, pedakoji ile meşgul olmuş, bir ruhiyat alfabesi yapmış, Türk edebiyatını vakıfa- ne bir surette tedkik etmis, Türk Dili Ted- kik cemiyetinde çalışmış ve İnce bir zevk eseri olan şiirler yazmıştır. Bu devamlı faaliyetile kısa bir xamanda milli kütü hanemize bir çok değerli eserler hediye etmiştir. AKŞAM gezetesi onun en son fikri edebi | mehsullerine heşir vasıtası olmakla ifti- bar eder. Senelerdenberi AKŞAM yazı ailesine dahil bulunan B. Hasan Âli Yö- cel'in gazetemizde «PAZARTESİ KONUŞ- MALARI» ismi altında yaptığı musaha- beler karilerimiz tarafından dalma zevkle takib edilmiştir ve her biri yüksek bir kıymeti halzdir. Maarif Vekâletine ber cihetee elyak böyle bir şahsiyetin ketirilmesile irfan mühilimizde duyulan sevince AKŞAM gazetesi bütün kalbile ve iftihar hislerile iştirak eder. Yeni Maarif Vekilimizi tebrik ederken memlekete bu sahada büyük hizmetler edeceğine emin olarak muvaffakiyetler temenni ederiz. Yeni İktısad Vekilimiz İzmir mebusu B. Hüsnü Çakırın İktisad Vekâletine tayini her tarafta büyük bir memnuniyet — uyandırmıştır. B. Hüsnü Çakır Mülkiye mektebinden mezundur. Kaymakamlıklarda, Valiliklerde ve wzün- ca müddet İnhisarlar Umum müdürlüğün- de bulanmuşter. B. Hüsnü Çakır bütün bu memuriyet hayatında daima düörüstlü- ğüyle ve çalışkanlığı İle tanınmıştır. İn- hisarlar Umum müdürlüğünde bulunduğu sırada memleketin iktisad cihazını yakın- dan tedkik etmiştir. Yeni İktisad Yekili- mizi tebrik ve muvaffakiyetler temenni ederiz. reressananssasasnssa san Jonya Silezyasına geçmek için murur tezkeresi vermekte olduklarını yaz- maktadır. Fakat bu gece benim gecem. Düşünüp karar vermeden hareket eden parmaklarımın sesi bir anda vü- cudümde ürpermeler yaptı. Ne çah- yordum. Gene o, Gene Kavalyera Rus- tikana... Bu musiki değil bir raşe. ve ihtilâç kaynağı, Artık kendimi kaybetmiş gibiyim. Çaldım, çaldım, parmaklarım acıyın- caya kadar çaldım. Nihayet odaya âni bir sessizlik çöktü. Fakat beklediğim 6 sesi duymadım. Başımı çevirdim. O esmer çehreyi görmedim. Vücudüm taş kesildi. Sinirlerim ka- tılaştı, Ve yenemediğim bir yeis için- de başımı avuçlarımla sıkarak gözleri- mi dolduran yaşlarımdoya doya akma. sina razı oldum. Ağladım, ağladım. Heyecan Gecem harap oldu. Nuriyenin kollarına tutunarak ya- tak odama geçerken o kadar perişan- dım ki, izin verinceye kadar beni yal- nız bırakmamasını söyledim. Zavallı kız, ne buhran geçirdiğimi anlamadan dizlerimi oğuyor. Gene ih- lamur hazırlıyacağını söylüyor, — Hiç, hiç birşey istemem, diyorum. Gürültü etme, konuşma, bekle beni uyuyuncaya kadar. Şarap gittikçe tesirini gösteriyor. Derin bir kesiklik içindeyim. Başım- ,da ince bir ağrı var, Gözlerinii açamı- bekle Pekie vii, “| GEÇMİŞ ZAMANLAR: 30 Kânunuevvel 1 Italya Kralı ile Fransa reisicümhurunun mülâkatları ve Siyasi menfaatlerinin icabatına ve | politikalarının gidişine muvafık olu- nacağı itikadile İngiliz diplomatları- nın İtalyay! Almanyadan ayırmağa çalıştıkları ve bu iki devletin müna- | sebetjerince gerginlik hasıl olduğu ve Fransanın da kendi hesabına İtal- yaya Almanya İle aralarını . açmak | garezi ile müsaid bir politika ittihaz ettiği ve fakat bu gerginliğin ziyade- leşmesi hakkımızda hayırlı olmıyaca- ğı ve İtalya kralının Reisietimhur M. Lube ile mülâkatlarına fazla ehem- miyet veritmek lâzım geleceği hak- kında padişahın muhtelif menbalar- dan aldığı malimat üzerine tahki- | kat icrasile neticesini bildirmekliğimi emrettiğine dair saraydan 1903 sene- si sonlarında bir telgrafname almış idim, Sultan Abdülhamidin bu iradesine cevab olarak takdim eylediğim rapor- da ben hülâsaten şu mealde maruzat- ta bulunmuş idim: <İtalyanın «İttifakı müselles» deki vaziyeti ve Almanya fle aralarına s0- gukluk girmiş olduğu hakkında veri- len malümat esas itibarile doğrudur ve çünkü İtalya devleti vaktile Ar- navudluğa aid emellerine nail olmak ve Fastan bir parça koparıp müstem- leke yapmak tamaı ile «İttifakı mü- sellese» dahil olarak techizatı aske riye için fevkalâde masraflara girmiş iken sukutu hayale uğramıştı. Feda- kârlıkları mukabilinde ümid ettiği menfaatleri elde edemedikten başka Pransa ile beyinlerindeki ticaret muahedelerini de tecdid etmedi den Fransa ile aralarında cari olan kârlı alışverişe halel gelmişti Alman- ya hükümeti de İtalyanın gümrük tarifelerini müddetleri bitmiş olduğu | | İ rasim icra olundu. Resmi geçidlerde halde, çiflik sahipl lerin arzularına dahili politikası ica- bmca mumaşatla, İtalyanın itirazları- na rağmen ve ağırlaşlırdığından İtal- ya iktisadi ki li zarara uğramıştı. İtalya hü zararları mümkün olduğu kadar kâ- patmak için Fransa ile uzlaşmanın çaresini arıyordu. Fransa hükümeti de Almanyanın mülki tamamiyetine (yani Alsas Lo- renin Almanyaya iltihakına) riayet etmeği tenhhüd etmedikçe Almanya nın şerrinden emin olamıyacağına defaatle İskandiller ederek katiyen kani olmuş idi. Anın için ittifakı mü- sellesi zayıf düşürmek isterdi. Rusya çarı Almanyanın askeri ıstı- taatça Rusyaya falk olmasını devleti hakkında tehlikeli addediyordu. Bu sebeplerden dolayı İtalyayı elde et- mekle ittifakı müsellesin kuvvet ve ıstı- taatine halel getirmek Fransa gibi Rusyanın da işine geldiğinden Fran- sa hükümeti İtalyaya karşı müsaid cüdümden ayrıldıklarını hissediyorum. Beynim uğuşuyor ve iradesizlik, hal sizlik içinde kendimi kaybediyorum. “.” Kar, kar. Körfez iğrenç bir göl haline geldi. Tipiden çok zaman karşı kıyılar gö- rünmüyor. Bahçe çıkılır gibi değil. Re- cep yol açıp köye gidip gelmese belki ekmek bulamıyacağız. Ne gelen var ne giden. Hattâ posta- Jar bile intizamını kaybetti, O yılbaşı gecesinin buhranı beni çok sarstı. Fa» kat kati kararımı verdim. Düşünmi- yeceğim. O benim için meçhuldür ar. tık. Bütün gençliğimin en baharlı mev. siminde mağiüp olmıyan kalbim. bir çift siyah göze mağlüp olmyacak. Sevmek -zeyki bana artık yabancı. dir. Bu zevki tatmak zaafını duydu. güm anda beni bu inziva köşesine da- vet eden gururum mağlüp olacaktır, Aşk temiz ruhların düşmanıdır. En masum gönüller onun kurbanıdır, Es- ki Atina mabedlerine kurban edilen bakirelere acımağa nc lüzum var, O, bedeni adali ihtirasların maskesi olan “âşk ne bakir ruhlara ne masum gönüle Jere kıymıyor mu? Aldanmadığını iddia edebilen kaç sevgili vardır. Aşki melek, hem de kuş gibi kanadlı, çocuk gibi masum. şe. killerde çizen ressamlar, aşka İlâhi mânalar veten şairler ne cahil ve ne Gğğnmeenien öğe töüüMilübiminliği Tarablusgarp nasıl hissettirdiyse Çar da Karadağ prensi Nikola ve kerimesi Kraliçe ve” Sıtasile İtalya Kralını «İttifakı mü sellesten, çıkmağa ve Fransa ve Ru# ya ittifakına girmeğe teşvik etti ve Arnavudluğa müteallik kuyvetli ümid” ler verdi. İşte Fransa ve Rusya dipl© matları itilâf için öylece müsaid bir zemin hazırladıktan sonra Fransâ hükümeli İtalya ile müzakerala gi” Tişip İtalyanın. iktisadi menafiine ek verecek ve çektiği zararların önünü şartlar 1i€ geçmesini temin edecek bir ticaret o munhedesi ve tarifelef yaptı. Mukabilinde İt hükümeti eskidenberi kendisine mal etmek em©" dinde bulunduğu Tunusta Fransa hi“ mayesini tasdik ve kabul etmemekt€ ki israrından vazgeçti. Fransa Hariciye Nazırı Delkas€ | İtalyayı günden güne ittifakı müse” Jesten o uzaklaştırmağı ve Rusya “© Fransa ittifakına girinciye kadar İt“ tifakı müselles dahilinde kaldıkça İtalyaya politikasını dalma Almany&” ya uydurtmayıp siyasi meselelerd ve hadiselerde «Hürriyet hareketini? geregi gibi muhafaza ettirmek ve Fo hakkında Fransaya tamamile müsald ve tarafdar bulundurmak ister id İşte bu maksadı temin etmek üzer€ İtalyanın Fasa bedel Trablusgarp” «Hürriyet hareketine» Fransa tar” fından muhalefet olunmıyacağına V€ İtalya tarafına da Fasta Fransanli «Hürriyet o hareketine» muhalefet edilmiyeceğine dair gizlice bir itilâf” name yaptıklarını mabremane habef almıştım, İşte bu uzlaşmaları ve anlaşmalar! İ müteakip İtalya Kralı üçüncü Viktof Emanüel ve kraliçe Fransaya geld” ler, reisieümhur Lube ile mülâkat et tiler. Haklarında muhteremane © ve şereflerine verilen ziyafetlerde, mü“ samerelerde umum tarafndan hOf muamele gördüler, Kral maşhar olduğu hüsnü kabül den gayet mütehassis olmuştu. Mü“ teşekkirane intibalarını saklamıyarsX Fransa ordusunda gördüğü intizam” dan, disipainden kemali sitayişle bali” setti, Fransa askerinin vaktile İtgiyâ askerile beraber harb meydanınd8 aynı düşmanla dövüşüp kan dökmü$ olduklarmı ihtar etti Bu sözleri? İtalyanın o zamandaki düşmanı V€ şimdiki müteffiki olan Avusturyanı9 gücüne gideceğini hesaba almadı. * Fransa ve İtalya münasebalın& bu suretle iyileşmesinden bize dok” naçak zarar Trablusgarp sahasın8 dair olan anlaşmadır. Fakal İtalyan? o vilâyetimize ald «Hürriyet harek€“ tini» ancak bir muharebe güllesin€ düştüğümüz zaman kullanması mu karrer olduğunu da işittim. Mütekald büyük ei$ Münir Çorlu teyen sanatkâr onu bir elinde âltın, bi elinde şarap olan dişleri et yemek, si nirleri kan dökmek için gerilip gıcı” dıyan bir canavar şeklinde çizmeli Kİ hakikati ifade etmiş olsun. Bu cesar& ti gösterebilecek sanatkâr muhakkak ki insanlığa en büyük iylliği edecekti” Aşk rüya âleminin, hayal dünyasının çiçekli, baharlı, renkli masum bir mal” Tük şeklinde ifade edildikçe ona aldi” nıp mahvolacakların arkası gelebili” mi? Kimbilir, tesadüflerin zoru ile evli” lik hayatına erken girmeseydim bel ben de onun mukadder akibetine mah” küm olurdum. Belki üç yıllık evlilik hayatımda hâdiseler, tesadüfler . TW humu terbiye etti. Bunda alıngan 8 biatimin, çekingen gururumun tesiri olduğunu da itiraf ederim. Bir erkek tarafından sevildiğimi anlamakta? duyduğum zevkin de sevginin mukağ” der akibetinden duyacağım ıztırabö değmiyeceğini zannediyordum. Benİ ömrümce doyuracak bir aşka inansö?” dım o zevki devam ettirmekten kork” mazdım. Fakat hayatımda beni arz“ ettiğini sezdiğim erkeklerin hiç birin” de böyle bir ömre yetecek aşk olduğu” na inanmadım. Ve onun içindir Kİ gururumun bakir kalmasına muvâf fak oldum. * Örnekler, hâdiseler görüp tecrüdf” lerden ibret alan beh bu inziva yuv&” sında amli mağlün edilirim.

Bu sayıdan diğer sayfalar: