23 Haziran 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7

23 Haziran 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

aj ma Haziran 1939 Pasteur enstitüsünden profesör Weinberg ameliyata leyhtar olmamakla beraber serumun tasirlerini anlatıyor Son zamanlarda dünyanın her ta- Rinda en çok tesadüf edilen hasta- apandisittir ve en çok yapılan at da apandisit ameliyatıdır. Avrupada olsun, Amerikada olsun büyük hastanelerde gün geçmiyor ki tkaç hastaya apandisit Yapılmasın. Avrupada her ameliy Mütehassısları vardır. Birçok dok- *lar da apandisit ameliyatı müte- i$isı olmuşlardır. Bu gibi mütehas- #slâr içinde günde sekiz on apandi- #İt ameliyatı yapanlar o görülmekte- dir, Apandisit “ameliyatında ihtisas yar ban operatörler am t müddetini İki dakika 45 saniyeye kadar indir. Mişlerdir. İhtilât olmıyan vakalarda U müdd di çizmeğe, apandisiti Pydana çıkarıp kesmeğe ve sonra tekrar cildi dikmeğe kâfi geliyor. Hak- Niki bir zamanlar en basit apandisit neliyatı bir buçuk, iki saat sürerdi. Apandisit eskiden yok Sen K NE Acaba bir za r apandi: ktu da son asır- “A vu bu hastalık baş göst ? Bir çok k buna Yorlar, Halbuki le ba: *sit bir zamanlar da vardı, z eti bilinmiyordu. Ge Mtda bir £ aşka bir şey değildir. nalih bu. hastalığın teşhisi tânnedildiği kadar yeni bir Şey ol $â gerektir. Çünkü eski eserleri ar , Mısırda yaptıkları hafriy: © çok şayanı dikkat şeyler bulmuş Mirdır. Bu cümleden olarak firavun- İârdan bir kısmının mumyaları mua- Yene edildiği zaman bunların sağ ta- Yaflarında bir yara nişanesi görül Müştür ki bu, apandisit ameliyâtın- w sonra kalan izin aynıdır. Bun- n istidlâlen firavunlar zamanında Misıraa apandisitin bilindiği ve ame- İYat yapıldığı iddia edilmektedir. U iddianm ne derece doğru olduğu- Du anlamak için mumyaları kara M açarak apandisitin yerind? bulu- Bup bulunmadığına bakmak Hizum- Fakat cesed mumyalanırken kar- Mundaki her şey çıkarıldığımdar buna İmkân yoktur, İlk apandisit vakası Mısırlılar apandisiti belki biliyor. Kâı. Fakat orta çağın yarı barbar Yatı bu bilginin üzerine bir perde tekmiştir. Bunun için bap tarihinin Ydettiği ilk apandisit vakası 1759 Behesinde Mestivier adında bir Fran- M2 doktor tarafından haber verilen Vükadır. Fakat bu hastalık et-afında #aslı tedkikler ancak 1858 senesinde örges Lewis adında bir Amerikalı “oktor tararından yapılmıştır. Maa- Mafih o zamanlar cerrahi ilerleme Miş olduğundan ameliyat yapılamı- Yordu, İlk ameliyat 1873 nde Ame- kada yapıldı. Bu ameliyat tam bir Müvatfakıyetle neticelendi. Bunu di- veliyatlar takib etti ve hastalık gösterdikten sonra 48 saat için- Ameliyat yapılırsa tam muvafla- Yet elde edileceği anlaşıldı. Fakat bir çok doktorlar ameliyata Mratdar olmadılar. İşte ameliyat ta- darlarile aleyhdarları (arasında ân devam eden münakaşalar o 38 “ân başlamıştır. Apandisitin sebepleri Pu sırada apandi sebepleri akkında bir çok fikirler ortayı atıl- ii En başta, bu uzvun iltihabına ec- eçvi bir cismin sebep olduğu iddia ü iyordu, Meselâ bir limon çekirde- Min, bir diş fırçası kılının apandi- sebep olduğu söyleniyordu. Bu a büyt ren uyandırdı k korkudan bir şey yiyemez s ri ayıklanmadar üzüm Sir meyvalar yenmiyor, suyu üz“ ten geçirilmeden limon. kullanıl. n, te da, Kay Cağ eği Profesör Weinberg mıyordu. Diş fırçaları her gün mua- yene ediliyordu. Bir doktor tabak ve sahanlardaki üst tabakanın aşınarak parçalârın yemeğe karışması apandisite sebep olduğunu iddia edince korku bir kat daba arttı, Her gün yiyecek, içecek kapları muayene ediliyordu Fakat tıp ilerledikçe bu iddiaların doğru Olmadığı, apandisitin başka sebeplerden ileri geldiği anlaşıldı. Serumle tedavi Pariste Pasteur enslitüsünde çal şan profesör Wetnberg son zamsnlar- da Fransız tıp cemiyetine mühim bir tebliğde bulunmuştur. Profesör ame- t yapılması kabil olmıyan h disit vakalarını tedavi için kendisi- nin bulduğu bir öcrumun kullanı)- masını tavsiye etmekte idi, Bu tebliğ tıp âleminde mühim münakasalara sebep olmuştur. Pariste çıkan Ouvre gazetesinin bir muharriri profesörle görüşmüştür. Profesör demiştir ki: *Apandisiti serumle tedavi etmek tecrübeleri 1919 senesinde başlamış- tir. Harb senelerinde (Gengröne gözeuse) ü (Antigangröneux polyva- lent) serumu İle tedavi etmek için çalışılmış ve pek iyi neticeler alın- mişlı, Ben âyni serumun bâzi vahim apandisit vakalarını şifayap etmek için cerrahiye yardım edeceğini dü- şündüm. Mütarekeden sonra ban doktorlardan bu tarzdr bir ameliyat yapacakları zamân beni çağırmala- rını rica ettim, İlk tecrübe doktor Paul Delbetnin bir hastası üzerinde yapıldı. ilasta EL lk lak şema ZN Hayırsever bir vatandaş Bandırma civarında beton bir köprü yaptırdı Habibullah köprüsü Bandırma (Akşam) — Bandırma - Manyas ve Gönen yolu üzerinde bu- lunan (Eğridere) köprüsü yağan sürekli yağmurlar dolayısile taşan çayların gelirdiği sulardan tamamen harap olmuştu. Bu üç kazanın köy yollari arasın- da. bulunan bu köprüyü Bandırma zahire tüçcarlarmdan B. Habibullah Hamarat (2500) lira sarfetmek sure- Apandisiti serumla tedavi etmek kabil olacakmı? | | halk kütlesi önünde yapılmıştır. İ AKŞAM 15 yaşında bir kızdı, Ameliyattan son- Ta batında bir gangren baş gösler- mişti, Hasta koma halinde idi, kim- seyi tanımıyordu. İki serum enjeksi- yanu enfeksiyonu İzaleye kâfi geldi. Bunun üzerine doktor Delbet tecrü- belerine devam etti. 1920 senesine kadar 13 çok vahim apandisit vaka- sınm tedavisinde hem ameliyattan, hem serumdan istifade etti. Bu 13 hastadan yalnız biri öldü Yapılan tecrübeler O tarihten sonra (Antiperitonite) serumunu hazırladım. Bu serum (Antigangröneux) ve (Anticoliğaci- | )aire) serumlarına bazı ilâvelerle ya- pıldı ve gerek Fransada, gerek başka memleketlerde çok İyi neticeler verdi. Bugün had bir apandisit vakasını, ameliyat yapmadan yalnız serum kullanmakla tedavi etmek &kabildir. maddi veya manevi sebepler doluyı- sile ameliyat yapılamıyan 8 vaka 86- | rumla tedavi edilmiştir. Bunlardan sekizincisi Fransız sahillerinden uzak») ta Olâron adasında bulun biridir. Adada cerrah yoktu. Acele başka ye- re nâkli de kabil değildi. Bunun üze- rine doktor Antiperitorite serumu yapmış, ertesi gün bunu tekrar et- miştir, İki enjeksiyon neticesinde ha- raret düşmüş ve hastalık ârazı todri- | cen azalmıştır. Ameliyat kalkacak mı? «Bazı meslektaşlarım bana dediler ki: «Apandisitin serümle tedavisi ka- bil olduğu iddia edilince halk ameli- yata lüzum kalmadığı fikrine kapıl- mıyacak mı?ş Kendilerine şu cevabı verdim: «Ben ameliyat al cadele yapacak dı doğ mel ia ameliyatı daha k ha tehlikesiz hale koymak istiyorum. Sonra acele ameliyat yapılması kabil olmayan vakalar vardır, Bu vakalar- da deri altına veya adalelere Antipe- ritonit serum enjeksiyonu yapılır. Serum'naban vâziyetine güre 200 - 500 satimetre mikâbı fiziyolojik su içerisinde 80 - 100 santimetre mikâbı olmalıdır. İcab ederse muntazam f#a- sılalarla bu 24 saatte bir kaç defa tatbik edilebilir. Neticede hararet dü- şer, hasta iyileşir ve ameliyat yapı- labilecek hale gelir.» İngilterede hava filosu için umumi müfettişlik ihdas edildi Londra 22 (A.A.) — Hava filosu için bir umumi müfettişlik ihdas olun- muştur. Bu vazifeye hava mareşalı Charles Bürnett tayin edilmiştir. tile betonarme olarak yeniden yaptır- mıştır, Köprünün açılma resmi Bsn- dırma hükümet erkânı tarafından civar köylerden toplanan kesif bir Hayır için yapılan ve civarda eşi bulunmıyan 18 metre uzunluğunda bu modem köprüye (Habibullah) köp- rüsü adı verilmiştir. Bir rüya üzerine... .Bulgaristanda yüzden fazla köylü : eski bir manastırı arıyor Fakat şimdiye kadar hiç bir iz bulmak kabil olamadı Sofyada çıkan Utro gazetesinin yazdığına göre, bir küçük kızın gör- düğü rüya üzerine Bulgaristanda #ltında bir manastır aranıyor. Vaka şöyldir: Sofyada Tatarlı sokağının 33 nu- marali hanesinde Yordan Hristoy namında bir Bulgar boyacı beş çocu- ğu ve karısile beraber oturmaktadır. Çocuklarından Eleonora gayet dindardır. Yalnız bir gözü kör olduğundan bedbahttır. Bir hafta evvel Eleonora garib bir rüya görüyor. Rüyasında kendisine Sen Mişel görünüyor ve kıza diyor ki; : — Aziz kız; yer altında bulunan bir manastırın keşfini sana havale ediyorum, Orada git ibadet et. Bundan sonra Sen Mişel'in ruhu, kıza manastırın yolunu gösteriyor. Rüyada Sofyadan dışan çıkıyorlar, İstanbula giden şosede yollarına de- vam ederek baytar fakültesinin arka» sında ve Slatina köyü yanında duru- İ yorlar. Sen Mişel: — İşte, manastırın yeri burasıdır, burada bir taşa rastlıyacaksın. Taşı kendin kaldıracaksın, ben sana yar- dım edeceğim. Taşın altında manas- tır bulunuyor. Manastırda bulunan bir kaynaktan yüzünü yıka, körlüğün de derhal giderek dedikten sonra kayboluyor. Rüyayı gören, çocuk ertesi sabah buna ehemmiyet vermiyerek kimseye hiçbir şey söylemiyor. O günün ak- şamı yani ikinci gece rüyasında kıza Sen Mişel tekrar görünerek: — Benim arzumu niçin Ifa etme- din, diye soruyor. Kız sıkılarak mah- cub vaziyette şöyle cevab veriyor: — Affedersiniz, ben sandım ki bu alelâde bir rüya ve gösterdiğiniz yolu da unuttum. Bunun üzerine Sen Mişel kıza Slatina köyü arkasındaki tepeden manastırın bulunduğu yere kadar olan yolu tekrar gösteriyor. Kız, ertesi sabah bunu «Sveta Petka» kilisesinin papasına açıyor. Papas: — Rüyadeki emri takib et kızım, diyor. İlk araştırma Geçen Pazar günü sabahleyin er- kenden kızını anr, ve babası, Eleono- rayı önlerine katarak Sen Mişel'in dediği yere gidiyorlar. Kız, bu yerler- den şimdiye kadar hiç geçmediği hal- de, ebeveynine manastırın yerini gös- termek için kusursuz surtte yoluna devam ediyor. — Fakat Eleonora, bizi nereye gö- türüyorsun, buralardan hiç bir 28- man geçmedin?... diye anası tekrar tekrar soruyor. Çocuk, «Ben yolu biliyorum» diye- rek şoseden ve ovalardan geçiyor, Bir aralık, kendisini arkasından takib eden ebeveynine dönerek: — Görüyor musunuz karşıdaki o ağacı. Bu bir armud ağacıdır ve bu- nun yanında bulunan beyaz taşım al. tında manastır vardır. Kız, bir gözünün kör olması sebe- bile hafif gördüğü ve buralarını da tanımadığı halde ağacın hakikâten Brmud olduğu meydana çıkıyor, Ağa. px yüzden fazla köylünün iştirakile yer | Rüyayı gören Eleonora cn öte tarafındaki tepede hakikaten bir patika yolu üzerinde beyaz bir taş beliriyor. — Burasıdır. İşte, iki gecedir Sen Mişel ile buraya geldik diyerek kız- cağız sevinçle haykırıyor, Hemen yere diz çökerek İstavroz çektikten sonra babasının, yanında getirmiş olduğu dülger keserile yeri kazmağa başlıyor. İki gün ebeveyni- nin refakatinde orasını kazıyor. Fa- kat kazdığı yer, narinliği dolayısile yarım metre kadar derinliği bile bu- lamıyor. Sen Mişel, ona «Kendin kaz» dediği için ebeveyni yardım et- miyorlar, 100 den fazla yardımcı Bu rüya işi hemen derhal bütün Slatina köyüne yayılıyor. Papaslar ve dindar adamlar, kızın kazmağa baş- ladığı yeri koşarak yardım için hani harıl kazmağa ve manaslıri ara mağa koyuluyorlar. Hadise yayıldık- ça yayılıyor. Nihayet köy belediyesi de bu işle alâkadar oluyor. Gönüllü- ler peyda oluyor, Manastırın bulun- duğu yerde kazıcılar yüzden fazla oluyor, Nihayet, rüyanın tarihçesini öğrenen $latina köyü ayaklanıyor. Hâdise Sofyaya da yayılıyor Bu hadise, olanlar bitenler hükü- met merkezi Sofyada da öğreniliyor. Hemen gazeteciler otomobillerle Sla- tina köyüne gidiyorlar. Gazeteciler, köyün 2 kilometre uzağında bir te- pede yüzden fazla halkı ellerinde ça- pa, kazma ve küreklerle tepeyi, yolu ve bir tarlanın bir kısmını harl harıl kazarlarken görmüşlerdir. Kazıcıların aralarında mukaddes dedikleri bu yerde 60 yaşından fazla ihtiyarların çalıştıkları da görülmüştür. Şim kadar epi genişlikten 5 metre deri İiğinden faz'n. yer kazmışlardır lası kazılan tarla bi de, r harab olduğuna bakmıyarak hayırdır diye tarlasını bırak Fak

Bu sayıdan diğer sayfalar: