6 Ağustos 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

6 Ağustos 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Şİ EK İstanbul atletizm birinciliği ilk gü- DÜ pek az bir seyirci önünde geçti. Alınan dereceler bundan evvelki s8 nelere nisbeten bir terakki gösterme- mekle beraber ikinci ve üçüncü günle- rinde elde edilecek vakıt ve mesafeler muhakkak ki bir iki sene evvelkiler- le kıyas edilmiyecek kadar güzel ola- caktır. Bunların güzelliği birinci gelenin re- koru ile mazideki birincilerin rekorla- rını mukayese elmekle pek az anlaşılır. Asıl bu farkı tebarüz ettiren tasnifte yer alan atletlerin dereceleri ile bir iki sene evvelki derecelerin yanyana konmasıdır, İki sene evvel işe başlıyan İstanbul atletizm monitörü bu işte hakikaten bir ilder olmuş ve bugün- kü şayanı dikkat formları husule ge- tirmeğe en çok yardunı dokunmuş ve memlekette atletizm sevgisini yarat- mıştır. Müsabakalarda lisans aramamak gibi kolaylıkları ve atletizmin terak- Kisi için Yâzım olanı rekabeti uyandır. mak üzere puan hesabile tasnifleri mun hüsnü niyetle yaptığından emin bulunuyoruz, Bununla beraber işi yaparken alınmak ihtimali olan güzel neticelerin hayali arkasında saklanmış olan menfi sonuçları er- velden sezmesi bir mütehassısa çok yakışan bir hassadır. İşte lisans aramamak gibi kolaylık- lar göstermek isterken atletizm aja- ainın yanıldığı bir nokta da klüplerin, bundan türlü türlü istifade etmek imkânını bulabileceklerdir. Nitekim geçen hafta bir klüpten li sansiye olduğu halde İstifasını vermeden, başka bir klüp namma mü sabaka yapan bir koşucu gördük. Bu- nun yanında ecnebi tabilyetini haiz bir atletin ve talebelerin klüpler na- mına müsabaka yaptıkları görüldü ve görülecektir. Lisans aranmayınca iş beyanata istinad ediyor ki odabu şekil yolsuzlukları doğuruyor. Binaenaleyh hükümleri bu sene. nin başındanberi meri olan, Beden terbiyesi umum müdürlüğünün ma- tüm tamimine riayet edilerek talebe olanlarin vaziyetleri mevzuata uy- gun olmıyanların küpler namına müsabakalara sokulmıyacaklarını bü- yük bir ümidle tahmin ediyoruz. Menfi neticeler tevlid edenlerden biri de puan meselesidir. Evvelâ bay- rak yarışlarını kazanan takımlara on puan verip ferdi müsabaka galip- lerine beşer puan vermek gibi bir kai- de yoktur. Bu sırf bu sene icad edil. miş ve tamamile organizatörün keyfi ve fikri icabı ortaya atılmış bir sis- temdir, Puan hesablarının asıl fena neticesi kıymetli spesiyalistlerimizin klüplerini şampiyon yapmak için hiç alâkaları olmıyan bir çok müsaba- kalara girip harap olmalarıdır. Bu şekilde astarı yüzünden pahalıya mal olan işlere giriyoruz demektir. İki ayakla mania atlıyan atletleri bun- ların spesiyalistlerindeki kıymetleri- ni bildiğimiz için pek gülünç buluyo- ruz. Bunun çaresi atleti olmıyan ranşları programa idhal etmezmemktir, Çekiç atma bu yüzden programa ko- - Bulmamıştır. Bunun yanında mes6- : 400 metre manialı koşusunu ci İstanbul atletizm birincilikleri Sporculardan lisans aranmaması bazı pirimi aliyi mucib sper Geçen hafta başlıyan İstanbul atletism birinciliklerinden bir enstantans duk. Burada tebarüz ettirmek istediğimiz göze batan ve bazı hakların çiğnen- mesine sebeb olan kusurlardır. İstan- bul atletizmini idare denlerin mezi- yetlerini şimdiye kadar fırsat bulduk- ça anlatmağa çalışmıştık. Binaen- aleyh bu hataların o meziyetleri silip süpürdüğünü iddia etmekten hayli uzak bulunuyoruz. Bununla beraber bunlar da « o kadarı Kadı kızında da bulunur > denecek derecede ehem- miyetsiz değildir. Bütün Türkiyenin alâkadar olduğu futbolda bile, işler atletizmdekine nisbeten çok pürüzsüz giderken maalesef pek az müntesibi olan atletik sporların idaresinde da- ha kusursuz, hiç olmazsa futbol iş- leri kadar muntazam olmamız icab eder. Binaenaleyh ajanın geçen sene hiç bir mecburiyet yokken yaptığı gibi ta- lebeyi klüpler namına müsabakalara sokmayacak ve diğer pürüzlü vaziyet lere meydan vermiyecek kadar otori- ter olmasını isteriz. Bu hemen tahak- kukunu beklediğimiz bir temennidir. Atletizm birinciliklerinde alınan neticeler İstanbul atletizm birinciliklerine dün Fenerbahçe stadmda az bir 86- yirci kütlesi önünde devam edilmiş- tir. Koşularda alınan neticeler şun- lardır: 50 metre seçme birinci seri; 1 — Fikret (Galatasaray) 6.1,2 — Halük (Galatasaray), 3 — Neriman (Galatasaray). 50 metre seçme ikinci seri: 1 — Melih (Fenerbahçe) 61, 2 — Semih (Galatasaray), 3 — Nazmi (Galatasaray). Gülle: 1 — Arad (eşiktaş) 13.88, 2— — Sund 1 — Melih (Fener) 272,2 — Ne. riman (Fener), 200 metre seçme; birinci seri: 1 — Muzaffer (Haydarpaşa) 24, 2 — Cemal (Galatasaray). 200 metre seçme; ikinci seri: 1 — Fikret (Galatasaray) 246, 2 — .Zare (İstanbulspor), $ — Melih 4100 bayrak yarışı 1 — Galatasaray takımı 46 saniye, 2 — Fenerbahçe takımı, Umumi tesnifte Fenerbahçe 52, Galatasaray 33, Beşiktaş 15 puan al- muşlardır. Müsabakalar bugün de devam edecektir. İskrim birincilikleri Beden terbiyesi İstanbul bölgesi Eskrim ajanlığından: 1 — Yakında yapılacak olan bölge eskrim birincilikleri için şimdiden hazırlıklara başlanacaktır, 2 — Eksersizlere eskiden olduğu gibi Beyoğlu Halkevi salonunda çar şamba ve cuma günleri akşamları saat 17 de devam olunacaktır, 3— m a alâkadar bütün id. nc gün ve saatte At yarışlarının üçüncü haftası İstanbul at yarışlarının üçüncüsü de bugün Bakırköyde yapılıyor. Bah- si müştereklere olan büyük alâkayı nazarı ilibars alan alâkadariar bu haftaki yarışlarda iki çifte bahis, bir ikili bahis koymuşlardır. Çifte bahislerin birincisi, ikinci ve üçüncü koşularda, ikincisi de dördün. cü ve beşinci koşulardadır. Koşuların programı şudur: Birinci yarış: Üç yaşında halis kan Arap atlarına mahsus satiş koşusudur. de 190 lira, Mesafesi 1400 metredir. Bu yarışa yalnız Diker isimli at gi- recektir, İkinci yarış: Üç ve daha yukarı yaşta ve bu ko- şuya kadar kazançları yekünu 1500 Hrayı geçmiyen halis kan İngiliz at- larına mahsus Centilmen koşusudur. Mseafesi: 2000 metre, İkramiyesi 310. 1 — Parista (Doktor Seferaf), 2 — Ateş (Orhan), 3 — Şipka (Süreyya), 4 — Kaya (Sald), 5 — Ece (Naşid). Üçüncü yarış: Bu koşuya kadar kazançları 3000 lirayı geçmiyen üç ve dahâ yukarı yaştaki yerli yarım kan İngiliz at ve kısraklarına mahsustur, İkramiyesi: 620, mesafesi: 1600 metredir, 1 — Olga, 2 — Mavzika, 3 — Nir. vana, 4 — İbni Radyo, 5 — Poyraz, 6 — Önkes, Dördüncü yarış (Hendikap): Dört ve daha yukari yaşta halis kan Arap atlarına mahsustur. Mesafesi 2200 metre, ikramiyesi: 300 Ilradır. 1 — Al Derviş 60 kilo, 2 — Bahtiyar 59 kilo, 3 — Ceylân 56 kilo, 4 — Ka- rakuş 48 kili, $ — Selma 45 kilo, Beşinct yarış: Dört ve daha yukarı yaşta halis kan Arap atlarına mahsustur. İkramiyesi: 190 lira, mesafesi: 1800 metredir. 1 — Eftimi, Bahtiyar, Ünlü, Çetin, Selma, Yüzme seçmeleri dün nihayetlendi 200 metre serbes yüzmede Mahmud yeni bir Türkiye rekoru yaptı Su sporları ajanlığı tarafından ter. tib edilen ve geçen hafta başlıyan İs- tanbul yüzme şampiyonluğu seçme ye rekoru) 2 - Vedad. 200 Serbes klüpler: 1 — AN (Beykoz) 3.14,2- Ziya (Beşiktaş) 1500 serbes klüb harici: 1 — Sadullah 2292, 2 - İbrahim, 3 - Nezih, 4 - Niko. 1500 Serbes klüpler: 1 — İsmall (Beykon) 24.28, 2-Mo kin (Beykoz) 4X200 Bayrak yarışı: 1 — Beykoz takımı (Saffan, Ali, Mekin, İsmall) 11.27.$ 2 — Demirspor takımı (Nuri, Fer had, Sabahaddin, İsmail) Su topu müsabakalarınm finalleri gelecek hafta yapılacaktır. Küçükler ELM Gazi Ahmed MEŞRUTİYETTE SARAY ve BABIALI Yazan: SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM — Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur. Tefrika No. 7 Muhtar paşa (sadrazam oluyor (Temmuzun on sekizinde Nazım, erkânı harbiye reisi vekili Hadi, bi- rinci kolordu kumandan vekili Osman paşalar nezdime gelerek ordudaki in- tizamsızlıklardan, itaat fikdanından, Arnavud isyanından Hülâskâr grupun. dan bahsederlerken Bahriye Nazırı ve Harbiye Nezareti vekili Hurşid paşa da geldi. Askerde itaatın Jüzumundan bahseden evvelki üç paşanın Harbiye Nezareti makamından müsaade alma- dan mabeyine baş vurdukları anlaşıl- dı. Ben bu ciheti kendilerine nezaket. le ihsas ettim.) Sadrazam Sald paşa bir Harbiye Na. sırı ararken Bahriye Nazırı ve Harbi- ye Nazırı vekili Hurşid pâşa ârkadaş- larile geçinemiyeceğini anlıyarak İs- tifa etti. Sadrazam kime müracaat ediyorsa taallü! ve istiğna ile mukabele görü- yordu; fakat ahvalin vehameti karşı. sında sebat ve melanet göstermeğe ta raftar idi Manevi kuvvetleri kırıldığı- nı hissettiği cemiyet erkânma: — İktidar mevkiinden çekilmeyi dü- şünmesinler. Bana isterlerse bir binba. $ı, fakat emin bir Harbiye Nazırı gös- tersinler, sonuna kadar mücâdele cde- lim. (1) Haberini göndermişti. Fakat telâş ve âdeta bir panik içinde kalan cemiyet artık iktidar mevkiini başkalarına bi- rakmağı daha muvafık görüyordu. Lütfi Simavi bey halıratında bu meseleye temas İle (Arnavutlukta öte denberi takip olunan sakim siyaset, hemşehrilerinin cehaletini şahsi men» faatlerine âlet ittihaz eden bazı müf- sidlerin tahrik ve tesvilleri, ecnebi en trikaları isyan ateşini alevlendirdi. Asayişi inde için sevkolunan asker kuv. vetinin Halâskâr namı altında tecessüs eden grupa mensup bazı zaâbitleri kıtalarını terk İle - vaktile İttihadeı- ların yaptığı gibi dağlara çıktılar. Mahmud Şevket paşanın mecburi isti- fasındanberi zaafa duçar olan Said paşa Kabinesi erkânı arasındaki ihti- lâf da Arnavutluk vukualı üzerine ge- nişledi; istifalar biri birini takip et- ti. Hâlâskâr fırkasından İstanbulda bulunan bir kısım zabiller ve ümera İtalya ile muharebede bulunduğumu. mukaddes askerlik vazifelerini, or- duda vücudü elzem itaat ve intizamı unuttular ; serkeşane hareketlere ta- saddi ettiler. Said paşa da İstilana- mesini bünkâra takdim eyledi) Diyor, Doktor Riza Nur bey (Hür- riyet ve İtilâf nasıl doğdu, nasıl öl dü?) namile fırkacılık ihtilâflarını, ih. tiraslarını bütün teferrüalile tasvir eden, bu ihtilâflarda kimlerin, ne rol- gırlandığı şöyle izah olunuyor: (ürriyt ve İtilâf fırkası yağı bitmiş bir kandil gibi sönmek üzere idi. Fır. kadan hiç ümid kâlmayınca memle. ketin ahvaline göre çalişmak lâm geliyordu. Sinopta menfi bulunan Ya- kovalı Riza beyle görüştüm. Arnavut- Tukta hükümeti iskat edebilecek bir kıyam yapılması için kendisile besa- laştım. Biz bişi kaşımak Ben Riza bey ve diğer Arnavud rü- esasından birkaçı ile muhaberede idim. Riza beyi prens Sabahaddin ile de te- masa koymuştum. O da Riza beye pa- ra gönderiyordu. Fakat bu paraların tamamen eline vasıl olmadığını eski Üsküp mebusu isyan rüesasından Sald hoca sonra bize bildirmişti. Bu esnada Manastırda zabitlerden Tayyar, Tahsin, Kasım, Nafiz efendi- ler ve arkadaşları Niyazinin yapmış olduğu hareketi takliden dağa çık. mışlardı. Her yerde efkârı umumiye İttihad ve Terakki fırkası ve hüküme- ti aleyhinde idi; herkes artık silâh kuvvetine müracaatın yegâne çare ola- rak kaldığı fikrini kabul etmişti. Bun- lar hep Mebusan meclisinin İttihağ ve Terakki hükümetince kanunsuz ola- a e ae bir grup teşkti etmek fikrine düşmüş- Jerdi. Bunlar namına erkânı harbiye binbaşılarından Kemal bey prens Sar bahaddine gelmiş ve bu tasavvuru aç- mıştı. Prens beni, Kemal Mithat ve Mahir Said beyleri davet etti. Bu ta- savvur hakkında mütalâamızı sordu. Ben — Bizde vukuat vukuatı bes- ler. Hükümetin dolayısile mevkii sar. sıldığı şu zamanda burada da bir dar. be vurulursa sukut edeceği muhakkaky tır, Çalışalım... dedim. Diğerleri de bu mütalâayı muvafık bularak çalışmağı kabul ettiler. Sâ- bahaddin bey zabitlerin yazdığı bir programı ıslah vo ikmal etmiş, evin- de jelâtin ile birkaç nüsha da bas- tırmıştı. Bu nüshalar Beyoğlunda bir matbaada gizlice teksir olundu. Artık iyice çalışıyorduk. Arkadaşlardan mütekaid yüzbaşı Tevfik Hamdi beyin babası ki, Sultan Aziz zamanında da böyle işlere karış- muşlı. Bize merkez taburu zabitlerini ve Sarıyerdeki üç piyade taburunu el. de etti. Sonra süvariden ve piyadeden daha briçok taburlar ve bölüklerle bahriyeden de üç torpidonun harekete iştiraki temin olundu. Ayrıca birçok siviller ile müteferrik zabitler de bu- Tup teslih ettik. Askeri tabbiye talebesinden bir takı- muna da ben silâh verdim. Melâmi şeyhi terlikçi Salih efendi de bize sivil ve asker melâmiler, pren- sin kâtibi Satvet Boşnaklar buldular, Prens Sabahaddin bu uğurda beş bin Jira sarfetti, Tevfik Hamdi bey Galalada bir hâk- kâki aldatarak (Tahlisiye idaresi) mü- hürü diye (Halâskâr zabitan grupu) mühürünü kazdırdı. Kazınıncaya ka- dar kapıda bekledi. Mühürcü usulle. rinden olduğu üzere tatbikini sakla- mak için mühürü defterine basınca adamcağızı bir vesile ile dükkânından dışarıya gönderdi; defterin o sahifesi- ni yırtıp savuştu. Mühür benim Beyoğlunda evimde saklandı. İçtimalar da bizim evde yapı- liyordu. Geceleri hizmetçiyi uyutur, sonra tevzi olunacak programları, be- yannameleri kırmızı mürekkeple mü- hürlerdim. Evim taarssud ediliyordu. O gün- lerde Posta Nazırı olan Talât beye git. tim. Kendisini aldattım ve sivil po- Msleri kaldırttım. Adedleri çoğalmış olan Halâikâr za bitler artak aleni içlimalar yapıyorlar- dı. Prens Sabahaddin ile Kâmil ve Nâ- zım paşalar arasında muhabereler dg oluyordu. Ben de evlerine giderek ha- berler ulaştırıyordum. yılıyor, bunlardan bir hayır umulmu- Halâskâr hareketi asla Hürriyet ve İNAL fırkası namına vaki tır. Biz kendimizi ve sivilleri de gizli- yerek harekete sırf bir askeri hareket süsü veriyorduk. ru kumandanı Rosinyol Hüsnü beyi ças ğırarak fikrini sordu. O da beyanna meyi tasdik etti, Nâzım paşa zalen Hüsnü beyin tasdik edeceğini billyor- du. Bunun üzerine Askeri Şüra ahva- lin vehametine ve acele tedbir ittihas olunması lüzumuna, beyannamenin hemen pâdişaha takdim olunarak Kabinenin iskatı zaruri görüldüğünü arzına karar verd. Böyle yapıldı. Be- yannameyi sultan Reşada Nâzim ve Hurşid paşalar götürdüler, Fakat Hun şid paşa tertipten haberdar değildi. (Arkası var) (0) Hüseyin Cahid Yalçın: (Fikir Ha” reketieri) mecmuasinda Meşrutiyet b

Bu sayıdan diğer sayfalar: