23 Ekim 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

23 Ekim 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

, Bemilerinin refakat ve himayesinde İzmir (Akşam) — Ege mıntakasın- da tülün piyasası, geçen sene olduğu Bibi 15 ikinciteşrinde açılacaktır. Bu yıl Efe mıntakası tütün rekoltesi 32 - 34 Milyon kilodur. Geçen sene 38 milyon kilo idi. Samsun ve Karadeniz hayali- #indeki tütün rekoltesinin bu sene Doksan olduğu anlaşılmıştır. Amerikan tütün kumpanyalarının Yil Ege mıntakası tütünlerinden 12-14 milyon kilo arasında mübayaat Yapacakları tahmin ediliyor. Geçen yıllarda Almanyaya mühim €€ mikdarlarda tütün ihracatı yapıl Müşti.. Bu yıl İngiltere ve Fransaya Mühim satışlar ve ihracat yapılacatı nin edilmektedir. Bu yıl, ziraat ve inhisar memurları VAsitasile tütün dikilecek erazi tesbit €dilmiştir. Önümüzdeki sene için tes- bit edilen erazi haricinde zeriyat yap- İmiyacaktır. Dikili zelzele mınta- Asında yetişen nefis tütünlerin, bu hâvalideki halkın vaziyetleri nazarı dikkate alınarak ilk hamlede tüccar VE kumpanyalar tarafından satın alınması için tedbirler alınmıştır. Yerli ürünler şirket! ve Amerikan tütün kumpanyalarının eksperleri, tütün mıntakalarında mahsulü tesbi- *€ başlamışlardır. Birçok yerlerde denkleme ameliyesi sona ermiştir. İncir ve üzüm: Bu yıl seylâp, fırta- ha ve bozuk havalar yüzünden Küçük eres mıntâkasında incir mah- Sulü az olmuştur. Bü vaziyet rekolte- Ye tabiatile tesirden hali kalmamış- Tütün piyasası bu sene de 15 ikinciteşrinde açılacak tir. İzmir ihracatçılar birliği tarafın- dan dış memleketlere yapılacak Üzüm ve incir satışları için tesbit edilen a3- gari fiatler, Ticaret Vekâletince tas- dik edilmiştir. Şimdi ihracatçılar, bu psa aşağıya satış yapmamaktar rlar. Takas bedellerile primlerinin ta- mamının, satış günündeki İngiliz M- rası kuru Üzerinden ödenmesi hak- kında Ticaret Vekâleti ve Takas Li- mited şirketi tarafından alınana kâ- rar, piyasada iyi tesir husule getir. miştir. Üzüm ve incir satışlarında ha- raret başlamıştır. Ptatlerde cüzi yük- seliş görülmüştür. İhracatçıların ellerindeki ruhsat namelerin müddeti 15 kânunuevvel 939 da sona ereceğinden ruhsatname lerin yenilenmesi için 15 ikinciteşrin tarihine kadar tekrar Vekâlete müra- caatları icsp etmektedir. Pamuk satışları: 13/10/939 tarik hinden 19/10/939 tarihine kadar İz- mir borsasında 2,185 balya pamuk sa- tılmıştır. Bunların 1,220 balyası ha- mar, 965 balyası vadelidir. 15/9/939 tarihinden 19/10/9389 tarihine kadar İzmir borsasında 3,989 balya hazır ve 3,077 balya vadeli olmak Üzere şimdi. ye kadar yapılan umumi satış miktarı 7,066 balyadır. Şimdi İzmirde satışa hazır 2,500 balya, ihracatçı elinde takriben 1,500 balya, diğer müesseselerde de 3,872 balya pamuk stoku vardır. Kurşun geçmez yelek Almanların garp cephesinde hücum | Mtaları efrad ve zabitanına durahinin'den Yapılmış kurgun geçmez yelek giydirdikleri Tivayeğ edilmiştir. Bunun üzerine İngiliz w askerlerine de böyle zırhlı elbi- — diydi meselesi mevzuu bahsol- li Fakat İngiliz - Yransız müşterek Sarak askere her hangi zırhlı mühfaza Çünkü şimdiye kadar kurşun geçmez ye- lekler üzerinde yapılan tecrübelerde mo- dem otomatik tüfeklerin ve mitraiyözle- rin mermilerine mukavemet edemediği sa- bit olmuştur. *Her hangi kurşuna mukave- met edecek kalınlıkta yapılacak göğlüslük- ler ve yelekler ise askerin taşıyamıyacağı kadar ağır oluyor. Esâsen modem tank topları tanelerine mukavemet edecek zırh tur. Yerilmesine lüzum görmemiştir. yok: Bakkallar havadis merkezi «Mahallenin ve dünyanın haberlerini bakkaldan ali» derler. Bunun bir hakikat duğu Deyli Telgraf gazetesinin son nüs- İs görülen şu haberle teeyyüd eder. Misirdaki İngiliz bahri kumandanı İs- Renderiyedeki en mühim seyrisefain acen- Halerini gizli bir toplantıya davet eder. Kumandan yakında bir konvoy, yan Mez Kalile geleceğini ve bunlürin arasında t0p- Mantıya iştirak eden bir acenteye mensup a Posta vapuru bulunduğunu asenteye surette haber verir. Kendi gemisinin gelmekte olduğunu za- ten öğrenmiş olduğunu söyler. Ayni zamanda kafilede daha iki posta vapuru bulunduğunu ve gemileri himaye eden harp gemisinin (X) harfle malöm esrarengiz yeni bir gemi olduğunu da ilâ- ve eder, ingiliz kumandanı ancak Bahriye Neza- retine malüm bir sar saydığı bu malümstı nereden öğrendiğini sorduğu saman acen- te, mahalle bukkalından öğrerdiğini söyle- ir, Bu hadise bâkkallerin Mısırda da âlimi” kül ve her türlü ahvale vakif bulunduk- Acente bu tebliğden hiç hayret etmez. lanma İngilizleri de İkna eylemiştir. Harp zamanında insanın meziyeti azalır mı? Londra hukuk mahkemesinde bir oto- pobll kazasında vefat ederek bir dul kadın İki çocuk bırakan bir adam için verese- verilecek tazminatın mikdarnı tayin en insan hayatanın harp zamanımda azalıp azalmıyacağı meselesi üze de hâkim ile müddelaleyh vekili arasın- Uzun bir münakaşa cereyan etmiştir. Müdatan vekili demiştir ki: Harp sama 2 insanların kıymeti azdır. Bugün sağ İzmirde kaplan avı Bir köylü dağdan inen bir kaplanı öldürdü sevkedilmesi, yahut bir tayyare hücumu- na maruz kalarak terki hayat eylemesi ih- #mali çoktur. Kazaya uğrayan adam otuz yaşında bir adamdır. Bugün de sağ olsay- di ya cephede, yahut evinde enn verecekti, Hâkim: «Harp zamanında Insanların âz Yaşıyacağı zannile değerlerinin sulh zama- nına nazaran düştüğüne hükmedilemez» diye cevap vermiş ve sulh zamanında Ve- rilmesi mutad olan 2,250 İngiliz Yiralık tay- minatın kadına ve 750 İngiliz lirasının da ü bir adamın ya askere alınıp cepheye | çocuklara verilmesine hükinetmiştir. Ayakkabılarını bırakarak kaçtılar İzmir civarında iki haydud takip ediliyor İzmir (Akşam) — Manisanın Yunt dağında gece vakti Ahmedli köyüne gelen ve köy erkeklerinin teravih na- mazında bulunduğu sırada tabanca ve biçakla tehdid ederek Mustafa adında birini çıkarıp evinden yüz lira alan Mehmed ve hüviyeti henüz anla- şılamıyan arkadaşı, diğer bir köye gi derken Ahmedli köyü muhtarı tara- e telefonla haber verilmesi üze- e köylüler pusu tertip etmiş, şeriri kurşunla karşılamışlardır. Mehmed ve ârkadaşı, bir mikdar yiyeceklerini, - Masinot hattı yarılabilir mi ? Bu tahkimat manzumesini, hatta sahra |tahkimatı usulünde bile olsa yarıp geçmek kabil değildir. Varşova müdafaası bunun en son misalidir Fransız asli mevzilerine karşı taarruza kalkışabilmek için evvelâ bundan evvel başka taarruz merhaleleri geçirmek ve bir milyon zayiatı burada vermek icab edecektir Gazeteler hep bir ağızdan şu he- | beri yayıyorlar: «Hitler bir milyon asker feda edip Maginot hattını ya. | rTacakmış.» Bu havadisin birinci kısmı vakıa kolayca tahakkuk ettirilebilir: Bu günün silâkları ve istihkâmları kar- şısında bir fki günde bir milyon ve hatta daha fazla zayiat verilebilir. İşliyen bir makineli tüfek bir saatte on bin kişiyi biçebilir. Halbuki garp cephesinde on binlerce makineli tü- fek vardır. Artık bunları birbirine zarp ederek bir sürü hesap çıkara. bilirsiniz. Fakat yirmi beş sene evvelki harp- ten de biliyoruz ki zaylatla; elde edi- len hetice arasında muayyen bir nis- bet yoktur, Yeni bir milyon zayiat vermekle mutlaka bununla mütena- sip bir zafer kazanılamaz. Verdün önünde de Alman ordusu yarım ml yona yakın zaylat vermişti amma yarım kilometreden fazla ilerliyeme. mişti. En kanlı zayiatı veren Rus komutanı «Brosilof? asla muzaffer komutan olamamıştır. O halde biz- zat Hitler bu kadar zaylat vererek şöyle bir neticeye varacağım diye hesap etmişse peşinen yarılıyor de. mektir. Muvaffakiyeti zaylata göre değil, elindeki vesaite göre hesap et- melldir, Maginot hattını yaracak kuvveti kesif insan kütlesi olarak hesap et- mekte mazüruz. Bu kuvvet olsa olsa tank ve topçu himayesinde hücum kıtaları olabilir. Keza hava kuvvet- leri de kütle halinde buna iştirik edebilirler. Çok ağır tank olarak on beş san- timetrelik top taşıyan tanktan bah- solunuyor. Tankın içine vaka on beşlik top da konulabilir. Fekat bu hal tankın taşıyacağı silâhları tah- dit (çünkü tankla ufak topla bera- | Iktisadi meselel, | Devlet şürasının kararına göre müteahhidlerin vaziyeti Beynelmilel vaziyetteki tehavvülden son- ra, devlet Iş yapan bazı müteahhitler de müşkül mevkide kalmışlardı. Bu mevzuu tebarüz ettirmek için $u misali ele alalım: Dışarıdan demir getiren bir fabrika, dev- lete, muayyen bir fiat üzerinden ve şu kadar bir zamanda demir eğya teslim ede- ceğini taahhüd etmişti. Fakat demir itha- lâtına imkân kalmadığı ve yahut mevcud demir fiatieri pahahlıştığı zaman, bu taahid nasıl ifa çeüebilir? İnşaat müteahhidieri de bunün gibi müş- kül mevkide kalmışlardır. Meselâ: Bir mü- teahhid, falan vilâyette bir mektep bina- 8 taahhüd etmiş, fakat inşaat malzemesi fiaileri birdenbire yükselmiş, hattâ bunlar rin arasında potre) gibi eşyanın flati yüz- de yüz nisbetinde artmıştır. Bu vaziyette kalan bütün müteahhidler, şarinamelere ve mukavelenâmelere riayet edemiyeceklerini eksi takdirde tahhamül edilemez bir ziyana Katlanacaklarını iddia ediyorlar. Bu iddialar me dereceye kadar doğrudur? Bütün müteahhidler bu yolda bir iddiaya girecek olurlarsa, hepsine birden mutlak olarak «haklıdır diye bir hüküm verebilir miyis? Bu düşünülecek bir meseledir. Devlet şürası, müteahhidlerle, devlet da'releri arasında çıkan bu nevi ihtilâflar için pek isabetli bir hüküm vermiştir. Bu hükme göre, beynelmilel vaziyetteki te- Lube kel sektesinden yelek iznik Yazan: M. Şevki Yazman bor müteaddit makineli tüfekler vardır) edeceği gibi bizzat on beşlik topun da Maginot tahkimatını teş- kil eden tesisler üzerinde büyük te- siri olamaz. En küçük müdafaa te- sislerinin bile on beşlik mermilerin münferit ( isabetlerme mukavemet edecek tarzda yapılması usuldür. Kaldı ki on beşlik topların mermileri de hayli ağır olduğundan tankın içinde gayet mahdud miktarda ta- şınabilirler. O halde tank uzun müd- det ateş etmeden İlerlemek zarure- tinde kalır ve binaenaleyh müdafaa topçusu tarafından tahrip olunur. Sonra tankların tahkimata doğru kolaylıkla taarruz edemiyeceklerini de hesap etmelidir. Bu tahkimatın önünde derin hendekler vardır. Bun- lar belki çok devamlı topçu ateşile bir dereceye kadar tahrip olunabilir. ler amma, tamamen ortadan kaldırı- lamazlar. Keza diğer çeşit maniler de yardır. ki bunlar da tankları dur- dururlar, Bu sebepten daima usu- lünde tahkim edilmiş mevzilere ta- srruz baskın tarzında vaki olamaz. Evvelâ günler ve haftalarca devam eden bir ağır topçu faaliyeti ister, (Henüz Almanlar tarafından da böyle bir hareket görülmüyor), Bun- larla evvelâ ileri tesisler, sonra asli mevsideki tesisler tahrip olunur. Müstahkem mevgilere karşı layya- rTelerden de büyük yardımlar bekle- nemez, 30 metreye kadar yere gö- mülmüş iyice gizlenmiş kalın beton kütlelerini (o tayyarelerin münferit bombalarile ifna etmek bir hayal- dir. Daha sonra evvelce de ve mwütead- Gt defalar söylediğimiz gibi bugü nün tahkimat sistemi bir hattan ibaret değildir. Birbiri gerisinde mü- teaddit hatlarla bunlara amud «eki Hd» mevzilerinden terekküp eder. Bunlardan bir mıntakadakinin tah- Tİbi veya işgali diğerlerinin düşme sine sebep ölmaz. Yarılan veya tak- rip edilen mıntakanın etrafındaki tahkimat ve bilhassa kesif ordv küt lesi içeri giren düşman kuvvetini çe- virir, imha edemez, mutlaka durdu. rur. Darbe ne kadar kuvvetli olursa olsun 1914-18 harbi bize göstermiş. tir ki bunun böyle bir sathi tama- men yarıp geçmesi kabil değildir. Bu derinliğin muayyen bir parça- sında en şiddetli taarruzlar dahi durdurulur ve mukabil taarruz baş- Yar. Orduların nefesi bu tahkimat manzumelerini (hatta sabra usu- Yönde bile olsa) yarıp geçmeye mü- sait değildir, Varşova müdafaası: bu- nun en son ve karakteristik bir de- Midir, Alman tankları ve arhlı kol ları buradaki yalınkat sahra tahki- malını dahi yarıp geçememişlir. Bu misaller ve hesaplar göz önün- de dururken Almanların velev bir milyon zayiatı da göze alsalar sürat. li bir hareketle Maginot hattımı ge. çeceklerini asla tahmin etmiyoruz Çok dar olan garp cephesinde an- cak bir yıpratma harbi yapılabilir. Bir yarma harbi asla akla getirile mea, Halbuki Almanlar ise henüz kendi mevzilerinin ilerisinde obulu- Duyorlar. Fransızların ileri mevzile- rine bile varamamışlardır. Pransız- Yarın asıl mevzilerine karşı taarruza kalkışabilmek için dahi uzun taar- ruz merhaleleri geçirmek ve ilâ tesbit etmek lâzımsa bir milyon 2a- ylatı burada vermek icap edecektir, GÜNÜN ANSİKLOPEDİSİ Dünkü açılış resmi münasebetile SIVAS şehrin iktisadi hayatında mühim bir tr, yasaktır. Bıvas Şarki Anadolu yaylasında 30 bin nüfusu böyük bir şehirdir. Ankaranın Samsunun 200 kilometre kadar cenubundadır. 1.206 met- re yüksekliktedir. Şehir Ankara - Sıvas B, Benes Londraya döndü Londra 22 (A.A.) — B. Benes, Pran- sa'da kısa bir müddet kaldıktarın son» ra Londra'ya avdet etmiştir. Yeni bir Çekoslovak hükümetinin teşkil mutasavverdir. ctmhurreisi Mehmed Ali bey Abid, e ze) huk eeice Selale alm hik, ŞEHRİ zamanında imparator Pormpelus şehre Di- yosyolis adını vermişti. Siraben zamanın- da Pitodoris adile burada hüküm süren bir kadın hükümdar şehre Svastea adını vermiş ve burasını çok mâmür bir hale koymuştur. Sıvas ismi buradan gelmek- tedir. Sıvas 11 inci asırda küçük bir devirle merkez olmuş, Abbasiler zamanmda Ah- med Danişmend tarafından ele geçiri- miştir. Selçuk hükümdarlarından İsseddin Kılıçaslan şehri almış, burada birçok eserler vücuda , Sivas 6 2- manlar büyük bir ilim merkezi idi. nüfusu 120 bini bulmuştu. Şehir 794 tarihinde Yıl- Gırım Beyazıdın elile Osmanlı Türklerinin eline z Sıvas en büyük tarihi rioünü Atatürkün istiklâl savaşına girişirken lâzım olan ka- rarların alınması için yapılan toplantıya merkez olmasile ifa etmiğtir. Sıvas kongre- si tarihimizde mühim bir mevkli haiz bu- Junmaktadır. İngilizler çok miktarda üzüm alacaklar İzmir 22 (A.A) — İngiliz firma. larının pek yakında piyasamızdan küliyetli miktarda çekirdeksiz ku- ru Üzüm alacakları haber alınmıştır. Bu mübayaalarda, ihracat birliği ta- rafından tesbit edilen flatlerin esas olacağı anlaşılmaktadır, Liubliana'da Bulgar kitap ser, N Belgrad 22 (A-A.) — Yarın Ljubi. jana'da Bulgar kitabı sergisi açıla caktır. Bulgar'ların en yüksek mu- harrirlerinin 2 binden fazla eseri bu sergide teşhir olunacaktır. Ayn ser-

Bu sayıdan diğer sayfalar: