26 Ekim 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

26 Ekim 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

“ Erzarüm yolundan notlar: Güllü bağdan Kemaha uçarak gittiğini söyliyen ihtiyar rruruma giden tren Divrikten sonra Şark oAnadolusunun en sarp arazisinden geçer. Tabiat hiç bir yerde bu kadar heybetli ve bu ka- dar inatçı değildir. Deli sularMe Fırat, kırmızı renkli kayalar arasin. da uyduğu derin yatağının içinde kendini taştan taşa vurarak akarken İze- nimiz esatiri bir hayvan gibi dağlara sürtüne strtüne, yolunu kesen granit Yığınlarının altına dâla çıka mesafeleri aşıyor, düdüğünün sesi buralarda Asırlardır dinlenen sükütu yırtarak dalga dalga kayalara çarpıp geri geli Yordu. Böylece üstünden geçilmeyen dağların dört beş metrelik boğazlarında dolana dolana Güllübağa geldik. Bu güzel isim, zannedersem şimdilik, iki istasyon binasından ibaret kü- çük bir düzlüğe verilmiştir. Fakat bizi sıkboğaz eden dağlardan kurtulup ilk rahat nefes aldığımız yer orasıdır. Yol yeni, arazi dönemeçli olduğu için tre- nimiz ağır ağır Ilıç'a doğru İlerlerken, pencereden baktığımız sırada, inle cinin top oynadığı bu yerlerde, trenle beraber koşmağa çalışan bir ihtiyar gördük. Sırtında İli taraflı bir heybe, sesi yorgunluktan kısılmış «Çocuklar beni de alın!» diye bağırıyordu. İki arkadaş hemen vagonun merdivenine koştuk. Kollarından yakalıya- rak ihtiyarı içeri aldık. Sahanlığa çıkar çıkmaz yere çöktü rıştırarak nefes nefese kendine gelmeye çalıştı. Biraz açıldığı zaman Kemaha gittiğini söyledi. Heybesinde bir ekmekle beş on salkım üzüm vardı. Çocukla- rının yanına gidiyromuş. Yola erken çıkamamış, güneşe kalmış. Bu gece ya- nsndan sonra Kemaha varabileceğini tahmin ediyordu. Güllübağdan Kema- ha » 35 kilometrelik bir mesafedir - yaya olarak 12 saatte gidilirmiş. Biz böylece konuşurken tren durdu. «Kemaha geldik, baba, haydi baka- hm» dedik. Evvelâ inanmadı. Henüz güneş batmamıştı. Trenin kaçacağın- dan kerkârak heybesini sırtladı, Acele acele » inerken «70 yıl yaşadım amma | ömrümde ilk defa Güllübağdan Kemaha uçarak geldim» diye söyleniyordu. Yere indikten sonra trenin basamaklarını öpmeğe kalktı zavallı ihtiyar. Şevket Rado Ziya Gökalp ihtifali Dün, Ziya Gökalpın ölümünün (15 inel yıldönümü idi. Bu münasebetle Üniversite konferans salonunda Edebiyat fakültesi “| profesör ve doçentlerinin. Dr. Adnanın ve Kalabalık bir gençlik kütlesinin iştirakile parlak merasim yapılmıştır. Merasimi, Ede- biyat fakültesi profesörlerinden B. Mustafa Şekip.kisa bir nutuk ile açmış, kendisini | bu şerefli toplantıya rels seçtiklerinden dolayı gençliğe teşekkür ve bazırunu, bü yük mütefekkirin hatırasını taziz maksa- B.Mustafa Şekipten sonra Felsefe şube- Binden Kudsi söz alarak 1875 te Diyarbakır- İda doğan, 1924 te İstanbulda ölen Ziya Gökalpın biyografisini yapmiştir. Küdsi- (den sonra Edebiyat şubesinden B. Şükrü i kürsüye gelerek Ziya Gökalp hakkındaki İhatıralardan bahseylemiş ve sözlerini mer» İ bum Ağaoğlu Abmedin şu cümlesi ile bi- is miştir: «Ziya bir radyüddü. Ölümü, ilim « mimizi karanlık bırakmıştır.» teakiben Edebiyat şubesinden B. Gün- | L bir dakika süküta davet eylermiştir. düz, Gökalpın «Vatanı şiirini okumuştur. Talebeden sonra kürsüye oprofesör B. Kâzım İsmail gelmiş, sık sik alkışlar ile kesilen nutkunu okumuştur. Hatip, dil- mizde yerleşmiş «Türkün aklı sonradan ge- Mrs, «Türk şehirden dışarı. gibi mânasız atalar sözlerine mukabil, bugün iftihar ile haykırabileceğimiz tarihi bir veeizeyi şid- detll alkışlar arasında okumuştur: «Ne mutlu Türküm diyenels B. Kâzım İsmali, sözlerine: «Sozarım, Gökalpın en çok cevelân ettiği ve bugün de Türk gençliğinin kaynaşmasına en çok sahne olan Beyazıt meydanı, onun heyke- line mütehassir, daha uzun zaman bekli- yecek mi?» diyerek sözüne nihayet vermiş- tir, Müteakiben Edebiyat fakültesi doçentle- rinden B. Sabri Kend ile İktisadi fakültesi deçenilerinden B. Ziyaeddin Fabri söz ala- rak merhumun felsefi kıymeti üzerinde söz söylemişlerdir. Toplantı 16,30 da bitmiştir. B. Ribbentrop'un nutku Fransız ve İngiliz gazeteleri nutukta yeni hiç bir nokta olmadığını söylüyor Londra 25 — Alman Hariciye Na- rı Ribbentrop'un nutku Almanya haricinde hiç bir tarafta mühim tesir yapmamıştır, Ribbentrop harbin me Suliyetini İngiltereye oyükletmek is- temiş, İngilterenin harbi bazırladığı- nı iddia etmiş Nevyork Times ga- yelesi bu iddin hakkında diyor ki: «Ribbenttop, iddiasını gene Kendisi | «İngiltere cektir.» de- iddiasına ce vaplırı savı İngilterenin harbe s ik- ada ke uyan. «Biz ia insan deği- liz.» diyorlar ve ilâve ediyorlar: «Fran- sanın niçin harp ettiğini Başvekil B. Daladier açık surette izah etmiştir. Ribbentrop'un söylediği gibi sözlerle Alman milletini aldatabilirler, fakat buna başka kimseyi inandıramazlar. Askerimiz Hitlerizmi imha etmek için harp ediyor.» Daily Mail gazetesi bu nutuk hak- kında diyor ki: «Ribbentrop Fransa harp etmek istemiyordu diyor. Yalnız Fransa değil İngiltere de harp etmek istemiyordu. Bu İki hükümetide harbe eden Hitlerdir> İngiliz siyasi mahafilinin kanaati | şudur: Nutukta yeni hiç bir nokta yoktur. Nutuk sırf Almanyada tesir yapmak için söylenmiştir. İngiltereyi mütearrız göstermeğe kalkışmak gü- Tünçtür, Nutkun mânası Kopenhag 25 (AA) National 'Tidende gâzetesi, Von Ribbentrop'un Dutkunun yakında icrası mutasavver Olân taarruzun münhasıran Britanya imparatorluğuna tevcih edildiğini tahmine müsaid olduğunu yazmak- tadır, İtalyan gazeteleri mütalâa beyan etmiyorlar Roma 25 (A.A.) — (Stefani): Gaze- teler ilk sahifelerinde Ribbenitrop ta- rafından söylenen nutkun oldukça mufassal bir hülâsasını neşretmekle fakat hiç bir tefsirde bulunmamakta» dırlar. Gazeteler (başlıklarında Hariciye Nazırının man aleyhtarı siyasetini tenkid eden sözlerini ve Almanyanın İngilterenin meydan okumasına karşı koymak hususundaki kararını tebarüz ettir. mektedir. Von Ribbentrop'un nulkunun altı- na gazeteler İngilterenin cevabını ih- tiva eden ve evvelki akşam Londrada neşredilen tebliği koymuşlardır. Alman Köylüye tohumluk buğday dağıtıldı Ankara 25 (Telefonla) — Ankara vilâyeti, Ankara civarındaki köylere bir buçuk milyon kilo tohumluk buğ- day dağıtmıştır. Vilâyet, köylüyü ma- kine ile ziraat usulüne alıştırmak için ayrıca kazalara ihtiyaç nisbetinde traktör, tohumluk ve sap arabası tev- zi etmiştir. 3000 izci de Ankarada prova yaptı Ankara 25 (Telefonla) — Cümhu- riyet bayramında yapılacak büyük ge- çid resmine iştirak tmek üzere şehri- mizde toplanmış olan 3000 e yakın iz- ci bu sabah hipodromda bayrama iş- tirak edecek askeri kıtalarla müştere- ken bir prova yapmışlar ve bunda çok muvaffak olmuşlardır. Almanyanın Polonya valisi Berlin 25 (A A.) Alman hazım Frank işgal altında bulunan Polonya arazisinin umumi valiliğine ve Seyss- İrguart bü arazinin mebus ve valili- gine tayin edilmişlerdir. İngüterenin Al-”| İ seden Nevyork Times, İ itiraf» başlığı altında diyor ki: Galip Efgani'nin muhakemesi Dün Perapalas oteli sahibi ve bazı şahidler « dinlendi Poraplas otelinde ücret vermeden üç ay olurup otel sahibinderi de dokuz yüz lira almaktan mazmun Yemenli Gelip Efgani- nin muhakemesine dün asliye sekizinci ozu mahkemesinde devam edilmiştir. Dünkü celsede otel sahibi B. Misbah dinlenmiş, hadiseyi evvelce yazıldığı 46- kilde anlatarak dedi ki: — Dört ay evvel bir sabah otele DİZ Hindli müşteri geldiğini söylediler, Aşağı- ya inip kendisile görüştüm, Cebinden, fze- rinde beş hükümetin mührü bulunan bir zarf çıkararak Yemen İmamının müteme- di ve veliahd Seyfülislâmın dostu olduğu- nu söyledi. Tokatliyanda oturduğundun ve orayı be- | Zenmediği Için bize misafir olup yirmi gün kalacağından bahsetti. Ertesi gün tekrar geldi ve bize taşınmağa karar verdiğini söyliyerek Tokatliyan otelindek! hesabmi görmek üzere benden para İstedi. Elindeki pasaportun arkasinda, kendisinin bin İn- gili liralık deklârasyonu oldutuna dair zabıta kaydi vardı. Ben buna iilmağ ederek kendisine 650 lira verdim. Otelde bir müddet kaldı. Para vermiyordu. Küliyetli mikdarda tütün, an- bun ve site alacağından behisle ticare$- hanelerle temas ediyo'du, Kendisinden Dara istiyerek hesap faturasını verdiğimiz. zaman bunu teğkik için dört gün mühlet istedi ve senunde da hesabın yanlış ol- duğunu, 3,700 liradan fazla hesabı kabul etmiyeceğini bildirdi. O sirada, benden 250 Hra daha almıştı, Hesapta ihtilâf hasıl olunca kaymakam- Uğu müracant etmiş. Ben de kendisi aley- hine dava açtım. Otel hesabi bedellerini Mısırda ödemesi hakkın/ia kendisile bir şey konuşmadık ve aramızda bir uyuşma da olmadı. Galip Efgani, Yanındaki Meksikalı kadınların babalarının da, Yemen İmami nım Paris mümessili olduğunu söyledi Bundan sonra şahid başkomiser Eşref komiser Sadık, Beyoğlu mahiye müdürü Feyzi dinlendiler, Maznun Galip Efgani, kamiser Eşrefin ifadesine Itiraz ederek Bu mesele hakkında idare ettiği tah- kikatin davacı tarafını İltizam etmiştir. Bu yüzden kendisin! de Relsicümhura gi- kâyet ettim. İfadesin! kabul etmem. dedi. Galip Etçaninin. hesapları düzeltmeleri için Perapalas oteli sahibine yazdığı İngi- Mzce mektubunun tercümesile Yemen veli- ahdi Ahmed Seyfülissâma, kendisine 850 lira gönderilmesi hakkında çektiği telgraf tercümesi okunduktan sonra iddia maka- mının evrakı tedkik etmesi için muhake- me başka güne bırakıldı. Sovyet - Finlândiya münasebatı gerginleşti (Baştarafı 1 nci sahifede) Kopenhag 25 (A.A) — Sosyal De- mokrat gazetesinin Helsinki muha- biri bildiriyor: «Meskovadaki PFin- lAndiya delegelerinin Helsinkiye ha- reket etmelerine sebep Sovye: Rusya tarafından bir misâk akdi için yapi- lan tekliflerdir. Delegeler bu teklif. leri kabul etmek mesuliyetini deruh- te edememişlerdir. Politikin gazetesinin Helsinki mu- habiri de Sovyet tekliflerinin oFin- lândiya meclisinin davetini istilzam edecek mahiyette olduğunu bildiri- yor. «Münfail bir itiraf» Nevyork (A.A) — (Reuter): Von Ribbentrop'un nutkunu mevzuu bah- | «Münfall bir Von Ribbentrop, İngilterenin harbe girmiyceeğini Hitler'e söylemekle ha- ta işlediğini itiraf ediyor ve bu itirafı yapmaktan mütevellit — kızgınlıkla Almanyanın yegâne düşmanının İn- giltere olduğunu Söylüyor. Alman Hariciye Nazırı İngiltereyi diğer dev- letlerden tecrid Için beyhude uğraşi- yor. nin salâhiyet!! bir mümessili Paasiktvi ile Tanvar'un yeni talimat almak üzere Hel- sinkiye avdetlerinde, telâşe düşecek hiçbir gey bulunmadığını, dün akşam söylemiş- tir. Yeni hiçbir Sovyet haberi gelmemiştir. in mümessili, Sovyet Jider- iflerinde bazi değişiklikler yapmış olmaları İhtimalini, bununda Fin- lândiya hükümetiyle yeni bir istişareyi Jesb ettirdiğini izah eylemiştir. P.T.T. umum müdürlüğü baş müfettişliği Ankara 25 (Telefonla) — Mini Mü- dafaa Vekfleti Deniz müsteşarlığı Mu- hasebe müdürü İbrahim Arsan Posta, Telgraf ve Telefon umum müdürlüğü başmüfettişliğine tayin edilmiştir. Muntazam mesai nizamnamesi Ankara 25 (Telefonla) — İş kanu- nuna tevfikan hazırlanan muntazam mesai nizamnamesinin Devlet şüra- sınca tedkik ve müzakeresi bitmiş ve | nizamname Başvekâlete verilmiştir. İ taarruzia Fransız mevzlini İlelsinki 25 (A.A) — Hariciye Nezareti. | ŞU. Türk - anlaşmasının akisleri Taymis gazetesi baş makalesinde anlaşmanın ehemmiyetini izah ediyor Taymis gazetesinin dünkü posta ile gelen 20 teşrinlevvel tarihli nüs- hasmda Ankara mushedesi hakkın: da mühim bir başmakele vardır. Taymis diyor ki: «Bu muahedeye üç memleketi Ak- denizde ve Balkan sahasında sıkı dip- lomsi ve lüzum görüldüğü zaman â8- kert işbirliği yapmak hususunda bir- leştirmiştir. Diplomasi muharririmiz | kaydettiği veçhile tarihi suyolları olan Çanakkale ve Karadeniz boğaz- larını oğrafl icabı ve Montrö muahe- desi üzere işgal etmekte bulunan Türkiye, Boğazların müstakil ve bey- nelmilel hukukun tanımış oolduğu mürakıbı mevkiini muhafaza etmek- tedir, Balkanlarda da Türkiye yeni muahede ile otoritesi bir kat daha artmış olduğu halde mutavassıt ve aynı zamanda İstikrarı temin eden bir devlet rolünü icra etmekte devam etmektedir. Türklerin takib ettikleri metodla- rın doğruluğu muvaffakıyet kazan- miş ve Balkanlı milletlerin istiklâli- ni devam ettirmek için en ziyade alâkadar bulunan umum devletler ile birlikte pratik bir anlaşmayı mey- İ dana getirmiştir. Sovyetle” Birliğinin Avrupanın bu kısmına aid emelleri bir derece muz limdir. Fakat bunların içinde Bal- kanları bir sevkülceyş üssülharekesi olarak istismar etmek emeli bulun- duğunu zannetmeğe makul bir se- bep yoktur. Ümid edildiği veçhile şayed Rus- ların maksadı Balkanlarda statüko- nun muhafazası ve Avrupanın cenu- bu şarkisindeki devletlerin kendi ara- larında anlaşmalarını teshli ise Rus- ların emeilerinin, Ankara muahedesi- ni imza eden üç devletin gayelerile her hangi suretle çarpışmasına mâ- hal bulunamaz. Her halde 'Türkiye, Sovyetler Birliğinin ittihaz etmesi muhtemel her hangi siyasete karşı istediği hükmü vermekte ve hareket- te bulunmakta serbestisini muhafa- za ediyor, Ankara muahedesi eheminiyeti çok uzaklara varan diplomasi bir akid teşkil ediyor, Bu akid Akdenizdeki sulhün muhafazasında kati ehemmi- yeti behemahal haiz oolacak ve Av- Tupanın cenubu şarkisindeki her hanş gi devletin, kendi menafiine bakmak ve bunları komşularının menafli ile terkib eylemek kudretini takviye ede- cektir. Bundan başka İngiliz Başvekili son Fransızlar, 'beyanatında israr ettiği veçhile An- kara muahedesi sıkışık bir zamanın #htiycmı karşılıyacak muvakkat bir anlaşma değildir. Bilâkis bu muahe- de alâkadar üç derletin uzun bir za- man için işbirliği: politikası yapmak azminde bulunduklarını tazammun etmektedir. Ve şimdiden de meriyete konulmuştur. İngiliz - Türk anlaşması daha bi- dayetinden itibaren diplomasi bü- yük ehemmiyeti haiz bulunmuştur. Lâkin bunun askeri nelayicinin ehem- miyeti hariçten bir meydan okuma- ya karşı mukabele edildiği zaman his- a&âilecektir, Aynı zamanda her iki Balkanlarda daha sağlam yeti tesis hususunda mümkü tebe aralarında işbirliği yapmak Jü- zumunu tasdik etmişlerdir, Biri di. gerine iyice itimad eden iki de olarak Türkiye ile İngiltere; sulhü sağlamlaştırmak gibi umumi hükümet emmi. mak hususunda birbirini detmektedir. Alman liderlerinin zihniyet iz - Leh muahedesi fle İngilti vermiş olduğu süzü yerine getir gini anlıyamamıştı. Bu sebeple hede, tasm'm edildiği veçhile, Garp- te sulhü muhafazaya hâdim olma- mıştır. Lâkin İngiltere ile Fransanın Lehistana vermiş oldukları sözleri tamamile yerine getirmiş olmaları; Türkiye ile İngiltere arasındaki teah. hüdlerin ifa edileceğine en şüpheli adamları bile ikna edecektir. İngiltere ile öledenberi sadıkane arkadaşlıkta bulunan Fransa üç dev. let arasındaki anlaşmanın meydâna gelmesinden evvel Ankara Ile olan mişkilâtını bertaraf ve tesviye etmek zarureti karşısında bulunmuştu. Bu suretle Hatay meselesinin halledil. mesini müteakib İngiltere gibi aynı hutut üzerine daha geniş meseleler üzerine Türkiye ile anlaşmıştı. Filistin ve Maverayi Erdünde Kudüs 25 (A.A) — Türk. Fransız - İngiliz anlaşması; Filisitin'in ve Ma- verâyı Erdün'ün iktisadi hayatında, şayanı memnuniyet tesirler göster- meğe başlamıştır. Şimdiden, manidar emareler görülmektedir. Ezcümle de- niz nakliyatı sigorta primi tenzi) edil- miş ve tlcari muamelelerde tam iti mad tekrar teessüs etmiştir. Arab ve yahudi matbuatı, Türk diplomasisini müttefikan takdirle yad ediyorlar. İmanların taarruzlarını tardettiler (Baş tarafı 1 inci sahifede) Bu mıntaka birçok köyleri ihtiva etmektedir, İşte Almanlar dün bu köylerden birine tekrar bir bölük kadar bir kuvvetle hücum etmişler. dir. Bir Fransiz bölüğü de mukabli geri al- Umumi vaziyet Fransızlar tara- fında, müstakbel harekâta intizaren katiyen tedafül vasfını muhafaza eylemektedir. Almanların o Slegirled hattı gerisindeki tahşidatı muazzam- dır. Umumi kanaat şudur ki Alman kumandanlığı bugün, emir verilirse, büyük taarruza girişebilecek kuvvet» lere malik bulunmaktadır. Rhin cephesinde Almanların ho- parlörle gösterdikleri ruhi taarruz. dan lâyik olduğu cevabi almıştır. Fransız rasatcılar bir kamyon içinde götürülen hoparlörün yerini keşfet- mişler ve derhal mitralyöz ateşi aç- mışlardır. Hoparlör hemen #usmuş- tar, Almanlar ölülere mayin döküyorlarmış Paris 25 — Cephede mütemadiyen yağmur yağmakladır, Sekiz günlük nisbi sükünetten sonra, bu haftanın bidayetindenberi, mevzii topçu dü- tlolarının kesafeli şeklinde tezahür eden kuvvetli faaliyete, bu vaziyetin bir tesiri olmamıştır. Moseilenin şarkındaki mıntakada İ Fransızlar muvaffakiyetli bir kaç ba- reket yapmışlar ve bir miktar esirle yeni sistem mitralyözler iğtinam ct- mişlerdir. Bir subay, Journal des Orelats ga- zetesinde, Almanların ölülere mayn döktüklerini yazmaktadır. Bu zabi- tin naklettiğine göre, savaştan son- ra, ölüleri gömmeğe Sira gelince, Fransız askerleri, cesetlere el dokun. durur dokundurmaz, ölüler patla- makta ve daha başka Fransızları öl- dürmektedir. Bu yazda, istihkâm neferlerinin gelip maynleri topladıkları sonra ce- setlerin gömüldükleri anlatılıyor. “ Fransız tebliği Paris 25 (A.A.) — Resmi tebliğ: Ge- ©e cephenin her noktasında sükünet hüküm sürmüştür. Sarrem garp mmtakasında keşif kollarının ve topçu bataryalarının fa aliyeti görülmüştür. Paris 25 (A.A) — 25 teşrinievvel akşam tebliği: Bugün İstikşaf müf- rezelerimiz ve düşman istikşaf müf- rezeleri az çok faaliyet göstermişler- dir. Mostlle civarında bir Alman müf- rezesini püskürttük,

Bu sayıdan diğer sayfalar: