3 Şubat 1940 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

3 Şubat 1940 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Eshi günlerde Istanbulda Atlı Tramvaylar O vaktin atlı tramvayları üç k» sımdı: İstanbul yakasınınkiler, Beşike Beyoğlununkiler. ie lerin elbizelerini bile harttadan ka- parlardı. Arabaların ortasında, müşterilerin oturduğu yerin arasında, otomobil direksiyonlarıtın küçüğü ve ufkisi bir çarh vardı. Arabacının eli altında. ki gevşek gelir veya bozulursa he- men sapından tutup fır fır çevirdin mi tekerlekleri durduruverirdi. Sonra, her arabanın ön tarafı, ileri geri almabilen portatif tahta hava- Jeler ve ara yeri perde İle kadınlara mahsus. Perdeler yırtık pırtık, Boy boy| ayrık. Yazları âçık pencerelerden, kışları kırık camlardan giren rüzgâr- la mütemadiyen açılırlar, fingirmoz- lar da peçe kalkık, gerdan ve göğüs fora, boyuna erkeklere ârzı endam ederlerdi. Oturacak yerler bomboş olsa bile hep aralıkta, ayakta durup karşıya aşma fişne. (Meşrutiyette bu perdele- Yİ fik kaldıran, İzmit mutasarıflı- gından gelme, polis müdürü Selânikli Sadeddin bey merhumdur.) İstanbul elheti tramvaylar öteki- Jerden biraz daha genişçe hatlı, yay- van ve oturaklıydı. Başlangıç noktar ları Eminönünde köprü tahsildar ba- rakasının bitişiği, Gene şimdiki gibi Birkeci, Hamidiye türbesi, Soğukçeş- me, Salkımsöğüd tarikile yokuşa vü rurlardı. O zamanlar caddenin Alemdarlığı, malemdarlığı ne gezer? Alemdar ke- Mmesini ağıza alabilen kim? Mahud Alay köşkünün altındaki ahırlarından patlıcana dört değnek sokulmuşa benziyen iki yedek beygir daha takılır, avucuna tükrüğü be Sp üç kulaç lırbaca yâpişan tram- vay güdücü, şark şurk şark şurk ba yırı tutar, eklenen kamer taylar Aya sofyada çıkarıp gerisin geri edi. WUrdi. Bu kamçı sallayışların cilvesine uğ» Tayan uğrayana; Kalıplı fesleri toza, çamura yuvar- lananlar; peçeleri, gogoruklu başla rı bozulanlar; ensesine, suratına yi- yip uğunanlar. Daha beteri de mev- cud. Pek eski ahbaplardan, Tahire ha» nımın kızı denilen kadıncağız Sal- kımsöğüddeki telgrafhaneden taşra- da bulunan damadına telgraf çekti- rip çıkmış. Tıpış tipış Nakilbenddeki evine dönerken haydi gözünün bebe- ğine bir kırbaç. Misafirdi, filândı der- ken dağlara taşlara yekçeşim kal mıştı. Tramvay, Sultanahmeddeki Bele- diye bahçesini geçtikten sonra, gene şimdiki minval üzere Beyazıda varır- dı. Şehzadebaşı, Fatih, Edirnekapın yök; Koska'dan doğru Aksaray. Hat gene ikiye ayrık: Sağ Topke- Pıya, sol Yedikuleye. (Eminönünden Aksaraya, Miş dan da iki nihayete birinci mevki 60, #kinel mevki 40 para). Karşı yakada da Azapkapısından Ortaköyü ve Karaköyden Şişhane karakolu, Kabristan caddesi, Galata- saray ve Taksim güzerahile Şişliyi tutan Ki yol vardı, Tünel meydanın. dan ötesini arama. Voyroda yokuşu çılalırken gene yedek iki düldül imdada yetişir, AL fancı dairenin aş ilerisindeki ahırların kapısından aşağıya salınırdı. Bugün hiç mevcud olmıyan şey, Beşiktaş tramvayları denilen alttaki. lerin iki katlı, yani frenkçe tabirle i(impdrlale) H oluşu. İstanbul elheti tramvaylarının başlangıç noktası bir merdiven. Yukarısı güneşe, yağ- mura karşı örtülü, havadar, kuş ba- kışı da nezaretli amma oraya çıkınca gözü peklik, safrası kabarmazlık şart, Hep Yıldızın ikinci fırkasına mensup, sultan Hamidin zubaf ve Arnavut neferleri, beş para vermeksizin, be- leşine dolarlardı. Dediğim gibi bu taraf tramvayları daha dar büsbütün omuz omuza, diz dize, bu- run buruna, Bük münasebetle bir fık- | ra anlat, Memuriyeti ve p çoluk çocuğu 'Trab- zonda olan, mezuniyetle İstanbulda ve bizde misafir bulunan bir akraba- muz, bir akşam kem surât halde gel- di. Beyoğluna çıkarken tramvayın balık istifliğinden, tam Karşısına otu- ran dudunun sarmısak kokusundan, kucağındaki bızdığının öksürüp ök- sürüp yüzüne dahme gibi saçışından yaka silkip durdu. Haftası geçti geçmedi, adamcağız- da bir öhö öhödür gidiyor. (Genzi- me tükrük kaçtı!) ( (galiba hançere me nevazil iniyor!) derken, süt kar. | deşimden başlıyarak, ben, İki ahret- lik, koskoca.dadım, ardından yakın köşkteki dayızademin kızı ve bir bes- leme, yani tam yedi nefer kişi De- nizli horozları gibi ötmeğe, morarıp morarıp, boğula boğula çırpınmağa başlamıyalım mı? Böğmecanın mükemmeli değil mi imiş? Aylarca neler çekişimizi, ne mer- kep sütleri içişimizi, Çiftehavuzlar. daki zirt fabrikası, Kurbağalıderede- ki Gazhane civarlarına nasil taşınıp duruşumuzu ben bilirim. Tram ya binmek kibarlarca avam harcı ve ayıp sayılırdı, — Çeyreği, yedi buçuğu verip, bir arabaya yaslanarak ayak ayak üstü- olduğundan müşterileri ne atamıyor mu? Ne cimri şeyl. der- lerdi. Maamafih alçak gönüllülük edip kenarın dilberi bir ev tavuğunun pe- şine “düşmüş beyden kimselerin de tiksine tiksine, tanıdığa görünmemek için perdeleri siper ede ede, dışarıya hiç yüz çevirmiyerek, kehle mehle gelmesin diye itinalı bulunmağı da İ feramuş etmiyerek kerevetlere yarım yamalak ilişişleri ekseriya vaki, o devir tramvaylarının düdüklü | vardacıları da meşhurdu. Sirkeci, Be- yazddaki Merkez kırastahanesinin önü, Aksaray karakolu; karşıda da Voyvoda yokuşu, Caddeikebirin Dört- yolağzı, Taksim çeşmesi gibi kalaba- hk yerlerde yalınayak, başı kabak, dörtnala pirinç borularını öttürür- ler, bazan seyisin yanındaki basama- ğa fiyakalı fiyakalı tutunup feryadı verirlerdi. Çoğu köşlülükten, omuzdaşlıktan yetişme, taban tepmeğe, kurt dingili gitmeğe idmanlı; etik, çevik, cambaz- Jaşmış makuleler. Ayağı sürçmeden, sendelemeden z1p aşağı, Zıp yukarı. İ Yangın olunea Beyazıd meydanı, Yenicami: merdivenleri, Galatadaki Aziziye karakolu önlerine biriken tu- lumba meraklıları gibi bunları da kö- şe başlarından, piyade kaldırımların. dan seyredenler ve çene veriştirenler mi İstersin: — Herifçi oğluna tevekkeli Çaylak İbraam dememişler, Fehim pâşanın yağızlarını bile geçiyor bülâhi!.. — Pire Ali bu, pire gibi atlar ze- hir!... — Şu meşhur Burursuzu gördün mü? Geçen gün tam Kuşlu'nun meys hanesinin Karşısında, aşağı atlar at- Jamaz kaptan paşanın arkasındâki yavere yetişti; bir kalp cigarası İs- teyip yaktı!... Sermed Muhtar Alus Iş bankası şubat keşidesi İkramiye kazanan talihliler Türkiye İş bankasının kumbara ve kumbarasız küçük cari hesapları arasın- da tertip eylediği 940 ikramiye plânının Şubat keşidesi Banka umumi merkezin- de ve Noter huzurunda yapılmıştır. Bu keşidede kendilerine ikramiye i eden talihlilerin isimlerini, hesap numa- ralarını ve bulunduklan şehirleri yazı- yoruz: 1000 liralık ikramiye (| İstanbulda 88436 a numaralı Bedrosn Tem etmiştir. Beşer yüz lira kazananlar: Fı 23400 zmir) Recep 2738 Gale, iki yüz ellişer lira kazananlar: Saime 11508 (Ankara), Sevim 2785 (Ezzu- rum), Hayati 22947 (İstanbul). Yüzer lira kazananlar: Zeki 36133 (Ankara), Bedia 17014 (Ankara), Nu- rettin 1571 (Edirne), Ali Erkal 3318 (Mersin), Tahir 22951 (İzmir), Belkin 17068 (İzmir), Mehmed 9755 (İstan- bul), Moiz 2823 (Galata), Muhsin 6810 (Beyazıt), Belkıs 49488 (İstanbul) Ellişer lira kazananlar: Ankarada: Ali 33407, Huküsi 35196, İbrahim 26539. Fatma 31492. İzmirde: Osman 4993, Yaşar 23893, Mediha Osman 8850, İstanbulda: Melâhat 12743 (Beyoğ- lu), Abdülüziz 5424 - (Galata), Satı 66417 (İstanbul), İzak 27598 (İstan. bul), Necdet 5922 (Üsküdar). Diğer şehirlerde: Hamdi 2466 (Trab- zon), Zahide 2806 (Samsun), Gülce- mal 911 (Malatya); Mahmud"20 (Ber- gama), Şaban 2095 (Balıkesir), Meh- med 717 (Bafra), Sencer 634 (Ayva- ık), Demir 991 (Akhisar). Yirmi beşer lira kazananlar; Ankarada: Nuran 7090, Yılmaz 6338, Nilüfer 36148, Erol 10412, Nuri 35052 Hakkı 32546, Faik 31065, Sevim 26020. İzmirde: Enver 18776, Habip 20068, Ersin 20244, Kâmran 21707, Hendrik 11785, Esin Erol 17150. İstanbulda; Sevda 53496, İbrahim 89029, Süreyya 89173, Ahmed 34344, Vasil 37449, İsmail 89592, Alâeddin 60248, Yekta 7978 (Kadıköy), Azmi- ye 3793 (Kadıköy), Yusuf 20914 (Be- yoğlu), Halim 3447 (Üsküdar), Meli- ha 21926 (Bayoğlu), Ahmed 42 (Be- yazıt), Mefharet 13732 (Beyoğlu), A- kif Çelebi 20737 (Galata), Sıdıka 855 (Bayazıt). Diğer şehirlerde: İzzet 01 (Adapa- zarı), Hüsnü 1350 (Afyon), Salih 1328 (Bursa). Fazilet 248 (Ceyhan), Hamdi 875. (Diyarbakır), Osman 1572 (Edremit), Çetinkaya 2655 (Eskişehir), Bedrettin 30 (Gaziantep), Mehmed 6694 (Giremm), Ziya 506 (İnebolu), | Turhan 1522 (İsparta), Mümine 1258 | (Kars), Zekeriya 3721 (Kayseri), Nu- | iye 2695 (Konya), Ali Karagöz 1333 (Manisa), Salim 1383 (Nazilli), İbra- him 1157 (Ordu), Şefika 1025 (Sıvas), zi (Tarsus), . Hasan, 1285 Uşak). Haftalık piyasa ölü mevsim olmasına rağmen piyasada faaliyet var - İhracat ve ithalât maddelerinin vaziyeti Mevsim itibarile ihracat işlerinin durgun olması icap ederdi, Halbuki muhtelif mallar üzerinde hararetli sa- tışlar yapılmaktadır. Geçenlerde de yazdığımız gibi, satışlar normal 7a- manların ihtiyaçlarına tekabül eden satışlardan tamamile farklı bir mahi- yet arzetmektedir. Çünkü her memle- ket her nevi ihtimallere karşı günlük ihtiyacı için değil, yarınki ihtiyacı için de stok olarak mal almaktadır. Bizce, haftanın piyasa vaziyetindeki karak- terislik tarafi burasıdır. Haftanın hâdiseleri içinde, pek de kayde değer enteresan bir vaka yok- tur. Yalmz şu noktaya işaret etmek Uzım: Almanyanin tekziplere rağmen Galiçya hududunda talişidat yapması, piyasada gene bir durgunluğa sebebi- yet vermişti. Fakat son Alman - Ru- meri iktisadi münasebetlerinde görü- len hususiyetler, bü durgunluğa niha- yet vermiştir. Haftanın vükalarından biri ve en mühimmi de, Mi! iktisadi koruma kanununun Resmi Gazetede Hân edil- mesidir. Kanun, tatbikatına aid ni zamnameler çıkmadığı için, henüz tata bik mevkiinde değildir. Alâkadar ta- cirler ve bütün iş adamları, bu kanu. nun hükümlerini dikkatle okumakta- dırlar, Vaklâ bu kanunun neşrinden evvel de, şehrimizdeki ihtikâr komis- yonu ihtikârla mücadele etmekıeydi, | havadis sütunlarımızda bildirdiğimiz gibi, bu mücadele neticesinde bir. kaç müessese kapatılmıştır. Bu ba- his hakkında denilebilir ki, ilk günler- de olduğu gibi, piyasada fiatlerin ala- bildiğine yükselmesine imkân kalma- mıştır, Hükümetin ittihaz ettiği ted- birler sayesinde, ihtikür hâdiselerinin önüne geçilmiştir, Bugünkü şartlar al- tında, bir müessese sahibi bir malı sa- tarken eskisi gibi azami kâr arama- ğa cesaret edemiyor. İhracat maddelerimizin vaziyeti İhracat maddelerimizin vaziyetini bildirmeden evvel, dış ticaret müna- sebetlerini Kısaca izah etmeği faydalı buluyoruz, Herşeyden evvel şunu tebarüz ettir. mek lâzımdır: Son beş ay zarfında, Balkan memleketlerile olan ticareti- miz artmıştır. Bu bususta yapılan bir tedkike göre, san beş ay içinde en ziyade Romanya, Bulgaristan, Yugos- lavya ile ticaretimiz artırıştır. Bilhas- sa Romanya, Bulgaristan şimdiye ka- dar Türkiyeden alamadığı ihracat maddelerini satın almıştır. İtalyayı, bu Balkan grupu haricinde tedkik etmek lâzımdır.-Son beş ay için« de İtalya, dış Licarelimizde birinci de- receyi İşgal etniştir. Malümdur ki, harpten evvel bu mevkil Almanya İş- gal ediyordu. İtalyaya olan ihracatı. mızın başında yiyecek eşyası, ve dokü- ma ham maddeleri bulunmaktadır. Gelen eşya da, piyasanın muhtaç oldu- ğu ham maddelerden ibarettir, Ham kauçuk bile İtalya vasıtasile tedarik edilmektedir. İtalyada, Roma sefirimiz B, Hüse- yin Ragıb'ın riyasetindeki heyet, yeni bir ticaret anlaşması yapmak Için mü- zakerelere devani ediyor. Bu müzake- relerin müsaid bir safhada olduğuna dair haberler alınmaktadır. Bilhassa İtalyadan gelen bir manifatura heyeti, | bu hususta epi malüâmat vermiştir. Şimal memleketlerine ticaretimize gelince, son günlerde İsveçle ticareti- miz artmaktadır, Vak İsveç vapur- ları harpten sonra, limanımıza pek âz uğramaktadır. Bu itibarle İsveçle olan ticaretimiz azalmıştı. Fakat son bir hafta içinde, Türkiye - İsveç ticaretin- de yeni bir inkişaf alâmetleri görül- müştür. İhracat eşyası arasında halı da bulunmaktadır. Fakat ithalât ta- cirleri, İsveçten mal alamadıklarını ile- ri sürinektedirler. Bilhassa İsveçleki kâğıdı, elektrik malzemesi müessese- leri ihrâcatı tahdid etmiştir. Son olarak İngiltere ve Fransadan bahsedelim; Son zamanlarda İngiltere, tiftik ve yapağıya karşı büyük bir talep gös- termiştir. Diğer taraftan Kuru meyva- alıcı bulunmaktadır. Fransaya gelin- ce, son hafta zarfında İhrecetimizin mühim bir kısmı Fransaya yapılmış- tı, Satılan eşyanın başında kuru mey- va geliyor. Fransadan ithalâta gelin- ce, bunların arasında manifatura, cam, kâğıd sellüloz gibi maddeler var- dır, Evvelce Almanyadan tedarik edilen sma maddelerin mühim bir kısmıda Fransadan alınmaktadır. İthalât ta- çirleri Fransadaki sanayi müessesele- rile bu hususta temas etmektedirler. İhracat maddelerine gelince, son günlerde yiyecek maddeleri arssında fasulye ihracatı çok inkişaf etmi Bu vaziyet karşısında evvelce de Y. dığımız gibi fasulyenin Yisansa lâvi tutulması Jâzundır. Çünkü günün bi- rinde, bu gıda maddesin! ne şahid olabiliriz. Nitekim arpa ihre- catı için de bu endişe hatıra geldiğin- den arpa ihracat tacirleri bu meseleyi aralarında müzakere etmişlerdir. Tif- tik ihracatı için, ayni mesele mevcut- tur. Fabrikatörlere göre, tiftik Mhraç etmek Tüzumsuzdur. İthalât maddelerimizin vaziyeti Mühtelif imemleketlerle olan mü- nasebetlerimizden bahsederken, bu mevzuda kendiliğinden tomas etmiş- tik, piyasanın muhtaç olduğu maddeler; tıbbi ecza ihtiyacı edilmektedir. Diğer taraftan, çelik limited şirketi, Amerikadak | rikalarla anlaşmalar yapmağa mu- vaffak olmuştur. Yakında piyasanın demirve çeliğe olan ihtiyacı tamami le-temin edilecektir. Bu hususta İtal- yadan da teklifler vardır. İtalyanların teklifi şudur: Hurda demir alarak ye. rine mamul demir vermek... Elektrik mülzemesi de Fransadar, ve İtalysdan temin edilmektedir. Manifatura ithar lâtı da daha ziyade İtalya ve Fransa- dan yapılmaktadır. Sanayi müesseselerinin ihtiyacı olan pamuk ipliği, ve diğer maddelere ge dince, yalnız deri ve kauçuk hakkında akreditif muamelesi vardır. Pamuk ipliği için henüz bir şey yapılmamıs- tır. Alâkadar fabrikalar, İngiltereden pamuk ipliği almak için muhabereye devam ediyorlar, maamafih Filistinden pamuk ipliği ithalâtı kabil olmakta- dır. Buradan ham deri de ithal edil. mektedir, Hüseyin Ayni “BULMACAMIZ $ 4 - Emek mukabili para ita eder. 5 — Nota - Tersi beyazdir - Vidanın başı, 8 — Piyakı - Yandan görünen resim 7 — Tersi insan cinsidir - Karyolanın başi Yukarıdan aşağı: 1 — Darma dağın - Başına «Se gelirse sual et demektir, 2 — Yalan ve fena haberler - Tersi a kadır. çe — Kadın eşyasınm delikli üslerinden - 4 — Tersi bir balıktır - İşçinin istirahat zamanı, Si — br gel - Perestiş eden, 'Tebhir makinesi - Yama, e - Yunanistanda bir şehir. 8 — Nüzül eder - Karadenizde bir iskele, 9 — Küçük hastahânelef, 19 — içinde yanllya var, Geçen bulmacamızın halli Soldan sağa; 1 — Sabah, Asan, 2 — Hsaret, Ese, 3 — Balıkavlar, 4 — Aroz, Şalbe, 5 in orossi, & — Ay, Am, Ye,7 — İti Tren, 8 — Dip- loma, Ci, 9 — Akst, Alâlm, 10 — Barıştık. Yukarıdan aşağı: 1 — Sebat, İdab, 3 — Asarlatikn, 3 — Ba- arımıza katşı da fasılasız bir sürette Dişi

Bu sayıdan diğer sayfalar: