12 Şubat 1940 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7

12 Şubat 1940 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

12 Şubat 1940 Emden'in macerası Umumi harpte aylarca muvaffakıyetli korsan harbi yapan Alman gemisi Emden, kendisine her cihetce çok faik olan bugünkü Alman çok fazla iş görmüştü Cep zırhlılarının Birkaç gün evvel gelen telgraflar açık denizlerde korsan harbi yapan Deutschland Alman zırhılısının AK manyaya avdet ettiğini bildirmiştir. Graf Spee zırhlısının âkibetinden sonra Deutsehland'ın acele Almanyâ- ya dönmesi Almanların korsan hâr- binden vazgeçtiklerini göstermekte dir. Fiihakika korsan harbi parlak e vermemiştir. metis işi e örünün gösterdiği fâa- liyete bakarak yeni bir muharebede daha geniş mikyasta korsan barbi yapmağı düşünmüşler, Graf Spee 5is- temindeki üç zırhlıyı bu maksadla inşa etmişlerdi. Bu zırhlılar Emden'e her bakımdan çok falk idiler. Yapa- cakları korsan harbinin fevkalâde ne “iceler vereceği ümid ediliyordu. Hat- tâ İngiliz ticaret gemilerine Oky&- nuslarda sefer imkânını caklarını iddia edenler Halbuki vaziyet hiç de böyle olma- muş, bu kuvvetli harp gemileri ktiçük Emden'in onda biri kadar bile mu- vaffakıyet gösterememişlerdir. Emden'in macerası 914 senesi ağustosunda umumi harp başladığı zaman Emden, Tsing - 'Tao limanında bulunuyordu. Harp tehlikesi artınca derhal Uzak Şarkta- ki Alman filosunun toplandığı Ma- riannes adalarına gitmiştir. Bu ada» larda iki büyük Alman harp kruva- zörü Sharnhorst İle Gneisenau bu- Tunuyordu. Filo kumandanı Yis ami- ral Graf Spee, kendi amirel gemisin- de, harp gemileri kumandanları İçtima davet ederek Japonyanın İn- &iliz saflarında harbe girmek husu- #undaki endişelerini söyledikten son- ra Cenubi Amerikanın garp sahille- rine gitmeğe karar verdiğini tebliğ etmiştir. Emden kumandanı Von Müller, korsân harbi yapmak için kendi ge | Mmisile beraber, Hind Okyanusuna pit- meği teklif etmiştir. 14 ağustosta fi- lo Mariannes adalarından ayrılırken kumandan, Emden kruvazörüne İste- diği gibi hareketle serbes olduğunu tebliğ etmiş ve teşebbüslerinde mü- vaffakiyet temenni eylemiştir. Birkaç dakika sonra Emden, Sönde adâaları- na ve Hind Okyahusuna doğru dü- men kırmıştır. Madrasın bombardımanı İşte o andan itibaren Emden'in ha- rikulâde maceraları başlamıştır. Al. man korsan gemisi, Calenta - Colom- bo yolu üzerinde evvelâ İngiliz hü- kümeti hesabına 6,500 ton kömür nakleylemekte olan Pontoponos Yu- Ban vapurunu durdurarak, boşalmış olan ambarlarını kömürle tıklım tik- km doldurduktan sonra sırasile İndus, Lovat vapurlarını batırmış, Kabingo vapurunu zaptetmiş, sonra da Killin, Diplomate, (o Prabboch, ClânMatheson vapurlarını birkaç gün İçinde batırmıştır. İngiliz ticaret filosuna verdirdiği saylat 20 milyon altın imarkı geç- mişti, Fakat kumandan Müller, yalmız ve- pur balırmağı can sıkicı bir İş telâkki ettiği cihetle, Hindistanda Madras |i- Mmanındaki petrol depolarını bom. yaptıklarından TE — şebbüs, tehlikeli olduğu cihetle, dikkat | ve itina ile hazırlanmıştır. 22 eylül gecesi Emden büyük Hind Umamnın önüne gelmişti Uzakta | binlerce işik pırldıyor, şehir sükün ve huzur içinde görünüyordu. Emden, sahte bir dördüncü baca daha takarak limana yaklaşmıştır. Şayet uzaktan görünecek olursa, bu hile sayesinde kendisini bir İngiliz kruvazörü sanacaklardı. Gece saat 21 de Emden kumandanı, mürette- batı top başına davet etmiştir. Kor. san gemisi yavaş yavaş mana yak- laşmış ve rıhtımdan 3 mil uzakta durmuştur. Toplar, doldurulmuştu. Kumandan, projektörlerin (o yakılmasını ve bom- bardımana başlanmasını emretmiş tir. Gecenin karanlıklarında top namlularının ağızlarından kırın lâvlar yükseliyordu. Bombardıman pek müessir olmuştu. Birkaç saniye sonra * limanın petrol depolarından siyah alevler yükselirken, halk ara- gında da büyük bir panik başlamıştı. Rıhtımın bir yerine konulmuş olan bir İngiliz bataryasının efradı, ken- dilerini süratle topliyarak korsan kruvazörüe © &teş açmışlarsa da en- dahtlarını tanzim edemedikleri cihet- Je, mermilerini isabet ettirememiş- Jerdi. Emden bu mukabele üzerine liman- da fazla durmağı tehlikeli addetmiş ve projektörlerini söndürerek karan. ıklara dahp uzaklaşmıştır. Emden, bu muvaffakıyetli teşeb- büsten sonra Colombo civarında ce- velânlamna yeniden başlamış King - Lud, Tymeriek, Ribera, Foyle vapur- larını balırmış Buresk vapurunu zaptederek kendisine kömür deposu ttihaz etmiştir. Colombo ile Minikai arasında Emden'nin muvaffakiyet siisilesi uzadıkça uzamış Clan-Grant, Ponrabel, Ben - Mor, Exlord, ve Chilcana vapurlarını da yakâlyarak batırmıştır. 'Teşrinisan! bitmek üzere bulunu- yordu. Emden, yakalayıp batırdığı i vapurlardan aldığı erzak ve mahru- kat sayesinde hiç bir eksiği yoktu. Poulo - Penangda Fükat kruvazörün kumandanı ile erkânı harbiyesi bu tarzda muhare- beden bikmışlardı. Şimdi arzu ettik- leri şey, bir düşman harp gemisile boy ölçüşmekti. Von Müller, harp ge- milerini ve ticaret gemilerini torpille. mek için Poulo - Penang limanına gidecekti. Bir sabah saat 4,50 de kor- san kruvazör, gene kıyafetini değiş- tirmiş bir vaziyette limanın methâ. Wine gelmişti. Limanda Rus bandıralı 'Yemtehoug kruvazörü yatıyordu. Em- den Rus kruvazörüne bir torpil atar. ken topları ile de şiddetli bir ateş aç. muşlı. Müthiş bir infilâk Rus gemi. sini ikiye ayırmış, ârka tarafından denize dalarak batmıştı. O esnada, birçok gülleler Emden'i sıyırarak geç- miştir. Çünkü limanda bulunan Fransız İberville torpidosu, korsan gemiye ateş açmıştı. Emden'in ku- mandanı, Fransız torpidosuna de sni- dırmağa hazırlanırken, limanın met- halinde koyu bir dumanı görmüştü. Kumandan Müller, bünun. AKŞAM Bahife 7 — Semen mene. — m. Avrupanın en yeni ve en güzel payitahtı: HELSİNKİ Helsinki ci; ucuz bir şehirdir. En muhte- şem otelde bir oda 100 kuruş, en mü- kellef lokantada yemek 30 -35 kuruştur ey WE a —amı man gemisi olması ihtimali bulundu ğunu düşünerek limanın içinde ke- | pana kısılmış bir vaziyete düşmemek İ için Fransız torpidosuna hücumdan | © limandan çık- | vazgeçmiş, süratle Muştı. 8 Emden bir Fransız muhribi | batırıyor İ Emden limandan çıkarken dume- | nın geldiği istikamete ateş açmış, | biraz sonra bunun bir mermi değe- İ rinde olmıyan küçük bir vapur oldu- ji $unu görerek «ateş kess emrini ver- miştir. Saat yedide yeni bir tehlike işareti verilmişti. Mousguet namından Fran- nz muhribi, ufukta görünmüştü. Ar- vak, bu defa Emden hüviyetini gizle- 31emiş, harp bayrağını çekerek, 4,300 metre mesafeden Fransız muhribine burda ateşi açmıştır, Mousguet, kü- Mi. çiklüğüne rağmen şiddetle mukabe- e Isle bulunmuş ve attığı bir torpil KÜMELER < Erden'in 100 vnetre uzağından geç- Finlândiyanın merkezi Helsinki şehri, | size düşer, miştir. Emden, ateşine devam ederek kü- | (ük Fransız gemisini delik deşik bir hale getirmiştir. Yediği güllelerden paramparça olan Mousguct muhri- bi, biraz sonra dalgaların arasında gömülüp gitmiştir. Cocos adalarında Bu defa kumandan Müllerin hare- ket plânı, Cocos adalarını istihdaf ediyordu, Alman kumandanı adada- | ki telsiz telgraf istasyonunu tahrip | elmek ve burada birleşen İngiliz kablolarını kesmek istiyordu. 9 Teşrinisani 1914 de Emden, gene şeklini değiştirmiş bir vaziyette Dİ- reclilon adasının önüne gelmişti, Tel siz istasyonunu tahrip ve telgraf kab. lolarinı kesmek için karaya bir müf- reze çıkarmış, hava müsüald olduğu | cihetle mahrukat almak için kömür de- posu ittihaz etmiş olduğu Barresk vapurunu adaya gelip kendisin ti. hak etmesi için telsizle davet etmişti. Emden'in kömür vapuruna çektiği telsiz telgraf «geliniz» tek kelimesin- den ibaretti. Bu telsizi kapan Directlon âdasın- daki telsiz memuru bu telgraf sâye- sinde korsan gemisinin ada civarın- da dolaştığını sezmiş ve derhal «bu | telsizi veren vapur kimdir? diye sor- | muştur, sk Sevyet tayyareleri tarafından mbalanmaktadır. Helsinki nasıl Dairelerin kapandığı sant 14 den iti- baren halk Stockmann mağazalarına akın eder, Ağaçlıklı caddelerde dolaşan halkı gezerken görmek insanın kalbine | derahlik verir, dolaşan halk, dinlenmiş. tir, sakindir. Çay saati zamanlarında, muhtelif umumi yerlerde ayni sakin ve müreffeh halka raslanır. Hassas serdalılar da Çiğan orkestra. larını dinlemek için Hungarin'ya ve Brandt otelinin barına giderler. Sükün ve istirahat zamanlarımda O Helsinkinin en yüksek binası olan Torni otel ve gazi- nosuna gitmeği tercih ediyordum. Ora- | da garson genç kızlar, hizmet görürler, Ben, bu yüksek binanın penceresinden Finlândiya körfezini kaplayan hafif sis tabakasının biraktığı gedikler arasından karşıki Estonya sabillerini seyretmeğe bayılırdım. Şimal memleketi olan Finlândiyanın ecnebi ziyaretçide uyandırdığı ilk his, içtimai bir yoknasaklık göstermesidir. Bu, Şimal memleketlerine mahsus te- mizlikten ve bilhassa kütlenin siyasi ve içtimai olgunluğundan İleri gelir. Fin. lândiya, bütün halk sınıfların tatmin edebilmiştir. Bu sayede sinıf mücadelesi yoktur. Maamafih uzun zamandanberi Finlândiyada bir Burjuvazi tabakası ha- sıl olmuş, bu tabakada memleket işleri- nin tedvirinde sağlam bir ânane ve âki- de kurmuştur. Bu sayede büyük namları yapılmıştır. Unutmamalıdır ki, Helsinki | ihtiva eden seçme bir zümre peyda ol- geçmiy zamanlarda birçok felâketler | muştur. Bu meşhurlar arasında musikişi- geçirmiş, 1657 tarihinde büyük bir yan- | mas Sibelius, Kimi, Ruteberg. Linnan- gına, 1710 tarihinde veba salgınına ve | keski gibi şöhretleri memleketin hudut- müteskiben üç Rus istilânma uğranıştır. | Janrı aşmış muherrirler ve şairler vardır. Demokrat biz memleket olan Finlân- Louin T Helsinki şehrinin portresini şöyle çiziyor: Avrupanın en şimal payitahtlarından biri olan Helsinki izden varmak | için ormanlık adacıklar ara- sından geçmek lâzımdır. Bu ormanlıklı udacıklardan Surrasaari ile Kolosaari, Helsinkinin Riyaseticümhur o sarayının ve limanın tam karşısında küin iki say- fiye yeridir. Helsinki çok ve yeni bir şehir- dir. Manmafih şebirde eski binalar da yok değildir. Ezcümle Hariciye Nezare- | nin pek yakınında tek katlı ahşap © ler mevcüttür. Bu evler, 1780 tarihi den kalma ve şehrin en eski binalarıdır. Modern cam sarayının yanında da Klu- ukikatu ve Heikinkatu binaları vardır. Fakat bunlar, pembe renklerile uzaktan göze çarpan yepyeni modern binalardır. Helsinki şehrinin büyük bir kis Vehman veyahut Hanko ocaklarındı çıkanlan pembe renkli granit taşların dan yapılmıştır. Finlândiya mebusan meclisi; milli müze, şehrin tam ortasin- du küin olan isteryon binaları, bu pem- be granitlerden inşa edilmiştir. Bu pem- be renk, ziyaretçilerde hoş bir intiba uyandırır. Finlandiya körfezinin kenarında kâin Tooco mahallesi bu parlak granitlerden Hehinkyie ayak basan bir ecnebi, se» i i i ü i dar. 1809 Tabii Emden kumandanı, telsizle | hirde sakin ve ucuz bir hayat ile karşı: | diyanın yaşamağa dei t > aşır. Helsinkinin en büyük ve mühte- | senesindenberi, Fizlândiya, | Çarların yorulan bu suale cevap vermemiştir. | e; oteli olan Soclete Thuser'te ve | İdaresine tabi idi 1904 oenesinde genç Maamafih telsiz memuru, uzaktan adaya yaklaşmakta olan Emdeni gö- rünce, kendisini bir İngiliz harp ge- Misi şekil ve kılığına sokmuş olması- na rağmen şüphelenmiş ve etrafa «limana ecnebi bir gemi geldi> telsi- yahut Grano da en büzel odanın gecelik kirası Türk parasile 100 kuruştur. Mükellef lokantalarda yemek Türk parasile 30 - 35 kuruştur. H. O. K. lo- kantalarında pek bol çerezlerile beri ber, ancak İĞ - 20 kuruş tutar, Bu le- kantalarda yemek ile beraber, müte- Finlândiya Rus valisi Bobrikowu Yere sermiştir. Genç Finlindiya, istiklâl az- mini görtermiş ve İ9İ9 senesinde istik- zinl çekmiştir. Karaya çıkan Alman | nevvi salatalar, muhtelif omletler, por. | Fan İsveç ekalliyetinin mi adetleri. müfrezesi, istasyonu havaya uçurdu- | takalk balıklar, kızartgon geyik etleri e hürmet eğer ğu saman etrafa slârm işareti veril. | verilir. Skandinavya memleketleri adeti 'eç lisanile çıkmakta olan Huudetret - Bladet, büyük bir serbesti ile istediğini yazar, Finlândiyalların kendi hayatlarında da ayni hürriyet ve serbesti meridir. Koca, geöeleri arkadaşlarile beraber konuşmak için kendi klübüne veyahut yemek yemek m Kari Si Aim sına gidebilir. Bu lokantaya » girmeleri yasaktır. Herkes spor, buhar banyoru yapar, denize girer, Ski ile kaymağı bilir. mucibince bunlardan istediğinizi seçmek mişti. Adadan elli xoil uzakta bir nak- Eye kafilerine refakat etmekle olan Avustralyanın Sydney kruvazörü bu telsizi alınca limana girmiş olan ge minin Emden'den başka bir gemi ol- mıyacağını anlamış ve kafilenin hi- mayesini, diğer iki harp gemisine bi- rakarak son süratile Direcilon adâsı istikametini tutmuştur. İki saat sonra Emden kumandanı Von Müller, kömür gemisini bekler. ken karşısında İngilizlerin Sydney kruvazörünü görmüşlür. Artık Em. unun ve geti , bemun bie den için ölüm saati çalmıştı. z . r. enaz eyl ; Bir deniz muharebesi gel — Emden, ufukta İngiliz kruvazörünü görünce karaya çıkarmış olduğu müfrezeyi gemiye çağırmak için dü- dük öttürmeğe başlamıştı. Fakat müfreze, geri dönmekte geciktiği ei- hetle, kumandan Von Müller fazla beklememiş ve son süralle hareket ederek 9,400 metre mesafeden, üzeri- ne gelen düşman kruvazörüne ateşe başlamıştır. tir. Finlândiya, birçok müşkül meseleler hayatını, milli sanayiini korumağa mü- karşısında kalmış, fakat kendi iktsadi vaffak olmuştur. Finlândiyanın başlıca sanayiini, kereste, kâğıt ve kâğıt hamu- ru teşkil eder. Finlândiyanın kendi mukadderatına #ni vardır. Çünkü yaşa, iski, bir talebe tarafından sıkılan bir kurgan —

Bu sayıdan diğer sayfalar: