1 Mart 1940 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

1 Mart 1940 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

K iymetli gençlerden mürekkep bir mf reğilen fikir ve şana mecmuası Yücel'in beşinci neşriyat yılını biti- rip altanci yılına girmesi münasebetile evvelki akşam Şişli Fialkevin- Şişli Halkevinde bir toplantı beyet tarafında ayda bir dela neş- &e bir toplantı yapıldı. Yücel'ciler, meocmualarını beş sene yaşattıktan ve onu altı, yedi bin kişilik bir kari kütlesine Bi neşriyat devresine daha bu progranu tatbike başlamadan akutmanın sırrını bulduktan sonra ye- esaslı bir programla girmeği kararlaştırmış, fakat evvel, memleketin tanınmış fikir ve sanat adamlarile görüşmeği faydalı bulmuşlar. . Gençlerin toplantıya vesil, Tunç, İbnülemin Mahmud Cemal Nadir, Yusuf Ziya, yaptıkları samimi davet, Şişli Halkevinde cidden istifadeli bir e oldu. Üstad Hüseyin Cahid Yalçın, profesör Mustafa Şekip Kemal, Faruk Nafiz, Mitat Cemal, Orhan Seyfi, Celâleddin Exine ve daha barı tanınmış simalar lerin bu davetine memnuniyete gelmişlerdir. Yücelciler Türk fikir ve tiyorlar, 'Taklidden susundadırlar. Meselâ Y bulacaklardır. Bütün bu yabancı kelimenin, naatini besliyorlar. Bü; bahis budur. Şişli Halkevinde du, Hüseyin Cahid Yalçır #irafında fikirlerini izahı duğu sunallerle onları pek genç sanatkârlara samimi anlaşma havasi içinde sona erdi, ker süe yaptığı o da faydalı bir unsur olmak, ona samimi hasbihaldir ve © yenilikler getirmek arzusile dolu sanatında sözü aramakv faaliyetine girişmek is- bizim olan hakikatlere doğru uzanmak ar- eni sanatın malzemesini belki de halk edebiyatımızda çalışmayı bir nevi Humanizma addediyor, fakat bu girişmek istedikleri faaliyeti tamamen ifade edemediği ka- yüklerle üzerinde konuşmak lüzumunu hissettikleri | yapılan musahabenin mevzuu böylece Humanizma ol- », profesör Şekip Tunç, Celâleddin Ezine bu bahis ettiler. Yücelei gençler namına Orhan Buriyan sor- güzel konuşturdu. Mitat Cemal ve Orhan Seyfi temennilerde bulundular. Toplantı karşılıklı bir gecenin en İyi hatırası flkir hayatımız. bir genç grupunun gösterdiği olgun mAnrarağır. Yücel mecmuasını okuyunuz. Orada, bütün samimiyetlerile güzeli, doğ- ruyu arıyan, elemanların Türk fikir ve sanatına yeni kıymetler ilâve emek İstiyen genç çalışmasını takip edeceksiniz. Şevket Rado alez) NELER SkBer Avrupanın en büyük hokkabazı hasta Avrupanın en büyük hokkabaz olup ms ile bir anda yüzlerce marifet ve hünerle seyircilerini teshir eden Da- vid Devant Londrada büyük bir felâ- kat: gar. ei Mlakkabaz, har iki eline felç geldiğin- den hastaneye kaldırılmıştı Gayri kabili tedavi hastalara mahsus Putneydeki hastanede yatan bu hünerli | adamın kolları hareketsiz bir halde yor- | ganın dışında serili durmaktadır. Has- tabakıcılar ağıma kaşık ve emzikle gıda veriyorlar. Bu hokkabaz otuz senedenberi hari- kulüde marifetler gösterirdi. Meselâ ko- sa bir eşeği binlerce seyirci önünde yok ederdi. Büyük bir gürültü ile gezdirdiği motosikletleri havada uçurup kaybeder- di. İskambil kâğıtları üzerinde yaptığı 15 sene süren bir Amerikada on beş sene evvel başla” yan bir talâk davam ancak şimdi niha- ut Gelar sesi üre ön see ber ğa bir emi el ok karışık oldu- X muhtelif altı mu geçmiştir. Nihar masi bu ayın yirmi üçünde B.Lloyd George'un Kuvvetli bir havacıığımız. Vö ması, birim için bir ' Yalın şurasını söyleyim ki İngilis er Fus kalır ise bunun kendisini gösterecek ve buna cevapta gecikmiyecektir. İngilisler, haklı bir dava için çarpı gıyorlar. İngilizlerin arzusu, alınan teshhütlere ihanet edilmemesi görti- le bir sulhtür. Lloyd George, istihsali faslalaştır. mak lüzumuna da işaret eylemiş ve bi- Mhare Rusya ile muhtemel bir anlaş» mazlıktan bahsederken fazla tehlikele- 16 maruz kalmamak İçin ihtiyatlı ha Teket olunması lüzumunu tebarüz et- Hirmiştir. isifinden fırlatırdı İngilterenin belli başlı altmış beş İ hokkabaz ve sihirbazı şimdi mk sk ba Ustadı ziyaret ederek hatırını sorüyor- lar | marifetler ise hesapsızdı. İstenilen kartı : David Devant en yüksek cemiyetler miştir, Hatta İngiltere kralı ve kraliçesi huzurunda da birçok el oyunları yapa- rak takdire mazhar olmuştu Zavallı adam daha yakınlarda isim gönü için dostlarını ve hokkabazlar klü- bü reis ve aralarını davet etmişti. Put ney hastanesinde gayri kabili tedavi 250 hasta vardır. Şimdi bur rında Avrupanın en büyük hokkabazını gör- mekle bir derece müteselli oluyorlar. boşanma davası! | varıp ayrılma kararı vermiştir. Buna se- bep zevcenin sabit görülen şu zalimane hareketleridir: | — Kocasının traş sabunu içine kum koymuş. vi çe Ders notlarını bozmuş. 3) — Kocasının elbisesini ılatmış. 4 — Yatak (oOodasında kaloriferin anahtarını kapayarak kocasını üşütmüş. $ — Yatak çarşaflarını yırtmış. varmuş. 7 — Kocası uykuda iken üzerine hii- cm ederek tokat atmış. Denizde petrol menbaı! Besarabya sahilleri civarın- da denizden petrol fışkırıyor Üscerneden Paris - Soir gazetesine yazılıyor: Sehweizer Wochenzeitung ga- metesi, Karadenizde Besarabya sahilleri civarında bir müddettenberi garib bir badise göze çarptığını bildiriyor. Sahil den bir kaç metre mesafede denizin sathı, geniş bir şerid halinde açık denize akan kalın bir petrol tabakasile kaplıdır, Bu petrol tabakası, gece esnasında ansı- mn görülmüştür ve denizin dibinden gelmektedir. Civar köy halkı, küçük ka- yıklarla derhal bu petrol menbaına kop- muşlar ve tenekelerini ve maden kapla- rını petrolle doldurmuşlardır. Yepilan tedkikat neticesinde bu pet- rolün mükemmel bir kalitede olduğu görülmüştür. O gündenberi, kayıklar her gün aynı mebzuliyetle petrol veren bu bedava kaynağa koşuyor, Bazıları, bu petrolün batmış bir vapurun anbar- larından geldiğini ileri sürüyorlara da diğerleri, sahilde böyle hiç bir bahrt ka- xa vuku bulmadığını kaydediyorlar. Zannedildiğine göre Anadoluda vuku bulan zelzele neticesinde yeraltı çökün- iler vuku bulmuş ve o zamana kadar gayri meri kalan bir petrol kaynağını meydana çıkarmıştır, | smüddeiumurilerinin Bana öyle geliyor ki son ayların yegâne fikir ve sanat hâdisesi, geçen ak- | Halkevinde, genç fikir ve sanat neslinin kendilerinden evvelki ne- İ bu davanın tehir edildiği ve şahsiyetler önünde marifetini göster” | İ suçlarından itham edildiler 6 — Şamdan ile kocasının kafasına | Watbuat davaları “Cumhuriyet, aleyhinde açılan davada temyiz içtihadının tekdikine karar verildi. “Son Telgraf., ve “Tan,, gazeteleri mahküm oldular Oümhuriyet gazetesinin o 12/1/940 | #arihli nüshasında intişar eden, «Davasi biziz: başlıklı ve Peyami Safa imzalı yazı ile matbünt ve ceza kanunlarına muhalif suç işlendiği iddinsile Cümburk t gazetesi & ye başmuharriri B. unus Nadi, muharrir OB. Peyami Safa ve gazetenin neşriyat müdürü B. Hik- met Münif aleyhlerine müddeiumumilik tarafından açılan davaya dün asliye al- ıncı ceza a ein başlanmıştır. vanın geç başlamasına rağmen mu- hakeme salonu kalabalık bir dinleyici kütlesile dolmuştu. B. Peyami Safa ile B. Hikmet Münif, vekilleri B. İrfan E- min ve B, Suad Ziya ile beraber mah- kemede hazır bulundular. Muharrir ve mesul müdürün hüviyet- leri tesbit edildikten sonra iddiname okundu. İddianamede, gazetedeki yazı uzun uzadıya izah edildikten sonra bu, yanda, asliye yedinci ceza mahkemesin- de rüyet edilmekte bulunan Afrodit da- vasından baheedilerek İstanbul, — İzmit müddeiumumilerinin ve bilümum Türk | ahlâka zıd. rict şekilde hareket ettikleri, madde ve isim tasrih edilmiyerek mütecaviz yazılarla adliyenin cehalet ve tanssupla hareket ettiğini iddia ettikleri ve İstanbul müd- | deiumumisi B. Hikmet Onata cehalet, taassup ve ric'i hareketler izafe etmek | suretile, bir fil ile kanunun müteaddit maddelerinin ihlâl edildiği ileri sürülü- yor ve ceza kanununun 79 uncu madde- si nazarı itibare alınarak matbuat ka- mununun 27 ve 30 uncu maddelerine k ceza kanununun 480 inci madde! Yine göre maznunlara ceza kesilmesi is- teniliyor ve mebus bulunan B. Yunus Nadinin masuniyeti teşriiyesi dolayısile kendisi hakkındaki dava evrakı ayrıla- rak mebusluk devresi ni ine kadar ldiriliyordu. İddinname okunduktan sonra maznun vekillerinden OB. İrfan Emin kalkarak maznunların evvel bir 3 söyledi ve davanın sureti sevkine nazaran burada müddeiumumi B. Hikmet Onat tarafın- dan şahsi dava açılmadığı takdirde maznunların ceza kanununun 480 inci maddesine göre mahkemeye sevkedile- miyeceklerini davada böyle şahsi bir müracaat mevcut bulunmadığı cihetle | Türk ceza kanununun 488 inci madde- sinin sarahatine göre davaya ancak matbunt kanununun 30 uncu maddesi- ne göre bakılabileceğini ileri sürdü Buna karşı söz alan müddelumumi | muavini ! Iki maznunun idamı istendi Biri taammüden, diğeri soy- gunculuk maksadile katil İki sene evvel Beyoğlunda Pormakkapı civarında bir kömürcü dükkânın üst katın- du beraber yattıkları Hasanı, bir para çal- Mak meselesinden dolayı ustura ile boğa- mını keserek öldürmekten ve bu cinayetine gahidiik yapmaması için gene ayni odada yatan Aliyi öldürmeğ: teşebbüs etmekten mazmun Abdürrahman İle, kendisine yar- dım etmekten maznun kardeşi Eminin muhakemelerine dün birinel ağircera mah- kemesinde bakılmıştır. Bu celsede müddelumumi, iddianamesini Okuyarak, Hasanı teammüden öldürmekten dolayı Abdürrahmanın Türk ceza kanunu- Gun 450 nci maddesinin dördüncü bendi- me İsvlikan İdamını, Aliyi öldürmeğe te- şebbüsten dolayı da ayni maddenin 9 un- Gu bendine tevfikan cezalandırılmasnı, kardeşi Eminin de 450 nci maddenin $ un- €u bendine teyfikan tecziyesini istemiş, ancak, Abdürranmanın 21 yaşını, Eminin de 18 yaşını ikmal etmemiş olmasının göz Önünde tutulmasını taleb etmiştir. Karar verilmek üzere muhakeme başka güne bi- rakılmıştır. Eyüp civarında Pirinççl köyünde soygun- culuk maksadile evine girdikleri Hasani öldürmk ve Hasatun oğlu ile daha birkaç kişiyi yaralamaktan maznun Resul ile suç ortakları Ahmed, Meko, Kaya ve Mustafa-. nin muhakemelerine dün birinci ağiırceza mahkemesinde bakılmıştır. Müddelurmumi bunlardan Hasanın katil ve yaralama suç- larından dolayı Türk orsa kanununun maddesinin 7 nci bendine tevfikan diğer maznunların da #oyguncu- suçundan cezelandırılmalarını İste- miştir. Maynunların müdafaalarını hazır. lamaları için muhakeme başka güne bira- kılmıştır. Tiftik ve susam ihracı yasak edilmedi Bayı gözeteler tiftik ve susam Uracatı- nin menedildiği hakkında barı haberler vermişlerse de şetirimizdeki alâkadar ma kamlar yeniden ihracı menedilmiş biçbin madde bulunmadığını Yalnız iftik ve susüm tacirleri, bu madde- lerin ihraç fisilerini "Ticaret Vekhletine — İddianamede, müddeiumumi B Hikmet Onatın Afrodit ismindeki eseri toplatması sebebile yaptığı hizmetten dolayı hakarete marur kaldığı iddia edilmiş ve buna nazaran ceza kanunu- mun 273 üncü maddesile sevkedilmiştir. diyerek âmme hizmetinin ifasından y ie ifasından mütevellit olan bu ibi hallerde şikâyetname verilmesine fire olmadığını söyledi ve: — 273 üncü maddenin mevzuubahs olduğu yerlerde şikâyetname aranmaya- cağından temyiz mahkemesinin seneler» denberi yerleşmiş içtihadı cümlesinden bulunmasına göre maznun vekilinin hâ- diseyi kanununun 480 inci madde sine maksur bir şekilde mütalânsna ka- nuni cevaz yoktur. Duruşmanın icresile sorgunun yapılmasını isterim, dedi. Bu suretle münakaşa uzadı ve B. İrfan E- min müddeivmumiye tekrar cevap ve- rerek, ceza kanununun 480 inci madde- sine temas eden fiillerde mutazarrır olan şahsın veya heyetin usulen dava açmak mecburiyetinde olduklarını ve 273 ün cü maddenin yalnız şiddet sebebini tas- yih etmiş olup şikâyet sunda İstisnai bir kaydı ihtira etmedi İm 488 inci maddenin de açık ibi den bu hususun anlaşıldığını, binaen- aleyh davanın, watbuat kanununun 30 uncu maddesine hasren rüyet edilebile- ceğini söyledi.” Diğer vekil B. Suad Zi a ayni mü- talkaya iştirak ettiğini bildirdi Müddeiumumi yine temyiz mahkeme- sinin içtihadından bahsederek, uzun izahattan sonra vazifeden doğan işlerde bir şahsın vazilesine tevcih edilmiş memnu filin, ceza kanununun 488 inci | ileri | maddesi ile takip edilemiyeceğini sürdü, Buna karşı avukat B, İrfan Emin: — İddia makamının mükemmel tec- hiz edilmiş bir halde ve bir de temyiz mahkemesi içtihadile hazırlanmış ola- Tak mahkemeye gelmesi şayanı memnu- Biyettir. diyerek kendi iddiasında israr ettiğini bildirdi. Mahkeme; kanunun tefsiri ve temyiz mahkemesinin içtihadı Münakaşayı mucip olan bu nokta üzerin- de; ceza kanununun 273 ve 488 inci maddelerile vaz'edilmiş olan hükümler sarih olmakla beraber memur aleyhine İşlenen ve ceza kanununun 480 inci ve | yı gönderdikleri tekzipnameyi İ kararımı tenkid mahi bu maddelerin hükümlerini telsir ve izaği etmiş olan temyiz mahkemesi içtihadı tetkik olunmak ve ona göre bir karar verilmek üzere muhakemeyi bugüne b raktı, «Tan» ın muhakemesi Tan gazetesinde inlişar eden ve ken dilerini alâkadar eden iki yandan da meşreb dan dolayı Doyçe Oryemt bank tarafından ve yine bu gazetede in- şar edip kendisini alâkadar eden Af dit davasına ait bir yazıdan dolayı derdiği © tekzipnameyi | neşretmedikleri iddinsile Ko İbrahim £ tarafından cetesi sahip Ve neşriyat müdürü i aleyhine açılan ve birleş- alara dün asliye yedinci ceza inde bakılmıştır me neticesinde kanunen mec- bur olduğu halde her iki davacı tek- Zipnamelerini — neşretmediği sabit olan i sahip ve neşriyat müdürü matbuat kanununun memek süçü hile gnzeterin ilk çık shasında o neşredilm. . e (10 Tira vekâlet ücreti, beş lira muhakeme masrafı ödemesine ve maznun tekerröre oluak sabık bulunmadığından para cezalarının t re karar vezildi. «Son Telgraf» ın muhakemesi Son Telgraf gazetesinde Burhan Ce- vad imzasile yazılan bir yazıda asliye yedinci öeza mahkemesinde bakılmakta olan Afrodit davasında mahkem inde müti da bulunulduğu iddiasile mezkür sahip, başmuhaıriri B, Etem İzz hine müddeiumumilik tarafından açıl davaya dün asliye sekizinci ceza mah» kemesinde bakılmıştır Muhakemede maznun vekili müdafaa- davacı veki esas man! iye üzerinde uzun | sını yaparak bu yazırın muhakeme ka- rarını tenkid mahiyetinde olmadığını ileri sürmüş ve müekkilinin beraetini is- temişti Mahkeme; yapılan tahkikat neticesin- han Cevad imzasının, ya 487 nci maddelerinde muharrer ce- | zayı istilzam eden füllere müteallik da | vaya duruşulmak bahsinde şikâyetname verilip verilmemesinde serdedilen muh- telif ve mütezad noktai nazarlara göre yukanda mevzuubahs edilen maddelerle ! Harp esasında silâh konuşur. En bi- rinei söz onundur. Modem silâhin da Yu- bu mermidir. Bir Fransız mecmuası, en büyüğünden en küçüğüne kadar İngiliz mermilerini Mitunlarına dercediyor. Verdiği malimata nazaran, miiralyöz mermisinin ağırlığı 98 grammış. Resimde gördüğümüz cn büyük mermi im, bir dritnottaki en muazzam topa alâdir. Takriben 650 kilogram ağırlığın- dadir, (Yani, küçük bir otomobil kadar.) Bu mermiler, saatte 2600 kilometre süratle mesafe katederler. Otuz bir kilometre uza- &a atılırlar, (Mukayese için maruf bir me- aaleyi misal gösterelim yedi kilomtire uzunluğundadır.) Bu &n İ büyüz mermi 5250 Türk Uras kıymetinde $ olduğu için topun her patlayıpnda bu kadar mühim bir meblâğ dumana tahar- vül ediyor demektir. ingiliz ordusunda bundan da büyük mermiler kullanılmakta- dır. 400 ve 450 milimetrelikler. Bu gördü- Bünüz mermilerden bazıları sirhları deldik- © ten yahut toprağa daldıktan sonra patla- mak üzere teribatı bavidirler. Bazıları Mdraklıları) muayyen bir mesafeye İli” e dava mevzuu olan y mahkemenin kararım tenkid mahiye de bulunduğu sabit olduğu cihetle Etem İzzetin 25 lira hafif para cezasile dırılmasına karar vermiştir eri İ Boğaziçi, yirmi İŞE EZ K varınca havada, bazları da (yani müsade- Meliler) hedefe değer değmez İnfilâk eder. Balkan güreş şampiyonasına İştirak edecek Yunanlı güreşçiler dün gelmişlerdir. Güreşçiler sporcularımız tarafından kw muşlardır. Yuküri da Yunanlı güreşçiler ve sporcularımız bir arada görünüyorlar,

Bu sayıdan diğer sayfalar: