11 Mayıs 1940 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

11 Mayıs 1940 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Amerikada pilot namzedlerinin geçirdikleri sıkı imtihanlar Pilot diploması almak için tam sıhhatte olmak kâfi değ ildir 15 dakika tek ayak üzerinde sallanmadan durmak, çizgiler üstünde ileri geri düzgün yürümek, kapalı gözle baziel ve ayak hareketlerini şaşırmadan yapmak lâzımdır Bu son harpte muharebeler daha zi- yade havada cereyan ediyor. Karalarda ve denizlerde büyük çarpışmalar nadi- ği halde havada devamlı Tayyareler deniz , vapurlara, deniz üslerine, müstahkı mevkilere, karada daki nakliye kollarına mütemadiyen hü- cum ediyorlar; havada tayyareler ara“ sında şiddeti muharebeler oluyor. Hars bin en ağır vazifeleri şimdilik tayyare- İere isabet etmektedir. Onun için her millet pilot yetiştirmeğe büyük ehemmi- yet veriyor. İyi bir pilotun elinde tayyar müthiş bir barp vasıtasıdır. Amerikada pilot olmak istiyenler gas yet sıkı bir ubbi muayene ve çetin imti- hanlardan geçirilmektedir. Amerikada şimdiden «hava tababeti; » bir ihtisas haline gelmiştir ve yalnız halk arasından pilot seçmek için ihtisas yapan hekimle rin sayım şimdiden binlere yaklaşmıştır. Amerikada pilot diploması almaya talip olanlar evvelâ gayet ciddi bir he- kim muayenesinden geçmeğe mecbür- durlar. Namzedin sadece tâm bir sıhhate malik olması kâfi değildir; kalbi gayet sağlam, tansiyonu normal, görme kabi- liyeti tam, işitme hassası arzu edildiğ den fazla olabilir, Fakat pilot yetişmeğe talip olan bu namzedlerin sinirlerinin da mükemmel olduğunu isbat etmesi için bir çok tecrübeleri muvaffakıyetle arlat- ması Jâzımdır. Amerikada müstakbel pi- İotların sinirlerinin sağlam olup olmadı» jim anlamak için doktorlar bir çok usul İer tetbik etmektedirler Meselâ bir pilot namzedi doktorun karşısma çıktığı zamah (şöyle bir emir silsilesile karşılaşıyor: — Yalnız sol ayağınızın üzerinde dus rün! Gözlerinizi kapayın, sağ ayağınız yukan doğru bükün! Dizlerinizi biribiri- Be değdirmeyin! Kollarınızı ileri uzatın! Müstakbel pilot tek ayağı üzerinde, özler kapalı, kolları ileri doğru uzanmış | bir halde leylek gibi on, on beş dakika duruyor. Bu müddetin sonuna doğru hafifçe tütremesine müsaade vardır. Ni- hayet doktor kendisine iyi not verip ver- mediğini hiç de belli etmiyen bir tavırla: — Pekâlâ, şimdi ayak değiştiriniz! diyor. Tecrübe bundan ibaret değildir. Sıra toprağa kireçle çizilmiş hatlar üzerinde yürümeğe geliyor. Namzed bu kanşık gizgiler üzerinde evvelâ normal bir yü- rüyüşle yürüyor, sonra geri geri giderek çizgiler üzerindel -âhatini tamamilı-” yor. Nihayet yi... çizgiler üzerinde bu defa kısa adımlarla, bir ayağının burnu diğerinin topuğuna gelmek sütetile dola- üyüş canasında çizgilerden aynlan, hafif dışarı çıkan namzedin ka- tiyen bir tayyare o kullanamıyacağına hükmediliyor. Fakat tecrübeler 3 erinde olduğur için evvelâ sağ elihin, sonra 80l ei badet parmağile kendi burununun ucu- na dokunması, üçüncü hareket olarak, iki şehadet parmağını havada biribirine değdirmesi ve bu hareketleri süratle tek- rar etmesi lâzımdır. Namzed bunuda yapınca doktor sağ ayağının topuğunu sol dizine değdirmesini ve süratle aksi- Bi yapmasını emrediyor. Müteakib emir ur: — Mükemmeli Şimdi gözlerinizi kapatı- Bız, eliniz ve yağanızla yaptığınız hare- ketleri süratle tekrara devam ediniz. Amerikada pilot olacak bir adamm bunları mutlaka mükemmel yapması za- ruridir. Büyük harbe aid bir istatistik İngiliz hava kuvvetleri nezareti tara- fından büyük harpte tutulan bir istatis- tiğe göre, büyük harbin ilk on iki ayı zarfında ölen yüz tayyareciden yalnız | ikisi düşman tarafından düşürülmüştür, Yedi tayyareci motöre ariz olan sakat- Miktan düşmüştür. Geri kalan tayyareci ler kâmilen kendi hataları yüzünden öl- müşlerdir. Bu devirde biraz cesareti olan ve mhhati de yerinde bulunan herkes pilot olabilir zannediliyordu. Fakat sotra harp tayyarecileri iyi bir pilot olmak için bazı evsafa malik obulunmatın zaruriliğini teslim ler. Bilhassa sinir kuvveti ve muvazene hissinin sağlam olması bunla- zın başında gelmektedir. Muvazene his- sinin sağlamlığı sinir cümlesinin mhhatine delâlet ettiği için pilotlukta zaruri adde- diliyor. Sinirlere hâkim olmak gibi vü- cudu tam bir gevşekliğe bırakabilmek te pilot diploması almaya (talip olanlarda Aranan ehemmiyetli kabiliyetlerden biridir; Bunu yapmıyanların #kararsız» oldukla- üzerindeki hedefte: henüz bitmemiştir. isbat in şe- rna bükmediliyor. Karar tecrübesi şudur. Kolunuzu düz olarak omuz hizasına kar Amerika pilotlarından bir grup Pilot olmak istiyen bir genç muayene ediliyor dar kaldıracak, dirseği bükerek kolun ilk kısmını bazunuza amüd vaziyete ge- tirecek ove sonra dirseğinizi tecrübeyi yaptıran doktorun avucu içine koyucak- #iz, Kolunuzu tamamen man doktor &ni olarak lanuzun hemen aşağı düşm Eğer düşmez, havada kalır zu istediğiniz zaman «i tesi- rinden kurtaramıyorsunuz demektir, Kararszsunız, binaenaleyh tayyare kulla» a vöcudunu- e hâkim olmalıdır. Kolunu ileri doğru uzatıp parmaklarını açtığı zaman elinin biraz ttremesinde mahzur yoktur. Fal fazla titrerse dok- torlar sinirlerde azçok. ehemi bozukluk olduğuna hükmetmektedirler, Amerikada pilot namzedlerinin geçit- dikleri tecrübeler henfen hemen yirmi- den fazladır. Amerikada 18 le 30 yaş arasınd ancak yarısı bu tecrübelerde muvaffak oluyorlar, Birle- şik Amerikada bavu ticaret idarelerinde pilot seçmek için 700 e yakın mütehassıs hekim kullanılmaktadır. Ş.R. Yeni yolcu salonu tamamlandı Salon mükemmel doal İstanbulun, sayılı binalarından biri oldu AĞN Yolu ma denizden görünüşü Şehrimizde inşaatı Gç senedenbeti de- vam eden büyük bir yapının, yeni yol- cu salonunun inşaatı bitmiştir. Bir iki güne kadar teslimine çalışılan yemi yol- cu salonu bidayette 360,000 Türk lira- sına Haymil inşaat Türk şirketine veril- mişti. Sonradan yapılan lüzumlu bazı tadil ve ilâvelerle bu mikdar 400 bin lirayı bulmuştur. Yeni yolcu salonu, Cümhuriyet dev- rinin İstanbula kazandırdığı sayılı bü- yük yapılardan biridir. Binanın proje ve plânları, bu işi bir müsabaka neti cesinde kazanan mühendis mektebi in- şaat kısmında profesör mimar bay Depo | tarfından yapılmıştır. Münakalât Veki- İlmiz bay Ali Çetinkaya'nın yakın alâ- kasile inşmat büyük bir dikkatle ilerle miştir. Yeni salonun haziranda açılması için İlzungelen tedbirler alınmaktadır. Binaya Tophane gildiedeki kapı- dan giriliyor. Medhal, geniş bir ME saçakla gölgelenmiş beş kapıdan mü- rekkeptir. İlk olarak karşıya gelen kı- #mda liman gişeleri, bilet, pasaport daireleri, postahane, emanet eşya ve İn- bisarlara sid (bir yetle gazete satış ba- yakasi vardır. Glşelerin arkası, fovkalâ- de aydınlık, yüksek ve her tarafı mer- merle kaplı büyük holdür. Muayene ve gümrük daireleri, bu holün etrafında | dır ve bir yolcu için yapılacak ne türlü muamele varsa, bütün bunlara göre ter- tbat alınmıştır. Karşıda gayet sanatlı bir çeşme ve havuz yapılenıştır. Holde beyaz mermerden başka, pembe damarlı Bilecik ve Hereke mermerleri de ilk defa olarak kullarılmıştır. Buradan muazzam bir merdivenle binanın deniz tarafındaki terasa çıkı yor. Yolcular, büyük vapurlara, doğrü- rudan doğruya bu terastan girip şika- caklardır. Holün arkasında mevcud i merdivenden de birinci ve ikinci sınıf yolcuların bekleme salonuna girilmek- tedir. Gardrop kısmı geçildikten sonra ün tö kubbeli büyük lokanta kismı, yeni binanın en güzel yerlerinden biridir. Bol elekrik ışığı ile tenvir edilen lokanta» mın ön tarafında denize nazır balkonlar, ppi da mutfak vardır. Binanın a kısımları iki katlıdır. Buna mukabil, cadde cihetindeki katlar, yüzden fazla yazıhaneyi ihtiva etmek üzere beş kat- tan mürekkeptir. Bundan başka, bina- nın bir de 54 metrelik tarassud kulesi mevenddur. Binanın yüksek: yar duvarları Baş- tan aşağıya kadar lüksfer denilen ke- ha ve çini biçiminde kesilmiş buzla cam- İarla kaplıdır. postaları | | mıştı, 11 Mayıs 1940 — MEŞRUTİYETTE SARAY ve BABIALİ Yazan: SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM — Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur. TTefrika No. 186 Sinoptaki menfilerin firar teşebbüsü - Sivastopola gidenler Bir gün Mevlânzade Rıfat bey Ah- med Bedeviyi ziyarete gelmiş, İsta: bul muhafızı Cemal beyle hiç bir kayd ve şart olmıyarak çalışmağı kas bul ederse tahliye olunacağını söyle- | mişti İ Ahmed Bedevi bunu kabul etme- | miş se de Sinoplakiler arasınd kendilerine bu yolda yapılan teklif ri fena bulmıyanlar vardı. Meselâ Sinopta baş, altı yüz Bu Amasya mebusu İsmail Hak- » İfham “sahibi — mili mücadı Trabzonda denizde vefat etmiştir — İfham başmuharriri Ferid, Refik Ha- lid beyler, B. Refik Halid'in ilk hare minin babası doktor Celâl paşa, ho. ca Hayret efendi, Abdülkadir efendi, erkânı bârp . kaymakamı Nevres bey — Sinopta iken kendi kendine Sinobun müdafaa plânım hazırla” mıştı eski muallimlerden Ziver bey, Sakallı Rıfkı bey —. Bektaşi ne- fesleri yazardı; mü kede Üsküdar Mutasarrıfı — güya ümmi olup ma- lümatı Allah vergisi sayılan *'melâmi şeyhi terlikçi Salih efendi de vardı. h ile Abdülhamid dev- meşhu ehmed Pehlivan da or enfilerden Ata bey deni rindâ bir kahve açmıştı. Kanuni Mus- tafa, hanende Cemal beylere bir, iki keman ve ud ilhak olunarak alaturka musiki heyeti teşkil olun- muştu. Mustafa Suphi bey bir «müslüman ve Terakki hükümetinin sukulunu hazırlamaktı. Menfilerden Gazi Halid bey kaç. Bunun üzerine muhafaza ter- tibatı takviye olunmu İ torpido getirilmişti; la gezmek yâsâk edilmişti. Kayıklar her gece karaya çekilirdi Ahmed Bedevi ve arkadaşları Bud- rumda uğradıkları muvaffakıyetsiz- diğe ve bütün bu tekayyüdlere rağ- men kaçmak tasavvurlarını terket- miyorlardı. Sinopta da firar tedariklerinde bu- Tundular, (1) ile denize açılacaklar, açıkta bekliyecek bir gemiye geçerek onunla Rusyaya savusacaklardı. burada her gizli yollardan ne dönüyorlardı Menfilerden tüccardan Seryet efen- di bir gece bir kayık buldu. Fakat gelirken polise yakâlandı. O sırada ecnebi vapuru bulundu- ğu için hükümetçe (menfiler arasın- da firar tasavvuru var) diye hayli Servet efendi dayak yedi; kimseyi ele vermedi. Bundan sonra Trabzondan Mustafa reis isminde biri iki arkâdaşile Sino- ba celbedildi. Mustafa reis, Ahmed Bedevi ile arkadaşlarını kaçırmağı deruhde etti, Menfiler bir gece yoklama için ka- rakola uğrıyarak «isbat vücud: et- tikten sonra tenha yollardan geçerek kararları veçhile sahildeki mağara larda toplandılar. Mustafa res sandalını kayalığa ya- naştırdı. Nevres, Lütfi, Suphi, Salih, Ahmed Bedevi, Servet, Münir, Ser. darzade Sıdkı, Raşid, Mehmed, Sıdkı efendinin genç kardeşi Sabahaddin bey ve efendilerden mürekkep grup ile Mustafa reis ve iki arkadaşı olmak üzere ondört kişi kayığa bindiler. Bu kayık için bu kadar yolcu pek çoktu! Fakat gruptan kimseyi Sinop- ta bırakmak reva görülememişti Denize açıldılar, Saatlerce kürek çe- kerek Sinop limanı hâricine çıktılar, Mustafa rels Türkiye ile Rusya aya- amma sında kaçakçılık kenlisi ile anlaş! yanaşamıyan bu dilerini bı Deniz kabarıyor kalblere ik bir taka görüldü — İmdad! İmdad! Diye haykırdılar. Yaklaşan taka- dakiler kayıktakilerin kaçaklar oldu- gunu anlaymca savuşmak istediler, Fakat k n bordasıma naşmıştı. Firariler tak bağlamak apan bir Ri karasula davrandılar, kadaşı yanlas rında getirdizleri mavzerlerine ik dılar, İş deniz ortasında bir k: cerası halini aldı, Taka reisi kaçakları Ru türmeğe razı olmazsa gemisi fi tarafından zaptolunacaktı. Takanın sahibi Salih reis mahvo- Jacağını söyliyerek yalvarıyorü — Bu ufak yapı ile Ka aşmak kabil olamaz! Diyordu. Fakat çare yoktu. Niha- yet Salih reis tatlı sözlerle kandırıldı. Gemisindeki pirinçler bedeli firari- ler tarafından ödenmek üzere denize dökülerek takanın yükü haf ik Sinop mutasarıfı Müştak beyin fi- rarileri takip etmesi pek muh fakat torpido o sırada (amir için İstanbula gönderilmişti Limandan hayli uzaklaşmış old: ları için riler bu şanstan İstifade edebildiler. Ancak deniz gittikçe 1e- nalaşıyordu Gün açıldığı sırada uza mi yelkenlerini gevşemiş ründü Kaçakları bekliyen Rus bu! Yolcular küçük takadan buna geç- tiler. Kuru peksimet ve zeytin tanesi ile açlıklarını giderdiler. Gemi bütün gün azgınlaşan Kara denizin delgalarile savaşarak yol ak mağa çalıştı, Karanlık basınca rüz- gür şiddetini arttırdı. Nevres ve Lütfi beyler kaptana yar- dım ediyorlardı. Fırtınadan geminin prova direği kırıldı; prova yelkeni parçalandı. Fakat sabaha karşı deniz biraz yas tiştı. Gemi Sivastopola yolu düzeltti. Kaptanın yolcuları ( karması, kaçakların ne diklerinin Rus hükümetinden gizli tutulması kararlaşmıştı. Gemi dar b di. Yolcular anlık mâ» ö denizi ta bir ge halde gö- gemisi idi lardan İmana gir- gece karanlıkta ka ya çıktılar, Şoseyi takip ederek Sivas- topola gitmeğe koyuldula Mustafa Tes ile iki arkadaşı kaçakçı Rus ge misinde kalmışlardı. Yolcular Sivastopola varınca doğ- ru polis müdüriyetine gittiler. Polis müdürü gecenin o geç vaktinde he- men daireye geldi. Tercüman vasıta sile hallerinden malümat alarak kerw dilerini | siyasi mülteci addettiğini bildirdi. Yolculara çay, pasta ikram etti. Sabah açılınca fireriler kendi he saplarına bir otelde yerleştiler, Ga» zete muhabirleri gelerek resimlerini çektiler, Şehirdeki Tatarlar kendile- rini evlerine çağırıyorlardu. Uğradık- ları lokantalar yemek bedellerini ak mıyorlardı. O gün bir askeri heyet Sivastopol nasıl geldiklerini tahkik etmeğe baş“ ladı. Müstahkem limana ruhsat sız girmek bir mesele idi, Yolculan hakikati gizliyor, doğruca Sivastopo* la çıktıklarını iddia ediyorlardı. (Dikkat etmemişler) diye nöbetçi ler kumandan tarafından tevkif edik mişlerdi, Tahkikat uzayıp gidiyordu; Peter burg ile muhübere ediliyordu, Rus Harbiye Nezareti kaçakların verdik” leri ifadelere inanmıyordu. (Arkası var) (0) Ahmed Bedevi notlaş

Bu sayıdan diğer sayfalar: