29 Mayıs 1940 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

29 Mayıs 1940 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

I SÖZÜN GELİŞİ Geceleyin okumayınız ! B uu aralık bir polis romanı okuyorum, Kitap tüyler ürpertici bir cina- yelin tafsilâtını ihtiva ettiği için karilerin geceleyin belki sinirleri bozulur, uykuları kaçar diye üzerine «Geceleyin okumayınız» cümlesini Yazmaşlar, Fakat biliyor musunuz, sulh zamanlarından kalma bu polis roma- Minm üzerindeki «geceleyin okumayınız» tavsiyesi, dünya hâdisatının her Kün gazetelerde intişar, radyolarla her tarafa yayılan feci teferrüatı karşısın. da ne komik düşüyor? Kitabı yalnız geceleyin, yatağa uzandıktan sonra elime alıyorum. He- Men hemen yarısmı geçtim. Her biri dört beş defa katil olmuş, fena ruhlu in. #anlardan mürekkep bir haydud çetesi zengin bir adamı ortadan kaldırmaya #alışıyor, Bir takım tabancalı, maskeli, ikide bir kılık kıyafet değiştiren hile. adamlar, üzerinde ölü kafası bulunan mektuplarla tehdidler savuruyor, düğmelere basılınca açılan gizli kapılardan geçerek âni baskınlar yapıyor, bir de güzel kızı olan ihtiyar zengini tuzağa düşürüp paralarını almak için bin bir hileye ve merhametsizliklere baş vuruyorlar, fakat şimdiye kadar oku- duğum yüz küsur sahifede henüz iki kişi, biri kaçarken balkondan düşerek, öteki de bir tabanca kurşunile öldü. Zengin adamın hizmetçisine haydudlar Paraların yerini söylemesi için mahzende güya işkence yapıyorlar. Zengin Adamın kızı kayıp amma, ortada yaşadığına dair kendi elile yazılmış bir mek- tup var, Saf muharririn «tüyler ürpertici» adını verdiği bu hâdiseleri sükünetle, Bittikçe içim ferahlıyarak okuyorum. Hattâ birkaç sahife çevirdikten sonra, biraz evvel radyodan dinlediğim haberleri unutarak bana dünyanın pek iyi bir zamanında yaşadığımız hissi geliyor. Uykum kaçmak şöyle dursun, bilâkis tatlı bir rahavet içinde iyi rüyalarla dolu bir uykuya dalıp gidiyorum. Sulh günlerinden kalma cinayet romanlarının Satışını aritırmak için bence onların üzerlerindeki «geceleyin okumayınız» tavsiyesini derhal silip Yerine: «Geceleyin, gazetelere göz gezdirip radyo haberlerini dinledikten son- Ta okuyunuz. cümlesini yazmalıdır. Maaenaaaaaaasesun Şevket Rado masraf bütçelerinin hepsi kabul edildi (Baştarafı 1 inci sahifede) Adliye vekili B. Fethi Okyar, Adliye Ve- ei teşkilatındaki noksanın gile m ımakta olduğunu, yeni bütçe - Mâsex Şark vilâyetlerinde 30 küsur kazada teşkilat yapılacağını bildirmiş ve maha- kimden geçen işler üzerinde izahat vere- Yek işlerin geciktirilmeden çıkarılması için mümkün olan şeylerin yapılmakta olduğu- Bu Mâve eylemiştir. Adilye Vekili, İstanbul Adiiye sarayı in- Maatının geçirdiği safhaları kısaca kaydet- ten sonra inşaata başlanmak üzere ol- duğunu ve fakat Avrupa harbinin çıkması Yüzünden inşaat malzemesinin yükselişi sile inşaatın daha müsait bir zamana irakildığını, Tera ve İflâs kanununun te- m sit iiyihanın Adliye encümeninde İnhisarlar Vekili B. Ralf Karadeniz, ka- Şakçılık hakkındaki ifadelere verdiği ce- Yapta, hudutlardan yaplmakta olan ka sakçılığın geçen senelere nazaran te Zül kaydettiğini ve daha geniş bir surette önlenmesi için icab eden tedbirlerin alm- Miş olduğunu bildirmiştir. Münakalât Vekili B. Ali Çetinkaya da, Vekâlet bütçesi etrafı mütalâalara ce- Yüben, İskenderun Himanının tanzim ve 15- 1 için 854000 lira kredi verildiğini ve bunun üzerinde çalışıldığını ve bu llman- geniş mikyasta istifade için cenup hattının elimize geçmesi lâzımgeldiğini işa Tetle cenup hattının bugünkü idare şeklini eylemiş ve İskenderun limanının iyi bir istikbale namzed olduğunu söylemiştir. Ticaret Vekili B. Nazmi Topçuoğlu da, Vekâleti alâkadar oden mevzular etrafın- da verdiği izahatta, buğday mahsulümüzün İbracında memleket hesabına bir mahzur Börmediğini, bunda bilâkis iktisadi istifade unduğunu işaret eylemiş ve bir kısım Milâyetlerimizde yeni arpa ve buğday mah- #ilünün idrak edilmesine başlandığını bil- , «Bu yıl 15 - 2 #iilen bolluk seneleri Mibarla buğday mahsulâ hiçbir mahzur yoktur ve bilâkis fayda var- dire demiştir. Vekil, afyon piyasası üzerinde durarak bu mahsulün mübayaa şeklini izah eyle- Miş ve önümüzdeki mahsul için çifçiye en eriş tedbirlerin alınacağını bildirmiş- Başvekilin beyanatı Başvekil doktor Refik Saydam bir Mütalân üzerine söz alarak demiştir ki: «Efendim bu bahse benim karışmak- pek doğru olmaz amma, ufak bir tereddüt hasıl olduğu için, huzurunuzu yorum. Harp başlamazdan evvel, ge- Sen buhran zamanlarındanberi devlet Şünde bulunan fabrika ve müesseselerin halkın ihtiyacına mahsus olarak yaptığı imalât fiatlerinin yükselmemesi için müm- in olan her türlü tedbirleri Ticaret ve sac Vekili arkadaşlarımla beraber im ik ve her gün takip ediyor ve almak- 1 devam ediyoruz. Bilhassa bu fabrika- a İzm olan mevaddı iptidaiyeyi Metnleket dahilinden tedarik için çalış- pölmiza birçok arkadaşlarım da şahittir. İyi yün vesair malzemenin tedari- de mümkün olan ve valsandaşı izrar Stmiyecek fintler dahilinde tedarik için | Sahışmaktayız. Bu işin birinci safhasıdır. | : İkinci safha da bu mücsecselerde çt- me Mamul mevaddın müstehlik eline üzkün olduğu kadar kısa bir yolla git- ayeti için çalıştık ve birçok müesseselerin rada tavassut vazifesini gören bir ta- e istasyonlarını kırdık ve ortadan kal- ra ik ve müesseselerin halkla temas ve İzni mevaddın onlara kolay ve ucuz- Sitmesi için mümkün olan her türlü tedbirlere müracaat ettik. Yani Rasih Kaplan arkadaşımızın buyurdukları gibi (komisyoncu tabirini kullandılar). Bir takım komisyoncuları ortadan kaldır. mak için uğraştık. Şimdi Rasih Kaplan arkadaşımız bir takım komisyoncuların fiatleri yükselttiklerinden bahsettiler, Ap caba hangi devlet müessesesinde kotnis- yoncular vardır ve biliyorlarsa lütfen is- mile, vazihan söylemelerini rica ederim.? Başvekilin bu beyanatı üzerine kürsü- ye gelen Rasih Kaplan (Antalya) fabri- kaların satış işleri üzerindeki mütalünla- rını izah etmiş ve bu izahata mukabele- ten doktor vermiştir: «Efendim mesele bir sinirlilik mese- les değildir ve arkadaşımızın kendisini icaretten tenzih etmesine de lüzum yok- tur. Herkes bilir ki bizim arkadaşımız Rasih Kaplan tüccar değildir. Ben de iş üzerinde bulunan bir arkadaşınızım. İsi söylemeden bahse karışmaktan oturduk- ları yerden söylemelerinden ise kürsüden söylemeleri daha hayırlıdır.> Rasih Kaplan (Antalya) ben de işte gelip söyledim. Başvekil Dr. Refik Saydam devamla: «Devlet mücsseselerine ait olduğunu bu- yurdukları rapor, bundan bir sene evve- Bine aittir. Bugün üstüste alinan tedbirler saye- sindedir ki vaziyeti umumiyede bir yu- muşaklık var bu ancak alınan tedbirler dolayısiledir. Duha geniş mikyasta hal- kın nefine iyi bir şekilde yapabilmek için bize lâzım gelen işaretler verilirse, biz | bundan memnun oluruz, Lütfen sinirlen- mesinler. Cam fabrikasından bahsettiler. Cam fabrikasının bagün hiçbir kimse ile kon- tratosu yoktur. Bundan evvel vardı, şim- di yoktur. | Nazilli bir kuruş fazlaya satmış. Keş- ke vaktinde haberdar olsaydık. Töcaret Vekili arkadaşım bu mesleye cevap ve- recektir, derhal önüne geçilebilirdi. Bun- ların ve sarfedilmiş şundan bundan alın- miş haberleri vaktile ek ve bunların üzerinde vaktile tedbir alsaydık burada heyeti celilenizi ne bu kadar meşgul et- iş ve ne de doğrudan doğruya halk ne- fine olan işlerde sizi yormuş olurduk. Çabuk vazifemizi de görürdük. Sebep bundan ibarettir. Benim istediğim ismin söylenmesi, vakanın tekrar edilmesidir. Hükümet bunu bilsin, millet bunu bilsin, hepimiz bunu bilip kontrolümüza devam edelim. (Bravo sesleri alkışlar) Ticaret, İktisad ve Ziraat Vekillerinin beyanatı Başvekili takiben Ticaret Vekili de ayni mevzua temas ederek izahat vermiş ve tesbit edilen fiatlerin fevkinde mal satmış kimse vara takip ve mahküm edileceklerdir demiştir. İktsad Vekili Hümü Çakır da fabri- kalarımızın satış şekillerini izah eylemiş ve devlet fabrikaları mallarının inhisar şeklinde şunun bunun elinde bırakılma- ması için bilhassa tedbirler alınmış oldu- ğunu bildirmişti Ziraat Vekületine ait mütalânlar üze- rinde Ziraat Vekili Muhlis Erkmen ver- diği cevapta Hatayın bir meyvacılık merkezi olarak ele alındığını ve bu hu- susta alman tedbirleri kaydeylemiş ve portakal hastalığı ve alelümum haşere mücadelesine Vekâletce verilen oehem- miyeti tebarüz ettirmiştir. Vekil toprak kurumu işlerine de te- Refik Saydam şu cevabı | Al m Müttefiklerin güç durumu Ba halin biricik sebebi Gamlin'in ve Fransız ordusunun başındakilerin asgari zayiat ve asgari masrafı din haline sokmalarıdır. Harp için ilk şart zayiatı göze almaktır Muazzam Alman taarruzu başlayalı” danberi bu ilk yazımdır. Çünkü dahs K oldu, ne bitti diye etrafı dinlemeğe, olanda ne vakit düşer, Belçika ne dereceye kadar müdafaa edilir, diye he- sap yapmağa uğraşırken Alman zırhlı fırkaları Fransız saflarım yardı ve bü- tün Fransiz imparatorluğunu tehlikeli bi vaziyete soktu. O derecede ki; xun üçüncü gününden ve Havas ajahsı: «Artık bareket harbine karar verilmiş- tir> dediği zamandan itibaren bu işten anlıyanlar için her gün bedbin bir mü- talâa yürütmekte başka çare kalma mmıştı. Ben ise kara haber vermekten hiç hoşlanmam. Bu yazı; Fransanın bir hayli kayıplar- dan sonrada olsa muayyen bir hat üzerinde şimdilik (Maginot . Aisne - Somme hattı) müdafaa ihtimalleri mey- duna geldikten sonra yazılmıştır. Bu da- M müttefikler için şimdilik fena bir şey değildir. Bundan evvelki harekâtı ve yapılan hataları kısaca gözden geçirerek bundan sonraki harekât hakkında da söyliyelim: 10 Mayısta Almanlar büyük kuvvet- | lerle Hollanda, Belçika ve Lüksembug'a karşı büyük taarruza başladıkları za man Hollanda'nın erazi üzerinden ziya» | de matbuatın çok şişirilen su mânileri- ne rağmen uzun boylu dayanamıyacağı | tahmin ediliyordu. (Bu satırların mu- harriri dahi beş altı ay evvelisi çıkan bir yazısında tebiyenin en esaslı bir kaide sini hatırlatarak; iyi ve kâfi müdafaa edilmedikten sonra bir mânianın kıy- meti büyük olamıyacağını ve bu mü dalan şüpheli olduğu için de Hollanda' pın zaptedilmez diye düşünülmesinin | doğru olmadığı bildirilmişti). Keza tah- kimatına ve herkesçe malüm kahra- manlığına rağmen Belçikanm da kıs“ men olsun isülâya Ouğryacağı muhak- kakyı. Fakat İsviçre hududundan Manş denizine kadar tamamen ayni şekilde olmasalar dahi 8 aylık sükün esnasında her tarafının ayni metanete getirilmiş bulunması tabii olan Fransız tahkim sis- temimin kolay kolay zorlanacağını kimse aklına getiremiyordu. Halbuki daha iyi müdafaa edilmiyen Hollanda teslim olmadan, beşinci kos lonla Rotterdam'daki Hollanda milisle- ri çarpışırken Lüksemburg'u alan Al man zırhlı fırkaları tempolarını hiç boz- madan Fransız hududunu, Meuse neh- Bergama kermesi Eğlencelere bu sene büyük törenle başlandı fikrimizi İzmir 28 (Akşam) — Bergama kermesi eğlenceleri, Bergamadu yapılan büyük tö- renle başlamıştır. Kermes, bu yıl Bergama- nın spor alanında yapılan büyük taplantı- İğ da kutlanmıştır. İzmirden, civar kaza ve köylerden gelen on binlerce halkın önün- de törene dstiklii marşile başlanmış, vali B. Etem Aykut bir nutuk irad ocderek Ortaasyadan gelen cedlerimizin saltanat devrinde terkedilen kermes eğlencelerinin, Bergamalılar tarafından muayyen tarihte Ihya edilerek kutlanmasının ehemmiyeti- Dİ anlatmış, insanın yalnız çalışmak değil, eğlenmek için de vakit ayırması lâzım gel- diğini söyliyerek şimdi Bursa mebusu olan *ski İzmir valisi B, Fazlı Gülecin kurduğu Bergama kermesini, Bergamahların her yıl testd etmekle hem içtimai sahada, hem de iktisaden mühim kazançlar temin ettikle- rini ve edeceklerini bildirmiş, kermesi aç- mıştır. Müteakiben Bergama parti ve bele- diye reisi B. Hamdi Arıkan bir nutuk söy- lemiş, kermesin Bergamalılar için olan ehemmiyetini anlatmışlar. Bundan sonra da zeybek, kalkan oyunla- rı, cirid atma, ok atma gösterileri yapılmış, Köroğlu, cop kaldırma, Bengi, dağlı oyun- larile eğlencelere son verilmiştir. Geceleyin Halkevi salonunda projeksiyonle balka muhtelif filimler gösterilmiş, kermes balo- su verilmiş, bir de gürbüz çocuk müsaba- Si yapılmış, bu arada Bergamaya mi- safirler, müzeyi, eski eserleri, dünyanın İlk hastanelerinden biri olan Eskülepyonu gez- mişlerdir. “rannas, .emesasanasın .—.. mas eylemiş bu husustaki hazırlıklar | bitirilmek üzere olduğunu zirai asayiş ve | alâti zirsiye üzerinde Vekâletce alınan tedbirleri kaydeylemiştir, Meclis masraf bütçelerinin kabulünü müteakip yeni muamele vergisine ait ka- nun Jâyihasının müzakeresini ikmal eyle- miştir, « Orduya selâm Bundan sonra, Büyük Millet Meclisi- nin kahraman ordumuza selâm ve mu- habbetlerinin iblâğı hakkında Diyarba- kır mebusu Küzm Sevüktekin ve Erzu- rum mebusu Şükrü Koçak tarafından ve- rilen takrir sürekli alkışlarla kabul edildi. | den verilen zarar, bu tahkimat sarfedil- | İ mesi melhuz paranın on misli, yirmi misli Yazan: M. Şevki Yazman sini ve bu nehrin gerisindeki Fransiz mevzilerini geçti ve öz Fransız erazisin- de kocaman bir «Alman cebi» açtı, Fransız başkumandanlığı bu inanılmaz vakayı dünyaya anlatmak için şu mazep zeti bildirdi Montmedy'den öteye olan Fransız tahkimat sistemi beton mahfuz, mahalli sahra mevziidir. Sakin bunu o Maginot hattı gibi muazzam tahkimat sanmayın. İyi amma bu bana biraz da kabahat- tan büyük bir özür gibi görünüyor. Mağinot hattı neden Manş'a kadar de- yam ettirilmemişti? o Fransada şimente veya demir mi kalmamıştı? Amele mi yoktu? Almanya'nın : hemen daima taarruz için * bu istikameti tercih ettiği, hakkında tecrübe mi noksandı? Hayır bunların hepsi mevcuddu. Yalnız Fran- sz başkumandanı Gamelin harbi insan- | ca zayiat vermeden, para sarfetmeden, zahmet çekmeden kazanmak istiyordu. | Bu, ideal bir şeydir. Fakat neylersin ki bu dünyada böyle bir harbi bulmak im- | kânı yoktur. Ve şurası en fenasıdır ki; | hayatta diğer birçok işlerde olduğundan fazla olarak muharebede zayiatı göze almıyan, atılgan ve cesur olmıyan, ica- bında binlerce insanı ve milyonlarca parayı gözden çıkarmıyanlar, en fazla zayiat vermeğe mahkümdurlar. Bugün şimali Fransada tahkimatsızlık yüzün- | fazladır. Meusc kenarı neden Rhin ke- narı gibi geçilmez hale konmamış? Buna akıl, sr ermez. (Almanya bütün sıkıntılarına rağmen Siegfriedi İsviçre hududundan Şimal denizine kadar uzat- mıştır, Ve demir sıkıntısı çektiği için senelerce müddet hususi ve hattâ resmi inşaata demir vermemiştir.) Fransanın maruz bulunduğu felâket bununla bitmemiştir: Galiba gene ayni düşünce ve harbi Frasisiz toprağina de- ğil de Belçika toprağına inhisar etürmek kaygusile elde bulunan en iyi Fransız birliklerini Belçikaya göndermişlerdir. Bu belki doğru olabilirdi, eğer Fransız hududu iyi müdafaa edilebilir bir vazi- yette ve Belçikaya gönderilen ordunun yanı tehlikeye düşürülmemiş olsaydı... Cam yiyen kadın Bir bahis üzerine yarım kilo cam yedi Bergama (Ak- şam) — Resmini gördüğünüz Ber- gamalı bayan Gül- süm, meyva ve ekmek yer gibi cam yemekle ve hiç bir şey olma maktadır. Bir gün Bn. Gülsümün et- rafında toplanan- lar, onu kızdırmış, yanda kilo cam yi- yemiyeceğini id- ” din etmişlerdir. Terazide tartı. cam, bir müddet sonra bayan Gülsümün midesine yerleşmiş bu- lunoyordu. Ertesi ve daha ertesi günler, kadınm vaziyetinde hiç bir fevkalâdelik görülmemiştir ve cam yemekle şöhret yapan bu kadın, 62 yaşındadır. Binaenaleyh Sedan'da Mewse'ü ge gen ve cenuba doğru bir cep teşkil eden Alman zırhlı fırkaları ilk iş olarak ger” be doğru döndüler, Belçikadaki Frans. sız » İngiliz ve Belçika ordusunun sağ yahını çevirmeğe koyuldular ve tabii muvaffak da oldular. Harekâttan vazı- han anlıyoruz ki bu esnada Garbi Fran- sada bazan Alman kuvvetlerinin en ufak parçalarını dahi önliyecek kıtalar ve hele bu modern vasıtaları yere sere- cek toplar, mâniler, lâğımlar, hiçbir şey yoktu. Binaenaleyh Belçikadaki otdu- Run da sağ yanı sanldı, esas Fransız ordusu ve memleketle o muvasalası ke- sildi. Bütün gayretlerine rağmen de: bu direkt muvasalayı hâlâ temin edemedi. Bundan sonra temin etmesi de çok meş- kük vaziyete gitiyor. Böyle giderse bu ordu için en büyük muvaffakıyet inü- k, İngilte- naklolun- #sid limanlardan geri çek reye ve sonra da Frans maktır. Böyle muazzam bir ha (çünkü bu ordu en az yonm mevcudunda tahmin edilmektedir) ise güçlüğü ve tehlikesi meydandadır. Te- meanni edelim ki henüz tamamen kaybol. mamış olan birleşme ümidi kalkmasın. Ancak bu ordunun bir hefladanberi burada dinlenmesi Fransızlara mühim menfaatler temin etmriştir. Alman ordu- sunun büyük kısmının buradaki meşguli- yetinden istifade ederek yeni Fransız başkumandanı tamamen kuvvetsiz bı- takılmış hissini veren şimali garbi Fran- sada, yani Mağinot - Aisne « Somme boyunda müdafaayı organize etmekte- dir. Hattâ belki Parisi kısmen tehlikeye düşürerek Fransız sol yanında biraz da- ha geride, yani Maginot - AÂisne - Saint hattı üzerinde de müdafaa organize edi- lebilecektir. Bu müdafaalar Fransa ile İngilterenin direkt muvasalasını, İngiliz Manş sahillerini kötü duruma sokar, Fa- kat ne de olsa Fransayı yere sermiye- ceği için büyjik bir kazançtır. Zira bu- rada da müdafaa yapılamamış ve Al man zırh fırkaları Sedan'ı aldıkları i alardı, yeni vasıtaların sürati dolayırile birkaç yün- de Akdeniz sahiline yaklaşmaları ka- bildi. Gerek şimaldeki muhârebeler, gerek şimdi organize ediler müdafaa hatları Fransız ordusunun kiymetini ve vatan- perverliğini gösterdiği için bu bedbinliğe düşmeğe mahal yoktur. İzmirin ihracatı Üzüm, incir, zeytinyağı ne kadar ihraç edildi? İzmir yi — Geçen sene mev- sim iptidaşından 18 mayıs tarihine kadar İzmir o imanından (o dış memleketlere 57225 ton kuru üzüm ihraç edildiği tes bit edilmiştir. Bunun 39565 tonu İngik tereye satılmış ve gönderilmiştir. Ayni müddet zarfındaki incir ihracatı 28486 tondur. Bunun 10690 tonu İngiltereye, 5466 tonu Fransa, mütebakisi de diğer memleketlere ihraç edilmiştir. ortadan süratle cenuba İleriler Zeytinyağı ihraç miktarı ise on bin tondur. Varil darası, bu yekündan ha- riçtir. Bunun 8223 tonu İtalyaya, müte- bakisi cenubi Amerika memleketlerine ihraç edilmiştir. İhraç olunan zeytinya- Zinın kıymeti dört milyon liradır, Son hafta içinde İzmir piyasasında kuru üzüm satışları yavaşlamıştır. Stok azdır. GÜNÜN ANSİKLOPEDİSİ Calais (— Kale) Calais (— Kale) şehri etrafında muhare- beler cereyan ediyor. Fransa topraklarının İngiltereye en yakın meşhur limanı olan Calais, Almanların eline geçtiği dünkü ga- zetelemde teyid edilen Roulogne'dan 35 ki- Jometre , 70,000 nüfusu vardır. Lâtince ismi Portus Ulterior'dur. İngiltere- nin Douvres Ilmanı ile Fransa arasında süratli nakliyat buradan yapılır. Calis aynı zamanda ticaret, sanayi ve balıkçılık merkezidir. Yeni ve eski diye iki kısma ay- nlır. Eskisinde 15 inci asırdan kalma Not- re - Dame kilisesi meşhur binaların cn calibi dikkatidir. ... Calalz şehri Boulorne kantluğunun ka- lesi ve llmanıydı. 1347 de uzun biz muka- vemetten sonra İngilizler tarafından zap- tolundu. Kral üçüncü Edouard'a kendilerini Leslim eden Eustache de Saint - Pierre'in ve beş hemşerinin fedakârlığı sayesinde gehir kurtuldu. 1558 yılında Françols de Lorraine Culais'yi İngilizlerden aldı, İngil- tere kraliçesi Marie Tudor bunun üzerine kederinden öldü: — Kalbimi açarsanız orada Calais keli mesinin yazılı bulunduğunu göreceksiniz, 1914 de de Almanlar burasını almağı dü de yaklaşmağa dahi muvaffak olamadılar. Muhtelif seferler geliri tayYüs relerle bombardıman etmişlerdi. Calais'nin tül üzerinde ince bir işçilbiği vardır, LİSAN MÜTEHASSISI Prof, Alber Anjel FRANSIZCA Dersanesi! Bahçkapı Belâmet han, Frans mcanız zayıf ise bize geliniz. Uygun Üç- retle kısa zamanda takviye ederiz, Dersleg münferit veya müşterektir. e

Bu sayıdan diğer sayfalar: