13 Temmuz 1940 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

13 Temmuz 1940 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

zı Mrupaliların bu yaz tadamadıkları kuyucularını birkaç saat içinde akıllı, zengin ve esud Yi rı vadeden meşhur kitaplardan biri elime bila ie biye rıp muvaffak olmanın, Ünmez saadetin bütün sırlarım tel yatta muvaffak olmak muharrir nasihatleri tutmaktan ibarettir: olmak için ise yer yüzünde hiç b Nasihatlere biraz göz gezi dan birini yakalıyan adam, Elimdeki nasihat sı okumak sizin hayatı, duran paraya bir eli İdam edilece İdam wsulleri her meml k 'ketti türlü Meselâ cenubi iie cüm- buriyetlerinden Peruda katilin cezas idam olmakla beraber bir katil fillinden emi kişi idam edilir diye değişmez ir ye İdam tarzı da kurşuna Fakat bu prensip ahiren huk: 5 zorluk doğurmuş ve hukuk preri vi Bun halinden âciz kalmıştır. Mesele za- ya ve talihe bırakılarak niha; miştir. Mesele idil, Se 2 Bir katil fülinden dolayı mazmunen iki şahıs yakalanıp mahkemeye verilmiştir. Mahkeme her iki şahsın ayni derecede başka | | | geçti, Sahifelerinde, iş başa- bol bol parar kazanmanın ve o ne olduğu bi eklifsizce sayıp döken bu kitaba bakılırsa ha- in mofelmek zahmetine girdiği bir takım bir sebeb mevcud değildir, dirdikten sonra, bu kitabı okuyan bir milyon «ren kitaba gelince, bu dn muharrir tarafından yaka- et dalgasından başka birşey değildir. Onu satın alıp mızda bir değişiklik yapmaz, fakat muharririn cebin! dol- i kuruş ilâve ettiği muhakkaktır. Şevket Rado kler zarla tayin olunuyor katilde alâkas, olduğunu tesbit ve her ikisinin de katil olduğuna hükmetmiştir. Fakat değişmez prensip itibarile bir ka- tl maddesinden dolayı ancak bir mah- küm idam edildiğinden mahkümların hangisinin idam edileceği üzerinde hâ- kimler, polisler ve Adliye Nezareti er- babı kafa patlatmışlardır. Nihayet her | iki mahkümun bir hücreye kapatılıp zar ve zarı kazananın müebbed küreğe mahküm edilip diğerinin kurşu- Ba dizilmesi kararlaştırılmıştır. Zar atıl- mi ve ertesi sabah mahkümlardan biri kürek menfasına ve diğeri kurgun saha” sına götürülmi Başımızdaki büyük Şefte İstiklâl harbinin destanı yaşıyor. (Baş tarafı 1 inci sahifede) Başvekil Dr. Refik Saydam, Millet Meclisinde söylediği nutukta işte bu suale cevap verdi. Daima zamanında söz söylemek, #öylediğini de sam'miyetinde hiç klm- #de şüphe birakmıyâcak kadar açık | Söylemek meziyetine malik olan muh- terem Başvekil vesika neşriyatına hü- kümet ricali hakkındaki sinsi iyma- lara lâyık oldukları ceva, kısaca, fakat şiddet ve metanetle verdikten Bonra, içinde bulunduğumuz bü kar- makarışık ahval ortasında dahi kiyenin vaziyetinde hi Olmadığını, kuvvetli bir devletin ol isine yakışan vü- anlattı. ilde tebarüz ı hayale ka- Ki rkiye, si u e e © kadar emindir ki hiç m neşrinden endise etmez. Re, eriş vesikalarla hükümet ri- ği üs cak tesirler yapacak- rine ogilar: Türkiyede hükümet tesir yapmanın, edir, Nutkun ikinej z €l kısma “pi ç yasi vaziyetini anlayın ptnin si. Türkiyede yeni pi ll vestel bir vaziyet yoktur. lan vaziyet On ay &vveli y.. manki vaziyettir. Oda şudur; Gir çok karışık, daha da kanşacağa ti iyor. Yarin ne n, hangi tehlike. nin gele ildir. Onun için, olanca | hazırlanıyoruz. vatanı m verm tir..B ımızın da bir taarruz nmeğiklerinin ba- | man bu milletin neye mukle Pajşvekilin nutku münasebetile —— Tiz delillerini memnuniyetle görmek- te olduğunu, ve memleketimizin ya- kın bir tehlikeye mâruz görünmediği- ni de ilâve ediyor. Başvekilimizin nutku bir taraftan propagandasıların karanlık maney- ralarını ve boş timitlerini bir anda sı- fıra indiren, diğer taraftan memleket, efkârma yeniden sükün ve İn: veren mühim bir hâdisedir..Bu nut- kun ve Millet Meclisinin hükümete #tifakla itimadını yenilemesinin mi- nâsı çok büyüktür. Türk milleti, bü- yük Şefinin etrafmda tek kitle ola- rak, ve hükümetin takibettiği siyaset- İ ten, aldığı tedbirlerden emin olarak vukuatın İnkişefını, korkusuz, teliş- sz bekliyor. Böyle tarihi zamanlarda bir milletin en değerli mazhariyeti, birliği, beraberliği ve başındaki İnsan. lara karşı sı iyetidir. Başvekilin de söylediği gi milleti harp İstemiyor, macera aramı- yor. Fakat, Jcap ederse, yeni bir İstik- Il mücadelesinden çekinmez. Denebilir ki Türkiyenin seciyesi, onun başınd büyük adamın ender has- letinde tecelli etmektedir. İsmet İnö- nü bu vatanı kurlaran, bu devleti ye- niden yaratan milli mücadelenin bü- yük kahramanıdır Büyük kuman- dandır, fakat, hayatı ve mazisi baştan başa şeref halesile örülmüştür. Harbin bütün feçaatlerini bildiği kadar, bü- tün şereflerini de talmıştır. Bu de- mektir ki yeni zafer şerefleri kazan- mıya mühtaç değildir ve macera poli- tikası, siperler içinde gelikleşmiş, dev- let hizmetinde yuğrulmus yüksek ka- rakterine denk olamaz. Fakat İsmet İnönü, vatan mücadelesinde, en der- mansız günlerimizde, çok üstün düş- mânlarla çarpışmış bir askerdir. Va- tanı müdafaz etmek lâzım geldiği 20- ir oldu- ğunu da bilir, Milleti vazife. başına Sağırdığı gün, İnönü kahramanının mike £, kanının bosuna akmıyacağını bilerek, cesaretle, emni- yetle koşacaktır. Bamızda ( İsiklâ harbinin şanlı destanı yaşıyor. vetimiz bundadır, Necmeddin Sadak asla , Sıcaklar gittikçe artıyor, açık havaya, Kırlara, gölge yerlere, deniz kenarlarına rağbet fazlalaşıyor. Hattâ bu sıcak gün- lerle ılık yaz gecelerini şehirden ve ev- den uzakta tabiatle başbaşa geçirmek, ların altında geceleyip günün ilk ışıklarile beraber serin sulara atılmak, güneşin ve tabiatin bütün nimetlerinden mümkü mek istiyenler var. Boğaziçinin bazı kö- gelerinde, Suadiye sahillerinde, Adal da ağaçlar altında veya sahillerde ku- rulmuş tektük çadırlara raslanıyor. Bu gadırlarda üçer, beşer kişilik gruplar ha- İinde oturan #porcu gençler tam mâna sile bir kamp hayatı yaşıyorlar. Kamp hayatı... Geçen harple bu harp arasındaki 20 sulh senesi zarfında, bile hassa bu kısa sükün devrinin son devir- lerinde Avrupalıların en büyük zevkle- rinden biri de kamp hayatı sürmek, cu- martesi, pazar günlerini veya on beş yir- mi günlük tatillerini maaaile kırlarda, nehir boylarında, ormanlarda, deniz kr yılannda alelâcele kurulan portatif ça- dırlarda geçirmekti. Geçen senelerde bir yaz mevsiminde Almanya veya Fransa- dü trenle seyahat edenler hat boylarında bu çadırlara, etrafları yarı çıplal ten yanmış kadın erkek neşeli insanlarla çevrili portatif evlere sik sık rasgelmiş- lerdir. Hakikaten tam kır hayatı ancak bu çadırlarda mümkündür. Yazın şehrin bu- maltıcı havası içinde kalmak, hattâ ev- lerin teraslarında, renkli şemsiyeler al- tında güneş banyoları yapmak tabiatle doğrudan doğruya temas etmek arzusu- Ru taşıyan insanları tatmin etmez. Şe- hirden tamamen kaçıp kurtularak, kır- lara misafir olmak lâzımdır. İnsanların hep beraber duydukları bu arzu ancak evlerden bu hafif çadırlara çekilmek #su- retile hakikat olabilmiştir. Kampçılar miskin ve uyuşuk bir ha- yatın değil, sıhhatli, sağlam ve canlı ol- manın zevki peşinde koşarlar. İptidai Sert ve belki de rütubetli toprakta yat- mağa, böceklerin üzerlerinde dolaşma» larına razı olmazlar. Kampçılar için ekseriya iki çatılı, s0- ğuğn ve sıcağa karşı tertibatı havi, üzeri bez kaplı ince bir plâkadan zemini olan, basit, fakat mükemmel çadırlar yapıl mıştır, Bunların, bava ile doldurulan yastıkları, gece serinliğine karşı vücudü muhafaza eden kuş tüyile dolu yumuşak yatakları vardır. Aynca çadıra bağlı iki torba geceleyin o aydınlık yapmağa ve gündüz yemek pişirmeğe mahsus bü- İki kişiye mahsüs olar bu çadırlar, bü- İngiltereye taarruz ikinci plâna bırakılmış (Baş araf; 1 inci sahifede) dünyaya münhasıt kalacak bir iktsadi harp lehine olmak üzere durdurmak is- ter gibi görünüyor, Romanya ile Macaristanın münasebatı meselesi, günün meselesini teşkil etmek» te ise de, Münihteki B. Hitler, Kont Ci- ano ve Macar nazırlarının konferansın- dan sonra, Macarlar tarafından müsbet hiçbir talebin vaki olmaması, Romanya da vaziyetin biraz gevşemesine sebebi- yet vermiştir. B. Hitlerin Romanyaya biraz zaman geçirmelerini tavsiye ettiği» ne mütedair şayinlar, ve general Anto- Berco'run serbex birakılmiş olması, ha- vayı daha sakin kılmağa hizmet etmiş tir. Stefani ajansı ne diyor? Roma 12 (AA.) — Stefani ajansı: nın diplomatik muharı ile Berknin Avrupanın cenubu şarkisin- de idime ettirmek istedikleri sulh hak- kında ecneb matbuatının bir kısmı tef- sirde bulunmağı lüzumlu addederek mih- ver devletlerinin bu maksadının bu dev- İetlerin şimdi İngiltere ile mücadele ha- nde bulunmasından ileri geldiğini fukat bundan sonra ibtilâfın Avrupanın mez- kür kumına yayılabileceğini yazmakta» dır. Hatta bu mih edilmektedir. Salâhiyettar Roma mahfillerinde bu tefsirin tamamile yanlış olduğu, Roma ile Berlinin şindi olduğu gibi ilerde de | Balkanlarda sulhun idamesini istedikli ve mihver devletlerinin hiçbir Balkan veya Balkan barici devleti tehdit etme- dikleri beyan edilmektedir. Bittabi mihver devletlerinin — Balk mıntakasında idame «ettirmek İstedi sulh adilâne bir sulhtur. Bu itibarla eski mushedelerir. 'tadil Tüzen “gelmektedir. olduğu kadar fazla istifade et- ? insanlar gibi tabiat ortasında, fakat gene | medeniyetin konforu içinde yaşarlar, | zevklerden: Kamp hayatı Geçen seneler bilhassa Fransada kamp hayatı o kadar rağbet bulmuştu ki nehir boyları, deniz kenarları, ormanlar küçük çadırlarla dolu idi Deniz kenarında çadırlar tün teferrüatı ve bir sandalı ile, son za- manlara kadar Frananda bizim paramız- la kırk beş, elli liraya satılıyordu. Maa- mafih bundan daha pahalı olan, derece derece lüks ve teferrüatlı çadırlar da mevcuttu, Fakat elli liralık çadırlar da kampa çıkacak ve şehrin lüks hayatından | ibtiyarile vazgeçecek bir çift için kâ- | fidir. Asıl iyi tarafı bu çadırların portatif olmaları ve istenildiği zaman elde taşı- nacak küçük bir bavul haline getirilme. leridir. Hafta tatili gelince bavulu layıp kamp kurmak için müsaid bir hal aramaktan başka hiç bir şeye ihti- yaç yoktur. Harplerden evvel Fransada bu kamp hayatı o kadar salgın hale gelmişti ki meselâ cumartesi günü öğleden sonra icen istasyonları, ellerinde yosyuvarlak hale getirilmiş çadırlar taşıyan, derileri güneşten bakır rengini almış kadın erkek genç insanlarla dolar, trenler onları akın akın Paris civanna taşırlardı. Bunların bepsi daha o akşamdan itibaren Seine, Mame veya Oise nehirleri boyunda, Fontninebleau veya Rambovillet ormas rının, yahut Verriğrs koruluğunun, ağaç- lar arasında kalmış küçük bir meydanın» da çadırlarını kurmuş, yemeklerini aç- muş, portatif sandallarını nehirlere atmış, kürek çekm, ağaçlar arasında ko- | şuşmağa, yüzmeğe, atlamağa başlamış | bulunurlardı. Günün Ansiklopedisi Çadırlar daha ziyade ehir kenarlas nnda kurulurdu. Çünkü nehir evvelâ ba- hk tutmağa, yıkanmağa imkân veriyor- du. Sonra bir kenarda oturup güneşin çeşitli ışıklarile bulutların gölgelerini ta- gıyarak akıp gider. suyu etle seyret mek zevki az bir şey mi? Manmafih or- manlara çekilmenin de ayrı zevkleri, ayn cazibesi vardır. Ağaçlardan yemiş- ler, gölgelikler içinde vahşi orman çi- çekleri toplamak, serin r ların del- lar arasındar geçerken çıkardıkları uğul- tu, güneş batarken kuşların cıvıltsı, ni- | hayet geceleyin bülbülün ruha sükün ve- zen nağmeleri... Kampçılar her iki zevki tatmak için çadırlarını kâh nehir boyun- dan orman içine, kâh koruluklardan su kenarlarını. taşıyıp dururlardı Fakat şimdi, harp ateşi gene parladık- tan sonra Avrupanın içinden trenle ge- çecek olanlarır. bu sulh manzaralarile kars slaşacaklarını tahmin etmek boş bir ha- yaldir. Daha bir sene evvele kadar ke- narlarında neşeli insanların çadırlar ku- rup eğlendikleri Seine, Marne, Olse ne- birleri kıyılarında şimdi belki tanklar yatıyor. Fortaineblean ormanının bül- bülleri top seslerile dağılmışlar. İnsanlar ne olacaklarını bilmeden korku içinde bir köşeye #ığınmışlardır. Sulhün bütün nimetlerile beraber sulh içinde yaz günlerinin kır hayatı da sade- ce hatırlanması insana zevk vermeğe kâfi bir hayal oldu. Fransız Reisicümhurları Fransanın başından Reisicümhur Leb- zun çekildi. Onun yerine Mareşal Pötain devlet zeisi oldu. Böylelikle, Fransız tarihinde «Üçüncü cümhuriyet» dunen silsile kapanmış bu- Tunuyor. Şimdi kapanan devre, 1871 Prusya muharebesini müteakip açılınıştı, «Üçün- cü cümhuriyetş in Cümharreisleri zatlardır: ... 1 — Thiers, 74 yaşında seçildiği mra- da, devlet işlerine vazı'yed halinde bu- unuyordu, 1871 de intihap edildi, 2 -— Mareşal Mac Mahon, 65 yaşın- dayken 1873 de intihap edilip 1879 da istifa etti, 3 — Grevy, 72 yaşında meclis reisi | iken 1879 da intihap edildi. 4 — Grevy, 79 yaşındayken 1885 de tekrar seçildiyse de 1887 de istifa etti. | 5 — Carnot, 50 yaşında Maliye Na- zını iken 1887 de seçildi. 1894 de kat- ledildi. 6 — Casimir Perier, 46 yaşında meclis reisi iken 1894 de seçildiyse de Amerika devletleri ve inir. bildirdiğine göre, Ame- e Nazırı B. Hall, dün gaze- tecilerle mutad görüşmesini Panameri- | kan meselelerine müdahalelerde bulün- maması hakkında Almanyaya ihtarda “bulunmuştur. B; Hell, konferansının Ameriken m. lâf mucibince sırf Amerij millet ve huriyetlerini alâkadar eden mesele- örüşiek “üzete'toplandiğim beyan | etmiştir. zimnen Havana ile olan 7 — Felix Fawre 54 yaşında Bahriye Nazırı iken 1895 de intihap edildi. 1899 da vefat eiti, 8 —Loubet 6l yaşında iken 1899 da intihap edildi. 9 — Fallieres 65 yasında âyan reisi iken 1906 da intihap edildi. 10 —- Poincari 52 yaşında Büşvekil. ken 1913 de seçildi. VI — Deschanel 6$ yaşında meclis reisi iken 1920 de seçildi. Ayni sene is- tfa eti, 12 — Millerand 62 yaşında Başve- kilken 1920 de intihap edildi. 1924 de istifa etti 13 — Dowmergue 6l yaşında reisi iken 1924 de intihap edildi. 14 — Doumer 74 yaşında âyan reisi iken 1931 de intihap edildi. 1932 de katledildi. 15 — Lebrun 6! yaşinda âyan reisi iken 1932 de intihap edildi. ... âyan reisi âyan Böylelikle, üçüncü cümhuriyet 13 ii reisi idrak ederek 69 sene sür“ Meraşta zelzele Maraş 12 (A.A.) — Vilâyet merke. zine bağlı Süleymanlı nahiyesinde dün saat 1730da orta şiddette üç saniye süren bir zelzele olmuştur. Amerikaya giden altınlar 1) (AA) — Geç an

Bu sayıdan diğer sayfalar: