29 Aralık 1940 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

29 Aralık 1940 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

e p HER AKŞAM BİR HİKÂYE Arkadaşım gülümsiyerek bana 805 ri ia çiroz Rahmiyi tünır misin”. Cevap verdim: — Adını işittim amina kendisini ta- gımak fırsatı elime geçmedi, « Bunun Üzerine arkadaşim: — Yazık, çok yank. dedi, hayatta a5 gelebileceğin en dikkate değer &i- nılardan birini tanımuyorsum. Çiros emi ururi üzün tedkike iiyık birin.| ndır, Bak ben onu nasl tapıdım v İpnun başından geçen meraklı hâdise- “ye nasi şahid oldum. Bunu saha ah- İstayım... Dostum Fahri sözlerine kisa bir fas1- la verdikten sonra Çiroz Rahminin başından geçen fevkallde vakayı ba- ha şöyle anlatir: — Bundan senelerce evvel bir cone- lanmışlardı, Müdürün baldızının etra- $ında dönen boksörün bu işlerden pek memnun olduğu yüzünden beli İdi Müsabakalan başladı. Evvelâ pehlivanlar güreşti, Bundan sonra ortaya kocaman bir taş getirdi- ler, Bu çeki taşt şeklinde fakat tabi ondan çok küçüktü. Müsabakayı idare eden zat; — Haydi bakalım... dedi, gu taşı kal- dıracak kadar bazularında kuvvet ol- duğuna güvenenler örtaya çiksm.. Kuüvvetini denemek isteyenler mey- dana çıktılar ve sıra, halinde dizildiler, Bunların arasinda bizim tuötabaşı da Yardı. Bu #dam ecnebi (di ve bir devi hatırlatırdı. Şirkete aid bir takım ma- kineleri kürmak Üzere buraya gelmiş ve yerleşmişti. Vaktıla bahriye askeri imiş, boksörmüş. Hati bir aralık Bi şirketinde çalışıyordum. Bu çirket| bahıriyeliler arsada yapılan maçları Anadolunun bir köşesinde bir talom inşaat işlerini üzerine almıştı. Ben orada mühendistim, Bender başka birkaç cenebi mübendisi.daha vardı Aşağı yukarı hep'miz bekârdik. Ha- yatımız pek hareketsiz geçiyor, bilhas- sa eğleneesikiikten çok dık. İşte bu m bizim şirkete küçük bir girmişti, Bu adam hakikaten bir çiromunu andırıyordu. Kollârı bacakla- hı kalem gibi idi, Boynu armud sapına benriyordu. Gözleri zayıflıktan çukura batmıştı. Biçare çocuk üflesniz uça» eaktı. Halboki henüz çok genç görünü. yordu, Sonra sevimli bir adamdı da hepimiz acıyorduk. Pek sayıf, maje bir insan d işa atılmak istiyordu. Şirkette çalışanlar arasında bi merakı alıp yürümüştü. Güç- İü küyvetli olanlar biribirlerile güroge şurlardı. Hattâ çirket şampiyonu #eeilmek üzere dört hafta sira ile gü- teşler tertip edilmişti İri yarı arkadaşları Çiroz Rahmi (e: — Eteee serçe pehliran!... Sen ne di. ye güreşlere iştirak etmiyorsun baka» am... diye alay ederlerdi. Çiraz bütün bunlara hiç cevap'ver- mezdi, Onün ruhu da bünyesi gibi gös- terişsizdi. Pek becerikli “bir çoruk ol- düğü Halde gayet idâlasir; kendi ha- linde ve sessizdi. Bulunduğumuz kasaba son derecede #cak olduğu için öenebi mühendisler kısa pantalonla ve kolları kısa gömlek. lerle geziyorlardı. Bir müddet sonra biz de onlar gibi dolâşmâğa başlamız- tız. Zira sicak tahammül! edilesek gi- bi değildi. Çiriz Rahminin bu kıyütetteki hali hakikaten görülmeğe değe cudünün bütün sefaleti ve kisa kollu gömlek içinde meydana çıkmıştı. Muzip arka, Küzum Rahmielğim k da görelim? Diye yalvarırlar, onun ir Hun adalelelerini zorla Bundan »önra bir kuş hatırlatan bazusuna bakıp bakip, san» ki pek gülünç birşey karşısında imiş Jer gibi, kahkahalarla gülerlerdi. ! Böylece epeyce vakit geçmişli. Bir sğustos ayı sonunda çahı kesin umumi direktörü yap : yük inşaatı görmek için bizim kasaba- lim .s diye her çi ii duğu söyleniyordu. Aynl ketin birçok hisse senedleri onda İdi Direktörle karısı ve henüz #vlenmö- Miş güzel baldız da birlikte seyahate şıkmışlardı. Bu Küçük seyyah grupü içinde bir de gayet iri yarı bir adam vârdı. Bu zatın kendi memleketinde k Kuvvetli ve meşhur bir boksör ol- ağu söyleniyordu. Anlaşılan bü bok- Sör bizim (direktörün güzel bhldizile evlenmek niyetinde (dt Çünkü genç kımın otcafında fir dönüyordu. Direktörün şerefine bir-parar günü kette çalışan bütün srkadaşların iş- iraki ile büyük spor maçı pdilmişti, O günü birçok pe Büreşecek, en ağır gülleler kali . gak, daha bir çok kuvvet tecrübele pılacaktı. o şirkete ald ol Bunda bütün şirket mer | kazanarak şampiyon bile olmuş, Us- tabaşının kocaman bavulu kolları bir takım dövme resimlerle dolu idi. Her- tes meydanın ortasında duran tap (ancak onun kaldırabileceğin! sanıyor. du. Kuvvetini denemek isteyenler bi- Ter birer taşı kaldırmağa teşebbüs et- & taşı yerinden bile oyna- ira ustabaşıya geldi. Gü- lerek, kendine emin bir tavırla bağa yaklaştı, Ohun tepesindeki halkası dan tattu. Zorladı. Tkundı, sıkındı, kı- zardı, bozardı... İmkânnz taş yerin- den oynamış Direktörün re: — Hayı tecrübe ediniz. Eminim ki onu biz tu- tuşta kaldıracaksınız. Boksör cakal bir a taşa yak- yetinden ömindi. Fa» yapt'ğı teşebbülerden hiç di. Boksör kan ter Içine h& olurdu. Artık başın kaldırılmasından ümtd kesilmişti. Fa Kat bu esnada bir ses yükseldi. Çiroz Rahmi müsabakalar: idure eder ada ma bağırıyordu: » Müsaade ediriiz de bir de ber tee- rübe edeyim zı, yanındaki böksö- de mahcup y sun şaka yaptığını sanan arkadaşları gülmekten kiriliyorlardı. bâkin Çiros gayet elddi bir tavırla Ortaya çıktı Yürüdü. Taşa yaklaştı. Onla bir yapış- ta, İşte o kaman gözlerimizin önünde bir mucize cereyar etti ya kaldırmiştı... Ettaftaki derin hayret göğince mit. hiş bir alkişir koptu. Fakat benim şaşkınlığını geçmemişti, Meğer bizim Çiroz memleketinde kuvvetile meşhur- muş, Pakzat kendisini sâtinak âdeti ol- etinden kimse; ah kadan sonr direk- Çiroz iile tanış- mak istedi, Genç kız ta oha mef- mulştu. Hintz& bir aralık Çirei eğe bile kalktı, Nişanlandılar Amerikaya gittiler. Fi dan sonra ne oldu biir Hikmet Feridun Es Abone ücretleri Türkiye © Echebi Senelik $ Aylık 3 Aylık 1400 kuruş 2700 kuraş 70 > M0» ©. —. 1 Aylık 180» — » Posta ittihaşına dahli ölmiyan ecnebi memleketler: Seneliği: 3400 altı aylığı 1900, üç aylığı 1000 kuruştur. Telefonlarımız: Haymuharrir: 20568 Yari işleri: 20760 — İdare 2068) Müdür: 20410 Zilka'de 20 — Kasım 52 8. İm. Gü, ÖZ. İki âk Yat E 1250 2917 128 S4tizM LAN Va.038 825 13,15 15.09 1748 10,77) İdarehâne: Babıâli civari musluk sokak No. 13 Tefrika No. 29 ISadının Zaferi Müellifi; P. de Coulevain . Sant" Anna, «hayatın Gevheri lan ilâht bir şeyin mevcudiyetini henüz sezmemişsiniz!... Eh, günün birinde öğrenirsiniz elbet...» de mişti... Hölöne nişanlılık günlerini, İzdivacının ilk aylarını düşündü. Evet, cidden bahtiyar olmuştu. De- rin bir bahtiyarıktı bu. Fakat sar boşluk vermek, insanlara mahsus bir sandettii (o İlâhilikle O ulâkası yoktu. Romanların aşk sahifelerini okür- Ken, «böyle hisleri ben duymadım!? diye düşündüğü ve eseflendiği olur du. İşte, genç kadın, şimdi bunları aklından geçiriyordu. Garip şey... Assomption Cow- Yent'ındaki arkadaşlarının ona İti- raf ettikleri hisler de hatırına geldi. Hepsinin birer harikulâde hayali vardı. Hepsi bazı esrara varmak için yanıp tulüşuyordu... Onlar bi Hâlâne'in henüz nüfuz edeme: Tercüme eden: (Vâ - Nü) k şiryan şiddet. tokmağı çe le hiç biri muvaffak olamı-| di bir de siz kuvvetinizi | Etraftan kahkahalar yükseldi. Çi10-| den M; | 72 KİLO: Jmek?... Yok, bu tahammül edilir bir şey değildi... Tam bu srada kulağına ayak scs- leri geldi. Odasına bitişik dairede biri dolaşıyordu. Halbuki kadın bu- rasının boş olduğunu biliyordu. Ku- lak kabarttı. Ve derhal, kont Sant Anna'nın orada olduğu kanaatine vardı. Boynundaki bü; le çarpmağa başladı. Korktu, Düşündü: | «— Kilit vat ya»... Neden kor |kacağım?...» Buna rağmen alnında soğuk ter İdamlaları belirdi. Bir an soluk almadı. Daha dikkat- le dinler Birdenbire, bir el, virdi. Ara kapı, atdına kadar açıldı. Ve Lei, baştan aşağı cesaret Vi Askeri liseler boks şampiyonasında Deniz lisesi birinci, Kuleli ikinci, Maltepe üçüncü oldular Askeri iseler arasında hafta başlanan boks müsabakaları, dünkü maçlardan sonra nihayetlen miştir, Neticede Deniz harp okul ve İisesi birinci, Kuleli ikinci, Mak tepe Üçüncü olmuşlardır. Dünkü müsabakaların İsunlardı $i KİLO: Deniz lisesinden Murad, rakibi kilo fazlalığından ringa çıkmadığı için hükmen gelip ilân edilmiş ve Murâd bu şekilde sikli in şam piyonu olmuştur. 53 KİLO: Deniz lisesinden Şevki ile Malte- İpeden Necmi arasındaki müsabuka- yı Şevki kazanarak sikletinin şem- piyonu olmuştur. 87 KİLO: Bu kiloda Deniz li lend ile Kuleliden $ İer ve neticeleri sinde: ip ilân edilmiştir. 61 KİLO: İ Maltepeden Kemal ile Kuleliden Necmi arasındaki bu müsabakanın üç ravundu beraberlikle neticelen- diğinden biz ravund daha temdid İmiş ve neticede daha teknik bi dövüş yapan Kemal galip ilân * miştir 66 KİLO Deniz İisesinden Seyfi, Maltepe de sayı hesabile galip gel- miştir, Maltepeden Bedri ile Kuleliden abahaddin arasında cereyan eden Giren taşı BA- İs müsabakada Sabahaddin takibi ni abandone ederek Yenmistir. 69 KİLO Bu kiloda» Denizden Bedri Maltepeden Ali dövüşmüşler ve Ali puvan hesabile galip ilân ediltştir. Inönü koşusu 5 ikincikânunda Şişlide yapılacak Atletizm ajanlığından: su bir arkadaşlık bir zar kababi daposu u koşu S/1/0M1 at 1030 da Şişi! önünden başi ktar 3 — Koşu menafesi 9000 metredir 4 — Köşü neti tasnifi yapılacaktır Bir takım © esinde yaltız * kişiden mürek- nasında atletler, çek mek veya tayımdk suretile birbirine yardım edebilirler. 7 — Bir takım arada ve biri gecektir 8 — Biri; andan (6) dal addedilir. B tasnife dahi 9 <- En şok bitiren bi 10 — Biri koşucuların variş hatim bir en24 halinde ge- koşuyu bitirdiği arış bitmiş sonra gelecekler Olumazlar, takımla İNÖNÜ ku eşikte belirdi. Helâne, dehşetle ayağa kalktı. Boğulur gibi bir sele asıl buna cüret ediyorsu- nüz?... — dedi. — Haydi, derhal, çikinez .. P dikkatini cel- betmemek içi sesini daha da kıs işti, Kont, bu sözler üzerine gidecek yerde birkaç «dim ilerledi. He- İlne'in siper olarak arkasına sığın dığı koltuğa, yalvarır gibi bir ifa- deyle, dizini dayadı — Geliniz... Rica ederim, dinleyiniz... Salonuma (geçelim. Oraya sizi kabul edeğeğim için çi- gekler koydum. Hâlâne, koltuğun arkalığını asabi fellerile sıkarak; — Ayıp. Ayıp... Yakışmaz, ya- İkışmaz!... « diye tekratlıyordu. — Sizinle görüşmek istiyorum... bir görüşme... İsey yok... Namusum üzerine temini İederim,. Ne garanti... !Siz centilmen değilsiniz. Lelo sesini alçaltarakt ç geçen | ilef” benii: Fakat kraliçelerle mülükat tarzındaj lerini yakaladı. Çekinecek hiç bir! Çifti doksan kuruştan satıldı Dün Balikhaneye getirilen beş bin gift torik, çifti dokâan kuruştan İhrm- ara satılmıştır. Balıkçıların büz sıkıntısı devam etmektedir. Belediye ve "Tahtakale büzhanelerinde kâr iitar büz bula- nyan bahkçilar, Bomontiye müracas.. ta karar vermişlerdir. Bun bulunana» dığı İçin balık ihracatı sekteye uğra- miş, tusulan balıklardan miihim bir kısmının denize dökülmesine zaruret hassl olmuştur. Balıkçıların mağduri- yetine sabep olmamak İçin Ticaret Vekâleti mahallinde tedkikat yapıl- masma karar vermiştir. Mıntaka ti- caret müdürlüğü vasıtastle balıkçılar ve bur İmalâthanesi sahipleri distene- kâfi mikdarda buz temin ed ir, !Çocuk Esirgeme kurumu I büyük eşya piyangosu Çocuk Esirgeme kurumu İstanbul merkezi tarafından, büyük ve gok sen- gin bir eşya piyangosu tertib olu! | muştur. Ki | Cümhuriyet Pastahanesi karşındaki Ford acentesi binası tefrik olunmuş! bu işe yarar bir şekilde) zimine başlanmıştır. Pi- 20 keşidesine, 1 Knunusani 941) #aarmba günü meskür mahalde bag-) nacak ve keşide 31 kârunmsanl 941 Akşamına kadar bir ay devam edile- tir. Beher biletin fiatı 1 liradır. Biç boş numara yoktur ve çıkan eşyalar keşide yermde derhal sahiplerine ve- rilecektir. Piyango hasılatı kı Dil faaliyet devresi içinde viliyeti bududları içinde açılması dö bit Şok çöcük'diapanaer ve ük açılış masraflarma «tahsis oluna caktır. Bilet #latline hasaran, gıkac ya kiymetleri kat kat faik bul tadır. Bu hususta daha #imdidi #rkezine bit çok bilet ta rl vuku bulmaktadır. Kur Cağuloğlundaki merkez binasında ay- Jardanberi devam eden keşide hazır- Ukları hemen hemen sona ermiştir, Tanzim ve teşhir olunmak üzere eş- yaların bugünlerde keşide mahalline nakline başlanacaktır. Kurumun bu) gok hayırlı ve ayrı zzmanda halk içih bu çok kürli teşebbüsünün vilâ- yetimiz halkı tarafından biyük ve geniş bir rağbet göreceğine şüphe Ktur Dahili gülle atma birinciliğ gülle atma birineili- ği sağ ve sol elle olmak üzere 12/1/0461 tarihine müsadif pazar günü sabah sâat 10 dan itibaren Beyoğlu Hali ında 4 kafezori üzerine "yapılan unbul da abakada 8 ün ere madalya verilecekti Torik fiatı | kİt. Fakat, İ ve beklemekten bikmiydrdu. | Akıpakızın sö 20 Kânunuewvel 1940 ÂŞIK GARİP Tefrika No, 165 Hediyelerin hepsi meydana çıkturtan ve Âşık Garib sözlerini tamamladıktan sonra, düğün evi sabaha karşı boşal- muşta. Şah Veld Zepnebi aldı... Kendi oyi- ne götürdü. Aşık Garibin anası yalnız kalmıştı Garib; — Anacığım, dedi, sen.de gel, bizim- le beraber otur. İhtiyar kadın, oğlumun yanında kaldı. «Âşık Garible Şahsanem biri-| birlerine dolanıp murad aldılar, mu- rad verdiler ve hakka şükredip yatti- lar» Aşık, maşukaale uykuya dalarken, ertesi gün nelerle karşılaşacağını bi)- miyordu, Karşımna, saadetine engel olacak biri mi çıkacuktı? Yoksa, daldı &i bu tatlı rüyadan bir daha uyanmı- yacak mıydı? —Bir gün sonra değil, bir saat sonra neler olacağını kim kestirebilirdi? Deli Mehmed, Akçakızı kaçırıyor mu? O gece düğün evinden ayrıldı! sonra, sabaha kadar uyuyamıyan De- ii Mehmed, ertesi gün Akçakıza gü le bir tuzak kurmayı düşün Akçakız hergün pazara giderdi. Deti Mehmed onu delles seviyordu. Onsuz yaşıyamıyacağını anlamıştı. Akçıkız « #iderken Karşısına çıkıp yaka. ve atına atarak dağa kaçira- Deli Mhened düşündüğü gibi y | Ertesi gün pazar yoluna çıkt kızı bekledi. O gün Şahsane: lemesi pazara çıkmak Mermed Şol Nihayet, ikindi vaktine doğru Meh medin yüzü birdenbire gülmeğe başi dı, Onun keskin gözleri, uzaktan geleni Akçakın görmüştü. Deli Mehmed tenha biz yolun kena-, nida pusu kurmuş bekliyordu. Akça- İkaz buradan geçerken, Mehmed atını birden sürdü ve hiç birğey söylemden | hatti bağırmasinâ bile fırsat ver- meden — dehitden ölta tle balık çeker Bibi, gene kent bir hrimlede atın üs tüne çekti ve ağzinı bağlayarak: — Kimildama... Gebertirim! Ded!.. Atın önüne oturttu... Dizgin“ veri çekti, Şehir dışına kadar yıldırım gibi, koşarak gitti, Mehmed, şehir dışına çıkar çıkmat ni çözdü — Bimdi söyle bakalım... Tiflis yos- ması: Dün gece beni neden beğenme. du. Söz Mehmed korkusundan ttri ek halde değildi. D — Elbette det çevirdin. rkuyorum. Behi yolum- Nereye götürüyozmun? Cocuk anaları Babaları! «Yayıuma me hediye vereceğim diye artık düşünmeyiniz. İşte emniyetin secebileceğiniz. yüzel hediyeler Çocuklara Coğrafya kıraatleri Faik Sabri Duran 50 kurus Yaran: Tarih öğreniyorum || Yazan: Ahmed Relik 30 K: Tevzi yeri: AKŞAM matbss Tel, 20581 Yüzde 10 tehtit kuponu ü kesip sipari mderirsen den yüzde 10 4 © suretle hesap ederek gtmder'niz! liki aıt sönta buraya girerdi Uyumun bulunurdunuz... Ve müda» | fandan mahrum olurdunuz... Bayan Ronald'ın yüzünü bir kır mızılık kapladı. İstihfaflme — Demek memleketinizin hay dutlan gibi... Sant" Anna hiddetten sarardı. İ, — Böyle bir cüretkârliğ nasıl İkelkaşırdım dersiniz?... Şayet kıp İkırtilmesaydım.,. Kışkırtan da si zin kitrmelarınızdır... Bu sözleri, nefsine hâkim olmak iyerek, Fakat büyük bir huşunetle söylemişti. — İlk andan itibaren sizi ne kas jdar beğendiğimi gösterdim... Peres- İbinkâirliğin kabul ettiniz... Mere hametsizce beni tahrik ettiniz. Şimdi sizi seviyorum... İ Hâlâne, ellerile kulaklarını tka- İdi, Delikenli ise, muhatabının bilek- — Sizi seviyorum... « diye tek« arladi. Bakışlarını. alevi, genç kadının alnına hararetini değdirmişti.. Kir İpikleri çırpındı. Beynini bir mevi İsarhoşluk dumanı kapladı. Fakat Mehmed cevap verdi Erime, Senin erin şehir içinde, cami a0- | kağında değil mi? « Hele bak... Evimi de biliyor. Doğ- cu. Oram benim anamın evidir. Ben sehre indikçe orada yatıp kalkarım, Fakat, bir evim de dağda var., Akçakiz ürpetdi Ne diyorsun... Dağda mu? Ben Yü» bun keçisi değilim. Betim dağda işim ne? Orada evleneceğiz seninle — Hayıf. Ben seninle evlenemem... arşınla mal satan, Hurşidde gözün mü var? akız hiç birşey saklamak niye- dedi. ben Hurşidi seviyorum. AM Iyi amma, Hurşidin bir karısı vo otuğu var, Ve Hurşid karısını © r ki.. Onu bıfskıp da odul nlç ummam, Ke diyorsn? Onun karisi ve çö- cukları mı var? frabildi. Kollarını silkip birden bire bilek- lerini kurtararak: — Ben sizi sevmiyorum... — de- di. Hata ettim... Anlıyorum... Bana ders verdiniz... İstifnde wde- ceğim... Haydi artık gidiniz... — Demek bir daha yüzyüze gel- memek üzere? — Umarım. Kadınlara pek az yakışan bu ee vap, kontun sanki sarhoşluğunu gi- dertli... o Arzusu birdenbire sön- dü ...Azametle doğruldu! — Yanılmışım... Sizi başka türlü nmışım... Allaha samarladık... Ve aheste adımlarla, başını çevir- meden çikti. Hölâne birkaç saniye daha bek- ledi. Sonra kapıya koşarak, sürgüyü sürdü. 4— Na macera... Ne macets...» diye söylendi. Bütün vöcudü nenbiyetle sarsılır yordu. Sant Annal ...Gece on birde... Onun odasında!,.. Demek küstahlı- ğı bu dereceye vardırmıştı?... De- mek bu daireyi, kendisi için kirala-| an çekilmiyor) £ Yazan: İSKENDER FAHREDDİN | — Evet Hem de çok güzel bir kari” m var, — Beni aldatıyorsun, Mehmed! Be- 4 ondan ayırmak için, bu tuzağı kuğe dun bana! Hurşld, hiş bir gün karısın- dan, çocuklarından bahsetmemişti — Elbette bahsetmez, Hurşldi seg aptal mu sandın? Sizin gibi saf kula işte öyle aldalırlar.. Eğer o bekâr biz : olsaydı, emin ol ki, sana göz af | maz ve belki de dün gece sizin birleş- şe de çalışırdım. Fakat, herkes bilir ii, ben yalan söylemem Deli Mehmed. uzaktan gelen sakallı bir yolcuya rasladı: — İşte, dedi, güzel bie tasadür, Tif- iste herkesi taniyan biri geliyor. Hur. #idin beklir olup olmadığını ondan de öğrenebilirsin? Akçakız, ihtiyara sordu: — Pazar yerlerinde azşınia mal sa- tan Hurşidi tanır msn? İhötyar yolun üstünde durdu: — O çapkını tanımaz mıyım? Niçla soruyorsun? Deli Mehmed l4fa karıştı: — Alacağı var da İhtiyar esvap verdi — O, kadınlara par yedirmek'en, çocuklarına bile bal ke irsi “bü Jamıyor. Borcunu nerden versin?i... Deli Mehmed, Akçakıza İ — Duydun mu? dedi - Hiç tonuina- dığımiz bir ihtiyar, bize Hurçld hak. İ kında neler söylüyor. Mehmed atını detinden ağl yıldır aldatmı Deli Mehmed « da ik alı küçük Mehmedin burzda birk krakız hid- 4 onu kâğ Ban, seni A rzmsile almak istiy: İ siz bir kızan! Henim de arlarıdân baş- Xa bir kimsem yok. Anam dünyan ja iyi bit kadınıdır... Sana evlâd gözlle bakar... Bende bu #uretle dağlarda dolaşmaktan kurtulurum. Hem bana, hem kendine, hem de memlekete iyie ik etmiş olursun! dedi Akçakız Mehmedin elinden Kkurtula- acağını anlamıştı. Ona dikkatle yani alcı görlle baktı. Mehmed yakı- $ıklı, ii boylu, kaveetii adamdı Yaşı da henüz kırkı bu sin hatırı sayılir baba Ora herkes: «Stn evlenirsen, durulur. | sun? Bu ataklığından da eser kalmaz! A İçin, kız babaları o yrdu. Halbuki, Mehmed, h y n oli biz adama sndağa dan Bana varacak musu atak rım? diye söruyer ve arkasin. dah ilâve ediyordu — Bükın seni tehdid edıyorum ma! seni buraya, kendimi ve derdimi sana anlatmak için getirdim. E: Titilsin en bayağı bir dol ca olan Hurşldie hâl evlenmekte İsraf ediyorsan, büna açıkâa söyle... Şimdi ala bindirip seni örün evine ve ço- cuklarının yanına götüreceğim, Sana, ohun Kasile nasıl seviştiğini, çoğtk- larile nasıl oynaştığım göstereceğim, | O saman sen de anlıyacaksın ki, Hur- ! barklı bir adamdır... Ve seni Âkçakız bütün bunları masal diye inliyordu, Mehmede yavaş yavaş gön- mıştı Anama, a aldatıls dığına kaniydi. Kendi kendine: — Ah Burşidim... Beni, bir Mecnun, Le; çevirdi, Kilmden seni almak istiyor... Diyordu. (Arkası var) işim... Bayan Ronald kızardı: Evet, çiçeklerle dolu olan bu sas lona bu erkeğin arkasından gitmek için kalbinde bir heves duymuştu. Fakut iüksvemet göstermişti. Bu fikir üzetine, kalbinde bir gu- rur duydu. Nefsinden mennun, şü- İlümsedi: y «— Benim gibi bir Anerikalı kadın öyle kolay kolay ele geçiril mez!...» diye düşündü, Kendi yerinde meselâ bir Fran: #tz, bir İtalyan kadını olsaydı, hiç #üphesiz mahvolurdul! Ne korkunç incizaptı bul Erkeği hâlâ katşısında (görüyor gibiydi: Huzurunda diz çökmüş; İgehresinin bütün ifadeleri ihtirasle İ değişmiş... Kocasının sözleri aklına geldi: *— Hakkı var... Aşk bir seyya- İle... Ne müthiş akıyor... Ve mah İlâkları biribitlerine cezbediyor...» Birkaç saniye, bunun böyle ok duğunu hissetmişti. Odanın havası bambaşka bir hal almşıtı. Henüz tatmadığı bir zevk ve heyecan, elektrik cereyani halinde bihtün ben- iğini dolaşmıştı. Başı dönmüştü. bilkatesranna © varmışlardı — de-İküstahlık ifade eden bir tavırla — Şayet centilmen olmasaydım, iradesi imdadına yetişti. Karşı du-| mış... Hölöne'i oraya sürüklemek | (Arkası yar)

Bu sayıdan diğer sayfalar: