26 Ağustos 1936 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 6

26 Ağustos 1936 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— ve Burdur saylavı profesör İbrahi — sek bir ödevi üzerine almış bulu- — muyor, Deiyİ “Büyük Türk inkılâbı kendi mihrabının bizzat güneşi olduğunn bulmuştur. — Başı | inci sahifede— Omunun geçen iki yıl içindeki ça- Taşmalarımı, bulaşlarım - gözden ge çirmek, gelecek yılların çalışma | yollarmı kolaylaştırmak gibi yük. | Kurultayın bu gayelerine | kolaylıkla —aracağına — güvencrek fçüncü dil kurultayım açıyorum. Bundan sonra kürsüye gelen | Türk dili karumü genel sekreteri | Necmi Dilmen kurultay - başkanlı gma maarif vekili ve Türk dili kurümu — başkanı Saffet Arıkan'ı | Damzet olarak gösterdi. Bu teklif ittifakla kabal edildi. Bunun üzerine yeniden kür: — Süye gelen Saflet Arıkan kurultay başkanı sifatiyle şu mutku okudu: ' Sayın arkadaşlarım, Üçüncü dil kurultayma beni başkan seçmek suretile verdiğinin onurdan dolayı teşekkür ederim. Türk dili çalışmaları bir yandan bütün ilim dünyazına Türk dilinin şimdiye kadar tanınmamış — olan yüksek varlığını yalmız Ürül, Altay grubunun değil İndo OÖrnpen - ve Hamito Semitik adları allında alı- nan bütün kültürel dillerin de ana “okaynağı oldüğünü — tanıtmak, bir yandan da yurd içinde yan ve bilgi diliyle halk Ve konuşma dili arasında elden geldiği kadar çok ve çabak yakınlık ve bağlılık ya- , ratmak gibi iki yüksek ödevi üze- Tinc almıştır. « Böyle her ikisi de ayrı ayrı birer devrim olan ağır ve yüksek çalışmaları nizamlamak işi de dil kurultayının işidir. Birirci ve &i dil kurültay- — darf daha çok pratik amaçlar üze- ginde çalışarak kuruma yönergeler vermiştir. Bo üçüncü kurultayın okonusu Türk dili tezinin bütün dünyaya tanıtılmasıdır. —— Filozofik, Soyantifik ve- Len- Büstik esazlarla ortaya konan ve on aydan beri — yapılan — tatbiklerde şaşmaz bir ölçü olduğunu gösteren yeni Türk dil teorisini bu kurul — © tayda bülün incelikleriyle höp bire cen başında: — bince iki likte göreceğiz. Yalmız yurdumuzu değil bütün ilim dünyasını ilgilen- diren bu toplantımızda — bulunmak şerefini bize veren Alman, Avus- turya'lı, / Fransiz, İngiliz, İtalyan, Japon, Macar, Polonya ve Savyet birliği bilginlerine kurultlay adına boşgeldiniz. derim. — Kendilerinin çalışmalarımıza işlirak elmesi bi- zim için hem bir onur hem de ilim dünyasile el ele bülunuak gibi büyük bir asığ temin et- “ mektedir. Yurdun her yerinden gelen « yın kurultay üyelerini içimizde bu- Hanan halkevi ve basın delegelerini saygı ile selâmlarım. Butün bu kültür bareketlerinin hepimize ışık — saçan Atatürk'ün yüce önünde saygı ve sevgi ile eğilerek işe başlıyoyum. Bundan — sonra asbaşkanlık 1e- Çimine geçildi. Nizamname maci- başkanla dört sekreter seçilecekti. Türk dil kurumu genel sekreterinin teklifile asbaşkanlık- lara Türk tarih kurumu asbaşkanı Profesör Bayan —Afet, kamutay asbaşkanı Nuti Cönker seçildiler. Sekreterliklere de Saylav İsmsil Müştak, Esma Nayman Faik Reşid ve Zerin intihap olundular. Profesör Afet kürsüde: Sıra Türk tarih kurumu as- başbanı profesör bayan Afe. tin kurum namına söyliyeceği — söyleve gelmişti. Profesör alkışlar arasında — kürsüye çıktı ve şu söylevi verdi: Atatürk, bayanlar baylar, Yüksek huzurunuzda söyli- yeceklerim iki noktaya aid olacaktır. Biri beni ve arka- daşlarımı dil kurultayın baş- kanlık kuruna seçmiş olduğu- nuz ıçîıı bundan dolayı kendi namıma ve ııluşlııım namına Hakkımızdaki takdirinizi hür- metle karşılarız. Verdiğiniz vazifeleri yardımınıza güvene- rek başarmağa çalışacağız. Bu seçim Türk inkılâbının ve Atatürk rejiminin kurduğu er- | kek ve kadın birliğini göste- | ren bir işaret de olmuştur. Asbaşkanlık — ve sekreterlik makamları bayanlarla baylar arasında bölünmüş oldu. Türk inkılâbının her veçhe- sinde olduğu gibi dil hare- ketlerinde de Türk kadınına yer verilmesindeki ince dikkat Türk — kadınlığının kurultaya saygısını bir kat daha yükselt- miştir. İkinci noktaya aid sözlerim asbaşkanı bulunduğum Türk tarih kurumu adına olacaktır. Sayın kurultay hatırlar. Bun- dan dört yıl önce ilk dil ku- rultayında Türk tarih kurumu demiştir ki: Zamanımızda yaşamak is- tiyen milletler tarihlerine ve tarihlerini her şeyde yaşatan dillerine sağlam sarılırlar. Dil bilgisi tarihinin en uzak en karanlık köşelerini aydınlatır. Türk tarih kurumu ikinci ku- rultayda da şunu demişti: Bu kürsü önünde ateş ya- kılan bir. mibraptır. Arkadaşlar: Asırlık işleri yıllara - sığdr- ran Türk inkılâbı kendi mih- rabının bizzat güneş olduğunu bulmuştur. Tarih yolculuğunda güneşin ilham izlerine en çok biz Türk'ler tesadüf ediyoruz. Türk ırkı kültürünü öyle bir yerde kurdu ki güneş ona en verimli oldu, İlk yurddan ay- rılmağa mecbur olan Türk'ler başlıca göç yolları için yine güneşin klavuzluğundan isti- fade ettiler. Doğu ve batı illerine yayıl- dılar. O güneş ülkelerde yük- sek varlıklarının ebedi - vesi- kalarını bıraktılar. Öz yurdu- muzÂAnadolu'nun ilk kültürünü kuran cedlerimiz Eti'ler de güneşi sembolize ettiler. Onu sah'atlarının inceliklerinde mev- zu aldılar. Türk tarih kurumunun Ala- caöyük'te yaptığı - bir hafri- yatta bulunmuş olan — muh- telif güneş kursları bu haki- katın inkâr kabul etmez vesi- kalarındandır. Elimizne bulu- nan lunçtan yapılmış bu güneş Türk tarih kurumu işte bu il- hamladır ki, Türk dil kuru: munun kurultayını büyük saygı ile selâmlar: Ve onun dil ba- kımından olduğu kadar tarih bakımından da ilmi verimler almasını diler. Bizde.. her- hususla güneş olan büyük Atatürk'ün zekâ ışıkları karşısında tazimle eği- lirim,* Bundan sonra Türk dil ku- rumu genel sekreteri İbrahim Necmi Dilmen kurumun iki senelik mesai raporunu okudu. Bu raporda Türk dilinin ma- hiyeti ve dünya dilleri ara- sındaki mevkü izah edildik- ten sonra bunların hepsinin üstünde bizzat Atatürkten gör- düğü yardımları kaydederek sözlerini şöyle bitirdi: Bu büyük günde aramızda bulunan yüreklerimizi sevinç- lere garkeden Büyük Önde- rin yüce katına en derin say- gı ve şükranlarımı hepimizin bütün kurultayın, bütün Türk- lüğün en derin saygı ve şük- ranlarını bir daha sunarım. Yarım saat istirahat; Başkan yarım saat istirahat verdi ve saat 16/30 da yeni- den toplamldı. İlk iş kurul- taya ait mesaiyi neticelendi- recek dört teknik ve üç idari komisyonun oldu. İbrahim Necmi kürsüye gele- rek kolaylık olmak üzere bir namzetler listesi hazırlandığınr söyledi ve namzetler ittifakla seçildiler, Bundan sonra tezlerin okun- masına geçildi. İlk okunan tez profesör Yusuf Ziya Özer'e aiddi. Tez'in hülâsası şudur: Kâinatın yıkıcı veya koru- yucu kuvvetleri arasında bin türlü heyecan duymamak kabil değildir. Tabiatın yegâne illeti, kudreti güneştir. Güneşin mah- zı hayat olduğunu anlamak için uzun uzun düşünceler yapmağa lüzum yoktur. O her zaman *her yerde kendisini gösterir ve hissettirir. Baharın yaratıcı " güneşi yerin sinesinden yeni bir âlem doğurur. Çiçekler renk ve kokularını ondan alır- lar. Kuşların neşrini veren odur, Bağlarda, ormanlarda, denizlerde bütün mahlükata aşk ve tevalüt hissini veren onlara hayatın sevinç ve neş'e- sini arttıran odur. seçilmesi sembolü kurslar Eti'lerin en eski devirlerine aittir. Türlü türlü hendesi şekillerle süslü olan bu güneş kursları Türk fikir ve san'at sembolü olarak tarihimizde önemli bir yer alacaktır. Türk tarihi, Türk ırkımı an- cak müsbet ilim delegelerile bulur. Türk dili bunlardan en önemlisidir, Bugünkü ilim dün- yası içinde dili ırk için esas kabul etmiyen âlimler de yok değildir. Bu esas belki bazı camialar için doğru olabilir. | Fakat Türk dili için aslâ. Türk | tarihi varlığını ve bu varlığın | dünyadaki yaygınlığını “Türk dili orjinelliğini bilhassa çok açık bir kesinlikle göstermek- tedir. Bu itibarla Türk tarih kurumu Türk dili kurumunun kendinden - ayrılmaz eşidir. Bu iki kurum birlikte yük- selmesi birbirini tamamlaması icabeden iki aydın âbidedir. İskoçya'lı Tindel'in dediği gibi bizler güneşin evlatları- yız. Beşeriyet tufuliyet dev- rini bitirip te müşahede ve tefekkür çağlarına vasıl oldu- ğu ve düşüncelerini- başka bi- rine de anlatmak - ihtiyacını “duyduğu vakit onun dil vası- tasının güneş olduğuna şüphe etmemelidirler. Güneş dil teo- risinin dil menşei hakkında açtığı vâsi ve hudutsuz ufuk yeni bir ilimdir ki, dillerin esrar - perdelerini — tamamen kaldırarak alemeşmul bir sis- temin esasını kurmuştur. Ben burada bu nazariyeye müstenit bir dil tezi değil gü- neşin, beşeriyette dini ve felb- sefi fikirlerinden asıl esasın ve dünya medeniyetinin âmili olduğunu anlatmak isterim. Türk'ler tefekkür devresinin en iptidai safhalarında güne- şin çocukları olduklarına, gü- | ha sonra nurdan ve ışıktan neşten doğduklarına inanırlar. Ve mezheplerini güneşe isti- nat ettiler. Ve güneşin türlü vasıflarını ve hallerini ve da- kabile isimleri almışlardır. Bu isimler bize güneş ibadetinin ilk menşeini göstermektedir. Bu isimler arasında kar, ko- yaz, koyuk güneş, gün, kun, coğdu, coyad, kapsak ilâh... | Gibi isimler. Bilhassa şayanı dikkattir bunların her biri güneşin bir türlü — vasıflarından — alınmış isimlerdir. Meselâ : Türkçe'de koymak, yatmak, dağlamak — manâsınadır. ki, arapça key kelimesi de bu- dur. Güneşin yakıcılık vasıf- larındandır ki, koyaz, koyuk, güneş, gün, kun isimleri alın- miştir. Türkçede il, yıl, yal sözü nür ve alev manâsınadır kı, yıldız, yıldırım, yalavda oldu- ğu gibi bundan yıldız. keli- mesi isim olarak alınmıştır. Birçok- kabile isimlerinin bu suretle alındığı tesbit edilmiş- tir. Türk kavmi yaratan ve türeten bir kudret sıfatile gü- neşe - tapınmışlar, güneş kül- türü kurmuşlardır. Güneş iba- detinin yalnız: Türklere mah- sus bir telâkki ve ibadet ola- rak kaldı, zannedilmemelidir. Göçlerle dünyanın dört tara- | *fına yayılan Türkler bu ibadet ve telâkkiyi dünyanın her ta- rafına götürmüşlerdir. Hindü- avrupai ve Semantik denilen kavimlerin —bütün tanrı isim- ı leri Türkçe kelimelerden ve Tüliçö l yüney di d cilülü eden kelimelerden ibarettir. Uatlarda, Asurilerde il keli- mesi doğrudan doğruya Allah demektir ki güneşin allah yani hara lâyıktır. Bundan sonra Başkan şu sözleri söyledi: Arkadaşlar: Vakıt oldukça ilerledi. Şim- di intihap buyrulan komisyon âzalarının yekdiğerini tanımıya ihtiyaçları vardır. Ayni zaman- da Başkan intihabı ve sekre- ter intihabı vardır. Onun için tezlerin okunmasını burada bırakıyorum. Yalnız - muhtelif yerlerden gelen telgraflar var- dır. Tensib buyurursanız şim- di burada okuyacağım. Bu sözleri mütcakib üniver- site Rektörü ile Ankara tarih, coğrafya fakültesi dekanlığın- dan, Sovyet fen akademisin- den ve Finlandya Türkler bir- liğinden gelen muvaffakıyet ve tebrik telgrafları okunmuş, alkışlanmıştır. Çankırı, 24 (A.A) — Üçün- cü dil kurultayı dolayısile bu büyük bayramı Çankırı'lılar büyük — coşkunlukla — kutladı. Her taraf bayraklarla dona- tıldı. Genel özel radyolar ku- rultayın açılış söylevini yaydı. Yapılan programa — göre, şehrin muhtelif yerlerinde kon- feranslar, müsamereler, spor eğlentileri yapılacak sinema gösterilecektir. Halkevi salonu hincahinç dolüp — boşalmak- tadır. Ankara, 25 (A.LA) — Yur- ( dun her tarafından dil kurul- tayı yıldönümü — tezahüratla kutlanmaktadır. Herkesin ku- rultay konuşmalarını dinliye- | bilmesi için radyo ve hopar- lörler vasıtasiyle tertibat alın- mıştır. Bütün memlekette halk büyük bir alâka ile kurultay konuşmalarını takibetmektedir. haliki mükevvenat olmasi fik- Samoel Hoar rindendi. Bunun (İdi gram) | şekli anlatılmıştır. Bu -kültür izleri Suriye ve Mezopotam- yada yalmz il kelimesinden ibaret değildir. Türkçe diğer | kelimelerde güneş mabudunu gösteren ilâh isimleri bulun- muştur. Sümerlerde ve Mezopotam- yada Türkçe bel, bal sözü de güneş tanrısı Diod kelimesi de Sümerlerde Uti şeklinde gü- neşi ifade eden bir. mabul. Mısırlıların atan, Finikelilerin Adum, İskandinavya'lıların O- din, Jermenlerin Vodan'ı hep güneş mabudunu ifade et- miştir. Muhtelif kavimlerde güneş mabudu ve güneş kültürü yukardaki gibi tetkik ve kav- min güneş hakkındaki telâk- kisi — gösterilmiştir.. Güneş yalnız dinin ve felsefenin esası olmuş değil beşerin en büyük mevhibesi olan ulu- munda esası gayri maddi ve içtimai fikirlerin ezcümle hak- kı adalet fikrinin de membıı olmuştur. San'atta güneşin tesiri al- tında doğmuştur. Beşeri kül- tür üzerinde bu kadar mühim rol yapan güneşin insanlar arasında anlayış vasıtası olan dil üzerinde de ayni tesiri ve ayni rolü yapmış olması gayet tabii görülmek lâzımgelir. Bi- naenaley güneş dil teorisinin- de güneşe bu kadar czeli su- rette merbut olan Türk ilmi telakkiyatının bir eseri olarak meydana kontmuş olması ifti- Londra'ya (Geliyor. Londra, 25 (Radyo)— İngi- liz donanma Lordu Sir Samo- el Hoar, tayyare ile Burje'ye hareket etmiştir. Mumaileyh, Malta'ya giderek İngiltere'nin Akdeniz filosunu teftiş ede- ceklir. Teftiş, on beş gün sü- recektir. Malta, 25 (Radyo) — giltere'nin Akdeniz filosu ami- ralı Sir Dodles Pon, Küyin Elizabet zırhlısı ile ve torpi- tolar amiralı da London varb gemisi ile buraüa gelmişlerdir, Bu âni geliş, alâkadarlarca dikkate şayan görülmektedir. İn- GCürkovaz Bar'ın Panayır münasebetile yeni hazırlıkları Türkovaz Bar cnbeş kişiden mürekkep mükemmel bir varyete heyeti getirmiştir. Bu akşamdan itibaren Türkovaz Bar'ın yeni varyete heyeti Fuar zamanında en eğlenceli ve zevk- li gece hayatını yaşatacaktır. Fiyatlar mutedildir. 4 ka'da komünizm Mancım sey lâp felâketi.. — e— — 569 kişi boğuldu. Paris 25 (Radyo) — Man- çurinin Seol havalisinde kor- kunç seylâplar olmuş, 569 kişil boğulmuş ve 12 bin ev yı- kılmıştır. Amerika ve Belçi- aleyhtarlığı. Riyo dö Janero, 25 (Rad- yo) — Orogvay hariciye ba- kanı bir içtimada nutuk iradi etmiş ve Amerika'da komü- nizme karşı bir cephe kurul- masını teklif eylemiştir. Brüksel,* 25 ( Radyo ) — Belçika'da Reksist ve diğer partilerden mürekkep olarak bir “Komünist düşmanı cep- hesi,, teşkil edilmiştir. Âsi zabitler hakla- rınt arayabilecek. Atina, 25 (Radyo) — | Mart 1935 senesi isyaaında methaldar olan Yunan zabit- lerinden vazife almak istiyen- lerin, tekrar hükümete müra- caatla haklarını istiyebilecek- leri kendilerine bildirilmiştir. Doğu Afrika'ya gönüllü asker. Roma, 24 (AA) — Bu ayın beşindenberi tatil edil- miş olan doğu Afrikası için gönüllü muameleleri -bugün tekrar başlamıştır. Gönüllüler, asgari iki yıl hizmet etmeki taahhüdünde bulunmak mec- buriyetindedirler. Ucuz, temiz, taze ilâç ve tuvalet çeşitleri Hamdi Nüzhet Sıhhat Eczanesi Küçük salepçi hanı karşısında İzmir belediyesindei Belediyede açık bir tahsil: darlık vardır. Orta mektepten mezun ve askerlikle alâkası olmayanlar arasında yapılacak müsabaka imtihanında kazâr nan tayin olunacaktır. İstek lilerin imtihan günü olan 29/ 8/936 Cumartesi günü saal ona kadar mektep - şahadet nameleri ve askerlik - vesika: larile birlikte belediye varida! kalemine müracaat etsinler. 11

Bu sayıdan diğer sayfalar: