16 Eylül 1936 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 3

16 Eylül 1936 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

V Bir sohbet.. Obalarda işlerin biraz azal. dığı bir devredeyiz. böyle î:'lnlerde bütün obalı toplanıb ca altlarına balık tutmağa veya dağa keklik avına gidi- lir, Diğer bazı yaran da: Kar- Puz ve kavunu tatlı, süğütle- rinin gölgesi koyu, pınarının suyu soğuk tarlalarda süğüt altı sefaları yaparlar. Beni de böyle bir sohbete çağırdılar. Obalı hep orada, süğütlerin altında toplanmıştı. Herkes, bu seneki kuru mahsullerin azlığından, tohumların da bo- zulduğundan — bahsediyordu. Hep ümitler gelecek yıla kal- mıştı. Ah bu gelecek yıllar, hiç bitmez, tükenmez. Oba- larda pamuklar ümitli. Bütün ümitler de pamuğa bağlı.. Aksakallı bir ihtiyar: — Komşular, dedi, - boş durmaktan ise boşa çalışmak (Yâni hiç kârsız çalışmak) da- ha iyidir. Bu toprak, bir yıl olur, beşaltı senelik emeğimizi birden öder. Daima ümitli olalım. Çalışmamızdan yozmı- yalım. Bu ihtiyar, ne doğru ve ne güzel söylüyordu, Bu sözler, onun bayat tecrübeleri idi. Ve insaniyetin tecrübesi de budur. Atalarımız ne doğru söylemiş: *“Boş durmaktan ise boşa çalışmak daha iyidir., Bu atalar sözü, bugünkü medeni- yetin temel taşıdı. Bugünkü medeniyeti yüksek ten şey: İş aşkı, iyilik aşkıdır. Kalpte derin bir iş aşkı. Ka- fada bugünkü iş tekniğinin inceliklerini kavrıyabilecek bir akıl. Gürbüz bir sıhhat. Ve bizim atalar sözünü şiar edi- nen bir zihniyet. Durmadan, kafasını kalbini ve sıhhatini işe verebilme. Ondan sonra da kendi tecrübelerimizden Yanıbaşımızdaki insanları da istifade ettirebilecek bir iyilik aşkı, İşte, hangi işde olursak ola- hm, modern bir insanın va- sıfları, Ben bu ihtiyarın karşısında derin bir hürmet hissi duy- dum. Süğütlerin altında bu- lunduğumuz müddetçe, onun hurlu yüzü, canlı gözleri bana birçok ilhamlar verdi, Her işin başı: Kendimizde- ki iş aşkını hiç bir söndürmiyerek —daima alevli tutabilmektir. İşimizi, en ince hoktalarına kadar, daima da- ha iyi yapmak; işe inanmak: fır. Medeniyet, iş bilgi ve imanı üstüne dayanıyor. En çalışkan — millettir ki yarının €n üst milleti olmağa nam- zettir. — Muvaffakıyet perisi, ancak iş kahramanlarına güler. Süğütün altında, tarla işle- Tinde tunç rengini almış iş kahramanlarile; tatlı tatlı ko- Nuştuk. Hep lâflarımız iş üs- tühe, işi ileriletme üstüne idi. Sayın koca'nın sözleri hepi- Mize daha derin iş aşkı ver- Mişti. Dağılalım, diye ayağa kalk- tığımız zaman karşıki dağlar, türlü türlü renklere bürünmüş- tü. Ovalar keskin bir filiskin kokusu içindeydi. Ne güzeldir Ş4 obalar, ovalar... Rahmi Balaban Yeni valiler llhnbul 15 (Hususi) — Va- ilerin tayinleri hakkındaki ka- Tarname neşredilmiştir. zaman Kü e DA Ordumuzun teşekkürleri. 9 Eylül münasebetile genel kurmay başkanlığına çekilen tazimat telgrafına aşağıdaki cevab gelmiştir : İzmir şarbaylığına İzmir'in kurtuluşunun yıl- dönümü münasebetile sayın kalkın “örduya- v& onuü bü- yüklürinü” karğı'beslediklerini bildirdiğiniz - sevgilerine - te şekkürlerimi sunarım. Genel kurmay Bşk. Y. korgeneral A. Gündüz > 4 Bir cesed Bu zavallı ihtiyar kimdir? Dün sabah saat beşte İzmir- Urla şosesi üzerinde bir ce- sed bulunmuştur. İhtiyar bir adama aid olan bu cesedi ilk defa, Narlıdere köyünden İzmir'e gelmekte olan bir yük arabacısı görmüş ve arabasına koyarak 'Güzelyalı polis kara- koluna — getirmiştir. Oradan sıhhi imdad otomobili — ile memleket hastanesine nakledi- len ölünün muayenesinde kalp | durmasından öldüğü anlaşıl- mıştır. İhtiyar ölünün hüviyeti henüz tesbit edilememiştir. Fakat bir köylü olduğu anla- şılmıştır. Hüviyetinin tesbiti için tahkikata devam ediliyor. Bir kişi Boğuldu Menderes nehrine düşmüş Tire kazasının Akkoyunlu ee |derslere baş landı. | muhtelif semtlerinde Ortamek- | kuk mektebi dört dershaneli- | dir. Halbuki Üç kuyular, Ça- Valımız geld İskân ışlerı itetkik edildi. Bergama, Dikili ve Foça havalisinde yolları teftiş eden Vali Fazlh Güleç, şehrimize dönmüş ve dün makamında vazifesile meşgul olmuştur. Yakında Bulgaristan ve Ro- manya'dan ge :-k olan )00 ile muhacirden | kili ile Aliağa edileceklerdir. Bu a kânları ve kendilerine derhal tevzii için de - tetkikler İskân hazırlıkları Gelecek diğer mu- cir aleleri de Kemalpaşa, rbalı ve Çeşme havalisine iskân edileceklerdir. İlk mekteplerde arazi yapmıştır. .ıı(nıı—lır Şehrimiz — İlkmekteplerinde dünden itibaren derslere baş- lanmıştır. Kayıt muamelesine 15 Birinciteşrine kadar devam olunacaktır. Bu sene birinci sınıflara kaydedilen 929 do- gumlu talebe mikdarı, geçen senekinden daha azdır. Ortamekteplerle - Liselerde kayıt ve kabul müamelesi dün kapanımıştır.. Müracaat ve kaydedilen ta- lebe mikdarı tesbit edilmek- tedir. İhtiyaca göre şehrin tepler açılacaktır. Bu mektep- lerde derslere Birinciteşrinde başlanacaktır. Güzelyalıda mektep| ihtiyacı Güzelyalıdaki Müdalaai Hu- mevkiinde bir lacia olmuştur. Cellâd gölünden Akkoyunlu mevkiine — doğru , açılmakta olan Menderes feyezan kanalı hafriyatında Şalışaci amelöler: den Konya'lı Ahmed Salih oğlu Ahmed, nehir kenarında yıkanırken ayağı kaymış, suya düşerek boğulmuştur. Doğum Şehrimiz ticaret ve sanayi ı odası yazı işleri şefi Osman | Turgan'in bir” erkek - Çocuğu dünyaya geldiğini haber al- dık. Ana ve babasını kutlular ve yavruya uzun ve — saadetli ömürler dileriz. ! | bir heyet valimizi ! since imtihan açılmıştır. ELHAMRA kal deresi, Halimağa tarlası, Poligon, Arap deresi semtinin çocukları bu mektebe devam etmektedirler. Ve bunların hu- susi “vaziyetleri, ilkmektebin beşinci sınıfına devam için daha başka yerlere gitmeğe müsaid. değildir. Bu itibarla ziyaretle beşinci sınıfın açılmasını rica etir vali de bir muallim tayini için alâkadarlara emir vermiştir. Efes müzesine memur Selçuktaki Efes müzesine 1600 kuruş maaşla alınacak memuriyet için maarif idare- diş, A kqşln Hendikap ağırlıkları | tesbit edildi | — Pazar günü Kızılçullu koşu | sahasında yapılacak at koşu- larından ikisi Hendikap koşu- sudur. Dün baytar müdürlü- ğünde toplanan vilâyet koşu heyeti, Hendikap koşularına iştirak edecek at rın ağırlıklarını tesb nan Safkan İngiliz atlarına mahsus koşuda Bekyar 62 kilo, Tomru 56, Salvatör 54,5 kilo ve yerli Yarımkan İngiliz atlarına mahsus 2200 metre mesafeli koşuda da Ale 62 kilo, Semiramis 56 ve Bozkurd 53 kilo koşacaklardır. Koşu sahasında bistte ta- mirat yapılmış ve Buraya 250 metre murabbaa kum döşen miştir. Ekmek narkı Belediye encümeni, buğday ve un fiatlerini nazarı dikkate alarak birinci ve ikinci nevi ekmek fiatlerinde 25 şer santim ( Onar para ) tenzilât yapmıştır. Bugünden itibaren birinci nevi ekmek 10,25 ten ve 2 inci nevi de sekiz kuruştan — satı- | lacaktır. daimi Bu kuş neze. den uçuruldu? İzmir'e 22 kilometre mesa- fede Urla'nın Kilizman nahi: yesinde bir kuş tutulmuştur. | Pa: küşüs bizda' * Çitlemilek kuşu , adı verilmektedir. Aya- | gında “Fogel Varte H-geland,, firmasını taşıyan Küçücük bir Madalya vardır. nereden uçu- tulduğü meçhüldür. 157 seyyah Dün şehrimizi gezdi Dün sabah Rados adasın- dan limanımıza gelen Fransız bandıralı Jan Sabot vapuruyle İzmire 157 seyyah gelmiştir. | Bunlardan 84 ü Fransız, 64 ü İngiliz'dir. İrak, Suriye, Ar- jantin ve Mısır'lı birer ve Alman 2 kişi de vardır. Sey- yahlar, şehrin muhtelif yer- lerini ve müzeleri gezmiş- lerdir, Ayni vapurla bu sabah İstanbul yolile Marsilya'ya ha- Telefon 2573 BUĞGÜN Heysena ve merakla dolu bir mevezn, sözlü Tevkalü; Gizli Robert Montgomery Aşk bir sergüzeştçiyi doğru yola getirebilir miz 1001 maeera peşiade koşan bir çetevin sevimli ve şen elebaşısının Ayni zamanda İngiliz kralı SaMaje Ulu Önderimiz Atatürk'le ber. Mada dcniğ] Berlin Olimpiyatları Filminin ikinci kısmı 200, 400 ve 1500 metroluk koşuları, bötün yüzine yarışları tekmil teferrüatile gösterilecektir. Fiatler: — 30 Cümartesi tevzilâtli talebe m herkesin beğeneceği FRANSIZCA de bir film: Yuva - Mauren O'sullivan mâcoraları ve heyecanlı bayatı.. ste sekizinci Edvard aber şereflerine tertib olunan Eyıınşlıru-ıdı geldi. arıkla yüksek atlama, maratton ve 40 50 60 natinesile Pazar | de haşlar. reket edeceklerdir. Hayırseverlik Narlıdere köyü muhtarı Hü- | seyin, iki gün evel köyde mevcut 25 yoksul çocuğu sün- | net ettirmeğe muvaffak - ol- muştur. Bu hayırlı işi başar- mak için birçok iyi insanlara baş vurmuş, onlardan ve bu meyanda uncu Filibeli Süley- man mahdumlarından yardım- lar temin etmiş, nihayet yok- sul 25 yavruyu sevindirmiş- tir. Muhtarı ve kendisine el uzatanları takdir ederiz. Yangın Eski sipahi pazarında si- lâhçı Ali Nazmi'nin dükkâ- nında - birinci katta yangın çıkmış, yetişen itfaiye, yangını genişlemeden — söndürmüştür. Dükkân — sahibi Balıkesir'de bulunduğundan dükkândaki iş- lere Maksud oğlu Kerameddin bakmakta idi. Yangının nasıl çıktığı hakkında tahkikata de- vam edilmektedir. Bina 10 | parkın bin liraya sigortalı idi, Golmarmara Bayramı Atatürk'ün heykeli dibinde | x Kamunbay,xx Belediye rı isi Manisa vilâyetinin en bi ve kölâbalık bir bahiye mor kezi olan Gölmarmara'nın Kur- tuluş günü olduğu için daha | her | bir gün evel nahiyenin tarafı yeşilliklerle ve bayrak- larla süslenmişti. Ayni günde nahiye halkının yüksek yardı- mile vücuda getirilmiş olan Yatılı İlkokulun tam ceph tesadül eden ve âtiyen geniş bir-bulvar haline getirilecek olan meydanlığa bir Tük sanatkârının yaplığı heykelin | açılma töreni olacağından ci- var köylerden ve hattâ kaza- lardan atlı, atsız ba!'k akın et- miye başlamıştı 6 Eylül günü sabahı Akhi- sar'dan gelen memurları pal istikbal edildile bulunduğu lindi ve bir topatışi: sime başlandı. Önce Kar nun bay Ziya Aksencer Atu heykeli - hakkındaki vermiş, büyük bir alâka ile dinlenmiştir. Kamunbay firlere ve halka teşekkür ede- rek heykeli açma şerefini Kay- makam vekili tahrirat kâtibi Cemil'e terketmiş ve heykel açılmıştır. Bu açılış uzun sü- ren alkışlar ve yaşa Atatürk avazeleriyle karşılanmış, mev- cut heyecan içten gelen coş- kun tezahürlerle artmıştır. Bundan sonra Naime'nin heykel için hazırladığı man- imesi de alkışlanmış, Urbay Tahir'in takdim ettiği genç sanatkâr Cevdet'in mütevazi itade müteakip — törene son verilmiş ve kurtuluş töreni başlamıştır. Kamunbayın gayretile yap- tırılan ve çok güzel bir hale konulan Hükümet binası ö ne gelinmiş ve kurtuluş g nü temsilen müfreze komutanı olarak Urbay bayrağımızı lâyık olduğu şeref mevkiine çeke- tek zafer günlerinin şanlı ha- tıralarını izah etmiş ve buna Kamunbay heyecanlı bir ifade ile mukabelede bulunmuştur. Pamukçuluk Nazilli pamuk istasyonun- dan - getirilen tohumluk mıntakaya dikilerek edilmiş ve yüzde TiNi üç tecrübe ikiyüzden fazla verimli olduğu anlaşıl- mıştır. hum kullanılacaktır. TT RARCAEAASG TEZ SUU UA AARET AAA LA | Darülbedayi ŞEHİRTİYATROSU İBu Akşam “FUAR TİYATROSUNDA,, “Deli Dolu,, Opereti Yarın Akşam “LÜKS HAYAT,, Zakkum'un Küşı | sinde uğraşmış, | balığı ararlar. diyevini | Bundan sonra bu to- | d Enfüs ve âfak Hilkat, bazı hareketlerde | çok cimri davranıyor, Zengin- | liğe, unvana, asalete bakmı- Bilhassa “Enfüs, bakı» mından hiç te cömerdlik yap- miyor. Tabiat, hatıra, gönüle, şöh- yor. | rete de kulak asmadan kendi bildiğine ve kendi istediğine akıp gidiyor. Bakarsın, hayat mücadale- hattâ muvaf- fak Ş adamlar vardır ki, gene bea kalıyorlar, Para babası olan bu adamlar herşe ağmen — mes'ud rdir. Halbuki cep- işleri tıkırındadır. aşamak için niİC: aht leri herşeyleri hususi otomobilleri, dalkavukları var- mevcuttur. Metresleri, dir. şmen — hayatları insarlar, ruhen i Kendi- leri tenhada, l—nş!nl.l.ı karşı karşıy ya kaldıkları zaman can- ıIı— | ları sıkılir; üzerlerine kasvetli bir üzüntü, cok acı bir siklet çöker. Yalnızlık kâbusu varlıkla- rına abandığt zaman adetâ nefesleri tıkanır, hemen kala: Kendi tâbirle- rile hayat ararlar. Ey hayat nerödesini Bi Yü Toriadünleder Fikirlerince — mevhum bir saadete kanadlanmak isterler. Halbuki yalnız iken “Hayat yok,, dedikleri zaman asıl ölü hayatsız folanın- kendileri olduklarını farkedemezl, ve ) gıdınıp dold. aki gürültü ve cemaatla rlar. Hep bu adın ında koşarlar, boşlukları sevmez. için hücum eder. Boş anozun içine hava gir- tazyiki, hava hep budur: Hilkat; insan kıyafetindeki bu boş gilafları doldurmak için kumarı, ela- hati ve binl şey- leri halketmiştir. İşte hayata zengin olarak giren “Ruhen müflis,, miras yedilerin mukadderatı bu, hil- katin ezeli kanunlarına bağlı- dır. Dahilen fakir olan bu gi- biler, harici servetle şahsi, fa- kirliklerini izale etimeğe yani, boşluklarını doldurmağa çalı- şırlar. Herşeyi dışarıdan bek- lerler. Dışarıdan - satın almak için de çok para öderler. Ya- şamayı, mes'ud olmayı, eğlen- meyi dışarıdan, yani âfaktan tedarik ederler. Yıpranmış ih- tiyarlar genç kız ve ço- nelislerinden — yeni şehvet ve bayat dilenirler. Açık konuşalım : Bizde kendileri boş, âfaki insanlar az değildir. Bu mem- — lekette yapılacak işlerden biri bu boş insanları doldur- Zakkumoğ!ıı )| “lh.ı.ilı Ill'llll! ar gibi cukların de maktır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: