7 Kasım 1936 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 2

7 Kasım 1936 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

j : İ Zavallı Ispanya Benim bu satırları karaladığım, sizin de okuduğunuz şa dakikalarda, O Madrid. kapılarında ayni kamın çacakları birbirinin gırtlağına sarılmış © bulmuyor. Bunu tahayyül ediyor da millet ve memleketimin havasında | even mes'ot, sakin çalışma ve saadetin büyüklüğünü anlıyorum. Rejim kavgası namı altındaki ihtiras, giyotin satırı gibi mütemadi- hk elini kolunu bağlamıştır. — yen insan kellesi uçurmaktadır. İnsanlığı, kan kardeşliğini, aklı, mantı. © ki, medeniyeti ve tarihleri çiğceyen bu ihtiras - karşısında, bütün insan- Çönkü başkasının işine karışmak doğru değilmiş.. Fukat bir taraftan da, her iki kuvveti körükliyenler, kendi davala- yini yürütmek için gizlice silâh yetiştirmekte berdevamdırlar. Yahdetsiz milletlerin akıbetinin ba olacağı şüpbesizdir. dan silâk alıpta kendi medeniyetini, Baştız, Fakat başkasın. kendi varlığımı, kendi içtimat ku- Her ne olursa olsun, İspanya bu kanlı yaradan sonra arlık milli ııya. ve birlik enadetini göremiyecektir. Orada vatan ve millet endi- getinin yerinde artık bu badirenin enkazı, külü ve kan pıhtıları arasın- derin ve sönmez bir kin yer almış ve alacaktır. Çünkü'bu ve gavrla ihtilâl bareketi değil, bir kanlı ve vahşiyane bo- Buşmadır ki, Uraak sürten sürtene! Zavallı İspanyal, Sakallılar kulbün Amerika'da değil fakat Ja- ponya'da — cihanın en garip kulüplerinden birisi vardır. Bu kulübün adı “Sakallılar kulübü, dür. bu kulübe gi- rebılnık ve âzâ olmak için S0 santimetre uzun- lukta sakala malik olmak lâ- zımdır. Kulüb erkânı, sakallılarının bir kılının bile ziyaa uğrama- masıpa çalışırlar, heriflerin iş ve güçleri sakala hürmetten ibarettir, sankil Yetmiş iki yaşında bulunan M. Habo İzo Kato kulübün reisidir. ve sakalı.... Taaaam bir metredur; ve bunu - kışın bir torba içinde — muhafaza eder! Delinin birisinin, bakıb, bakıb da: — Yarabbi zencirli, zencir- siz nekadar çok delilerin var. Dediği gibi, biz de: — Yarabbi sakallı delilerin her deliden daha deli! deme- Tiyiz. Papa'nın mükâfat Vermesi lâzım 1.. Papa kadın - elbiselerinin etek ve kollarının kısalmasın- dan ve kadın bacak, kol ve göğüslerinin gittikçe açılma- sından çok müteessir ve mu- Azzaptır! Mussolini ile barış- tıktan sonra Papa, kendini Kurunu vüsta Papaları maka- mında farzetmiye ve kadınlar hakkında üst-üste emirler çı- karmıya başladı! Şu hâdisede bu emirlerin tesiri ne kadardır acaba?, Azmerika'da, Kanada'nın To- ronto şehrinde bir hamamda yangın çıkmış, İtfaiye yeti- şince, hamamdaki - kadınlar, aralarına erkeklerin girmesin- den ise, çırıl-çıplak ve cayır, cayır yanmağı tercih etmişler. İtfaiyeyi uzaktan seyirci kal- mıya icbar ederek yangını kendileri söndürmüşlerdir! Hicap hissini bu kadar fazla taşıyan bu kadınlara doğrusu, Papalık makamı mükâfat ver- melidir!. 12 metre yüksekten Düşen bir kedil, İngiltere'de garib bir vak'a olmuştur. Tekir bir. kedi, 12 metre uzunluğunda ince bir akıllılara aşağısını görünce, korkudan bağırmıya başlamış ve orada kalmıştır. Yoldan geli; mler, ke- dinin bu lıîleıa’ı, ggı!cî'reerek ona yırdını etmek istemişler, aşağı inmesi için direği sallamışlar, çalışmışlar fakat faidesiz. Kedi, korkudan bir türlü aşağı in- miyormuş.. Nihayet himayei hayvanat cemiyetinden bir zât imdada miş, itfai e- hnerek î:ışwlşul gy:ıydııhg « direği şiddetle rarstırarak kediyi düşürtmüştür. Hâdisenin garib ciheti, ke- dinin çarşafın içine düşmesile, kalkması ve Londra sokakla. rında 35 kilometreden daha fazla bir süratle koşap kay- bolmasıdır. Öyle ki, kendisini kurtaran Himayei Hayvanat Cemiyeti âzasına bile teşekkür etmeden!! Nişter.. Eski bir Slettir... Mısır'a yapılan hafriyat, eski medeniyetlere ait birçok yeni eserler vermektedir: Asyut'taki hafriyatta hayrete lâyık bir sürürü cerrahi âletleri bulun- muştur: Bunların 14 üncü Fıravun sülâlesine ait olduğu anlaşıl- mıştır. Bu âletler içinde kır- mızı bakır ve diğer bir maden halitasından 'yapılmış iki nişter bulunmuştur. Bakır'a katılan maden Ber- yllum'dur ve bugün Almanya- da istihsal edilmekte ve bir gramı dört bin frank kıyme- tindedir. Bu nâdir madeni, bundan 30 - 40 asır evvel Mısır'lıların bildiğine mi, yoksa bir asârı- atika sahtekârlığı yapıldığına- mı inanmak İâzım?.. Bugün doğan çocuklar.. 6/111936 Güneş ve müşterinin ve ayın bazı saf halarının' iştirakile bugün bir matem günü demektir. Bu meş'um tesirden erkekten siyade kadınlar müteessir - olacaklardır. Bunun için bugün öğleden sonra, bilhassa akşam aile kavgalarından mümkün mertebe uzak kalmak lâzımdır. Bugün doğacak çocuklar zeki- den ziyade kabiliyetli olacaklar- dır, Direktif altında çalışabilecek- lerdir. Bunun için bugün doğan gocukların kısmı azamı memuür smfına mensub olacaklardır. Bu- günkü çocuklarda teşebbüsü şahsi tamamen moef kuttur. ANADOLU VEHİRHABERLERİ üzüm ve incir üzerine | San'atkârlar|! mühim siparişler var. İncir müstahsilleri yemeklik incir lerini bile satmağa başladılar. Amerika'da Kaliforniya'da üzüm rekoltesinin azlığı, İzmir üzüm fiatlerine ehemmiyetle tesire — başlamıştır. Bilhassa Londra'dan mühim siparişler gelmiştir. Yılbaşı — yortuları başlamış olduğu için Almanya ve şimali Avrupa — memleket- lerile Çekoslovakya ve Ro- manya'dan mühim miktarda Üüzüm ve incir istenmiştir. Bu gidişle piyasada mevcud üzüm ve incirlerin kısa bir zamanda tamamen sâtılacağı anlaşılmak- tadır. Zaten rekoltelerinin üçte ikisi tama: men satılmış bulunmaktadır. İhracat mikdarı son hafta içinde mühim mikdarda art- mıştır. İncir mıntakalarından gelen haberlere göre müstahsil elinde pekâz incir kalmıştır. Hattâ bazı müstahsiller iyi fiat ettiği için yemeklik olarak ayırdıkları incirleri de satma- ğa başlamışlardır. Üzüm fiat- lerinin daha yükseleceği kuv- vetle tahmin edilmektedir. Vaktile düşük fiatle alivre İhracatçılar bir Toplantı yaptılar. Evelki satışların, frangın Eski kuru üzerinden Verilmesini istiyorlar. Şehrimiz — ihracatçılarından bazıları, dün öğleden sonra Borsada Kuru meyve İhracat- çılar birliği bürosunda toplan- mışlardır. İzmir — İhracatçıları, * henüz Fransız frangı kıymetinden düşürülmeden, yani Temmuz, Ağustos ve diğer rupa'daki müşterilerine mü- him miktarda Üzüm ve İncir göndermişlerdi. Takas usulile gönderilen bu malların bedel. lerinin yüzde 10i derhal ban- kaya yatırılmakta ve müteba- kisi de bilâhare tediye edil- mekte idi. Formalitesi zama- nında ikmal edilemiyen bazı malların parası Türkiye Cu- muriyet merkez bankasına geç elmişti. Fransız frangının kıymetten düşürüldüğü 26 Eylül tarihin- dan evelki satışlara ait olmakla beraber bu tarihten sonra bankaya gelmiş olan paralar, bankaca ihracatçılara frangın yeni kuru olan 5,96 kurüş üzerinden tediye edilmek is- tenmektedir. İhracatçılar ise üzüm ve incir v Şi bedelin, Fransız frangının eski kuru olan 8,5 kuruş üzerinden tediyesini istemektedir. Dünkü ihracatçılar toplan- tısı bu mes'ele için yapılmıstır. İhracatçılar, 26 Eylül tarihin- den evel yatırılan paralarının, frangın eski kuru üzerinden tediyesi lâzım geldiğini ileri sürerek bunun için İktısad Vekâletine ve bankanın umumi merkezine —müracaata karar vermişlerdir. Polis kursları İzmir polislerinin iyi yetiş- tirilmesi için açılan kursla ikinci devre derslerine baş- lanmıştır. — Ayrılan polisler, hergün sabahleyin Halk saha- satışlar yaparak rekoltenin bu günkü vaziyetini düşünmeden taahhütlere girişen bazı ihra- catçılar, epiy zarar görmüş- lerdir. Yabancı vapurlarda.. Yolcular motörle çıkarılacaklardır.. Limanımızda çalışan yolcu sandalları, tamamen işten me- nedilmiştir. Liman işletme mü- dürlüğü tarafından 190 sandal- cıya 2000 lira tazminat veril- miş, bir kısım sandalcılar baş- ka işlere yerleşmiş, bir kısmı da memleketlerine dönmüşler- dir. Memleketlerine dönmek istiyenlerin Devlet Demiryolları ve Denizyolları işletme vesai- tinden yarım navlunda istifa- deleri temin edilmiştir. Türkiye Himanları arasında işliyen va- purların — yolcuları, şatlardan yapılan yoldan - çıkarılıb alin- maktadır. Ecnebi vapurlarla gelen yol- cuları çıkarmak ve bu vapur- lara binecek yolcuları bindir: mek için Liman işletme mü- dürlüğü motör kiralamış ve bu vapurlarda da sandalcılar iş görmemeğe başlamışlardır. 'Öğretmenler arasında tayinler İzmir mülga öğretmen oku- lu fizik öğretmeni ve müdür muavini İlhan erkek lisesi müdür muavinliğine ve fizik öğretmenliğine, öğretmen oku- lu Fransızca öğretmeni Sıtkı Şükrü erkek lisesi Fransızca yardımcı öğretmenliğine, Ada- pazarı Fatmahatun okulu öğ- retmeni Alâeddin, İzmir erkek lisesi Türkçe öğretmenliğine, Erzurum erkek öğretmen oku- lu riyaziye öğretmeni Celâl İzmir kız lisesi riyaziye öğ- retmenliğine ve Balıkesir li- sesi musiki öğretmeni Fikret İzmir kız. öğretmen — okulu musiki öğretmenliğine, İzmir kız öğretmen okulu mezunla- rından Şaziye, Urla üçüncü okul — öğretmenliğine — tayin ——— ... ——— |Bugün birlikte| bir !toplantı yapacaklar 12 İkinci Teşrinde Ankara- da aktedilecek küçük san'atlar kongresinde görüşülecek ka- nun projesi hakkında şehrimiz Ticaret odasından — mütalca istendiğini yazmıştık. Ticaret ve sanayi odası, küçük san'at- ların himaye ve hayatiyetini mevzu bahseden bu proje üze- rinde konuşulmak üzere İzmir- deki bil'umum küçük san'at erbabını bugün için bir top- lantıya davet etmiştir. Toplantı bugün saat 16 da C. H. P. işçi ve esnaf kurum- ları birliği salonunda yapıla- caktır. Toplantıda san'atkâr- lardan başka; belediye reisi doktor Behçet Uz ile şehri- mizin ileri gelen iktısadçıları- da hazır bulunacaklardır. Tariş 25 bin çuval üzüm satın aldı. Ankara'ya gitmiş olan! Tariş üzüm kurumu umum müdürü İsmail Hakkı Veral Roman- ya'ya geçmiştir. Romanya'dan İzmir'e getirilecek kutuluk ke- reste için alâkadarlarla görü- şecek ve şehrimize dönecek- tir. Üzüm kurumunun piyasa- dan şimdiye kadar satın al- dığı üzüm miktarı 25 bin çu- valı bulmuştur. Kurumun Av- rupa satış teşkilâtı için bu miktar 40 bin çuvala çıkarı: lacaktır. Tütün satışları Şimdiye kadar 6 mlilyon kilo tütün satıldı. Ege mıntakasında tütün pi- yasası hararetli satışlarla de- vam etmektedir. Şehrimizdeki alâkadarlara gelen malümata göre dün akşama kadar mın: takanın heryerinde - satılmış olan tütün miktarı altı mılyon kiloyu geçmiştir. Fiatler iyi: dir. Ve ilk açıldığı şekılde devam etmektedir. İki-üçgün- denberi her tarafta Amefikın tütün kumpanyalarının hara- retli mübayeatı müstahsilleri- mizi çok memnun.bırakmıştır. Torbalı'da: Torbalı, (Hususi) — 80-95 kuruş üzerinden piyasa açıl- miştir. Geri, Glen ve Olston kumpanyası memurları köyleri dolaşmaktadırlar. Birkaç gün içinde mevcud mahsulün satı- lacağı umulmaktadır. Ayvalık'ta: Ayvalık, 6 (A.LA) — Tütün piyasası 60 - 75 kuruş üzerin- den açılmış, dündenberi üç yüz bin kilo satılmıştır. İspanya ve hayvan ithalâtı İspanya hükümeti tarafından Türkiye'den İspanya'ya yapı- lacak hayvan ve mevaddı hay- vaniye ithalâtına karşı konul- muş olan ithal memnuiyetinin kaldırıldığı şehrimiz Ticaret odasına gelen malümattan an- laşılmıştır. Lâğım ve kaldırım inşaatı İkinci Süleymaniye mahalle- sinde İplikçi sokağının lâğım ve Asansör'de 9 Eylül soka- ğınin lâğım inşaatı ve kaldırım döşemesi — belediyece ikmal edilmiştir. Eşrefpaşa'da Dam- lacık cıddeııııdekı lâğım inşa- ti da bitmiş Kai — 7./A1/ 936 Ü. Müsahabe: Kerem ile Asli İrfan Hazar Memleketimizde en çok okunan eserler üzerinde konuşuyordak. Sa- tışı on yahud önbeş bini bulan kitapları, gök yüzünde yeni bir yıldız. keşfetmiye çalışan Tüstlar gibi birbirimizin yüzüne baka baka düşünürken yanımdaki orkadaşın ince sesi duyuldu: — Niçin onbeş bin? Ben size birbuçak milyon satış yapan ve elden ele gezerek, kulaktan kulağa töylenerek daha on milyon karii veya samii deminki rakkamın içine alan bir değil, müteaddid eserlerden bahsetmek isterim, Hepimiz gülüşmiye başladık. Arkadaşımız sözüne devam etti: — Gülmeyiniz! Kerem ile A« Arzu ile Kamber'i, Ferhad ile Şir Asüman ile Zeycan'ı, Kanlı kavağı, Köroğlu'nu, Battal Gazi'yi, Emre'yi, Nasraddin ve İncili Çavuşu neden untüyorsunüz? Siz, edebiya- tımızı gökten zembille inmiş, beş on yıllık birşey sanıyorsunuz. Hal- buki onun kökleri bu toprağın son- suz derinlikleri içindedir. Osman'lı- caya mukabil halk, kendi ebebiya- tını ve kendi dilini bizzat kendisi yapmıştır. Zaten onun büyük ruh asaletinin ve ruh zenginliğinin; na mütenahi (eragatinin ve insanlığının sebebini mazinin bu milli mistisizim kültüründe aramak gerektir. Arkadaşım belki de adetlerde mübalâğa ediyordu. Öniki milyonun okuduğu, yahud ağızdan bellediği eserler, başka memleketlerde birer şaheser olarak telâkki edilirdi. Biz ise, niçin onları bayağı görüyorduk? Dostumuz elân söylüyordu. Dinli- yenler de dudak bükerek ona gü- lüyorlardı. Ne yazık! Ben kendisini tamamca dinliyemedim. — Çünkü, <Kerem ile Asli> nin hatıramı alt üst eden tesiri, beni birden yirmi beş yıl önceki mazime sürükledi: sÂnnemin telâtin sandıfının başında, korkarak etrafi dinleyen bir çocuk var. Zayıf ve yüzünün rengi san bir çocuk. Yavaşça san« dığı açıyor. Anber kokan temiz bohçaları küçük ellerile karıştırıyor. Sonra, sandıfın dibine doğru bütün vücndile gömülüyor. İşte oradan, elinde ince bir kitapla çıkıyor. Ba kitabın yaprakları çok eski ve ba- zıları yırtıktar. Lâkin kabı, — yeçil bir kadifeyle örtülmüştür. Çocuk pencereye yaklaşıyor, yaptakları bi- rer birer çeviriyor. Sayfalardan bis rinin üzerine başını eğiyor. Oraya bakıyor; dikkatle bakıyor ve söyle- niyor: Demek Kerem, çu resimdeki uzun boylu ve narin adamdır. Des mek Asli, şu uzan saçlı ve kibar bakışlı sevgilidir. Sırf Asli'nin yü- zünü görmek için otuz iki dişini birden çektiren zavallı Kerem! Çek- tiği bunca meşakkatten sonra Ha- lep'teki mev'ad saadet! Halep paşa- snan, Asli'nin babası meahus Keşişi sıkıştırarak kızını Kerem'e verdir- mesi ne güzel! Lâkin © felâketli zifaf gecesil Kerem sevgilisini soy- mıya başlamıştır. Onu şimdi üryan görecek, yıllardanberi özlediği ve yolunda gözyaşı döktüğü kâbesini şimdi tavaf edecektir. Fakat nt oluyor?.. Tamam, son düğme de açılmıştır ve şimdi o beyaz vücud bütün güzelliğile, bütün harikasile Kerem'in önüne çıkacaktır. Çıkmı» yor lâkin, hayır çıkmıyor! Açılanı düğmeler birer birer ve sür'atle kapanıyor. Kerem, tekrar düğmeleri açımya başlıyor. Onlar tekrar kapı" myor. Kerem tekrar açmıya haşlı: tir. Döğmeleri çörmek ve kızı soy mak kabil değildir. Sabuh olu- yor.. Kerem, önce yüzünü pen* çereye, sonca da — sevgilisine — çe* viriyor. İçinden gelen bir ahla “Ahi,, diyor. Bu ahla beraber bar gnn üstünden bir alev fışkırıyor- Alev Kerem'i bir çıta gibi tutuştur mıya ve yakmağa başlıyor. Keremt beş dakika içinde kül oluyor. Aslik göz yaşı içinde, saçını başım yolarak bu manzarayı seyrediyor. Günlerct oradan hiç ayrılmıyor. Lâkin bif gün rüzgür çıkıyor, Kerem'in kük lezini dağıtıyor. —Asli, küllerin da* Bilmaması — için ipek saçlarile kük leri toplamak — istiyor. Toplamıy* muvaffak olamıyor. O da saçların" dan tutüşüyor. O da yanıyor, oluyor, külü Kerem'in külüne kâf Z inci hijede *

Bu sayıdan diğer sayfalar: