February 21, 1937 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 2

February 21, 1937 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Pedegoji ji ve dayak Asrf pedegoji diyor kiz terbiye ar , gerçek Tarafı n kadar cle avuca sığımaz falakadan korkacak yerde ak için bir & dayak y fanı yiyenler kişi ise nazik , işı dı, Bu, aslumuzun bile, bir psikolojik netice değil midir?. Fakat ne de olsa, Mübarek bir adamdı . ( Yeni öğretmen kişafında rol oymyan terbiye muştur. Bötün dünya m kanda zaratt ve ameli — bilg Harif ekseri; Bütün ömrünü pedagojiye vak & kaşımırdım teşkil ederlerdi Tamaz manasına ( Mahallebici ) unvanını kazanırlar- mektebin li gizli alay scnğun melekelerini bilir. esaslara vukulu vardır. Ruhi veraseti oku: rinin tabi olduğu terbiye sistemleri hak- vardır Değerli Baaf İnan'a K. Ö değildir, . Bot Elükir devrinö yeriştlim mehlüktüm. Çok kere arkadaşlarımım —arasında bulun- Çünkü sarıklı/ hocamın nar sopa- Bundan mabrum kalan birkaç bir yete tabi olmasını icabettiren elim bocası, bizim için eli öpülecek ettiklerimize bile neler borçlayuz ! Bu melekelerin in. Ve çocük bu dikkatli , bilgili ve ebbimin elinde aziz bir varlıktır bir mürebbinin kendi çocuğunu dayâk atmak mecbuariyetinde kaldığını itiraf ettiği zaman ( Bütün mual. lim arkada Nazariyeler ; ölü mefhunlar mdıt?.. godur: eni örneklerine uk , mektebin mubitinden bâkim olduğu m memleket mührüm kalacağız . Eskiden, bise falaka dayağı attıl de gül biter) diyecek kadar bilirlerdi . Şimdi ise, şikâyet edilebiliyor . kaidesindeki gezasına müstahak oluyor. derçe Ve zan Binbir sebebe bağlı bu aksül'amelin neticesi olarak , ameliyesinin , muallimden — talebeye yoruz. Mersin'de öğretmenile dalaşan talebenin günalında , ücetirler vard Deliren dansözün defteri Umumi harpta büyük bir şöhret kazanmış ve şimdi İs- viçre'de bir tımarhanede şuur: dan mahrum bir halde kapa- tılmış olan Rüs dansözü Ni- cinski'nin hatıra defteri Lon- dra'da müzayedeye çıkarıl- mıştır. Bu hatıra defteri, umumi harba aid ve günü gününe ya- zılmış birçok enteressan ve hakiki hâdiselerle doludur. Amerika tabiler bu hatıra- ları tabetmek üzere satın al- mağa karar vermişlerdir. Bir canlı cenaze macerası Mayorka adasında Palma kasabasında çok garip bir macera olmuştur: Bir getç denize yüzmek için girmiş ve boğulmuştur. Civarda bulunan balıkçılar ce- sedi karaya çekmişler, ve sa- bildeki elbiselerinde de cese- din büviyetini tesbite yaraya- cak hiçbir şey bulamamışlar ve cesedi morga vermişlerdir. Morgda cesed, hüviyeti ta- yin edilmek üzere camdan bir tabula konmuş ve teşhir edik meğe başlanmış, fakat gece morg bekçileri yukarıda bir gürültü duymuşlar ve çıkınca ölünün cam tabutu kırdığını ve dolaşmağa başladığını gör: müşlerdir. Bekçiler hemen morg mü- dürünü uyandırmışlar, dirilen ölü de çıkıp gitmek istemiş, fakat müdür, polis müdürlüğü tarafından makbuzu iade edil- meyince, dirilen ölüyü bırak- mamiş ve... Zavallı adamcağız sabaha kadar morgda çıldır- Hişbri Çin'de yeni bir derdi! Çin'de tek zevce almak mecburiyeti hakkında yeni bir kanun neşredilmiştir. * “Bu kanunun iyiliğine hiçbir tatbikatta- kifayetrizi Evdeki sinirli ana, arkasına yapışan arsız çocuk , mektebe ka er Kötü misal olmaktâ bulunmsuştar . kuartulub cem tin tesir ve terbiyesi, mektebin telkin ve terbi: öğrel hıraz çocuğun kulağını çeken muallim , muallimin bharekâtı, 2l-nci satırına uymadığı için inzibat meclisine , ü hisettiren bu kudar boş veya sarhoş babası, otö- cephe almış, mek- komşusunu n mübiti içine düş. iyesine için lâzım — olân ideal unsurlardan kları zaman , (Hocanın vurduğu yet- tmenin hakkına saygi apılamasını babası tarafından pedagojinin 16 -nex (Kat't mâaş) (Dayak atmak ) 66 arib bir intikal devri yaşı- e bu kadar dür kimse itiraz edemez; "fakat Çin'de vaziyet pek başkadır; ya, Çin'li Bayın bu tek zev: ceden çocuğu olmazsa... Adam- cağız ne yapsın?. Diyeceksiniz ki, çocuk ol- mazsa ne olür?. Sakın ha, bunu -Varsa- bir Çin'li dnstıı- 'nuza söylemeyiniz.Çün! çocuksuz bir aile sahibinin vaziyeti çok fecidir. Çocuk yapmamak, çocuksuz kalmak Çin'de en büyük bir ayıptır! Çin vazır kanunları buna da bir çara bulmuşlar: Tek zev- celi bir Çin'linin çocuğu ol- mazsa, bu adam öksüzler yur: dundan yeni doğmuş bir ço- cuğu, gece vakti alacak, ve 9 aydanberi karnt üzerine yerleş- tirilmiş bolça çıkarılacak ve sabahleyin halka, Bay ve Ba- yan Çin'linin bir kız veya oğ- lan çocuğu dünyaya geldiği ilân edilecektir! Bir işi pamuk ipliğine bağ- lamanın Çincesi de işte budur! Bugün doğacak çocuklar.. Bugün müşterinin maküs bir tesiri altında — bulunacağımız için bilhassa ticaret işlerinde çok ih- tiyatlı hareket — zarnri Bougün bazı feci hâdiselerin de çıkmasnı çok — mühtemeldir. Öğle- den sonra ay ve uranusun — mün- zam — tesirleri ile aile rabıtaları için de birçok tehlikeler — başgös- terecektir. Bugün — doğan — çocuklar çok zeki ve kavrayışlı, velüd bir ka- biliyete malik olacaklar ve hayatta her zaman için azami muvaf lakı- yet elde edeceklerdir. Aile hayatında vakıa, ilk an- larda çok gürültülü bir hayat ge- girecekler fakal —sonunda mes'ud | bir aile sahibi - caklardır. ANADÖLÜ yeEHİR İzmir civarında- ki altın'madeni Madenin yerini söy- lememekte ısrar eden B. Faik ne diyor? Dünkü sayımızda Bay Faik adında bir zatın, İzmir civa: rında zengin bir altın madeni bulduğundan bahisle madeni işletmek için bazı teşebbüs- lerde bulunduğunu yazmıştık. Bay Faik, dün bir muharriri- | mizi görmüş nu | söylediği zengin altın mı hakkındabazı izahat vermiştir. Bay Faik, Karareis çiftliği sahibi ve Dalyan mültezimidir, diyor ki: — Madeni yirmi üç yıl evel bulmuştum. Bu maden için ailem şimdiye kadar 50,000 altın lira harcadı. Araya harp- ler girdi, maden işletilemedi. Fransa ve İngiltere'de yapb- ğım tahlillerden müsbet neti- celer aldım. Maden, cevherli ve fevkalâde bir mıntakadadır. Tabii, ben bunu gizli tutüyorum. — Yerini benden başka bilen yoktur. | Şimdiye kadar müteaddid de- falar maden araştırma enstitü- süne müracaat ettim, bana daima yerini sordular ve ted- kik ettireceklerini bildirdiler. Yerini göstermem; şarta mu- | allâk olabilir. Maden işlenince hasılat için bana yüzde 5 nisbetinde — tahvilât vermeği | kabul etsinler, başka birşey istemem. ve buldu yüksek geniş Altin madeninin çok zengin nden vi tahsislere başlanması mına olursa olsun tahsis istiyenlere — arazi, ba irilmiştir. Halkevlerinin kurulu nümü müt len er tarafındaki Halkı tören yapıl rinin hisle sıı)lcxlr—r verilecektir. Şehrimiz Halkevinde yapı: laçak törene zençlik işti- rak edecektir. Tören başlar başlamaz, Da- hiliye Vekili ve Pırı genel Sekreteri Bay Şi Ankara Halkevinde vereceği söylev radyoda dinlenecektir. Müteakib söylevlerden sonra İlbayımız Bay Fazlı Güleç bir söylev verecek, Halkevlerinin | yüksek bizmet ve faaliyetlerini olduğu muhakkaktır. Teklif bekliyorum. tebarüz ettirecektir. İlbayımızın söylevini, mütca- Adliye binası, dün az dat_ıg_y_a_r_ııyordu Kalorifer'kazanının fazla yakıl- "İmasından çıkan ateş, söndürüldü İtfaiye efradı, yangın başlangıcını söndürmeğe çalışıyor Dün sabah, bir yangın tehlikesi geçirmiştir. Saat 11 raddelerinde bina nın alt katındaki kaloriler ka- zanının ocağı - fazla yakılmış ve ocağa yakın olan bir yerde istif edilmiş talaşların ateş al- masından birdenbire yangın çıkmıştır. Bunun üzerine der- hal itfaiye merkezi haberdar adliye binası | edilmiş ve beş dakika içinde | yetişen itfaiye otomobilleri, hükümet avlusundan — girerek faaliyete geçmiştir. Hâdiseyi haber alan adliye memurları, işlerini bırakarak telâşla — bahçeye - fırlamışlar, eshabı. mesalih te birkaç da- kika zarlında adliye Fakat bu alt katında ocağının n & kapısının bir kıs- etmiş bulunan binasını bul yet ateş, tamamen bastırılmış ve tehlike bertaraf edilmiş bu- lunuyordu. Vaziyet anlaşılınca telâş zail olmuş ve memurlar da vazi- feleri başına dönmüştür. Yapılan tahkikata göre, ka- lorifer kazanının fazla kızış- masından bir infilâk husule | gelmesi de muhtemeldi. Maa haza, ilfaiyenin vaktinde ye- tişmesile bir facianın zuhuruna imkân bırakılmamıştır. Dikili kaymakamlığı Dikili kazası kaymakamlığı- na Terme kazası kaymakamı Bay Abdurrahman tâyin edil- miştir. Kültürparkta Belediye reisi doktor Bay Behçet Uz, dün Kültürparkta Fuar hazılıklarımı ve muhtelif ERLERİ İskân Yeniden tahsis muame- lesi yapılmıyacak Yalnız 2510 numaralı kanun hükmü tatbik edilecektir İskân işleri hakkında dün Sıhhat ve İçtimat Muavenet Ve- ste telgrafla bir emir tekrar bildirilinc muamel | 2510 numaralı kanuna göre imar eti ve bahçe verilmekte Bugun Halkevlerimizin kuruluş yıldönümüdür — ee — 2 2 ——— Şehrimiz Halkevinde, bütün genç- liğin iştirakile büyük tören var Halkevleri Bayramı.. inşaatı teltiş etmiştir. işleri gelmiştir. Bu emirde, kadar her kim na- yapılmaması ve yaln: kaydile devam e: -terfiye için: edilmesi ip; programda- yazılı olduğu Halkevi mandelinatası çalacaktır. üzere saat onbeşte başlı- Geceleyin, Halkevi ayrıca parlak bir Tören, yacaktır. salonunda müsamere verilecektir. Törene ait olan programı aşağıya aynen yazıyoruz: Program 1 — Ankara radyosundan sonra ilbayın söylevi 2 — Halkevi Mandolinatası | 3 — Gazi ilk okulu dansı “Piyano refakatile,, 4 Halkevinden müzik (Solo keman) “Piyano refa- katile,, 5 — Kız lisesi (Şan) “Piya- no refakat 6 — Halkevi müzik (Solo Çelo) “Piyana refakatile, 7 — Karataş Orta - okul (Şan) “Piyano- refakatile, 8 — Halkevi müzik (Solo | Alto) “Piyano refakatile,, 9 — Kız Öğretmen - okulu (Koro) “Piyano refakatile,, 10 — Halkevi manzumesi 11 — Enstitü (Canli tablo) | - Başı T ünci sahifede - etmek üzeredir. Tarili bein yürüyor, hem de bu bahtiyar neslin Tikri kalkın- masına hürmetle başeğiyor. Halke- vinden uzak münevver, ona lâkayl yatandaş kalmamalıdır. ve kalmıya caktır.. Bu ev, adı üstündedir: Bizimdir, bizim, ha milletin . kın; yani Anadolu Altı vilâyette İş beyannameleri tevzi edildi Dördüncü mıntaka iş büre- su âmiri Bay Faris, vilâyet- lerde yaptığı teftişleri iş ve şehrimize dönmüştür. Dör- düncü mıntaka dahilinde bu- lunan altı vilâyette, bütün mü- esseselere beyannameleri tevzi edilmiştir. Üniversiteliler Ankara'ya döndüler Ankara tarih ve coğrafya fakültesi talebesi, şehrimizde tetkiklerini bitirerek dün sa- bah Ankara'ya dönmüşlerdir. Türk-Macar Ticaret ve kliring anlaş- maları kalktı 16 Teşrini evel 935 t« Türk-Macar tüçaret ve kliring iş anlaşımalarının feshi ihbar edil- miştir. | miz Ağırceza mahkemesi Sırt Hamalları mes'elesi —eti » 6 n | Çuvallar ellişer ki- lolak olacak. Hamalların- sırtta yük taşı- maları )a_»al_ edilmiştir. Dahi- etinden gelen emrin tatbiki için alâkadarlar derhal tedbirler almağa başlamışlardır. Limanımızdan ihraç edilen birçok mahsullerin İzmir piya- sasına getirilirken daima bü- konduğu ma- Kümdur. Hattâ 150—İ180 kiler üzüm çuvallar — vardır. Belediye, den evel üzüm, İncir, buğday, arpa vesair mahsullerimizin naklinde kuk Tanılan çuvalların ellişer kilo- lük olmasını kararlaştırmıştır. Bunun temini için ellişer kilo- dan fazla mahsul alân çuvalı ların gümrükten idhale müsa- ade edilmemesi ve piyasadaki çuvalların yavaş yavaş ortar dan kaldırılması muvafık gö- rülmüştür. Bu hususta Türko- fis nezdinde de teşebbüste bulunulmuştur. Türkofis İzmir şubesi, bu mühim mes'ele için merkez nezdinde teşebbüste bulunacaktır. İnebolu faciası yük çuvallarr alan , her; Aranan iki şahid ni- hayet bulundu İnebolu — vapuru - batarken yolcuları kurtaran İstikbal va- purunun süvarisi Mustafa ile üçüncü kaptanı Ömer, şahid sıfatile dinlenmek için. şehri- ta- rafından aranmakta idiler. Evvelce İstanbul Ağırceza mahkemesine yazılan talimata gelen — cevaplardan - birinde Zonyguldakta bulunan vapurun kömür yüklemekte olduğu ve inde ise kereste almak için Romanya limanlarına gil- tiği bildirilmişti. Birtürlü ifadeleri alınamıyan kaptanların son zamanda İs- tanbul'a geldikleri zabıtaca tesbit edilmiş ve bundan isti- fade edilerek ifadelerinin isti- nabe suretile İstanbul Ağırce- za mahkemesince alınması için İstanbul'a acele talimat gön- derilmiştir. Bu şahitlerin ifade- leri, yolculardan çoğunu kur- taran İstikbal vapurunun kap- tanları olmak itibarile hakika- ten mühimdir. 15 martta şeh- rimiz Ağırccza mahkemesinde maznunlar muhakeme edilirken bu şahitlerin, İstanbul Ağırceza mahkemesince alınmış olan Delirdi mi? İki kişiyi öldüren Şükrü neler yapmış.. Alsancak'da evinde bir içki âleminde bakkal Sıtkı'le met- resi: Sabiha'yı 'boğmak- ve feci bir şekilde öldürmekle maznun makinist Şükrü'nün şehrimiz Ağırceza mahkemesinde cere" yan eden muhakemesi esna* sında deli olduğu iddia edit miş, fakat yaptırılan muayene* sinde deli olmadığı neticesin€ varılmıştı, Maznunda ararsıra deli hab leri”görüldüğü hakkında- mab” kemede bazı şahitler dinletet maznunun vekili, son defa iki çahidi 'daha gö smişti. Di haber aldığımıza göre maznuf! Şükrü hapishanede bir sinif buhranına -tutulmuş, mevknf'_ lara saldırmıştır. Elbiselerit! parçalıyan ve gâayri tabii hallef gösteren manznun, hapishant” de deliler koğuşunda tedav' altına alınmıştır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: