21 Şubat 1937 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 3

21 Şubat 1937 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İspanya, bugünden iti- Hükümetimiz baren denizden kontrol Resmi bir tebliz altına alınacaktır Bir deniz torpili patlamış ve beş - balıkçı kayığını batırmıştır Paris, 20 (Radyo) — Son gelen haberlere göre, İspan- ya'nın denizden kontrol altına alınması, sureli kat'iyede te- karrür eylemiştir. Bu kontrola, Rusya ile Portekiz'in de işti- rak etmeleri kabul edilmiştir. Verilen karara nazaran; Rus- Fransız donanması, Barselon sabillerini, İtalya-Almanya'do- nanması, Valans ve Cebelüt- tarık sahillerini ve cenubi İs- panya sahillerini de İngiliz do- Belgrad sefirimiz Bay Aııoıı::lko'yu ziyaret Belgrad, 20 ( Radyo ) — Türkiye elçisi Bay Ali Hay- dar Aktay, burada bulunan Romanya- hariciye nazırı Bay Antenesko'yu ziyaret ederek bir müddet görüşmüştür. B. Mussoliüni Manevralardan sonra Trablus'a gidecek Roma, 20 (Radyo) — Mar- tın onundan yırmi ikisine ka- dar devam edecek olan deniz manevralarından sonra Bay Mussolini tubvika çıkacaktır. Bay| Mussolini 12 martta büyük yolu- ve 17 martta Trab- lusgarb fuarını açacaktır. General Metaksas konsey için nediyor? Atina, 19 (A.A) — Başvekil general — Metaksas — müttefik devlet hariciye nazırlarının ha- reketinden sonra matbuat mü- messillerini kabul ederek de- miştir. kâ: — Yunanistan da tıpkı üç müttefik gibi Balkan antantı konferansından tamamile mem- nun olabilir. Balkan birliğimiz bu konferanstan her” zaman- dan ziyade kuvvetli- olarak çıkmıştır. Yunan - milletine bu bu teminatı vermek ve - bir sullb ve nizam - unsuru olan Balkan antantımın ebediyen sarsılımıyacağı ! kanaatım izhar etmekle bahtiyarım. Tayyareci Lindberg Hindistan yolunda Kahire, 20 (Radyo) — Tay- yareci Lindberg ve zevcesiz Hindistan'a gitmişler ve Ka- ras'ta yollarına “devam etmiş- lerdir. Sahip ve başyazganı Haydar Rüşdü ÖKTEM Umumt neşriyat ve yazı işleri müdürü: Hamdi Nüzhet Çançar İdarehanesi : İzmir İkinci Beyler s0l €. Halk Partisi binası içind Telgraf: İnmir — ANADOLU Telefon: 2776 — Posta kutusu 405 ABONE ŞERAİTİ Yıllığı 1200, altr aylığı 700, üç aylığı 500 kurüştur. Yebancı memleketler için semelik abane ücreti 27 liradır Her yerde 5 kuruştur Bgeçmiş nüshalar 25 kuruştur.| ANADOLU MATBAASINDA BASILMIŞTIR. nanması kontrol edeceklerdir. Kontrol için yapılacak mas- raflar, kontrolör devletlere aiddir. Paris, 20 (Radyo) — - İhti- lâlciler, Eroel cephesinde yeni bir taarruz yapmışlar ve 30 kilometre ilerlemişlerdir. Bilbao'dan gelen son ha- berlere göre bir deniz torpili patlamış ve biri büyük olmak üzere beş balıkçı kayığını ba- Von Papen Berlin'e gitti.. Berlin; 20 (Radyo) — Al manya'nın Viyana sefiri Von Papen; Almanya hariciye na: zırı Von Nöraht'ın Viyana se- yahatinde kendisine refakat etmek üzere buraya gelmiştir. Viyana, 19 (A.A) — Bütün siyasi mehafil B. Von Neurat- hın yakında Viyana'ya - yapa- cağı seyahat hakkında müta- lealar yürütmektedirler. Viya- na'da Almanya ile Avusturya arasındaki bütün mes'elceler, Bilkassa B. Şuşnig'in nutkun- dan beri aktüalite haline gel- miş olan kültür mes'eleleri müzakere edilecektir. B. Von Neurath pazartesi günü buraya gelecektir. Avus- turya nazırlarile yapılacak gö- rüşmeler bütün salı gününü iş- gal edecektir. B. Von Neurath'ın ziyare- tinin pek yakın bir zamanda icra edilecek almasıra'rağınen Alman gazeteleri Avusturya- daki krallık taraftarlarına şid- detle hücum etmekten hali kalmamaktadırlar. Daha geçenlerde Münih'te çıkınakta olan bir gazete şöyle yazıyordu: Almanya bundan böyle Avus- turya'da Habsburg 'hanedanı lehine propaganda yapılma- sına müsaade etmiyeceklir. Avusturya'daki saltanat taraf- tarlarının reisi olan B. Vics- ner Kral - taraftarlarının sar- fetmekte Soldukları faaliyetin 11 temmuz 1933 tarihli Avus- turya-Almanya itilâfına mugay- yöir olduğunu iddia ceden Al- man gazetelerini protesto et- mektedir. B. Vicsner diyor kiz Kralcıların hareketi dahili bir iştir. Ve mevzuubahs iti- lâfname Almanya'nın Avustur> yanın dahili işlerine karışmı- | yacağını tasrih etmektedir. Prens Mişel ükreş'e dönüyor.. Florans, 20 (Radyo) — Ro- manya veliahdı. bugün Bük- reş'e hareket etmiştir. Veliahd Bükreş'te resmi merasimle kar- şılanacaktır. Fransa -Almanya Arasında ticarf mü- zakereler, Paris, 20 (Radyo) — Şuba- tın 25 inci günü, Fransa ve Almanya arasında Ucari mü- zakereler başlıyacaktır. neşretti.. Ankara, 20 ( Hususi ) — Hükümetimiz, — Almanya ile olan tüccar muameleleri ve bloke paralar hakkında resmi bir tebliğ neşretmiştir. Dahiliye Vekili Bugün bir söylev verecek İstanbul; 20 (Hususi) — Dabiliye Vekili Bay Şükrü Kaya, akşam trenile Ankara- ya hareket etmiştir. Vekil, yarın (Bugün) Halk- evleri yıldönümü münasebetile Ankara Halkevinde bir söylev verecektir. Vekilimizin söylevi bütün radyolarda dinlenecektir. Ziraat Vekili İs. tanbul'da. İstanbul, 20 (Hususi) — Ziraat Vekili Bay Muhlis bu- gün Ankara'dan geldi. Dresni Kije Bugün mera- simle kaldırılacaktır.. Bay Dresni Kije Moskova, 20 - (Radyo) — Ağır sanayi komiseri Bay Dreni Kije'nin cesedi halka teşhir. edilmiştir. Teşhir, bu gece saat 21 e kadar devam edecek ve cenaze, yarın fev- kalâde merasimle yapılacaktır. Cesed, Lenin'in mezarına konacaktır. Alman mühendisleri Protestoya rağmen tahliya edilmediler Varşova, 20 (Radyo)—Ber- lin'den bildiriliyor: Almanya'nın Moskova sefi- rinin- protestosüna — rağmen, Sovyetler mevkuf Alman mü- bendislerini tahliye etmemiş- lerdir. Mevkuf — Alman'ların mikdarı 44 olmuştur. Eski kral Viyana'da uzun müddet oturacak, Viyana, 20 (A.A) — Halen Enzesfeld şatosunun civarında Vindsor dükası için hususi bir tayyare meydam inşası için çalışılmaktadır. Bundan Dükün uzun müddet Avustur- ya'da kalacağı neticesi çıka- rılmaktadır. Fransa Tayyare fabrikalarını istimlâk ediyor Paris 19 ÇA.LA) — Reisicu- mur hava işleri Nazırı Bay Pierre Cot tarafından kendi- sine takdim edilen kararnamc- leri imzalamıştır. Bu kararna- meler birçok tayyare fabrika- larının istimlâkini ve millileş- tirilmesini istihdaf etmektedir. İktisad Vekilimiz Celâl Ba- yar'ın İzmir'e gelmesini, peşin olarak, üzümcülüğümüz namı- na mes'ud bir hâdise olarak kabul etmek lâzımdir. Ortada, bir türlü hissedil- miyen ve muhtelif ferdi kana- atlerin tazyiki altmda müte- madiyen — ezilip- büzülen bir üzüm mes'elesi vardır. Bu mes'ele, sanki her - kafanın önünde başka rerik ve mahi- yete bürünerek geçid resmine tâbi tutulmaktadır. Standardizasyon, — bugünkü istihsal ve — ticaret işinin tek- nikleşmiş modern bir çalışma sistemidir. Bundan her- malı- sule ve memlekete göre, ameli ve faydalı birçok neticeler alınmaktadır. Standardizasyon, üzüme varıncaya kadar ne ka- dar madde, eşya ve mahsule girmiştir!. Fakat bizde stan- dardizasyon değil, üzüm te- mizleme, renge göre tasnif etme ve yıkama ameliyesi bile binbir müşkülâta tâbi - tütul- makta ve âdeta mahsülün sa- tışmı, Mmevkiüni bozacak — bir fuzuli iş, bir yanlış veya geri hareket telâkki - edilmektedir. Çünkü mes'eleye, ferdi kav- rayışlar ve şahıslara aid mü- esseselerin ötedenberi teessüs etmiş ve bir türlü; fedakârlık, zahmet, yeni vasıta ve teşki- lât kabul etmek istemiyen ferdi müessesesi ve ona aid zihniyet hâkimdir. Tacir, mütaleasını ileri sü- rerken, ne umumi — mahiyette düşünüyor, ne muasır hare- ketlere bakıyor, ne standardi- zasyon üzerinde birşeyler ka- rıştırıp — kavramağa — zahmet ediyor. Sadece ve sadece, kendi iş müessesesine, kendi çalışma sistemine bir göz gez- dirip onun namına söz söy: lüyor. Bu, bizim için çok yan- hştir. Standardizasyonun der- hal tatbikinde belki ameli, teknik zorluklar vardır. Fakat Kolleje Türk bayrağı çekildi Kollej binası, bir fırtınanın yadis gârıdır ve artık bizimdir Cüumhüriyet Kültür bahçe- sine, dün güzel bir fidan daha dikildi. Kısa bir zaman sonra bu fidanın dallarında köy mekteplerine uçacak olan yeni köy muallimleri kanat açacak: lardır. Kollej ve köy muallim mek- tebi. Dün ve bugünl Arada ne kadar çok fark vâr? En uzak Şark memleket- lerini, koltuğunun altında para çantası ve İhcil, sırtında siyah cübbesi ve elinde Aasası ile dolaşan Misyoner, dünle bügü- vün birleştiği noktada Cum- hüriyet kültürünün ayak bas- tığı bü yeri ve onun tepesinde dühden itibaren dalgalanmıya başlıyan Türk bayrağını gö- rünce, eminizki bizzat hayret- len hayrete düşecektir. Çünkü bir fırtınanın vesile olduğu ve bittabi bir misyoner zihniye- tifin meydana çıkardığı bu eser, yalnız bize geçmekle kalmıyor, âyni zamanda, bir günkü Kültür davarmızın yeni hedefini teşkil eden “Köy mek- tebi, tamına açılacak ilk köy muallim mektebimiz olüyor.. Dün, maarif müdürünün ri- yasetinde ve lise müdürleri ile kız muallim mektebi müdürü, diğer birçök ortamekteb mü- dür ve muallimlerinin ve ma- arif erkâmının arasında otobüs- le oraya giderken, ben sade- ce bunu düşünüyordum.. Yeni şuurumuz ve - varlığı- mız, zamanım üstünden, büyük bir fabrikanm gözü kapıb sü- rükliyen — çarhları gibi - hızla gelib geçiyor. Burjovazi ve aristokrasi ile gölgelenen bir misyoner çatı- sında Türk köyüne muallim yetişecektir. Farka dikkat bu- yuruluyor mu? Bir iki sene evveline kadar standardizasyona varıncaya ka- |dedi-kodu ve münmakaşası mem- dar, özümümüzün kıymet ve nefasetini arttırabilecek birçok başka işler daha - vardır ki, ona bile yanaşılmıyor. Biz bu hareketi, üzümü milli- mahsul telâkki eden ve liberal - ekonaominin. serbest, mes'uliyetsiz ticaret mülâhaza- larma artık kiıymet — vermiyen bugünkü iktısadi sistemimizle hiç doğru bulmıyoruz. Müs- tahsili teşkilâtlandırıp kuvvet- lendirmek ve - ihracatı daha kontrollü bir şekle sokmak zaruretini, bu;;gibi hâdiselerde daha esaslı olarak teşhis et- mek mümkündür. Üzüm tipinde bile. fedakâr- hik etmiyerek bu milli mahsulü hâlâ ve hâlâ şahsi etiket ve tiplerle salmakla ısrar göste- ren bu ferdi çalışma sistemi, bize gideceğimiz yolu ve tu- tacağımız prensibi - sarahatle gösteriyor. Tacir, zaman olmuş, birçok harcketlere itiraz etmiştir. Fa- kat ona rağmen yapılan tatb bikat — randmanını — verince, memnun kalmış, yanlış düşün- düğünü veya hareket ettiğini anlamışlır. Üzümde de vaziyet bu ola- caktır. Keyle ve râstgele te- lâkkiye değil, biraz da zartı- rete, tekniğe, umum! menlaate ve prensibe ayak uydurmak gerektir. #k leketin dört köşesine yayılan kollej, sadece bir masaldan ibarettir bugün.. Otobüsten indik. Bahçeye | girdik.. Dört yür dönümlük zengin bir toprak parçası.. Amerikan usulü ile, üç parça- | dan: mütekkeb, fakâat kilisai | şekli derhal göze çarpan bir mekteb.. Asıl mekteb kısmının kapı: sında şu isim yazılıdır; Maclachlan Hall Sol tarafta büyük jimnaz- yum, sağ tarafla da mabed ve kütüphane.. Bina, üç kallıdır, bir de çaltı arası var. Yatakhanesi 300 kişilik. Güzel, geniş, havadar bir çat.. Keza, jimnazyumu, Türkiye'deki bütün mekteple- rin jimnazyumlarından geniş, muntazam ve daha bol va- sıtalı.. Kapıda duruyoruz ve maarif müdürü Bay Ali Rıza'nın söy- Tevini dinliyoruz. Maarif mü- dürü, Türk Cumhuriyetinin bu yeni eseri, köye muallim ye- tiştirmek gibi büyük bir mak- sat için aldığını ve esasen ta- lebe yetiştirmek üzere kurulan mücssesenin vasfının bu su- retle, müayyen bir renk aldı- gını, duyduğumuz bahtiyarlığı ve sevinci anlattı, alkışlandı. Bunu İstiklâl marşı takip etti. Maarif müdür muavini Röuf İnan, binanın köy mual- lim mektebi olacağına göre, muallim mektebi marşının dâ söylenmesini istedi. Teklif gü- zeldi ve marş, hep beraber söylendi., Bunu takiben içeriye girdik, müesseseyi gezmeğe başladik, Şimdi baş duran dershaneler, odalar, yatakhaneler, yakında Türk gençlerinin sesi ile inli» yecek ve bu pencerelerden, her getvç, — vatanın en uzak köşes sine doğru yeni köy — ışığını uzatacaktır. Ara-sıra, etrafa bakiyoruz: Tabiat çok zengin ve güzel, Şimendifer, mektebin bahçe- sinin dibinden geçiyor. Yavaş yavaş, tarasaya çıkı- yör ve toplamyoruz. Biraz evel bulutlar olan gökte, bir akşam güneşinin tatli pariltı- ları gözüküyor. Büuca'lı gençlerden Rüstem Uysal, bayrak direğine çıkı- yör. Maarif müdürümüz kısa bir söylevle, gururumuzu ka- bartan bu hâdiseyi tekrarlı- yor ve bu sırada bayrak çeki- liyor. Kollejin üstünde lap-kir- mizi bir şeref ve Türk nişa- nesi, rüzgârla beraber esmeğe başlıyor. Ve, vaktile 600 bin Türk altını sarh süretile kurulan bina ile onun çiftliği, 62 bin lira mukabilinde Türkiye Cüm- huriyeti maarif idaresinin malı olüyor. Serlevhadâ gördüğür nüz bu para ve işaret ettiği- miz fırtınaya gelince; bu, mek- tebin kuruluşuna aid hâdisede mündemiçtir. Onu da anla- tahm: Umumt harbın ilk — senele- rinde Basmahane arkasında bir Amerikan mektebi vardı. Müdürü de Mister Maclachlan.. Bu zat, bittabi misyonerdir. Bir gün, mensub bulunduğu misyoner teşkilâtından şöyle bir telgraf alıyor: “Milyarder mister Kenedi flân vapurla İzmir'e gelecek- tir. Kendisini vapurda istikbal ediniz, mektebe kadar götü- rünüz. Bittabi bundan mekte- biniz namına bir istifade gö- rürsünüz,, Mister Maclachlan, bu fır- satı, daha doğrusu bu nimeti kaçırmıyor ve gidip Amerikalı milyarderi vapurda karşılıyor, mektebine davet ediyor. Va- pur da Himanımızda üç saat ka- hp hareket edecekmiş, Mister Kenedi mektebi dolaşıyor ve biraz yardımda bulunuyor. Tam —— ayrılacağı zaman bir haber geliyor: — Sonu 4ncü sahifede — e 1O1 Godakşam12,00 17,47) öle — 641 12,28 yatar — 1,31 19,1 ikinci — 9,38 15251imsak D 26 — 521 &

Bu sayıdan diğer sayfalar: