19 Mart 1937 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 4

19 Mart 1937 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

spanya harbi, artık dahi- li.harp olmaktan çıktı t'undan 23 yıl euvel-Balkanlarda patlıyan silâh, barut depolarını berhava etmişti Moskova, 17 (A.A) — Tas Ajansı bildiriyor: Sovyetler Birliği, Bilgi Aka- demisi başkanı ile Ukranya Zilgi Akademisi başkanı ve sirçok akademi azası, ilim ve tan'at adamları, profesörler, nilli artistler, rejisörler, res- iamlar, muharrirler ve diğer naruf Sovyet — mümessilleri imzasile İzvestiya gazetesinde leri ve terakki sever insanlık dostlarına hitaben şu beyan- nâame neşredilmiştir: Bundan 23 sene evel Bal- kanlarda patlıyan silâh Avru- pa'nın bütün barut depolarını berhava etti. Milletler dört sene ıstıraptan sonra büyük gayretlerle cihan barış binasını kurdukları bir sırada şimdi de yeni silâh sesleri işitiliyor. İspanya'da cereyan — eden bharb artık dahili bir harb de- ğildir. İki devlet, Almanya ve İtalya, İspanya ile muharebe ediyor ve bu devletlerin or- duları İspanya'yı istilâ ettiler. Ve tarihin tanıdığı muharebe- lerden hiçbir suretle farklı ol- mıyan askeri harekât yapı- yorlar. Avrupa'da öyle bir harb ce- — Paris, 18 (A.A) — Matbuat “Glichy'de vukubulan kargaşa- | lıklar hakkında birçok tafsilât vermektedir. Bu tafsilâta na- /zaran Fransız Sosyal partisinin 'tertib ettiği mitinge takriben | 550 kişi iştirak etmiştir. Buna mukabil nümayiş yapan komü- nislerin miktarı ise — 10,000 kadar idi. Le Petit Parisien diyor ki: Bir buçuk bölük asker ile | 300 polis Fransız Sosyal par- tisi azalarının saat 20,30 dan evvel dışarıya çıkmasını temin etmişlerdir. Halbuki saat 18 | denberi sinemanın civarında toplanan komünistler zabıta | kuvvetlerinin müdahalesi üze- | vrine sinemanın boşaldığını gö- Tünce vahşiyane naralar atarak polise kaldırım taşları atmağa | başlamışlardır. | Matin gazetesi komünist / partisi umumi kâtibi Thorez'in saat 23 de Clichy'e gelmişse “de nümayişçilere hitap etme- diğini kaydeylemektedir. Bu gazete komünist partisi | şeflerinden birinin müdabale | ederek komünistleri evlerine dönmeğe ikna ettiğini ilâve etmektedir. | Le Populair gazetesi, bir “çok tahrikâtçının nümayişçile- | rin arasına karışmış olduğunu “yazmaktadır. | Paris, 18 (Radyo) — Dün | yapılan kabine içtimaından sonra Dahiliye Bakanlığı bir bliğ neşretmiştir. Bu tebliğde | şöyle deniliyor: | — “ Hükümet Klisi'deki hâdi- leri teessürle karşılamıştır. Ölenlerin ailelerine beyanı ta- ziyet edilmektedir. Hükümet u gibi hâdiselerin tekerrü- mani olmak üzere icab saddan tadhirleri almıztır. Run. reyan ediyor ki milletler ce- miyeti paktı bundan şu suret- le bahsetmektedir: *“Milletler cemiyeti azası bü- tün azanın şimdiki toprak bü- tünlüğüne ve siyasi istiklâline riayet ve her türlü harici ta- arruza karşı müzaharet etmeği taahhüd ederler.,, 20 milyon İspanyol milletini kana bulamağa çalışanların bu hareketlerine artık müsaade edilemez. Avrupa'da barışın muhafazası iç'n milletlerin gay- retlerile vücude getirilen bü- tön meselelerin ihlâline mey- dan verilemez. Artık yetişir. Hitabeyi neşredenler sözle- rini şu suretle bitirmektedirler: Kültür işçileri,;sizi şu kati sö- zü söylemeğe davet ediyoruz: Halen işlenmekte ve dur- durulmadığı takdirde pek ya- kın bir gelecekte yeniden iş- | lenecek olan haberlere karşı şiddetli protestoya intizar edi- yoruz. Harb-başlamıştır. Faşist memleketler cihan — harbini hazırlamağa kat'i surette ka- rar vermişlerdir. Bunları kol- larından — tutmak - zamanıdır. Henüz çok geç kalınmış de- gildir. ünkü hâdiseler hakkın- da gazetelerin yazdıkları azırlar, hastanelere giderek ya- ralıları ziyaret ettiler dan başka hükümet partilerin vatani hislerine müracaat ve bu gibi hâdiselere meydan vermekten , çekinmelerini rica eder. , İstanbul, 18 (Hususi) — Fransa başvekili Bay Leon Blum, dünkü hâdiselerde ya- ralananları hastanelerde ziya- ret etmiş ve batırlarını sor- muştur. T0 Çocuğu sokağa terk etmişler. İkiçeşmelik Salepçi - camii sokağında yeni doğmuş - bir çocuğun sokağa terkedildiği görülerek alınmış ve hastaneye gönderilmiştir. Terkeden aran- maktadır. Eve taarruz Karantina 9 Eylül sokağın- da oturan Mustafa kızı Huriye ve kardeşi Zübeyde, Ali ka- rısı Hayriye'nin evine taarruz ederek dövdüklerinden yaka- lanmışlardır. Kapı kırmak İkiçeşmelik Aliağa sokağın- da oturan Kâmil kızı Melâ- hat'ın evine giden Abdülkerim kızı. Emine, sokak - kapısı açılmadığına — kızarak — tek- melemek suretile kapıyı kırdı- ğgından yakalanmıştır. Kavga ve yaralamak Karşıyaka istasyonunda ka- sap Ali oğlu Ahmed ile Riza oğlu kasap Hayati ve garson Kâni, Dedebaşı'nda — sarhöş olarak Bostanlı'ya geldiklerin- de aralarında çıkan kavgada Ahmed ile Hayati, garson Kâni'yi dovdüklerinden ve ye- re düşürerek yaraladıklarından vakaladımslardır. ğuna ihtiyacı vardır Balkan devletlerini biribirine bağlıyan çözülmez rabıtaların tam ahengi, 'beynelmilel teşriki me- sainin en güzel misalisolarak gösterilebilir — Başı T inci sahifede — | rilebilir. Memleketimizin müş- terek ülkülerini verdikleri bu birleşmede bir tek fikir ha- kimdir. Yalnız milletlerimizin değil fakat bütün insanlığın saadet ve refahı işte hepimi- zin hararetle ve samimi olarak istediğimiz budur. Bay Bakan, bu akşam bizi etrafında toplıyan bu masada ekselânsınızın şahsınızda yanlız dost ve mümtaz devlet ada- mınjin değil ayni zamanda va- sıfları ve enerjisi ve barış için olan aşkı sayesinde mufahham metbuunun hayırkâr - idaresi altında en gıpta edilecek hedef| olan barış ve kuvvet içinde refah başaran bütün asil Ro- manya milletini tesid ediyoruz. Romanya milletinin bu mu- zaffer yürüyüşünde Türkiye'de bütün kalblerin kardeş millete daima en büyük saadet te- menni etmek için müşterek çarpmakta olduğundan emin olunuz. Bay Bakan, kadehimi Ma- jeste Kral Karol'un şerefine ve müttefik Romanya'nın şan ve refahına kaldırıyor. ve ek- selânslarının ve bizi İâlif hu- zurlarile - şereflendiren Bayan Antenesko'nun sıhhatına içi- yorum. Bay Viktor Antenosko aşa- gıdaki nutukla cevab . ver: , miştir: Bay Bakan; Söylediğiniz medihkâr söz- lerden dolayı nihayetsiz teşek- kürlerimi bildiririm. Bu söz- lerin bir dost tarafından söy- lendiğini hissettiğim, bildiğim için bunlar beni hassaten mü- tehassis etmiştir. Burada gör- düğüm herşey üzerimde bü- tün kuvvetile bir - hayranlık hissini doğuruyor. Çünkü mem- leketinizde başarılmakta olan muazzam eser en sathi müşa- hid üzerinde bile -hoş ve iyi bir tesir bırakmaktan bali kal- miyacak vaziyettedir. Modern Türkiye'nin bu hayranlık hissi verici terakkisi herşeyden evel zamanımızın en büyük devlet adamlarından birinin Reisi- cumhur Atatürk'ün — etrafında toplanan ve birinci adamlardan teşekkül eden bir kütlerin kollektif çalışmasının netice- sidir. Türk. milletinin yüksek ener- jisi, serbest ve vatanperverlik meziyetleri bu muhteşem neti- ceyi vermek için bugün olduğu gibi sevkedilmeği bekliyordu. Uzun tarihleri esnasında millet- lerimiz — karşılıklı - tanışmışlar ve birbirlerinin kıymetini tak- dir etmeği de öğrenmişlerdir. Bu uzak temastan Türk mille- tinel karşı Romen milletinin kalbinde derin bir hürmet ve sempati, bir bağlılık hissi kal- mıştır. Bundan dolayıdır ki, hiçbir. ark kini, hiçbir hissi tereddüd devlet adamını çok defa uzlaşma eserinde rahatsız eden sebepsiz halk sevki ta- bitlerinden hiçbirisile mücadele etmek mecburiyeti bulunma- ması keyfiyeti son seneler zar- fında bu derece mes'ud bir surette başladığımız yaklaşma eserini kuvwetli.bir surette tes- hil etmiştir. .Bugün hiçbir nok- tada mukadderatımız -birbirile çarpışmamakta, -eseslı hiçbir şey birbirimizi sayırmamakta, hiçbir derin -menfaat: bizi bir- birimizin -karşısına koymamak- tadır. "Osmrettedir ki, müllet- lerimiz.hodbin noktai -nazar- dan dahi aancak | birbirlerinin ahenktar inkişâlınıarzu etmek- ten başka |birşey istiyemez. Gerek Türkiye gerez “Roman- ya sulhtan sbaşka -birşey arzu edemezler. *Zira -herikisi de kendilerine lüzumlu sağar da- hili islahat we - kuüvvetlenme eserini -muvüffakıyete isal et- mek için sülha -—mübakkak h- tiyaçlarısvardır. — Dünyanın bu ;kısmında- sul- hü ve muahedelerle kurulu nizamı idame ettirmek husu- sundaki menfaatımız bundan ileri gelmektedir. Bizi birbiri- mize bağlıyan muahedenin ilk maddesinin ifade -ettiği haki- kat bütün Romen'ler için çok kiymetli bir kuvvettir. Ben buraya bu muahedede ve daha canlı bir surette kalble- rimizde yazılı olan bu silin- mez dostluk ifadesini yenile- mek için geldim. Fakat dost- luğumuz birçok — dostluklara has sırf has ve gayri faal bir mahiyeti haiz olmakla kalma: makta, her gün birlikte idame ettirilen gayretlerle ve daimi yapıcı bir teşriki mesai ile itmam. olunmaktadır. Bay bakan, bundan dört sene evel —mütecavizin tarifi hakkındaki mukavelenamenin imzası mesud neticesine va- ran müzakerelerde siz mem- leketiniz adına birinci plânda bir rol oynadınız. Balkan -an- tantı paktının imza ile — neti- celenen konuşmalarda Türki- ye'nin rolü, —onun mühterem dış bakanının rolü her halde çok daha mühim olmuştur. Dış işleri Bakanlarının da yeni sıfatınızın ve sulh ve bey- nelmilel teşriki mesaisi eserile vakfettiğiniz. bu kadar sene zarfında topladığınız tecrübe- nin verdiği otorite ile iştirak ettiğiniz Balkan antantının da- imi konseyinin çalışmalarında işbirliğinizini? bütün kıymetini yakınlarda bizzat takdire mu- vaffak oldum. Gerek Romanya ve gerek Türkiye arasındaki her türlü doğru münasebetler çerçevesi dahilinde gerek Karadeniz'de birbirimize bağlıyan menfaatlar çerçevesi dahilinde gerek Bal- kan; antantı ve gerek Milletler cemiyeti çerçevesi dahilinde aramızda ancak yaklaşma nok- taları buluyoruz. Balkanlarda ve (Karadeniz) sahillerinde mücsses arazi ni- zamının idamesinde ayni mü- savi menfaatımız vardır. Ge- rek uzlaşma yolunda gerek kollektif emniyet hususundaki teşriki mesaimizle — Cenevre müessesesinin gayretlerini tes- hilde de ayni müstvi menfaa- tımız mevcuttur. Bu derece çok- sabalarda dürüst ve -dost teşriki- mesaimizin durmadan ve zayıflamadan devam etti- Fileceğine dair kanaatımı bil- dirir, kadehimi Ekselans Tür- kiye Reisicumhurunun, — Ek- selans —Başvekilinin sıhhatla- moa bizzat sizin ve burâda sbulunmayışından teessüf duy- düğüum Bayan Rüştü Aras'ın sıhbatlarına — kaldırır. ve asil Türk milletinin saadet ve re- fahına içerim Ankara, 18 (AA) — Dün sabah şehrimize gelmiş olan Romanza dış işleri bakanı Ek- selâns Antonesko Ankarapa- Jasta kısa bir istirahatten son- ra yanında Romanya elçisi B. Telemague olduğu halde sa- &t 11 de Dış İşleri Bakanlı- ganda doktor Tevfik Rüşdü Aras'ı ve onu takiben de Baş- bakan İsmet ile Kamutay baş- kanı Abdülhalik Renda'yı zi- yaret etmiştir. Dış İşleri Bakanı Tevfik Rüşdü Aras, Başbakan İsmet İnönü ve Kamutay başkanı Abdülhalik Renda muhterem misâfire iadei ziyarette bu- lunmuşlardır. Bayan Antonesko da öğle- den önce Bayan İsmet İnönü- nü ziyaret etmiş ve Bayan İs- met İnönü de Ankarapalasa gelerek iadei ziyaret eyle- miştir. Muhterem misafirler bugün öğle yemeğini hususi — surette yemişlerdir. Istanbul, 18 ( Hususi ) — Bükreş'ten bildiriliyor: Bütünm Romanya matbuatı, Romanya hariciye nazırı Bay Viktor Antonesko'nun Ankara seyahati etrafında uzun maka- leler yazmakta ve Türk - Ro men dostluğundan bahseyle- mektedirler. Romen gazeteleri, Türkiye- nin | sulperver - olduğunu, yaz- makta ve Somanya'nın, Türk dostluğuna şiddetle muhtaç olduğunu kaydeylemektedirler. Dost memleket Gazetecilerine ziyatet verildi. Ankara, 18 (A.A) — Dün Anadolu külübünde matbuat umum müdürü Bay Vedat Tör misafir Romen gazetecileri şe- refine bir akşam. ziyafeti ver- miş, çok samimi bir -hava içinde geçen bu ziyalette Ra- dor. ajansı direktörü B. Hurtig ve Adeverul gazetesinin dip- lomatik muharriri B. Grigares- €o'dan başka Türk ve yabancı gazetecilerin ileri gelenleri bu- lunmuştur. Ziyafetin sonuna doğru mat- buat umum -müdürü B. Vedat Tör bir nutuk - söylemiş: ve ezcümle demiştir ki: Hoş geldiniz. Romen dost- larımız. Daha dün üzüm kong- resi münasebetile verilmiş olan bir ziyafetle Dış işleri Baka- nımız Doktor Bay Rüşdü Aras şöyle söylüyordu: Türkiye asırlardanberi bir şeyden mahrum kalmıştı. Sev- mek ve sevilmek. Atatürk dev- rininin yepyeni hususiyetleri- nin biri-de “Türk'lerin bütün milletler tarafından - sevilme- Romanya'nın Türk dostlu-? Bu akşamki program İstanbul radyosu 12.30 Türk musikisi, 12,50 Havadisler, 13,05 Hafil musiki, 13,25 Muhtelif parçalar. 18,30 Dans musikisi, 19,30 Spor- musahabesi, 20 Vedia Riza ve arkadaşları, 20,30 Arabça- söylev, Ömer Riza ta:- rafından, 20,45 Cemal Kâmil ve arkadaşları, 21,15 Stüdyo orkestrası, 22,10 ajans haber- leri ve borsa, 22,30 Sololar. TT YYT 0 LA sidir. İşte bu sözleri bütün Bal- kan antantına teşmil etmek mümkündür. Esasen müşterek davamızın asalet ve manevi derinliği "de” burskladır. Aziz arkadaşlar, Balkan an- tantından doğan yeni ideolo- jiyi yaymak için bizim haki- katen sıkı bir iş birliğine ve karşılıklı anlaşmağa ihtiyacı. miz vardır. Zira bu ideoloji yalnız antantımızın dışında bu- lunanlar için değil ayni za- manda milletlerimizin — büyük kütleleri için de -yenidir. Za- ten tamamile müdrik —bulun- duğumuz ve İlâyikile iftihar et- tiğimiz büyük wvazifemiz de burada başlar. Karadeniz sahilinde oturan Romen dostlarımız boğaziçin- den geçerek Akdenize gitmek için daima bizim hava ve mu- hitimize temas etmek imkânını bulmuşlardır. Nitekim Akde- nize ulaşınak istiyen her Ro- manyalı için bu adeta coğ- rafi bir zarurettir. Bu itibarla Romanya'lıların — gözümüzün çok alışık olduğu sevimli ve beyaz vapurlarından - inip bu fırsattan istifade için güzel İstanbul'umuzda birkaç aat geçirdikleri nadir değildir. Ro- manya'lı dostlarımız : İstanbul- da bulunurken bu şehrin man- zarasında bile husüle gelmiş olan büyük inkilâbı her halde müşahede — etmişlerdir. — Zira evelce rengarenk ve - şarklı çehre arzeden bu şehir şimdi bütün ,medeni aleme has olan müşterek bir görünüş kazan- mıştır. Fakat yabancı gözüne çarpacak kadar bariz olan bu değişiş dahi ancak Ankara'yı anlamak — suretile idrak ve izah olunabilir. Romen dostlarımız, Anka- ra'da kalış müddetleriniz ne kadar kısa olursa olsun mu- hakkakki bu kurak ve hasis toprak üzerinde mütevazi -im- kânlarımızla vücude getirilen eserin hakikaten dostlarımızın takdirine değer olduğu dikka- tinizğden kaçmamıştır. Ankara bizim hem -gayri müsaid bir tabinta hem de reaksiyoner bir maziye karşı yapmış oldu- ğumuz mücadelenin ayni za- manda da yapıcı ve terakki ve şevk we gayretimizin bir semboölüdür. Bu nutka Rador Ajansı di- rektörü Hutig İstilenlon -çok samimi surette ve büyük bir talâkatla cevap vererek Türk ve Romen milletlerini birbirine bağlıyan tarihi , rabılaları te- * barüz ettirdikten —sonra- Bal: kan milletlerinin teşriki- mesa- isini(medhüsena eylemiş, ya- kın ve uzak mazinin dersle- rini ortaya koymuş ve yalnız tabiata ve mürteci bir maziye karşı; mücadelenin değil fakat ayni zamanda bu mücadelede kazanılan maddi ve manevi — Sonu 5 inci sahifede —

Bu sayıdan diğer sayfalar: