13 Mayıs 1937 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 3

13 Mayıs 1937 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ığ Mayıs 938 |Üç taraflı muahede'hak- |kındakimüzakerelerbitti Müukerelerı'n, gayet iyi neticelere var. — Fiğı, alâkadarlarca haber verilmektedir. » 19 (Radyo) — Türkiye - Fransa ve Suriye ara- l8 aktedilmesi mutasavver olan üç taraflı 1 Mmüzakereler, Hariciye Vekilimizle stanbul, sında llıi;ıiyı:îr, Bu müzakerelerin, ALER muahede hakkın- Fransız sefiri arasında gayet iyi neticeler verdiği söy- Facia kurbanları Nev- Yorktan yola çıkarıldı — Tertib olunan cenaze mMerasimine 10,000 kişi iştirak etmiştir Tedile; pil Ş lı.ı lıd:: ı;îe îııı merasimde Tiştir, Bu N'Vyoıl:, 12 (A.A.) — Dün akşam bur. cek olan Lakhörst kurbanları için ada Avrupaya nak- bir ihtiram merasimi i Almanya büyük elçisi Cuther, ku- ile İsveç konsolosu kısa nutuklar söyle- ; Merasime Amerika ordusu namına Miralay Baired ve N":l n;mxı Amiral Lan imde Avusturya "'dâ'l bir grup bulu:ıymıı.tııı. 35 NEYyork, 12 (ALA) '_“vinin cenaze alayı: Seyrisefain kumpanyası tur. Bayraklar ve çiçeki den MYaya götürecek €N evel rıhtıma konul Sergiyi görenler 67 bine vardı — Dün akşam kö. kö; bini geçmiştir. evelki giçkteplileri” öğleden etmekı,dg:;%"" devam | yüksî:ıyı dün Amerika bü- Mi Ş ıil:ıu'B. Mak Murray gez- hülâsa etmiştir: kilr n “—Sergiyi son di le:ıı.ın ve tetkike d:;:îı l:î:îI doî;. U Sergiyi gezdiğimden v fevkalâde memnunum. de:lf birşey göreceğimi llllıu_i etmediğimden bu- Sonra âr. — gelip Tgiyi — tetkik v tekri âriz ve amik se, iyi 'deoeğı'm.. Sergiye geli N gelen mallar tama- '“'l: satılmıştır. Teşhir edilen- göre yapılan siparişl, iğ e I:on. ler de ':::lr mühim miktarda s9- n almıştır. Linyit yakan kalorifer kazanlarından — da :'_"ümı_ı.ıı..,ç.,, Satılan oto- Sayısı da r kaloriferlerinin altyı bulmuştur. ve - başya: ullaydar Rüşdü ÖKTEM e yat ve yazı işleri İ ürü: Hamdi Nüzhet Çançar dî"hııd: *mir İkinci Beyler ye Halk Partisi h—m t .:'ıııı: İzmir — ANADOLU ONi 2776 « Posta kutum 405 | ABONE ŞERAİTİ | 1200, altı aylığı 700, “ylığı 500 kı’ı—bıııı B ing iştirak etmiştir. ve İsveç konsoloslarile eski muharip- — Hindenburg faciasında kurban giden 'nın yapılmış olduğu Hamburg Amerika rıhtımında on bin kişi hazır bulunmuş- lerle örtülü olan birçok tabut bunları olan Hamburg vapuruna irkâp edilme- İmuştur. j Kömür sergisi |Suriyede petrol meselesi yüzün. den hâdiseler oldu Şam, (Hususi) — Bütün Su- riye petrollerinin bir milyon sterlinglik bir istikrar muka- bili olarak tamamen İrak pet- rolyum şirketine devri - için hazırlanan — vesikanın intişar sahasına çıkması Suriyede ye- niden bir takım gürültülerin zuburuna vesile olmuştur. Suriyenin yegâne hayat mem- bat olan petrolün böylece sırf bir istikraz mukabili olarak terkedilmesi işletme - sahaları- nın kira bedeli olarak da an- cak bazı harb malzemesinin verilmesi hakikaten asabiyet uyandırmıştır. — Mukavelenin Ahmed el - loham (Suriye as- keri mütehassısı) Şükrü Ku- vatli (Başvekâlet delegesi) ve Irak petrolyum şirketinin mu- rahhası tarafından imza edil- diği de bildirilmekte idi. Bu husustan bahseden Pe- telarap gazetesi şunları yaz- mıştır: Petrollerimiz — başkalarının saadetini temin edecekse top- rak altında kalsın. Cebelidürüz isyanından ön- Ce ortaya atılmış olan petrol işi Cebelidürüz isyanı dolayı- BKK yı sile bir müddet sükütla kar- :!llı_nmtı ekonomik mesele gö: rüşülmez olmuştu. Suriye mahafilleri müşterek bir şekilde gene petrol mese- lesini nazarı itibara almıya başlamışlardır. Bunun üzerine mukavelenin bir müddet daha tehir edildiği haber alınmıştır. Petrol işletmek isteyen yerli şirketler vardır. Bunlar müte- madiyen içtimalar yapmakta ve hükümete müracaatlarda bulunmaktadırlar. Özbek artistleri Moskova, 12 (Radyo) -— Özbek artistlerinden mürek- kep 350 kişilik bir grup 21 Mayıstan — itibaren #konserler vermek üzere Moskovaya miştir, Bunların içinde şair İktısad konferansı.. Dünyada devlet hudutlarını çerçeveliyen gümrük duvarları, serbest ticaretin ve serbest dövizin kepazesini çıkarıb le- şini bir tarafa bıraktı. Liberal sistem, tecrübesi yapılmış, uz- viyeti artık beş para etmiye- cek şekilde emilip sömürül- müş olarak bir kenâra çekildi. On sekizinci asırda dikişini tutturub on dokuzüncü - asır içinde mahdud bazı devletler hesabına ve muayyen bazı ideolojilerin gölgesi altında birçok eserler veren bu sis- tem, harb sonrasının huzuruna artık çıkamaz oldu. Birçok cemiyetlerde demokrasi bile rolünü - muvakkaten - olsun - başka — şekillere — bıraktıktan sonra, liberalizm gibi tek cep- heli ve beynelmilel bir siste- min *hem de harb sonrasında- yaşaması, tatbik sahası bul- ması esasen imkânsızdı.. Bu- gün hiçbir devlet gösterilemez ki, liberalizmi tam ve kâmil manası ile tatbik etmekte ol- sun. Hatta, liberallikleri ile meşhur ve liberalizmde fayda. ları daha çok olan devletler arasında bile.. Gümrük — duvarı, — iktısadi kapris ve akınların — karşısına çekilerek, her devletin bün- yesini kurtarmağa ve iktısadi münasebetlerini tanzime ma- tuf yegâne çare olarak göste- riliyor. Bunu “denize düşen yılana sarılır, çerçevesi içinde mütalea edenler olduğu gibi, kısmen, kendi tabit menlaat- lerine uygun bulanlar da var- dır. Fakat her devlet, hem bu duvann üstüne hergün bir parça daha eklemekte, hem de: — Bu duvarlar, — iktısadi buhranı arttırıyor. Milletlerin nefes alma imkânlarını zorlaş- tırıyor. Feryadını ayyuka çıkarmak- tadır. Bu iki başlı faaliyet ve iştikânın içinde kendi gemisini yüzdürebilen, hakikaten bah- tiyardır! Hiçbir zaman anlamadığım ve anlamamakta da mazur bu- lunduğum yegâne birşey var- sa, o da dünya iktısad kon- feransı denilen Ankanın ta kendisidir. Cenevredeki bey- nelmilel işsizlik tetkik komis- yonunun mevcudiyetini, bile bile, lâdes diyerek kabul eden mantığım, şu iktısad konfe- ransının abes ve gülünç mev- cudiyeti mevzubahs - olunca, derhal isyana kalkıyor. Fıkra malümdur: Devrin hükümdarı, çocukla- rın - ağlatılmamasını — istemiş. Etrafındakiler buna imkân ol- madığını — söylemişler ve hü- kümdarın ısrarı üzerine bir tecrübe yapmağa karar ver mişler.. Hükümdar da - tecrü- birmi ::îu: Masanın üstünde tereyağı — varmı Çocuk, lql'hyııılıî.i S " Şu tereyağı ile balı ni- çin / karıştirmiyorsunuz!. — Ben öyle istiyorum, karıştırınız. Demiş. Hükümdar: — Haydi -diye müdahale etmiş- çabuk, karıştırın.. Ço- cuk ağlamasın.. Ve, çocuğun susub gülmesi üzerine: — — Gördünüz mü “diye ilâ- ANADOLU “ANADOLU,, Satranç müsabakası İBir İzmirde satranca karşı gösterilen|gününün tahlili alâka, gün geçtikçe artıyor Halk arasında eğlence veya kumar maksadile bol bol revac bulmuş, bir çok oyunlar vardır. Bunları saymağa lüzum yoktar, Fakat bunların |(© içinde terbiyevi kıymeti çok büyük ve bugün hakikaten bir teknik ha- Tini almış, dünyaca ta- nınmış bir oyun vardır ki, o da satrançtır. Sat- ranç, eğlenceden ziyade yüksek bir zekâ ve ira- de inkişafını, mücadele- lerde tabyayı, uzun görüşü ve ihatayı beslemeği istihdaf eder. Satrançla iştigal edenlerin hep- sinde, bu hassaların, bu kıy- metlerin gittikçe arttığı ve müsbet, faal, geniş şekiller aldığı tesbit edilmiştir. Bu sebebledir ki, satraç, halk arasında lâalettayin bir eğlence ve zaman geçirme vasıtası olarak kalmaktan kur- tarılmış, Garbta, dimağ ter- biyesinde bir kuvvet olarak kullanılmağa başlanmıştır. Ya- ni oyun yerinden tedris ve terbiye sahasına intikal et- miştir. Nitekim, bugün birçok mekteblerde, hatta Erkânıhar- biye mekteblerinde, satrancın büyük bir yeri vardır. Çünkü satranç, zekâ, ihata, teknik gibi kuvvetlerin — teşkil ettik- leri kumanda heyetlerinin kar- şılıklı olarak mevki alıp elle- rindeki vasıtaları, üstünde bu- Tundukları sahada — hareketler yaptırmanın ta kendisidir. Ora- da taarruzlar, ihatalar, yarma- lar ve herşey vardır. Bunlar- dan çekinmek, bilâkis hasma faik olmak gibi askerliğin baş- hea hedelleri, satrançta ken- diliğinden teessüs eden bir teknik halindedir. Keza, bazı mekteplerde, ders programlarında satranç dersleri vardır. Bilhassa yatılı mekteplerde, günün muayyen derslerinden sonra ve akşam- ları, satranç dersi ve tatbikatı gelir. Bundaki” maksad, tale- GAf CRREREAOMNTATACMTED GÜNELTYAMEEN VON ve etmiş- eğer çocuğun istek- lerine cevab - verilirse, çocuk ağlamarz. Fakat biraz sonra çocuk, burnunun içinde duran ve kıv- mık dudaklarında gizlenen bir ağlayışla: — Bu balla yağı Ben öyle istiyorum! Deyince, herkes, hükümda- rın yüzüne bakmış, Bittabi, onlar bir kere karıştıktan son- ra, hiçbir kuvvet bu iki mad- deyi ayırmağa imkân bulamaz.. Bunun üzerine: — İşte hükümdarımız -de- mişler- tedbirler burada iflâs ediyor ve çocuk, onun - için ağlıyor. Dünya iktısad konferası da, harb sonunda, bundan daha fena şekilde karıştırılmış bir nevi Nuh çorbasının kazanı başında in'ikad ettiğine göre, ne bulgurunun, ne pirincinin, ne nohud, ne un, ne yağ, ne suyunun karışıklığına yapabi- lecek hiç birşeyi yoktur. Hatta bu konferans, burun ayırın. B İki hamle mat benin kafasındaki kuvvetleri ve elemanlar — inkişaf ettir- mektir. Satranç, bizde de pek eski- denberi vardır. Nitekim, Ya- vuz Sultan Selimle Şah İsmail arasında satranç başında ge- çen hâdiseler malümdur. Fa- kat nedense, satrancın taam- mümü cihetine gidilememiş, Çünkü satranç, rasgele, uzun hesaplardan, — düşüncelerden müstağni ve kavrayışsız bir oyun değildir. Fakat memnu- niyetle görüyoruz ki, memleke- timizde — satranca karşı bir alâka uyanmıştır. Nitekim, An- karada bir kulüp - bile açıl- mıştır. Keza, İzmirde son za- manlarda bazı münevverlerin, muhtelif yerlerde ve bilhassa askeri kıraathanesinde satranç oyunu üzerinde ısrarla durduk- ları ve yavaş yavaş, satranç tah- tası etrafındaki seyirci ve me- raklıların da — arttığı görül- mektedir. Hatta, yakında bir kulüp açılması arzusu bile vardır. Satrancın, daha geniş bir muhit tesisini istiyerek ve dü- şünerek, İzmirde bir müsabaka açmağı kararlaştırdık. Satrançla iştigal edenlerin bu müsaba- kayı memnuniyetle kabul ede- ceklerinden eminiz. Bu hu- susta, müteakıp sayılarımızda izahat vereceğiz. Tapu Kadastro mektebi Ankara — Tapu ve kadast- ro mektebi talimatnamesi Ba- kanlar heyetince kabul edil- miştir. Talımatnameye göre, mekteb, tapu ve kadastronun hukuki, fenni ve mali işleri: taallük eden kanun ve nizam: nameleri ve usulleri öğretecek- tir. Mekteb altışar aylık A ve B şubelerine ayrılacaktır. Mek- tebin A kısmına tapu ve ka- dastro teşkilâtına dahil me- murlardan tahsile - kabiliyeti görülenlerle dışarıdan müra- caat edenlerden Ortamekteb mezunu olanlar kabul oluna- caktır. B şubesine ise Lise mezun- ları ile Lisenin onuncu sın- fından tasdikname almış olan- lar müsabaka ile alınacaklar- dır. Mektebe alımacak talebe- nin kayıt müddeti 1 Ağustos- ta başlayıb Eylül sonunda bi- tecektir. Mektebe devam eden memur talebe maaşlarını ta- mamen alacaklar, kendilerine ayrıca ayda 30 lira verilecek- tir. Bu şubeye dışardan gire- cek olanlara da bütçeye tah- sisat konulduğu takdirde ayda azami 30 lira verilecektir. Mu- vaflak olmuyan talebeye aldık- a “| gece uykusunda adamakıllı ları paralar mahkemeye mü- Sayfa 3 “tatil,, — —3 Pisika teknik: Adali cümlenin istirahati muayyen bir istirha devresi ile tamam olur, Adelesi ile çalışan adam, dinlenmiştir, Ertesi günü tatil almasının manası kal» maz adale istirahati için, Bilâkis bir iki günlük ata- let “ham,, lık - tevlid eder, Pisiko teknikte riyazt bir davadır bu: Bütün atöl- - ye ve fabrika randımanları pazartesi günleri düşüklür, Yani istirahat etmiş edale, sözde daha çok çalışması lâzım gelirken; — rehavele terkedilmiş adalt cümle- nin hamlığı randımanı dü- şürüyor aksine., Asabi cümlenin is irahati ise sükünet içinde - fazli- yettir. Kafanın ataleti, iç sıkıntısı tevlid eder, Ve iç sıkıntısı yıpratıcı bir sinir düşmanıdır. Şu halde koca bir günü bomboş geçiren adamın ne adalesi, ne kafası bu- tatil- den istifade etmemiş, bilâ- kis zarar görmüştür. Düzenli ve fizyolojik istirahat, yedi günde bir gyapılan rehavet değil, her muayyen iİş saatinden sonra altnacak “repo,, dur. Yedi günün yirmi dört saatini atalete terketmek- tense bu yirmi dört saatlik istirahati, yediye taksim ederek gündelik * mesai müddetinden — tarheylemek en muvafık ve ilmi redir. Haftada bir gün dinlen- mek, altı gün aç oturup : bir gün yemek yimek gibi — fizgoloji kaidelerine u9y- amaz, zararlı birşeydir ves- selâm.. Dr. Necati Kemal Mrt T-T » Yunus Emre gecesi İstanbul, 12 (Hususi) — Yu- nus Emre günü, Halkevinde merasimle kutlulandı. İtalya kralı Krinal sarayında amiral- lerle generalleri kabul etti Roma, 12 (Radyo) — İtak- ya kralı Krinal sarayında bü- tün İtalya amiral ve general- lerini kabul a_ı:..m racaata hacet kalmaksızın ödet- tirilecektir. Talimatnamenin di- ğger maddelerinde - tedrisata, imtihana, devam, sehadetna- meye, inzibata ve talebenin yatacağı yurda ait hükümler t vardır. » TAKVİM ; Rumi - 1353 Arabi- 1356 Nisan 30 Rebiülevel 2 wkat Ezan Vasat Evkat Ezan Vi N Göneş 948 4 S5akşam 12 19079 — 5,03 1210 1444 20,5: B,56 16,06 751 ÖM l MAĞ

Bu sayıdan diğer sayfalar: