20 Mayıs 1937 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 6

20 Mayıs 1937 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

“Sayfa - 6 "Numara — 19 ee li YA Z ANADOLU Manisa mektubu S e Yazan: M. yAhan”z ÇA (Manisa Valisi B. L. Kırdar V Kıyara, tekrar: Doğan! diye bagırdı. Fakat ne gelen vardı, ne 'ğiden! Dakikalar geçiyordu. Fakat | kimse görünmüyordu. Ne ka- y pida bir ayak tıkırtısı, ne dam- larda bir ses, ne de pencere- ilerde bir gölge — Sanki her ikisinin de kalb- İllerinin — çarpışı — duyuluyördü: OBu intizar dakikaları, onları Blasavvur edilmez 'bir. beyecan Bücide brrakmıştı.. Fekat daki- akalar uzadığı halde, hâlâ, ne — gelen vardı, ne giden.. Kiyara, - gırtlağına saplanmış gibi: — Doğan! Diye tekrar bağırdı. — Doka, acı acı gülümsemeğe başlamıştı. Kiyara, büyük bir izzeti nefis acısı içinde sarsı- — hyordu.. O, gelmemişti. hançer Her şeye göğüs gererek müdafaa ettiği | ve ölümden bile korkmıya- rak bir hamlede meydana çı- kacağını sandığı Doğan, gö- — Tünmemişti.. Ve işte, Dokanın müstehzi bakışlarında ve alaylı alaylı gülüşlerinde, aynı za- manda büyük bir ifade vardı ki, yüzünü tokatlayıp duru- - yordu.. Doka, kılıcını kınına yerleş- | Kiyaraya lirdi ve ağır ağır, yaklaştı: — Zavallı kız, senin kahramanı gördük.. Kılıcım, - bir çocuğun tahta oyuncağı işte, — gibi saklıyarak tabanlarını kal- | — dirdi ve kaçtı. Bereket versin ki, maskesi çabuk düştü, Ars- | — lan postuna bürünmüş olarak buraya gelen herif, meğer... Kiyara, daha fazla dinliye- — medi, Partiyi kaybetmişti. Do- — kanın he isterse söylemeğe — hakkı vardı. Çünkü Doğan — kaçmıştı. — — Merhamet ediniz Doka! Diye mırıldandı ve kendini kaybederek olduğu yerde yı- — gildi.. Doka, birdenbire ken- dini topladı. Yeğenine acı- mıştı., Hemen onu kucak- lıdı ve: — Hay yaramaz K başıma neler açtın?. kız hay, Diyerek onu yatağına uzattı. Konsolun üstünden şark ko- kusu dolu bir şişeyi aldı Kiyaraya yaklaştı. Kiyara, bir — kaç dakika sonra kendine geldi.. Sanki bir feci rüyadan “uyanmıştı. Fakat Doka, başı “ucunda idi ve Dokanın gözle- rinde artık o müstehzi, o za- lim bakış yerine, bir sıcaklık, - bir yakınlık vardı. Kiyara göz- lerini açınca, Doka yaklaştı: — Benim güzel kızım, be- — nim zarif kızım.. Seni incitti- — ğimden çok müteessirim. Fa- kat bir hakikati çarçabuk mey- — dana çıkarıp ta seni, gençliği- nin verdiği bir dalâletten kur- O tardığım için çok memnunum. Senin bütün meziyetlerini tak- dir ve senin mevcudiyetinle — iftihar ederim. Fakat tecrübe- derime istinaden kendime dü- /— şen bir vazifeyi yapmak mec - buriyetinde kaldım. Bu mec- buriyet benim için ne kadar ağır oldu ise, senin için de - o kadar sert geçti. Fakat şim- / di, vaziyeti tamamile kavramış bı!unuyoııun Ben, fazla bir d aa BK BZ ve | hâdisenin, sana bir ders vere- ceğinden eminim.. Seni affe- diyorum benim güzel kızım..| hâdiselerini ise, yalnız çil, onun içinde «hte kahramanı da yaşıyan ştı unut.. 'O, s ğ elümıyacak kadar - zelil mahlük imiş.. Artık bu sara: yın 'etrafından geçmek değil, Venediğe bile ayak basmıya- cağından Arslanın yelesi de düştü, kuyruğu da.. Onu artık kılıçla değil, sopa ile dövmek kâlidir.. Kiyara, yalyararak — mırıl- dandı: — Beni biraz yalnız bırakın muhterem Dokal.. Doka, genç kızı selâmladı ve çıktı. Koridordan geçerken, büy bir zafer elde etmiş gibi seviniyor ve — mırıldanı- Yörklü: Bitti, kazandım. Beri tarafta da zavallı genç kız, sessizce ağlamağa başla- mıştı: — Bitti, mahvoldum... Ve Birdenbire eski bir şiiri hatırladı. Bu Lâtince şiirde şöyle deniliyordu: Kalb, insanın en çok ve herşeyden evel aldatılan bir mahlüktur. Kalb çok kere nurla karanlığı farketmez ve böyle zamanlarda, bastığı ye- rin derin bir uçurum olduğu- nu göremez.. Herkesten evel kalbinize acıyınız. Çünkü bu merhamet, kendi kendinize merbamet demektir.. O şiiri bir dua gibi okudu. Manevi bir yorgonluk - içinde idi.. Doğruldu. Çana dokundu. Rozita göründü. Hizmetçi kız, telâşla ona doğru koştu: — Sinorinam, felâketl.. — Evet, bir felâket kızım.. Herşey bitmiştir.. Fakat birdenbire bu ka- dar meyus olmayınız. Kendi- nize acıyınız.. — Ben de şimdi onu dü- şündüm. Kendime acımalıyım. Fakat niçin?, Acımakla acı- mamak arasındaki fark nedir? Sinorina pencereye doğru yürüdü ve derin derin içini çekti: — Ben artık her ümidini, her saadetini kaybetmiş bir kızım., eminim. nihayet partiyi Venediğin saraylarına, ev- lerine, balıkçı — kulübelerine baktı: - Şu damlarda, şu fakir: lerin oturdukları küçücük ça- tılar altında bile benimki ka- dar bedbaht bir kalbin mev- cud bulunabileceğini zannet- miyorum. Saadet, saadetten üstündür. Felâket te felâketten üstün amma... Galiba, benim- ki, en üstün ve en kahredici felâket olacak.. — Bana anlatmaz Sinorina? misiniz Kiyara, Rozitaya şelkat ve merhamet dolu bir — bakış fırlattı: — Anlatacak şeyler çok ba- sit, Şu odaya saklanmıştı, Do- ka, beni mecbur etti, odayı <abım Pdan hanim asvum hi. lâfına hiç bir harekette bulun-" mamasinı söylemiştim ve biz Do- ka ile münakaşa ederken onun, odada bulunduğunu — sanıyor- dum. Fakat oda bomboştu. Nereden. kaçtığı meçhul.. Doka, onu sahte bir kahra- man, bir serseri, bir korkak olarak tavsife kalkınca herşeyi gözüme aldım. Adını çağır- dım, gelmedi. Anlıyor musun, gelmedi.. Halbuki ben onun ne pahasına olursa - olsun ç kıb geleceğini sanıyordum.. —Belki de buradan epeyce uzaklaşmıştır. — Belki, fakat bu beni tat- min etmez.. Uzaklaşmamalıydı. Bunu yapmamalıydı. Ve Kiyara, boynunu büktü ve ağır ağır, şezlonga doğru yü- rüdü. — Sonu var — Ankaradan SA e Ankaradan iyi haberler getirdi. Hastane avdet etti mşaatı da bugünlerde bitmek üzeredir Bay Lütfi Kırdar Manisa, ( Hususi ) — Vilâ- yetin muhtelif işleri için An- karaya giden valimiz doktor Lütfi Kırdar avdet etmiş ve vilâyet hududuna grdiği da- kikadan itibaren bütün güzer- | gâhta sevgi ile karşılanmıştır. | — Haber aldı ğımız:ı göre, bu MAHKEMELERDE Buca cinayetinin şahid- leri neler soyledıler" Kocakafa Mehmed elinde bıçak- la kadınlara Buca nahiyesinde Kocakafa Mehmed ile Hakkıyı öldür- mekle maznun Mustafa ve kar- deşleri Mümin, Rifat kadaşları İlyasın muhakeme- lerine dün şehrimiz Ağırceza mahkemesinde devam edilmiş- tir. Bu celsede müdafaa şa- hidi sıfatile Salih, Ramazan ve İlyas dinlenmişler ve vak'a günü kahvede oturdukları sı- rada maznunlardan Müminin acele evine girdiğini söylemiş- ler ve demişlerdir ki: — Biraz sonra Kocakafa Mehmed, elinde bir bıçak bu- lunduğu halde kapıya geldi, kapının, içeriden kapanmış olduğunu görünce göğüsliye- rek kapıyı kırdı, içeriye girdi, aradan bir dakika kadar geçti, dışarı çıktı. Sonra ölüsünü gördük, fakat nasıl öldürül- düğünü görmedik ve bilmi: yoruz. Maznun, Mümin ve Musta- fanın annesi Ümmüş de Ko- cakafa Mehmedin elinde b çakla evc girdiğini, gelini Na- zike, Hatice ve kızı Pamuşun korkup feryada başladıklarını, o sırada oğlu Mustafanın, evin üst katından cakafa Mehmedin arkasından gittiğini söylemiş, Müminin karısı Nazike de: — Kocakafa Mehmed içeri girdi, bıçakla bana hücum etti. Korkarak ferrada başla- dım, düşüp bayıldım, sonra ne olduğunu bilmiyorum. Ayıldı- ğim vakit yerde kan lekeleri gördüm. Dedi. Bazı müdalaa şahit- leri gelmemişlerdi, onların celbi için muhakeme, başka bir güne bırakıldı. Değırmendeğı cinayeti Değirendağı tüa rde manifaturacı öldürmek ve Belediye tahsil- darı Bay Ragıbı yaralamakla Saban oğlu B; ile âr- maynun aşağı inip Ko- | Bay Muammeri | hücum etmiş | Yaşarın muhakemesine şehrimiz Ağiırcera dün mahkeme- sinde devam edilmiştir. Maz- nun Yaşarın, evinde bir ka- nape altına saklı vaziyette bu- lunmuş olan kanlı bir bıçağın üzerinde bulunan kan lekele- rinin insan kamı mı, yoksa hayvan kanı mı olduğunu tes: bit için İstanbulda Tıbbıadli müessesesine gönderilmesi ka- rarlaştırılmış ve bıçak - evelce gönderilmişti. Aradan epey za- man geçtiği halde bıçaktaki kan lekeleri hakkında henüz rapor gelmemiş olduğundan dünkü celsede mahkemece, bu raporun acele gönderilmesi | için telgrafla tekidine karar verilmiştir. |Türkelli cinayeti davası Maznunun tecziyesi istendi Menemen kazasının Türkelli | köyünde dağlı Emini öldür- mekle maznun Yanbastı Hü- seyin ve bakkal Ömerin mu- hakemelerine şehrimiz Ağırce- za mahkemesinde dün devam edilmiştir. Bu celsede müddei- umumi müavini B. Şevki Su- ner, iddiasını serdetmiş ve Hüseyinin, bakkal dükkânın- dan öteberi alarak evine dö- nerken Emini dere içinde sı- kıştırarak taş ve sopa ile öl- dürdüğü şahidlerin ifadelerile anlaşıldığından Türk ceza ka- nununun 448 inci maddesi mucibince on beş sene hap- sine karar verilmesini, diğer maznun bakkal Ömerin mu D sabit olmadığından beractıni istemiştir. Maznun vekili, mü- dafaasını yapmak için mühlet istediğinden muhakeme önü- seyahat çok hayırlı ve muval- fakıiyetli olmuştur. Vilâyetimiz Hususi idare büdçesini Vekil. ler heyetine sevkettirmiştir. Esasen çok itina ile tanzim edilmiş olan büdçe aynen tas- dik edilmektedir. Valimiz bun- dan başka Manisada yeni bir adliye binası inşası için otuz bin lira, İnönü bulvarında gü- zel bir akar inşası için Evkaf- tan on beş bin lira tahsisat temin etmiştir. Bu meyanda muhtelif de- vair için de yardımlar vardır. Hususi idarenin Milli emlâk- ten alacağı olan vergi para- sından yirmi altı bin liralık havaleyi de beraber getirdiği gibi daha yetmiş beş bin li- ralık havalenin gönderilmesi için bütün muameleyi ikmal ettirmiştir. Valimizin bu seyahati Hu- susi idareye yeniden yüz bin lira kazandırmış bulunmaktadır. Bu suretle 937 yılı programına daha 100,000 liralık inaat ve imalâtın katılması mümkün olacaktır. Yeni açılan bulvarlar: Şehir dahilinde yapılmakta olan parke döşeli bulvarların inşaatı bitmek üzeredir. İzmir - Akhisar yölu üzerindeki bul- | vara (Atatürk bulvarı) İzmir - " Turgudlu yolu üzerindeki bul: vara ( İnönü bulvarı ), adı ve- | rilmiştir. İnönü bulvarının in: şaatı iki -gün sonra lanmış olacaktir. Memleket hastanesi: Manisada yapılmakta olan büyük memleket hastanesinin inşaatı bir haftaya kadar ta- mamlanacaktır. Valimiz, has- tamam- | tane inşaatının tamamlanması için hergün inşaat yerine git- mekte, icab eden emirleri ver- mektedir. Halkevinde: Halkevi için yapılmakta olan yeni büyük salon ve diğer kı- sımlar inşaatı da bir haftaya kadar bitecektir. Manisa kız san'at enstitüsü: Valimizin memlekete yaptığı büyük hizmetlerden biri de | bir Kız san'at enstitüsünün tesisine muvaffak olmalarıdır. Maarif Vekâleti, enstitünün bü- tün masrâaflarını kabul etmiştir. Hususi idare enstitü için cum- huriyet caddesinde 75,000 li- ralık bir bina yaptıracaktır. Perşembe günü ihalesi yapıla- cak, inşaat Eylüle kadar mu- hakkak bitecektir. Tedkik seyahati: Valimizin tensiblerile vilâyet daimi encümeni azaları, vilâyet dahilinde 'mahalli işler — için bir tedkik seyahati yapmış- lardır. Valimiz Sındırgıya davet edildi: Balikesir Parti başkanlığın- da bulunduğu zamanda ihza- ratı ikmal edilen Sındırgı Parti ve Halkevi binasının temel- atma merasiminde bulunmak üzere valimiz doktor Lütfi Kırdar Sındırgıya davet edil- miştir. Çacuğu dövmüş cib kariği Ayşe, Karşı: yakada Mekteb sokağında olu- ran 10 yaşlarında Türkânı dövdüğünden Adliyeye veril- İmparatorluak konferansı - gi Gizli bir toplantı yaptı Londra, 18 (AA.) — İm- paratorluk konferansındaki dos — minyon murahhas heyetlerinin ğ reisleri bu sabah toplanmış: lardır. Toplantı tamamen gizli — tutulmuş — olmasına rağmen — halk dominyonların Başvekil- — lerile Hindistan murahhasının — dominyonların bayrağını taşı» yan lüks - otomobillerle saat —| onda Başvekâlet binasının önür — ne geldiklerini görmüştür. Mu* rahhaslar öğle zamanı ayrılı — mışlardır, j İçtima esrasında takib edi: — lecek usul ve konferans mesâ&” isinin tanzimi — meselclerinin mevzubahs edildiği öğrenilmiştir — Hindistan ve dominyon mu* rahhas heyetleri şeflerinin ilk resmi içtimaı yarın akşam ak- B tedilecektir. Giresonda Feci bir otobüs kazası Gireson, 19 (Husust muha- birimizden) — Gireson civa- rında mühim bir otobüs ka* zası olmuş, sekizi ağır olmak — üzere 15 kişi yaralanmıştır. — Gebe bir kadın da otomobil altından çıkarılmış, derhal ö müştür. Hâdise tahkikatın& başlanmıştır. Yaralılar, hastanelere ycr“ leştirilerek tedavi altına alın: mışlardır. eee — İzmir sîî:ı-kuk mahkeme” sinden: İ Elbiseci Ahmed Hamdi ile Mahmudun şayian mutasarrif — oldukları Hasan hoca mahal” lesinde kâin 343 mumaradâ ve 4000 lira kıymetinde bulu* nan bir bap mağazanın izalci — şuyu suretile 21-6-937 Pazar" tesi günü saat 10 da İzmif sulh hukuk mahkemesi salor — nunda satışı yapılacaktır. BU artırmada tahmin olunan bt delin yüzde 75i nisbetind€ bedel verildiği surette müşte” — risine ihale edilecek aksi tak* dirde satış 15 gün daha uzâ* tılarak ikinci artırması 5-7-93 tarihine müsadif pazartesi gü' nü saat 10 da gene dairemizdt yapılacaklır. Gayri menkul üzerinde hâk talebinde bulunanlar ellerit” deki resmi - vesaikle - birlikt€ — 20 gün içinde dairemize mîl:, racaat etmeleri lâzımdır. Ak$İ takdirde haklarında tapu sict malüm olmadıkça paylaşmt' dan hariç kalacaklardır. | Şartname 10-5-937 tarihit” den itibaren herkesin göre bilmesi için açıkça ve ga) menkulün evsafı da şartnö” mede yazılıdır. Müzayedeye - iştirak etmek istiyenler yüzde 7,5 ııısbetın“ pey akçnsı veya milli bif banka teminatı ibraz etıı-ıeaî lâzımdır. İhaleyi müteakip muş"’i ihale bedelini vermediği v veremediği takdirde gayri m' kul tekrar 15 gün müddet artırmaya konulup bu artif” mada ençok bedel vere"m üzerine ihalesi icra kılınıtli' tır. Arada tahakkuk edec? ihale farkı hiçbir güna lıuk’Ş hacet kalmaksızın vecibes? ifa etmiyen müşteriden tW olunacaktır. Daha fazla 1 mat almak istiyenler dairef” zin 935/484 sayılı dosyü? na müracaatları lüzumu ' UD l0

Bu sayıdan diğer sayfalar: