17 Eylül 1937 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 4

17 Eylül 1937 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sayfa 4 Yirminci asırda bir orta dev devir vak'a Sırbistandaki bir agamn beşinci karısı ne oldu? Mecmuanın “Nuriye,, diye neşrettiği klişe *“Voila, mecmuasının son sayısında Sırbistan Müslüman- ları (Boşnaklar olacak) hak-? kında garib bir röportaj çık- mıştır. Bunda deniliyor ki: "Burada anlatacağımız, yir- minci “asırda cereyan etmiş bir orta devirler vak'asıdır. Bu hâdisede bir sergüzeşt fil- minin bütün unsurları mev- cuttur we hayalsiz, ilâvesiz saf hakikatten âbarettir. Belki Av- rupanın bugünkü vaziyetini ve medeniyetini beğenmiyenler, or- tardevirlerin “kalçalı medeni- yetini, özliyenler vardır. Hatta Dr. Frod yeraltı hayatlarına, beylik tahakküm, hatta eza we cefa haklarına hasret çe- ken ve inanan bir sürü hayal- perver tesbit etmiştir. Bunların, seksüalite buh- ranı geçiren bir sürü hasta olduklarına şüphe yoktur. En hafif bir tabirle bunlarda cin- siyet seksüalite zevki bozul- muştur. İşte, bu.tipe dahil olan: lardan birisinden bahsediyo- ruz; ve eğer Sırbistanda Brel- jakta bulunan bu adam, tali- hin yardımı ile eski hanedan- lardan birisine mensub olma- saydı bu garib, bu hasta his- lerini, arzu ve cinsiyet ihtiras: larını hiçbir. zaman tatmin edemiyecekti. Bu adam, birden fazla ka- dın almak dini müsaadesin- den çok istifade etmiştir. Sır- bistandaki Müslümanlar ara- sında, hâlâ karanlık kafes ar- kaları, hâlâ zındanlara benzi- yan ve içerisi esir kadınlarla dolu “harem,, İer vardır. Avrupanın bugünkü mede- niyeti karşısında, bu harem- ai Dü ça başladı. Profesör ciddi olmak- Gizli Cihangir Nakleden: F.Emnddln Bonllulu Amerikalı bir milyoner Nuri- yeyi kaçırıyor. Fakatbir gün.... ——— Nuriye öldürüldü mü, Ağanın ku- cağında mı, yoksa zencire mi vu- ruldu; meçhul!.. Sırbistanıda bir boşnak. köyü lerde bilhassa Breljakta, ha- rem sahibi bey, namusundan şüphe ettiği kadınlarını ceza- landırmağa ve hatta öldür- meğe salâhiyettar ve mukte- dirdir. Sırbistanın idaresi ve hük- mü altında bulunan bu diyar- da, beş yüz senedenberi hü- küm sürmüş olan hanedanla- rın hakikâ varisleri ve hafid- leri vardır ve bunlar burada hâlâ bir istiklâle maliktirler. İddiamıza misal ve isbat mı istiyorsunuz? Buyurunuz: Bütün Yugoslavyada birden fazla zevce almak kanunen memnudur ve suçtur. Halbuki buralarda Beyler istedikleri kadar zevce alabilmektedirler. Bunlar arasında en kuvvetli ve nüfuzlu olanı İsmail Ağa -Ra- mazanoviçtir. İsmail Ağanın konağının yıkılmak üzere olduğu bir ha- kikattir, fakat bu ihtiyar Ağa- nın hududsuz bir nüfuz ve kudrete malik olduğu da kat'i bir hakikattir. Uzun bir za- ve Lidyayı o kadar fazla sıktı la Lidyaya sandığı gibi sar- | ki, genç kadın: hoş olmadığını — göstermek istiyordu. Fakat yavaş yavaş, kararını unuttu. Lidyayı daha fazla sıkmıya, sarılmıya baş- ladı. Nihayet bir dereceyi buldu ki, Lidyanın kulağana: — Sizi seviyoruml. Diye fısıldadı. Fakat Lidya bu ilâmı aşkı duymamış gibi göründü. Profesör Roz: — BSizi seviyorum, hem de pek çok.. Sizi nihayete ka- dar seveceğimi, Diye ilânı aşkını tekrarladı — Oh, çok yoruldum! Dedi ve profesörün kolları arasından çekildi. — Size refakat edeyim »mi? — Hayır, hayır..Rica ede- rim siz kalınız. Lidya bunları - söyledikten sonra, oyuncuların arkasında kayboldu. Roz, koltuklardan birisine âdeta yıkıldı. Başı dönüyordu. Salonun sıcak havası - onu âdeta boğuyordu. Yukarı, gü- verteye çıktı. Sakin ve güzel bir gece mandanberi konağından ancak senede bir defa çıkmakta ve bugün ,kasabanın pazarına gi- derek güzel we yeni kız veya kadın seçmektedir. İhtiyar ağa, daima kızların en güzelini seçer, * *. * Bundanrsekiz ay evel, Ame- rikalı genç bir milyoner Bay Kemet-Harison, bu mıntakada seyahat ederken İsmail ağanın konağının civarına da uğramış vefazla zenginliğin verdiği bir şımarıklık ile konağın hizmet- çilerinden birisini bol bahşiş sayesinde ağanın en son göz- desile âşıkane münasebette tut- mağa muvaffak olmuştur. Bu kadının ismi Nuriyedir ve he- nüz on sekiz yaşındadır. Bu hâdise, kasaba halkını heyecana düşürmüştür, fakat para hemen Amerikalının im- dadına yetişmiş ve bir hoca şu fetvayı vermiştir: *Bir müslüman şer'an ancak dört zevceyi bir arada tuta- bilir. Halbuki 'Nuriye İsmail —Sonu 6 ıncı sahifede — idi. Yıldızlar parıl panl par- hyordu. Profesör kanapeler- den birisine oturdu ve kendi kendisine: — Bu kadını ben çıldırası: ya seviyorum. Diye söylendi. Fakat birden irkildi, uzakta birisini görmüş gibi oldu, da- ha doğrusu bir şeyler gör- dü ki: — O; odur! Diye haykırdı, ve »güverte- den aşağıya, âdeta koşar gibi indi. Boris ile karşılaşmaktan korkuyordu. Bir düşman ta- rafından kovalanıyormuş - gibi dans edenlerin arasına karıştı, bar kısmına kadar gitti. Profesör barda, yarı sarhoş, yarı çıplak ve kendilerini aşk cereyanına kaptırmış bir sürü zevk insanı gördü, fakat bun- hAA Kıskançlık Orhaniye mahallesinde Meh- med kızı Zeliha we kızı Hay- riye kıskançlık neticesi Meh- med kızı Hacerin evine taar- ruz sederek — dövdüklerinden tutülmuşlardır. Bir şikâyet Alsancakta Dilkşah — soka- ganda Şahin oğlu Tosun, Emin kızı 18 yaşında Halideyi evine götürerek — kirlettiği — şikâyet edildiğinden tahkikata baş- lanmıştır. Karısını dövmüş Karşıyakada İnkılâb soka- gımda *Nedim oğlu “Adil, ye- mek - pişirmediğinden — karısı Haticeyi dövmüştür. Keçi khırsızlığı Yapıcıoğlunda amele Hüse- yin oğlu Cemalin evine giren ve avluda bağlı keçisini çal- mağa teşebbüs eden Musa oğlu Mustafa, ev sahibi tarafından yakalanmak istenince taşla ev sahibi Cemali ayağından yara- lamıştır. Bağda hırsızlık Burnava Mersinlisinde Meh- med oğlu sabıkalı Arap Baki ile arkadaşı İbrahim, Bahri oğlu Mehmed ve kardeşi Na- ilin bağımndan üzüm çalarken bağ sahibi görmüş, kendilerini yakalamak istemiş, failler kaç- mağa teşebbüs — etmişlerdir. O sırada havaya atılan bir el silâh üzenine Arap -Baki tatulmuş, diğeri kaçmıştır. Bu da khırsızlık İkiçeşmelikte Hatay cadde- sinde sütçü Mustafa oğlu Fer- had we kardeşi Sabri; Tahir oğlu otomobil tamircisi Mitatın motosikletinin arka çantasını çaldıklarından tutulmuşlardır. Otomobil kazası Şoför İsmail, idaresindeki 140 sayılı otomobili, İkiçeş- melik caddesinde Hasan oğlu Mehmede çarptırmış ve yara- lanmasına sebebiyet vermiştir. İzmirin eski geze e- lerini arıyorlar İzmirde çıkmış Hizmet, Half- talık İzmir, Şuleiedeb, Muk- tebes gibi gazete ve mecmu- aların ilk nüsbasından başla- mak üzere kolleksiyonları ara- aranıyor. Elinde bulunup ta satmak istiyenlerin idaremizde Süha - Tükel adresine müra: caatları. Yelkenli kayboldu Vaşington, 16 (Radyo) — Amerikan kupasını kazanmış olan yelkenli, son bir»seyahat esnasında - kaybolmuştur. Yel- kenlinin battığı zannolunuyor. ların arasında çok - sıkıldı, onun da kalbinde derin bir aşk ihtiyacı vardı. Lidyanım kamarası, kendi kamarasının karşısında — idi. Bardan geçerek kamarasına loğru îelivlen. profesör Ro- kalbi şiddetle çarpıyordu. Lidyanın kapısı önünde durdu. Yüksek ve dik bir t tırmanmış gibi yorgun, neîu nelese idi. Bir an içinde şeytanın «emir ve idâresine tamamile tabi olmuş gibi kapıyı açtı veiçeri girdi. Lidya, hemen hemen -çıplâk bir. halde, saçları dağınık, ayna önünde Hduruyordu. Kapının açıldığını anlayınca korku ile döndü ve: — Dışan çıkl, Diye -haykırdı. 17 Eykak937 Macaristan Küçük An- tantla anlaşıyor ımu? Bugünlerde Cenevrede mühim müzakerelere başlanıyor Belgrad, 16 (Radyo)— Vre- me gazetesinin istihbaratına göre, Yugoslavya Başvekili Dr. Milan Stoyadinoviç, Mer- kezi Avrupa devletleri ile bir anlaşına için mübhim : siyasi da- aliyette bulunmaktadır. Macar Başvekili B. Dekan- yanın Cenevreye gelmesi ve küçük antant devletleri mü- messilleri ile müzakeratta bu- lunması kuvvetle muhtemeldir. Praga dönmüş olan Çekoslo- vakya Hariciye Nazırı B. Krof- ta da derhal Cenevreye gele- cek, müzakerelere iştirak ede- cektir. Macaristan, teslihat mese- lesinde “müsavat esasında ısrar eylemekte, sekalliyetler mese- lesinde de 'bazı ağır şartlar dermeyan eylemektedir ki, bu taleblerin, müzakeratı müşkü" lâta uğratacağı sanılmaktadır. * Macar Başvekili, Viyana hü: kümeti ile münasebatta bulun” muş, *Avusturya — Başvekili B. Şuşnig de bu mesele ile yar kından salâkadar olmuştur. B. Şuşnigin “de Cenevreye »gel: mesi ve küçük itilâf devletleri ile “Macaristan arasında yapı* lacak sanlaşmıya —Avusturya: | nin da girmesi çok mul görülmektedir. Macaristan Başvekili ile ce- reyan edecek müzakerelerden sonra, küçük itilâf devletleri ile Macaristan arasında bir ademi tecavüz misakı imzâ" lanması ihtimal dahilindedir. Akdonizdekîziyet Amerikan denizcilerin korkutmağa başladı.. —- Başı | inci sahifede — Franamz ve İngiliz »mehaflü İtalyanın -konleransa — iştirak etti- gine şahid olmanın oldukça arzuya şayan olduğunu beyan, ancak bü- yük bir gayret vücude getirilmiş olan eserin yeniden mevrzu bahse- diknesinsin mümkün — olmadığımı ilâve etmektedirler.. Eko döParis gazetesi ya- ziyor: “Yeni bir mntakalar taksimi bidayette göründüğünden çok Akdenizin başlıca yolları Ce- belüttarıkı Süveyşe ve Fran- sayı şimali Afrikaya bağlamak- tadır. Kelimenin arazi-hakkın- daki telâkki itibarile olanıma- nasına/göre ihtilâlci »bir "devlet olan İtalyaya burada bir hisse ayırmak nmüfuz —ve itibandan fedakârlık etmeden nasıl müm- kün olabilir. -Her-ne olursarol- sun “Akdenizdeki — korsanlık İspanyol meselesinin bir cüz'ü olmaktan başka bir şey değil: dir. İspanyada mühim mik- tarda İtalyan heyeti seleriye- sinin mevcudiyeti ihmal edile- bilir bir ,şey değildir. Haliha- zırda B. Mussolininin İspanyol nasyonalistlerinin ticaret gemi- lerinin tahribi suretile gör- mekte oldukları menfi yardı- mın ortadan kalkması nisbe- tinde onlara müsbet sahada yardımını arttırmasından kor- kulmaktadır., Nevyork, 16 (A.A.)—Ame- rikanın ihracat vapurlarından Fakat 'Roz bu emri dinle- medi, belki de duymadı bile.. Lidyanın Üüzerine bir çilgın gibi atıldı. Genç kadını kolla- ri arasında göğsüne doğru çekti ve sonra bir “kanape üzerine oturttu. Profesör Roz, şu anda artık medeni bir insan değildi; vah- şi bir hayvandı. Lidya, insanlıktan çıkmış, tamamile hayvanlaşmıs ada- min bü hamlelerine hiçbir mukavemet ve itiraz göster- medi. Fakat bu kadının bu Mteslimiyeti ruhsuz, hararetsiz bir teslimiyetten başka birşey değildi. Rezun kolları arasın- daki güzel ve hararetli Lidya değil, güzel ve fakat buz gibi soğuk bir bebekti. iRoz, bu Excter Ekscello “Eksehan ve Eksaminer vapurları yola çı kamamışlardır. Sebebi tayfala: rının Akdenize hareket etme- den evel &lli İngiliz Tirası rnm ve adam başına beşbin ngiliz lirası sigorta isteme- leridir. Paris, 16 (A:A.) — Sosya: list amele enternasyonalile bey” nelmilel —sendikalar federas- yonu büroları “dün - öğleden sonra ilk.defa —müşterek bir içtima sakdetmiştir. Bu içtimaın akdine Fransa amelesi umumi birliğinin müracaatı ıehep ol muştur. İçtimaın mevzuunu lıpınyl- nın hali hazırdaki vaziyeti ve iki enternasyonalin hükümet- lerden hukuku.düvel kavaidine riayeti elde etmek maksadile müşterek bir harekette bulun” maları hususunu - tetkik et mektir. Mazarikin cenaze merasimi Paris, 16 (Radyo) — Ma- zarikin Ccenaze merasiminde hazır bulunmak üzere Praga gidecek olan Fransız heyeti; B. Leon Blum, “General Hu- jor we Şarletiden mürekkeb olacaktır. Prag, 16 (A.A) — Mazar rikin cenaze merasimi 20 Ey: lül pazartesi günü sabahleyin saat 10 da yapılacaktır. az hararet verebilmek için nafile yere ve çok uğraştı. Nihayet —Lidya — gözlerini açtı, hiçbir -şey — söylemedi; fakat Rozun yüzüne dikkatle baktı. Roz, bu bakış altında | sanki ezildi, eridi. En büyük bir suçu yapmış gibi sefil ve perişan bu kamaradan çıktı. . .. Seyahat -güzel .bir shava - ile devam ediyordu. Roz, bu hâdiseden sontü salona inmedi; yalnız akşali üzeri, geç wvakit güvertey€ bir az çıktı, gene ikamarasınâ kapandı.. Profesör, hatta seyahattef vazgeçmeği de düşündü, (a" kat vapur artık başka bir iskeleye uğramadan son isk€* — Sonu Var —

Bu sayıdan diğer sayfalar: