21 Ekim 1937 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 4

21 Ekim 1937 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— Amerika ve Japonya M. Ruzvelt, mak borusunu çaldı Köz sulhu koru- Amerika siyaseti değişecektir. Ruzvelt, Vilsonun düştüğü Fakat B. vVazi- yeti de hesaplamaktadır.. —— Sunday Times gazetesinden: Reis Ruzveltin Şikagoda söylediği nutukla reis Vilson yeniden canlandı. Fakat Vilsonun sulh - siyase vam davada İngiltereye ve Fransa ya müzaheret etse ve Millet ler Cemiyetindeki azalığından ayrılmasaydı, k kimbilir ktı Amerikanın yardımı olsaydı, biz Almanyayı kurtarabilirdik, de- panın manzarası kadar değişik ola © da müşkül vaziyetlerin rinliğinden mağa mecbur kalmaz, Fransa Rusya ile eski ittifakına dön- mez ve ÂAvrupada kuvvet en hâkim kanun haline gelmezdi Ve o zaman bu yesinde her milletin enerjisi salha sarfolunur, cihan büs- bütün değişik bir cihan olur- du. Ruzveltin nutkunda bir İn giltere muhabbeti yoktur. O, | elân bu siyasetin Amerika vatandaşları tarafından terke- dilmiş olduğunu bilir. Bu nu tukla o, büyük bir mücadele | cereyanı da açmış değildir. Onun nutkunda görülen ifade ve mana, pratik bir surette Amerikanın selâmetini mak endişesidir. Amerika reisini, “dehşet ve kanunsuzluk devri,, açılmış ol- ması, saldırganlıkların artması ve harb ilânına lüzum görme- den harbe başlanması, sivil halkın merhametsizce - öldü- rülmesi tahrik etmiştir. Ruzvelt şu iddiadadır: Ame- rika, kendisini cihanın öteki kısımlarından tamamile tecrid edemez; fakat bügün başkala- mniın başına gelen, bir gün onun başına da gelebilir. Amerika Hariciye Nazırının vaki olan beyanatından anla- şıldığına göre, Ruzvelt, bu sözlerile Japonyayı kasdetmiş, fakat yalnız Japonları kasdet- mekle kalmamıştır. O, “sivil harbler,, den de bahsetmek suretile İspanyayı da murad etmiştir. Japonya, Çinde açık şehir- leri bombardıman ve Avru- padan öğrendiği tekniği böyle pervasız sahalarda tatbik et- mektedir. Bu sistemin Avru- pâya da sirayet korkulur. Bunun da enternas- koru- dir. edilseydi, Amerika bu | bir. Hitler çıkar- | elbirliği sa- | etmesinden | yonal ahlâkı — bozmasından, baklı olarak korkulabilir. Orta yerde bir çare olarak silâhlanmıya baş - vurulmakta Bu da bir şifa değildir; tün hedeli zayıflara mdan — başka birşey ola maz. Ruzvelt d ayni çareye | baş vurmak lüzumunu son nut- | kunda hatırlatmaktadır. Reisin nutkunda harbe harb- 1 koymak demek olan mniyetten de bahse- edir. Ruzvelt, iz, harbi uzaklaştırmak Fakat biz, kendimizi harbin tehlike ve mazarratla- nutkun- istiyoruz rına karşı da siğe | yiz. Biz, her hangi bir harbe | katışmak - ihtimalini asgariye indirmek için tedbirler almak- la beraber bu kadar ve emniyeti sarsılmış bir dün- ya içinde tam bir himaye ge- tirmeğe imkân yoktur.,, diyor. Bu kelimeleri sarih bir siya- setin iladesi olarak tercüme ve tefsir etmeğe imkân yok- tur. Bay Ruzveltin dahıa yapılmak lâzım geldiği hak- kında kat'i bir fikri olmama: sına, yahut da böyle bir si- yasetin başkaları tarafından teklifini beklemesine imkân var mıdır? Sonra belki de bu bir gün, | hatta sene siyaseti değildir. Uzun senelerin siyasetidir. Hal- buki kendisinin üç sene müd- deti kalmnıştır. Onun için bir- neler siyaset, bir ay ve den faaliyete girişemezdi. Ol- | sa olsa onun yapabileceği şimdiden bazırlamak ve bütün dünyaya Amerika siyasetinin değişmekte olduğu hissini vermektir. Üç sene içinde belki de bu prensipler, | Amerikan dış siyasetinde kök: leşecek ve vaktile Vilsonun düşdüğü düşürmi- | yecektir. zemini vaziyete Bir çokları, bizim İtalyaya tatbik ettiğimiz şe- kilde — Ruzveltin — Japonyaya karşı zecri tedbirler tatbikini istediğini ve bu suretle Çinin kurtulacağına inandığını ileri sürüyorlar. Fakat gel gelelim, Milletler Cemiyeti bu fikir ve kanaatte değildir. Milletler Cemiyetinin Uzak Şark işle- rile uğraşan komitesi, Japon- yaya karşı Milletler Cemiyeti paktının 16 inci - maddesini Gizli Cihangir KA7 G aü Bugünün ertesi sabahı, Roz erkenden gitti ve hararetli bir şekilde çalış- mya bâşladı. Cereyanı maki- neye raptetti, bazı kısımlarını değiştirdi. Rozun gözleri birer kan ça- nağı gibi kızarmış, halinde de caniyane bir renk vardı. Saç- dimdik gibiydi Madeni ve cereyanı nâkletmi- yen garib bir — lâboratuvar elbisesi giydi. Cereyana kuvvet verdi, esrarengiz manivelâdan bir kısmını hareket ettirdi ve büyük bir dikkatle mahud lâboratuvara ları olmuş Nakleden: F.Şemseddin Benlioğlu —<0 beyaz safihaya baktı. Biraz sonra mahud safihada bir şehrin izleri peyda ya başladı. Şehrin panoraması Rozun gözlerinin geçiyordu. Roz da safihaya büyük bir dikkatle bakıyordu. Birden bir manivelâyı şiddetle kaldırdı. Şehir manzarası yerine büyük bir bina manzarası kaim oldu. Yavaş yavaş bina- Bunu olmı- önünden nın içi görüldü. mü- kellef bir yazıhane manzarası takib etti. Burası — Ardenya hükümeti başvekilinin mesai dairesi idi. ta edeme- | itimadı | vaktile | 21 İlkteşrin 937 İz,-nir ve Manisa'B('r Amerikalı kadın! ihtiyacı r, odun ve çalı | müsaadeleri verildi halkının ihtiya- İzmir ve Manisa kışlık & cını temii ömür ve odun için Orman idaresi hazırlıklarını süratle üzeredir. İzmir Vilâyeti dahi- lindeki ormanlardan şimdiye kadar kesim için keşifleri ya pilan ve evrakı tanzim edile- rek bir kısmı ihale ediler çalıların bitirmek mür, odün v ve ihzarına ür, 99052 k 10863 — kental - çalı müsaadesi verilmiştir. Manisa ihtiyacı için de 14731 kental 50683 odun ve 8245 kental çalı mü- odun ve kömür, kental sâadesi verilmiştir. Birinci sımf orman mühen- disi B. Emin Çokgür Alaşe- hir ormanlarında — keşiflerle meşguldür. Bu — ormanlardan yapılacak kat'iyat ile İzmirin odun ve kömür ihtiyacı temin olunacaktır. Tayin Gördes orman koöndoktörü B. Fahri Bozdağ, merkezi Sa- | Jihli olmak üzere, Gördes, | Alaşehir, Salihli, Kula ve Eş me kazaları orman kondoktör- | lüğüne tayin edilmiştir. | Diş Tabibi | Cevat Dağlı | İkinci Beyler sokak No. 65 Telefon: 3055 KT MA M tatbiki ağzına bile almaktan çekinmiştir. | Bu komite, 1922 de bir ı muahede imzalamış olan Do- kuz devleti de bu mushede- nin bozulduğundan haberdar etmiş ve onlarla Japonya da dahil olduğu halde girecek- lerle birlikte müzakere etmesi | lüzumunu ileri sürmüştür. Ay: | ni zamanda Milletler Cemi- yetine mensub milletlerle, Çi- ne yardım için ne yapılabile- ceği de sorulmuştur. Her halde bu mesele, üze- rinde ihtiyat göstermek lâ- zımdır. Çünkü aksi takdirde | Habeşistan meselesinde olduğu gibi bir fiyasko olabilir. Öyle görülüyor ki Amerika, böyle bir konferansa iştirak edecek, başkalarının bu saha- daki siyasetlerine müzaheret gösterecektir. Fakat eğer Ruz- velt şayed, zecri tedbirlerin tatbikine tarafdar olsaydı, o zaman, her halde, bir harbe girişmek âsgariye indirmekten bahsetmezdi... ihtimalini Roz bir an ve tereddütle durdu. Sonra, masa üzerinde bulunan ve bahriyelilerin sesi nakil için kullandıkları geniş Dağızlı boruya benziyen bir aleti eline aldı, ağzına götü- rerek: — Allo, Allol. Diye seslendi. Safihada görünen başvekil hayret ve hatta korku ile et- rafına bakındı. Roz devam etti: — Başvekil hazretleri kork- mayınız, dedi, ben prolesör Rozuml. Başvekil yerinden bir gibi fırladı: — Tanıdığınız adamın, yani deli esirim, Başvekil hareketsiz durdu. Lidyanın ilk kocasının elinde | üzüm | HAĞ ' Kocasının kutub seferi Standarâtiplerinin ! için ne istiyor: —a —.. — Bir tahtelbahir! 'Buna muvaffak olmak için de - rakkaselik yapmıya başladı kadı- ihti- | Asri bir nım, arzu ve yaçları ne olabilir? Esasen her ihtı- | ras timsali adde- dilmiştir. Fakat o '& basit karşı sında bugünün monden bir kadı- nın ihtiyaçları çok | ve çeşidlidir. Mon den bir kadın çok, pek çok para ister, güzel ve | emsalsiz. bir gerdanlık veya : birçok mücevherat ister, bibe- | loya meraklıdır. Son sistem | bir otomobil, cinsi ender bir | köpek... Vesaire ister!. | Kutub keşfi ile uğraşan B. | Vilkinsin bayanı, çok güzel, cinsi cazibesi çok yüksek bir Amerikan dilberidir. Bu dil- | berin de arzusu nedir biliyor musunuz? Bir tahtelbahre malik olmak! Gözleriniz yanlış görmüyor. Evet, tekrar ederiz ki, bu ba- | yan bir tahtelbahir almak he- vesile bilhassa geçen sene çok çırpınmıştır. Bu minimini bayanın bu arzusu, garib bir kapris de- ğgildir, o kocasını çok sevdiği için tahtelbahire malik olmak istemektedir! Malüm — olduğu B. Vilkins kutub mütehassısların- dandır. Yaptığı müteaddid tecrübeler, kutub — seyahati için bir tahtelbahirin kat'i lüzumunu göstermiştir. Ne B. Vilkinsin, nede kendisine yardım eden fen heyetinin bir tahtelbahir alacak kadar pa rası yoktur; pahalı olan tah:- tahtelbahri almak için de bir ümid yoktur. Zavallı ku- tupçu, geçen sene bu sebeble çok endişeli anlar geçirmiştir. Bayan Vilkins kocasının bu endişe ıstırabına nihayet vermek - için, tahtelbahir sev- dasına tutulmuştur. Fakat tah- telbahir parasını bir türlü tedarik edemiyeceğini anla- yınca rakkaseliğe karar - ver- miştir. Ve o zamandanberi rakkaselik yapmakta ve pek çok para kazanmaktadır. En son ÂAmerikan gazetele- fne göre, Bn. Vilkinsin tah- devirde zamanların ibtiyaçları üzere ve Hatta, masaya tutunmak mec- buriyetini hissetti. Roz sözlerine devam etti: — Beni kurtarmanız — lâ- zımdır. Hem de en kısa bir zamanda.. Bulunduğum yer... Fakat sözünü tamamlamıya muvaffak — olamadı. Boris o anda lâboratuvarın kapısında göründü ve Rozun üzerine atıldı. İlk iş olarak ağzındaki aleti aldı ve madeni elbise içinde bulunan Rozun kafasına — şid- detle vurdu. Fakat Roz bu darbeye mukavemet edebildi, ve iki adam arasında müthiş bir boğuşma başladı. Boris: — Alçak, diye bağırdı. Ba- na namusun üzcrine söz ver- miştin!. ğ î'x*âı"'?»çâff p ;&_x Bn. Vilkins ve kocası telbahir parasını tamamlama- sına bir şey kalmamış demek olacak ki kutubcu Bay Vilkins tahtelbahirle yapacağı kutub seyahatinin tarihini 1938 se- nesi haziranı olarak tesbit et- miştir. Bayan Vilkins cidden akıllı ve zaman dilberi imiş... Hem kocasına yardım, hem de rak- kaselik fırsatını elde etmiştir. Güzel bir kadının belli başlı emellerinden birisi de güzelli- ğine en fazla hayran kazan- mak değil midir? Bir tarihçimiz konferanslar verecek Türk Tarıh kongresine işti- rak etmiş olan tarih muallim- lerinden Bay Hüznü, kongrede edindiği intibaları bir seri ha- linde vereceği — konferanslarla halka anlatmağa başlıyacaktır. Projeksiyon da kullanmak zarureti bulunduğundan kon- feranslara saat 18 den evel başlanamıyacaktır. İlk konfe- rans, 27 Eylül Çarşamba ak- şamı Halkevinde verilecektir. Hendese kılavuzu Kültür Bakanlığından İzmir költür direktörlüğüne gelen bir tamimde bu yıl ilkokullar- da öğretmenlere rehber olarak Bakanlıkça ” “bastırlacak — ve ilkokullara dağıtılacak Hen- dese kılavazunun - ilkokulların dördüncü ve beşinci — sınıfla- rında hendese derslerinde esas olarak — kullanılacağı — bildiril- miştir. Geçen sene İistesine dahil olan eserlerden iki hen- dese kitabı hariç olmak üzere kitab listesinde bulunan hen- dese - kitaplarının okutulma- sına şimdilik devam edile- cektir. İki adam boğuşurken, beri tarafta feci bir vaziyet hasıl oluyordu. Evvelâ, göz kamaş- tircı bir işık — İâboratuvarı kapladı. Bunu da şiddetli bir inlilak takip etti. Ameliyat masası devrildi, boğazlaşmakta olan iki adam elektrik cere- yanile kavruldular. Bunu da her tarafta başgösteren alev- ler takip etti. Birçok korkunç gürültüler biribirini takip ediyordu. Ne olmuştu? İki adam boğuşmiya başla- dığı zaman faaliyette olan ve bakımsız kalan makinede voltaj azami bir hadde gelmiş ve makine patlamıştı. Bir sa- niye “içinde lâboratuvarın her tarafında ateş başlamıştı. Lidya, birinci infilâk tefrikine başlandı Altı Eylülde tatbikine baş | lanan üzüm nizamnamesi hü- | kümleri mucibince tesbit edi- | lecek standard ikine dün başlanmıştır. Tipleri tesbit ede B. Kâzım Taner, B. | Cevahirci, B. Sabri Süley- manoviç, Salâheddin, profesör | Badeden müteşekkil — heyet dün sabah Ticaret Odasın toplanmış ve akşama tiplerinin tef kadar hernumaa üzerinde birçok tipler ayırarak bunlar üzerin de tetkikata başlamıştır. Ko- n bugün de toplanacak yrılan tipler üzerinde ka- 1 verecektir Teşrinisaninin on beşinden itibaren de üzüm ihracatı bu tipler esas tutularak yapılacak ve kontrolörler ihraç edilecek malları muayene ederlerken komisyonun ayırdığı nümune- lere göre olup olmadığını da tetkik edeceklerdir. On beş Teşrinisaniye kadar ihraç edilecek üzümler, gene eskiden olduğu gibi yalnız temizlik ve kalite bakımından muayene edilecektir. Şehir Meclisi Gelecek ay açılıyor Belediye riyaseti, Şehir Mec- lisi azalarına davetiyeler gön- dermiş ve ruznameyi - bildir- miştir. İlk içtimada riyasetin bir yıllık icraat raporu okunacak, riyaset divamı ve encümenler seçimi tekrarlanacak - ve riya- setten meclise havale — oluna- cak — işlerle, encümenlerdeki işler görüşülecektir. Kızılaya üye ya- zılalım! Kızılay haftası dün başla- mıştır. Mektebli çocuklar ve Bayanlardan müteşekkil kollar, dün de şehrin muhtelif semt- lerinde dolaşarak Kızılaya üye kaydına devam etmişlerdir, Hafta içinde fakir çocuklara yardımda bulunulacak, Karşı- yaka, Buca, Burnava ve diğer nahiyelerde müsamereler, ha- tipler tarafından konferanslar verilecek, muhtelif eğlenceler tertip edilecektir. Kızlay ta- rafından kiralanan hamamlarda fakirler bedava - yıkanacaklar, temizleneceklerdir. Kızılay haftasının son günü olan 26 Teşrinievel Salı günü, Cumhuriyet alanında bir top- lantı yapılacak, Kızılay hak- kında söylevler verilecek, saat on dörtte talebeler ellerinde Kızılaya ait yazılar bulunan levhalar - taşıyarak bir geçit resmi yapacaklardır. üzerine karyolasından - fırladi. Lâboratuvarda korkunç - bir facianın — başladığını - tahmin etti. Fakat daha kapıya çı- karken müthiş bir ışıkla kar- şılaştı. Büyük bir — güçlükle fakat biribirine sarılmış - olan iki adamı görebildi. Şiddetli ışık ve infilâklar devam edi- yordu. Lidyanın gözleri görmüyor- du. Bu halde yerde kaldı. Son infilâklardan sonra, alev- lerin sıcağının kendisine kadar geldiğini anladı. Geri çekildi. Gözleri açıktı, fakat hiçbir şey görmüyordu. PTSKÜL AAYDAR. C X. TURMTENARNDI FN aa Memur aranıyor Daktilo bilir bir memura ihtiyaç vardır. Marifet mat- baasına müracaat edilmesi.

Bu sayıdan diğer sayfalar: