28 Kasım 1937 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 5

28 Kasım 1937 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yazı — 01 0:0 aa — — ANADOLU n : Aleksandr Düma 13 üncü Lüi, elini kalçasına dayıyarak gururla bı- yıklarını büküyordu. Trevil vak'ayı hulâsa etti — Evet, Trevil, evetl Fransa- da böyle iki parti, iki hükümet başı görmek canımı çok - sikti- ğına emin ol; bu hale nihayet verilecektir, Trevil, bu hal ni- hayet bulmalıdır. Şu halde mu- hafızların silâhşorlarla kavga çı- karmağa sürtündüklerini mek istiyorsunuz, öyle değil mı? — Vak'anın cereyan ettiğini tahm'n ediyorum, yoksa böyle olmuştur diye yemin ede- mem, elendimiz. Hakikati keş- fetmenin ne kadar müşkül ol- duğunu — takdir buyurursunuz. Böyle şeyleri kat"i surette kes- tirebilmek için insanın, 13 öncü Luiyi âdil tesmiye ettiren, bir zekâya sahip olması lâzımgelir... — Hakkınız var, Trevil; fa- kat, sizin silâhşorlarınız yalnız değillermiş; yanlarında bir de delikanlı varmış? — Evet efendimiz, bir de yaralı adam ki, şu halde biri yaralı ve biri çocuk olmak üzre üç kral silâhşoru, Kardinalin en mahuf beş muhatızına karşı çok mükemmel — müdafaa — ettikten başka onlardan dördünün de yere sermişlerdir.. — Nasıl, bu bir muzalferi- yet; mükemmel bir zafer... Diye kral memnuniyetini gös- terdi. — Evet, efendimiz, Se köp- Tüsü zaferi kadar mükemmeli. — Biri yaralı ve biri genç focuk olarak dört kişi mi de- söyle- böyle — Delikanlının yaşından kim- se bir şey ummaz; halbuki, bu vak'ada o derece beceriklik göstermiştir ki, kendisini şev- li efendimize tavsiye edebi- liriml. — İsmi nedir? — Dartanyan, efendimiz; çok teski dostlarımdan birinin oğlu; 'abanızın taraftarlık muharebe- lerinde çok şerefli hatıralar bi- Takan bir adamın oğlu. — Bu delikanlı için kendi- Tni pek güzel müdafaa etti d- | Yorsunuz, değil mi? Nasıl, — an- Ot bahalım, Dö Trevil; benim Inkılâb hatıralarından Telrika No. 23 Tüm bu sıralarda Yakovada iken pa derecei hararet Bakaya vergilerin tahs line ve İşkilerin derdestine memur edi- N Miralay Şemsi bey ilk iş 'arak eşkıyalık ettiği için dayı- ti yakalar, hapseder. Bu ha- HEstinden haberdar olan sultan q"kid Şemsi beyden memnun dukça olur. Onun kabalığına, y? kırmalarına ebemmiyet bile n.Bez olur. Az zamanda Met- *;;hdı Hizamiye fırka kuman- b liğına geçirilen Şemsi, ş mali Davıdluğan bir firavaı kesil- İştir, Bir Bün; mebeyni hümayun'a BU laçande. mvbebere adan E:ğ_'_mwı yaşında bulusan barbi: Pasam söy'ediklerinizin iki bozuktur, bir mana S e derhal: Min y Evketmeap — söyled kleri- Sarının bozuk olıîuğunu bikâyelerini din- | gimi bi irsin. 13 ümcü Lu, elini kalçasına biy klarını vak'ayı hu- dıyıyarak — gürürle büküyordu. Trevil — Efendimize arzettiğin. veç- hile, Dartanyan çocuk demek ten bir az büyük bir de ikanlı- dır ve silâhşorluk şerefini haiz bulunmadığı için sırtında köylü elbisesi vardır; onun gençliğini ve taburumuza mensup olmadı- ğını gören M. le Kardinal, mu- hafızları biz mkilere hücum et- mezden evel onu geri çekilmek için sıkıştırmışlar.. Kral Trevil n sözünü keşti — Şu halde - onların ettikleri açıkça görülüyor.. — Doğrudur, efendim z; bu bususta hiç şüphe kalmıyor! Ona geri çekilmesini teklif tikleri zaman o anlarda ka ben n e silâhşor olduğunu, şevketli efen- d mizin adık bir bulunduğunu ve bunun içm - si- lâhşor efendi'erin tarafında ka- lacağını söyler. Kral: — Cesur delikanlı!. Dedi, — Evet efendimiz; söy'ediği veçbile, biz mkilerle birlikte kay- gaya girişerek efendimiz namına o derece şecaatle dövüşür ki, nihayet M. 18 Kardınali bu ka- dar kederlendiren kılıç yarasını en bendesi — Vay, Jussakı « yaralıyan o hal O, bir çocuk bal Trevil, bu mümkün değil.. Diye kral bağırıyordu. — Vak'a elendimize arzetti- ğim veçhiledir. — Jussak, memleketin en iyi silâh kullananlarından bin?, — Evet elendimiz, ilk defa o'arak kendisinden daha meha- retli br kimseye tesadüf etmiş bulunuyor. — Ben bu delikanlıyı gör: mek isterim, Trevil, ben onu tanımak isterim; ve ona bir şey yapmak mümkünse, evet, ona korşı BZ'de vaz femizi yepalım. — Şevketli efendimiz onu ne vakit kabul buyurmak isterler? — Yarın öğle vakti, Trevil, — Yalnız mı getireyim? — Hayır; dördünü birlikte getiriniz. Hepsine birden teşek- kür etmek isterim. Fedakâr adamlar çok azdır, Trevil, feda: kârlıklarına karşı onları - taltif etmeliyiz.. — Saat on ikide Luvrda bu- lunuruz elendimiz. — Ha! Arka merdivenden ge- Hniz, Trevil, arka merdivenden. Kardinalin bildiğini lüzumsuz görürüm. — Başüstüne efendimiz. — Anladınız ya, Trevil; irade daima iradedir; düclle etmek kat'iyyen yasaktır... — Fokat, efendimiz, bu kav- ga tasmim edilmiş bir düello değildir: bayağı bir tecavüzdür, işpatı ise bizim Üüç silâhşoru muza ve M. Dartanyana karşı | Kardinalin beş muhafızının taar- ruzda bulunmasıdır. Kral: — Doğrudur, her neyse Tre- vil, arka merdivenden gelmeği unutmayınız. - Dedi. Trevil Fakat, bu çe cuğun efend karşı isyan et- tirilebilmesi kanaatini fikrinden geçirmekle beraber, kralı hür: metle selâm'adıktan sonra saadesini alarak çıkıp gitti. Üç silâhşorlar, haklarında 1b- zal edilen İütfu, o akşam haber almışlardı, Kralla çoktanberi ta- mü: | nişmiş bulundükları için bu ha r F e hayr ni mucp olmamışıı; fakat, bu bali - Gasx konya kafası ile düşünen Dar- tanyan, bi istikbaldeki şe- refini gördüğü için geceyi par: lak rüyalarla geçirmişti. Bunun için sabahleyin erken- den saat sekizde ÂAtosun apari- manında bulucuyordu. Dartanyan, si'âhşoru giyinmiş ve sokağa çıkmak üzere bul- mu tu. Kralın huzuruna çıkmak zamanı o0 ikiden evel olmadığı için arkadaşları Portos ve Ara- mis le birlikte Lüksemburg ah rları civarındaki tenis yerinde top oyniyarak vakit geçirmeği kararlaştırmışlardı. - Devam edecek - N Yazan: M. Dağan şa hasta olur. Kırk aleşler içinde kavrulmağa başlar erkânıharp söyled. Kusura bak- [ mıyasunuz Demişti. Ölünciye kadar İisanının şive- ini değ ştirmemişti. Yeni Türkçe Öğrenmiş bir Boşnak köylüsü gibi konuşurdu. Umumiyetle (G) harfnı (C) diye te âffuz eder, ölfkelendiğ! vakitler seni “cavur oğlu cavur, diye söylenird . Şemsi paşa yeni ferik olmuş'u. Bir gün bir takip'e kaputunu arkadan gelen borazana vermiş yokuşu ç karlarken borazan ko- laylık olsun diye giyer gibi omuz: larının üzerine geçirmiş. Bır müd- det sonra borazanın - sırlında kaputu görünce: — Çıkar potunu - brel Diye bağırmıştı. 320 Senesinde bir gün Met: roviçede beygirle dolaşırken elin- de koca bir değnekle giden bir malisora çarpmış canı sıkılan o ferkuâlişan kar malisora “dağlı köylülere malisor denir, arkadan gelip kendini devrmek istiyen bu adamın kim olduğunu anlamağa lüzum gör- meden elindeki değneği paşanın sırtına kaptırması bir olur. Bir iki dakika sonra paşa bu âdamı alfetmişti. 319 Yılında asker kaçakçıla- rile vergi bekayalarını toplamak üzere Arnavutlukta müşir Şakir paşa kumandasında askeri bir toplantı olmuştu. Fırkamızın mn: takası olmak ilibarile Şemsi paşa da bittabi bu harekâta iştirak eylemişti. Şakir paşa cebri en son birakarak evvelâ tatlılıkla iş görmek istemişti. Bir çok paşalar da müşir paşanın bu kararını münas p görmüşler işe başlamış- lardı. Şemu bu karara muarız kalmış o, bilâkis eldeki bu kuv- vetlerle yakmak, yıkma istedi- gnden bir ıttıratsızlık başgöster- mişti, — Sonu var — Lâzca şarkı Yağmur yağdu İzmire Dün gec> şakır şukur, Bizim evün damlaru Sağlam idi çok şukur Seller yollaru boğdu Ortalık denüz oldu Sırtta taşundu millet Hamallara gün doğdu Sen ne dersün bu işe Heyp beldenin reizi Bu gidişle bu yağmur Bir gün boğacak bizi Yağmur yağdu sel bastu Bakkal, kasab kapandu Eve eli boş döndüm Hatun suratu astu Bahribaba önünde Dayandu tıramvaylar Tiramvâyan içinden Yükseldü (of) lar (vay) lar Ya bu yollaru yapun Ya kayuk koyun yola Binelum kayuklara Verelim bir az mola Biz dedük siz eşitün Şu meraklı sözleri İnanun ki bu halkun Selden korktu gözleri Ali Reis Asluna uygündar Netfir Bugünkü futbol müsabakaları Bugün — Alsancak sahasında saat 11 de karşılaşacak olan Do or - Demirspor müsaba- kası ardınc ) Alsancak - Ateş ta- kımları - karşılaşacaklardır. Ateş takımı geçen hafta Üçok takr mna mağlüp olmasına rağmen İzmir takımlarının arasında sayılı bir yer işgal etmektedir. Kuv« vetli bir müdalfaaya maliktir ve takım tam bir enerjile oynamak- tadır. Alsancak takımı ise iyi neti- celer almasına rağmen tatminkâr oyunlar çıkaramamaktadır. Bina- enaleyh vaziyeti tehlikeli görün- mektedir. Bu mühim müsabakayı günün ehemmiyetli maçlarından olan Üçok-Yamanlarspor karşılaşması takip edecektir. Yamanlarspor şimdiye kadar yaptığı her iki maçı kaybetmiş olmasına rağ- men Üçok için ihmal edilecek bir kuvvet değildir. Şu hale göre, bu maç da heyecanlı ve alâkalı geçecek demektir. Halk sahasında saat 10 dan itibaren sıra ile ayni kulüplerin B. takımları karşılaşacaktır. İlk müsabaka Üçok - Yamanlar ara- sındadır. Bu oyunu Doğanspor- Demirspor, Alsancak - Ateşspor maçları takip edecektir. Antakyada yeni hâdiseler Araplar gene tecavüz. lere başladılar Antakya, 24 (Türksözü muha- birinden) — Sancakta gene ka- rışıklıklar başgöstermiştir. Dün Reyhaniyeden aldığım bir habere göre, delege, Milletler cemiyeti kontrol heyeti, mesalihi hassa zabitleri, kaymakam, Hamalı aşiret şeyhleri ve silâhlı pasti- zanlarla jandarma ve mlış ku- mandanlarının köye gıderek tah- kikat yapmalarından — şımaran köyün arap çitçileri, evsiki ak şam köy sahıbi Bay Ahmedin 7 Perdemizde — < NaZ Akisler Mabkeme heyeti yerli - yerin- dedir. Fakat reislik makamında Hacivad bulunuyor Hacivadın sağında Velespit Hora, solunda Kemal Kâmil oturmaktadır. Mübaşir.iği yalnız başına Ha- cıoğlu ifa etmektedir. Hacivad (Hazıruna hitaben) — Mahkemeye başlıyoruz. Karagöz Manisaya tımarhaney, teftişe git- tiği için ona vekâlet ediyorum, Hacıoğluna dönerek: — Çağırın şu Yeni Abdiyi! Yeni Asırcı Abdi korka, tt reye mahkemeye girerl Hacivad — Sen matbaadan palamarı çözeli kaç ay oldu? Abdi — Efendim ben mat- baadan ayrılmadım, oradayım. Hacivad — Bana martaval at. ma; sen mühendislik yapıyorsun. Abdi — Öyle bir. iş yaptı- gımdan haberim yok. Kim söy- ledi; iltira etmiştir. Ben doğru dürüst bir çizgi” bile çokemam, nerede kaldı mühendislik Hacivad — Bodur bohça bo- yunla bir de beni aldatmağa çalışıyorsun öyle mi, şimdi sa- na kırk dokuz sopa attırırsam görürsün yalan söylemeği. Abdi — Aman efendim if- tira.n Asırcı YA e W ellerin zden, Karagöz amcanın- da gözlerinden öperim.. Hacivad — n rum karşımdan y sana el etek öpmeği Abdi derhal sıvışır. Hacivad Bugün başka mahkememiz yok isterseniz dağı- lalım. Azalar — Dağılalım. Hacivad — Dağılalım amma... Azıcık dürün bakayım. Diyerek samiine bir göz gez- dirdikten — sonra — Hacıoğluna hiddetle bağınır! — Mahkemeyi dinlemeğe gel miş olan şu minare yavrusu he- rifi getir buraya, Hacıoğlu samiin arasında bu- lunan gazinocu, otelci Murad Türkmenoğlunu mahkeme huzu- runa getirirl. Hacivad Kemal Kâmile: —Sen in aşağı, Hacıoğluna yar- dim et. Velespit hocaya da: — Sen de al şu sopayı. Tam elli beş adet şu kavak müsved- desine adamakıllı indir!. Murad — Aman Çelebi ne kabahatum var benum. Muhake- me kılun da sonra cezamu ve- dd çekil diyo- şimdi velirim, rTün, Hacivad — Senin kabahatla- Hacıvad — Neyin iftirası, Ben İrin muhakemeden evel dayak yi- gözümle gördüm seni mühen- dislik yapıyordun. Abdi — Nerede efendim?. Hacivad— Muslafa Enver cad- desinde. Başına bir kaç amele toplamış İkincikordonu kazdır- yordun. Yalan mı? Sabri —« Ha,-elendim, şey.. Hacivad— Şeyi meyi bırak ta şunu söyle yalan mı? Abdi — Yalan değil efendim haşâ, doğru söylüyorsunuz. Dün İkincikordonu kazdırdım. Hacivad — Neye kazdırıyor- dün, İkincikordonu, orada ne araştırıyordun? Abdi — Lâğımları — efendim lâğımları! Hacivad — Sen lâğım mü- hendisi misin? Abdi — Değilim amma be- lediyenin yüzünden lâğım mü- hendisi de olacağız, mimar da.. Hacivad — Belediye lâğım mühendisi veya mimarı mekte- bi mi açtı? Abdi — Hayır efendim, Lâ- ğgımlar dar yapıldığından yağ. mur yağınca doluyor, sular geri tepiyor evlerin alt katlarına do- luyor. İşte kulunuz dün böyle kazaya uğradığım - için evimin önündeki lâğımlarla uğraşıyor: dum. Hacıvad — Hadi çek o kü- lüstür otomobilini. Böyle cıvık işlerle uğraşmak mecburiyetinde kalman sana kâfi cezadır. Sopa- dan kurtuldun. Abdi — Allah ömür versin, evine hücum ederek kendisini döğmüşler ve tahkir eylemiş: lerdir. Mütecavizler, hem suçlu hem güçlü rolünü oyoamak için; jan: darma karakoluna da haber ve- rerek kendilerinin tecayüze uğ- radıklarını iddia eylemişler ve jandarmalar köye gıderek köy sah bi Bay Ahmedi tevkif etmiş- lerdir. Hdime bilie Röyheniye ai hitınde » bir tcessüz uyan- dırımış ve müt Cav.z namına Ay Kadri Mursal Reyhaniyeden de- lege Garoya ve yüc: telgraf çevmiştir, omisere meği icab ettirecek kadar fazla, Evvelâ ceza, sonra muhakeme., Karşısındakilere dönerek: — Hadi arş, falaka başlasın? Murad sopaları yedikten sonra bir kenarâ uzanır. Hacivad — Müşterilerine bir yudum rakıyı otuz. kuruşa, bir lokma peyniri yirmi kuruşa, bir dilim kavunu seksen kuruşa ve- rirsin. Boyuna posuna bakma- dan bezik oynarsın.. Fuar der girersin, otel der işletirsin, Şe- hir gazinosu der — milleti hele kış günlerinde © müstatil ahıra doldurmaktan, orada da tırtıkla» maktan geri durmazsın, Hele o Yeni Asırcı Hakkıya bezikte yenilerek hımbıl gibi kazandırısın. Bütün bu — yaptık: larma göre sana bu ceza da az bile, Defol karşımdan! Yoksa hid- detim senin boyunu aştı. Şimdi bir elli sopa daba attıracağım. Murad tabana kuvvet — savu- şur. Mahkeme de - dağılır. Şeyh Küşteri Şehir ve kasaba- ların müstakbel plânları — Şehir ve kasabaların - harita- larile müstakbel plânlarının der- bal bazırlanması için bu yıl be» lediyeler ' büdcelerine - tahsişat konulması Dahiliye Vekâletinden vilâyete bildirilmiştir. İzmir belediyesi, İzmir şehrl- nin müstakbel plânının * hazır- lanması için Vekâletin emrile bu yıl büdcesine 40 bin İira konacaktır, Gene — Vekâletin kazalar büdcelerine de bu iş için tahsisat konacaktır. Bu yıl Bergama belediye büdcesine 8000, Tir2 ve Ödemiş bilr, Mencimen — be'ediyes lira tahsisat koyacaküur Nüfosu oa binden fazla o'an bütün kasaba'ar belediycl-ri de emrile Kişer 1000 büdeelerince bu suretle — tahsi- sabayırac iklarcır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: