28 Kasım 1937 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 6

28 Kasım 1937 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ffalitfa € Fen karşısın;'îdlüm ve hayat AU ölü nasıl diriltilir? Rusyada hayat bahşeden nîayi bulun- du. Amerikada bir kız yarım saat sonra diriltildi. Bu, mmuvakkattir. Fakat.. Bu küçük bebek ölür ölmez tekrar diriltilmiş ve bir. müddet daha yaşamıştır Geçen asrın muharrirlerinden Edmon Alıu bir romanında; bi: rinti Napolyon zamanında bir katalepsi uykusuna yatmış - bir askeri üçüncü Napolyon zama- nındâ uyandirmış ve adamcağızi en büyük hayretler içinde , b rakmıştır. Bir daha uyutmak ve 1937 de uyandırmak kabil olsa, bu adamcağızın hayret ve deh- şeti kim bilir ne cadar büyük olacaktır! Ayni mevzu — üzerinde -— Lui Bosnar da bir adamı bir büz kayası içinde on bin sene uyul- muştur. “Eshabikehf, — efsanesi de, bu mevzuun bir başka şe- kilde 'ifadesidir. Fenni bakımdan meseleye şu suretle bakılabil, Mukadder ve meşum ihtiyarlığın — önüne geçmek için vücuddeki * hayat faaliyetini. yavaşlatmak — veyahut tamamile durdurmak — mümkün müdür? Sözün daha — kısası: Hayatı hısa ve uzun bir şekilde durdurmak suretile bir kaç defa yaşamak kabil olur mu? Her şeyden evel nazarıdikkate arazdelim, ki “yavaşlatılmış ha- yat, hâdisesi bakterilerde, mik- roplarda ve Amiplerde vardır. Bunlar gayet düşkün bir hararet altında âni - bir şeklde- en az işliyen hal alırlar ve tehammüz yavaşlaması — hasebile de - uzun zamanlar hayat ve memat sında muhafaza — olunabilirler, Kâfi bir derecei hararete arz- edilince yeniden tabil yaşayışla: rınet bulurlar! Daha mürekkep bir organiz- maya malik oldukları halde so- gukkanlı hayvanlarda, zahifeler de ve bilhassa balıklarda da bu hali görmek mümkündür. Bir çok balıklar buz içinde hareket- siz ve yarı ölü bir halde kalırlar; buz eriyip su haline geldiği vakit bu balıklar tekrar canla- nırlar. Bize teşekkül itibarile yakın olan memeli hayvanlarda vaziyet böyle değildir; şimdiye kadar buzlar içinde kalmış bir köpeğin, bir keçinin veya bir insanın kâfi tabi bir hararet derecesi içinde tekrar dirildiği tesbit edilme- ira- miştir. Fakat nazarı dikkati calip bir fakat vardır: Buz içinde ka- lan memeli hayvan cesetlerinde ensice tazelik ve tabiiliğini mu- hafaza eder. Bundan bir müddet evel Siberyada yerli halk binlerce senedenberi buzlar arasında kal- miş bir mamot fili bulmuşlard; bu filin tazeliği o kadar yerin- deydi ki, kurtlar bu binlerce senelik cesedin etini yimekte müşkalâta. uğramamışlardı! “Kışın uyuyan, hayvanlar, bu dava için dikkate şayan bir mev- zudür. Bunlar - sıcak kanlı hay- vanlardır; - kışın uyurlar; - fakat kalp iyice yavaşlamıştır; ancak on beş günde bir fakat “daima uyku halinde kalkarlar, def'i ha- cet ederek-- gene dalarlar. — Bü gösteriyor ki böyle “yarı hayat, tâ uzviyetin ihtikâki ve eskimesi de tamamen yavaşlamıştır. Bu sayede; “dört veyâ-altı ay: sonra tabii hale dönen, uyanan hayvan ancak sekiz öon günlük ihtiyar lığa maruz kalmıştır. Ayni esas, daha tekemmül et- miş şekilde ve fen yoluyla in- sanlara da tatbiki mümkün mü- dür? Katelepsi, letarji, uyku has: talığı ve bunlara benziyen has- talıklarda — hastanın hayatının uzadığı esasen tesbit edilmiş klinik hâdiseleridir. Klinklerde kayatı daha sağ- lamlaştırmak ve gençlik temin etmek için bazı “mutlak istira- hat, usülleri tatbik olunmakta- dır. Bunların - neticeleri mutlak olmamakla beraber feyda ver- verdikleri de muhakkaktır. Edmon Demetr Hindistanda ancak 50 yaşlarında görünen 80 lik fakirler görmüştür. Bu netice, İsveç jfimnastiğinden çok farklı idman hareketierinden, bi- nefsihi telkin suretile kendilerini yarı katalepsiye tâbi tutmaların: dan elde edilmiştir. İşıe. seksen senenin otuzunu kazanmış insanlar var demektir, Yalnız Hindli fakirlerin usulle- rindeki süfliyet ve âdilik, hakiki insanı bu otuz seneyi kazanmak- tan kolayca vazgeçirmektedir. Madmazel Brosun ve doktor Ş Lübers Hindli - fakirler ara- ANADOLU Borsa 27-11.1937 Üzüm satışları Ç Alıcı KS K.S 901,5 Esnaf Ban. 12 19 399 Alyoti bira. 15 75 17 Si 323 Ü. Kurumu 13 M 243 M. J. Tara. 15125 17 191 A.R.Üzüm. 13 75 17 25)| 189 K. Taner 1575 16 75)| 181 Paterson n 47 15 162 İnhisar ida. 10 13 5i 141 M. Arditi 15 16 75| 80 Ş.RızaH. 17 — 18 5 47 Albayrak — 16 18 10 H.Galip Şer.19 19 6 Kohen bira. 15 75 2873,5 112274 Eski satışlar 155147,5 Yekün Piyasa fiatleri atler şöyle idi: Çek. Üz. No 7 13 50 » A ğlE Ü Üğere ei " Söcc0 v 1508 » RĞAEKŞ . Olm ( te . a e AKI ARR » “lce A 2A,0 İsmen Zahire satışları Ç. Cinsi KS KS 488 Buğ. $ 125 5 812: 30 Nohut 6 375 1029 Bakla 4125 4 25 796 Ton Bakla 4125 4 25 18 ,, P. çekir. 2 60 496 B. Pamuk 30 İ4Satılan tütün 25 mil- yon kilodur Düne kadar Ege mıntakasın- da satılan tütün miktarı 25 mil- yon kiloya yaklaşmıştır. Müstahsil elinde bu'unan tü- tün miktarı 13 milyon kilodur. Torbalıda bir vak'a Bir kişi yaralandı Torbalı kazasında Tepeköy pazarında Tepe köylü Hasan oğullarından Ali oğlu Hasan, amele Kirşehirli Az z oğlu Aliyi bir teneke parası meselesinden bıçakla ağır surette yaralamıştır. Yaralı, İzmir memleket hastane- sine kaldırılmış ve vak'anın faili tutulmuştur. GY AAA AAA TNMA TT DAT ST LA MK sında bu esas üzerinde bir çok müşhede ve tetkikler yapmış- lardır. Hatta bir fakiri on saat toprağa gömmüşler, — bundan sonra tekrar dirildiğini de tes- bit etmişlerdir. * .. Bundan başka, kazaen vukua gelen ölümlerin; de *fennen önü- ne geçmek imkânları - hücey- relerin sağ kalması hasebile - elde edilmekte Ebedi gençliği temin için ça- lışmakta olan Karrel, damarla- rındaki kan tamamen alınmış ve ölmüş bir köpek, genç bir köpeğin kanını nakil suretile tekrar diriltmeğe - muvaffak ol- muştur. Hem de ihtiyarlamış olan bu köpeği yeni hayata genç bir köpek sıfatile girmiştir! Yal- nız bu gençlik “çok müvakkat olmuş, üç hafta içinde ihti- yarlık yeniden başlamıştır. Rusyada Brukanenko, “hayat bahşeden bir mayi, yapmıştır. Ağlebi — ihtimal — Adrınalinden mürekkeb olan bu mayi saye- sinde ölmüş vücudler üzerinde müspet neticeler elde edilmiştir. Birleşik Amerikada da Crile ya- rım saat evel ölmüş bir genç kadını diriltmiş ve Pariste de Lariboisiere hastanesinde bir kadn diriltilmiştir. Vakıa, elde edilen neticeler muvakkat ve az bir zamana mahsustur. Fakat fennin uzvi- yetler üzerindeki yeni keşifleri, senelerce sürecek yeni bir ha- yat veya bir hayatın hiç olmaz- sa bir buçuk asır sürmesi im- kâa ve ümidi gok. büyüktür. Es5inema Güzel May Vestin gönül romanı ) Kocası diyor ki: M;_v VVest ya bana ge- lecek, yahud da servetinin yarısını vermeği | bul edecektir May Vestin kocası Bu Amerikalılar macera J künü ve macera sever insanlar- dır. Zengin ve fakir, her Ame- rikalının hayalhanesi bir arslan yatağıdır. Parası çok, zevke düş- künlüğü fazla olan Amerikalı- ların da gönülleri, birer yıldız yatağıdır. Akşam 'keyfini çakıp uykuya yatan Amerikalı, sabah- leyin uykusundan Greta Garbo veya ona benzer bir yıldızın kocası olarak kalmak ister. İşte bu sebebledir ki yıldızla- rın bekârlık veya evliliği, kalbi rabıtaları, Amerikalıları, Nev- york borsasında doların sukutu hâdisesi kadar alâkalandırmak- tadır. May Vestin hem yaşının hem de evli olduğunun meydana çık- ması dolayısiledir ki kıyametler kopmasını mucib olmuştur. Bu dedi, kodu hâlâ da devam et- mektedir. Son k May Vestin kocası Frank Vallasın bir mülâkatı neş: redilmiştir: Herik: — Ben May Vestle 1911 Nisa- nınin İlinci günü Milvokide evlendim! diyor ve bundan son- ra da çenesini durdurmak biraz güç oluyor! — Ben, diyor, 1911 senesi kânunusanisinde May — Vestle beraber Foksini — tiyatrosunda _Ş-eyh Ahmed İzmirde Ramon Novaronun çevirdiği “Şeyh Ahmed, filmi Türkçe olarak İzmirde Tayyare sinemasında gösteri'ecektir. Filim gayet zengin ve enresandır. Şeyh Ah- med rolünde Novaro vardır. Amerikalı milyoner Flip namındaki kızın, ya- rış âtı satın almak için TAMAPED şehrine gel- diğini duyunca oraya gidiyor ve tesadüf; kızı da, kendi karargâhına gitmek için rehber ararken bu- p “Ali Alusa, isminde Nihayet çöllerde, Genç Şeyhin aşkı ve daha doğrusu milyonerin Filimde mevzudan başka, müzik te gayet enfestir. Bayramda bu fik loyor. — Kıyafetini deği: bir çöl rehberi rolüne giriyor. kızı ile muaşakası — başlıyor. mi de seyredeceğiz. “ne demek istiyorsun, sordum. oynuyordum. Münasebatımız ta- mamen dostane ve May Vest te dikkatli bir dansözdü. Henüz 17 yaşında olan May Vest, her zaman olduğu gibi güzel ve vücud — tenasübü enfesti. İşte 1911 kâcunusanisinde, perderin kalkmasını bekliyorken biribiri- mize ilânı aşk ettik. Ben, diz- üstü çöktüm, May Vestin güzel belini kollarım a sardım, başımı emsalsiz. memelerine dayadım, sevincimden uzun uzun ağladım. Bundan sonra, zevk hayat bizim için başlamış oldu. Artık biribirimiz için yaşıyorduk. He- men evlenmek istedik. Fakat kanunen yaşımız müsaid de- gildi. Bu sırada Filâdelfiyaya gittik. Gene beraber — oynu- yorduk. Filadelfiyada, sehirden şebire gezen bir kumpanyaya angaje olmuştuk. Bu suretle Milvokiye 1911 Nisanda geldik. Tiyatroda rollerimizi yaptık sonra bir don- durmacıya girdik;fakat Malivest sinirli görünüyordü; ve birden bana: - Bana baksan a... Biz böyle nereye gidiyoruz, Allah- aşkına?. Diye sordu. Ben de Liyon postası . “Liyon postası meselesi, Fı tanın 18 nci asırdaki esrarerigiz ve könlı meselelerinden birisidir. Dedikodusu, hâlâ devamdadır. Hâdise 1796 da Liyon posta- sına yapılan bir taarruz ve bun- dan doğan cinâyettir. Neticede 6 kelle uçurulmuştur; fakat bun- ların içinde bir mücrim erkek, ve bir de masum kadın vardı. Dita Parlo, işte bu masum, fakat kafası kesilmiş olan kadı- nın masumiyetinin ispatı rolünü oynıyacaktır. Y9 Topralemni May Vest Daha fazla bir iğbirarla: *—Sen sevdalıların böyle ilâ dihaye yaşıyamıyacaklarını bil- miyor musun?. Dedi. Bu suretle ne istediğini anladım. Malivesti kucakladım, ve: — Pek âlâ.. Bebeğim.. Bizim de bir evimiz olacak.. Böyle istiyorsun değil mi? Dedm. — Evet, evet! Dedi. — Bebeklerimiz de olacak.. İstiyo musun? May Vest kollarım arasında bay lır gibi: — Evet.. Diye inledi. Ertesi gün belediye papazının önüne gittik. Papaz: — Yaşınız kaç?. Diye sordu. Ben: — Onsekiz! Dedim. Sonrü May Veste: — Annesizin bekârlık ned.r?. Diye sordu. May Vest de bilâ tered — Matilda Dilker. Alsas Lo- renliyim! Cevabını verdi. İşte bu suretle evlendik. Bir müddet mesut yaşadık. Fakat May Vest, benden çok çabuk bıktı. Bir gün bana: *“— Ben bu hayattan bıktım artık. Ben zengin olmak, ben şöhret kazanmak istiyorum. İsti- yorum ki caddelerde beni gö- renler, hemen kim olduğumu da bilsinler!. Dedi. Ayaklarına kapandım, yal vardım. Fakat o dinlemedi. Ve. Kaçtı. Onu çok seviyordum, hâlâ da ve pek çok seviyorum. Franka gazeteci: — Pek âlâ.. Bu kadar sene n çin sormadınız?. Diye sormuş ve şu cevabı almıştır: — Onu zenginlik ve şöhret yolundan menetmek istemedim. Şimdi vaziyet lehimdedir. May” Vest ya benim kocalığımı tekrâf kabul edecek yahudda servetinif mühim bir kısmını-kanun muc” bince-bana verecektir! adı

Bu sayıdan diğer sayfalar: