4 Aralık 1937 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 9

4 Aralık 1937 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

4 Kânunuevel 2 Sağda Alma, solda Ula, ortada ikisi beraber Bunlar yıldız -» * <0 —a aa — değil.. Fakat maruf yıldızlar bile onları kıskanırlar. Holivudun “Gönüllüsü,, ve dilber Alma Holivodun — yalnız yıldızları yoktur, fikgranları da vardır. Figüran deyip de geçmek hak- sızlık olur. Çünkü figüranlar arasındaki — Holivud — güzelleri yıldızlardan çok ilerdedirler!Biz- zat yıldızlar bile bu hakikati klâ bera- k Ula da bunlar arasında kendi kendisini halketmekte — bulunan güzel bir kızdır. Ula Holivuda 1933 senesinde ve sinema heve- sine kapılan bir sürü kız ara- sında gelmiş bir kızdır. Bu bir sürü kız içinde sineha âlemine yarıyacak oltanlar pek çok idi. Fakat Ula bunlar için- de hayale kapılmamış bir kızdı, çünkü bir sena sonra figüranlar arasına girmek yolunu bulmuş- tu. Geçen sene ise Ula 60 ka- Jar filmde — yer almıştır. - Asıl bu olmakla beraber kendisine Holivudeular - “Gönüllü, adını vermişlerdir. Alma: Almaya gelince: Bu da film dansözlerinden birisidir; henüz Marlen Ditrih Marlen Ditrih gene dilde ve Bözdel *Molek, filmi Marlenle €n güzel ve takdire şayan bir film oldul Marlen bu £lmde bir İngiliz iplomatının karısı rolünü yapr Yor. Diplomat da Herbert Mar- #aldır, Malvin Dağlas da üçüncü Hahustır! Marlen bu filimde bil- hassa “Melek, tadir. Film, şuhtur, güzeldir, ve na- zarı dikkati caliptir. Bu filimde son devir hayatın bütün incelik- lerini, bu hayatın hakikt cephe- sini görmek mümkündür. Marlen Ditrihin en sofistik vaziyeti bu halde tebarüz etmiştir. adile anılmak- 19 yaşındadır. Bilhassa saçları- nın parlaklığı - ve güzelliği bü- tün Holivudda bir tanedir. Alma, muhitinin en şen ve şuh bir kızıdır; mesleğinden de azami derecede memnundur ve batta- fimlerde şimdiki dâsöz rolünden başka bir vol almağa da zerrece hevesli görünme- mektedir. ' Ayona Kiril ’ Habeşistan patriği İ oldu Kahire, 3 (Radyo) — İtalyan: ma Kiril)i, Habeşistan ilân etmişlerdir. Bu hâ: dise, Mısır hükümetini yakından alâkadar etmiştir. Hariciye Nazırı Galip (paşa), 4 bugün İtalya sefirini -kabul et- | miş ve bu mesele etrafında ko- ı nuşmuştur. Misir- kiptileri, — İtalyanın bu kararını tanımıyorlar. Ne bulduysa çalmış Faoça kazasının Badıasiyab ma- hallesinde şekerci B. Tevfiğin evine giren hırsız tarafından on İ bakır tencere, bir kilim, lâmba, yorgan vesaire çalınmıştır. Hır- sıIz. aranıyor. . ANADOLU Mersin Ticaret Odası —. .-00 Fabrikalarımızın ma- mulâtından örnek istedi Mersin vilâyet merkezi, on iki vilâyeti ihtiva eden çok geniş bir hinterlândın mahsullerine bir pâzar ve transit yeridir. Mersin ticari noktadan bu mıntaka ile daimi surette temasdadır. Şehri- miz Ticaret ve Sanayi Odasına Mersinden gelen bir mektubda malını satmak ve mübayaatta bulunmak üzere Mersine gelen tüccarlardan bir çoklarının milli fabrikalarımızın mamulât ve mas- nuatını aradıkları, fakat bulama- dıkları, bunun için odada milli fabrikalarımız mamulât ve mas- nuatı nümunelerini gösteren bir sergi vücude getirilmesi — muva- fik görüldüğü bildirilmiştir. Bu sergi için İzmirdeki fabrikaları- zın mamu'ât ve masnuat nümu- nelerinden istenmiştir. Bir inek yüzünden Menemende Duga köyünde bir cinayet oldu Menemenin Duga köyünde bir cinayet olmuştur. Ziraat ban- kasına borcu olan ve ineğinin haczine karar verilen Duga kö- yünden Ali oğla Murad Gün: görün ineğinin haczine teşeb- büs edilmişti. Ayni köyden Mehmed oğlu kahveci İbrahim Ateş, Muradın ineğini almak is- temiş, Murad Güngör vermemiş- tir. Ba yüzden çıkan kavgada Murad tabancasını, İbrahim de çiftetülfeğini ateş ederek biri- birini yaralamışlardır. İbr. N sol omuzundan aldığı derin ranın tesirile iki saat sonra öl- müştür. Muradın yarası da teh- likelidir, kendisi İzmir memle- ket hastanesine — yatırılmıştır. Hâdise esnasında kullanılaı lâhlar zabıtaca alınmış, Adliye- ye verilmiştir. Bir inek yüzün- den bir kişi ölmüş, bir kişi de ağır surette yaralanmıştır. Ludendrof Ölmek üzere bulunuyor Münih, 3 (Radyo) — General Ludendrofun hastalığı çok - iler: lemiştir. İhtiyar general, haleti nezide bulunmaktadır. Doktorlar, neşrettikleri -bül tende, — hastanın — kurtulmasını imkânsız görüyorlar. “Kugo kuşunun ölümü,, filmi nasıldır ? — S e 0 Son zaman sahne vazıları, bilhassa son zamanların büsbütün de- ğişen artistleri ile sahne yenilikleri vücude getirmektedirler. Fakat, şu muhakkaktır ki bu yenilikler ekseriya eski sahnelerin yenilenme- sinden başka bir şey olmamaktadır, Bilhassa Fransadaki sahnearı, bir çok vazılhususlarda bu vâzi- yetten kurtulamamaktadırlar. Sahnelerden bir kısım vardır, ki dün ne idiyse bugün de ancak odur! *Kugo kuşunun ölümü, filmi böyledir? Flaman sanatkârların tabloları, sahnede ancak canlanmış - olmaktadır. HİKÂYE Sahife 9 Doktora giderken.. — Babacığım çok hastayım!. — Babacığım daha iyi olmr yacak mıyıml.. Zavallı çocuk — aylardanberi köyün üç odalı bir evinde bit- kin bir halde yatıp duruyordu. Ona bakan yalnız babası idi.. Başka kimseleri yoktu. Anneleri geçen seneki deli kışta ufak bir soğuk alğınlığından ölüp git- mişti.. Baba düşünüyordu: — Karım gitti.. Ya oğlum da gidersel, Evet, biricik oğlu.. On beş senedenberi bin bir zorlukla yetiştirdiği oğlu, canının yongası. Köyleri pek küçüktü. Çocuğuna baktırmak için ancak dört saat uzakta olan şehre gidip bir dok- tor getirebilir.. Amma ne ile.. Doktor ayakla gelemezd. yal. Ayrıca hastaya bakmak için para isterdi. Mec- bur oldu. Eli ayağı olan beygi- rini yirmi beş İiraya sattı.. Ş'mdi şehre gidip bir doktor getirecekti. Hava o kadar so- ğguktu ki.. Güneş aylardanberi meydanda yoktu. Baba: — Oğlum sabret sana şimdi Ayşe ablayı çağırayım. Ben şehre gidip doktor getiresiye kadar sana baksın. Dedi. Yola çıkalı t olmuştu.. Her tarafı kaplıyan kar yüzün- den yol almakta epey zorluk çe- kiyordu. Şimdi büyük koruluğu geçi- yordu. Bir aralık bir homurtu işitti. Ne görsün: büyük bir ayı kendine doğru ilerlemekte id. Belki gelip geçer diye bir ağaç arkasına gizlendi. Fakat hayvan mütemadiyen ona doğru yanaşıyordu. Baba nihayet: — Anlaşıldı bana sataşacak- sın, Diyerek bıçağını sıyırdı. Fa: kat böyle bir hayvanın hakkın- dan geleceğine hiç aklı yatmı- yordu. — Allahım evde yatan oğlur ma acı ve benim yardımcım ol. Dedi ve hayvana bütün hızile bir hamle yaptı. Heyhat muvaffak - olamamıs, yüzü koyun yere yuvarlanmıştı. Ayı köpürmüştü. Şimdi ikisi arasında korkünç bir boğuşma başlamıştı. Baba- nin eli yüzü kan içinde İdi. Boğuşma saatlerce devam et. ti, de bitkin bir hale gel- mişlerdi. Nihayet baba son bir gayret gösterdi. Bıçağını hayvanın ca- nni alacak yerine - saplıyabil- mişti. Koca ayı bir anda yere yığır hverdi, Fakat — boğuşmanın verdiği halsizlik içinde- o da ayının üs- tüne düştü. Nakili F, Y. Eralp Az sonra kendinden geçen baba gözlerini omuzuna yapışan bir pençe ile açtı.. Bu bir kü- çük ayı idi, Baba kalktı ona belinden çı- kardığı kuşağıtaktı ve sürükliye sürükliye şehre vardı... * .. — Doktor bey oğlumu kur- taracak mısın?.. — Üzülme oğlunda bir şey yok.. — Sâahi mi söylüyorsun?. .. Aradan bir hafta geçmemişti. Çocuk iyileşti. Zamanla eski gü- cünü, eski kuvvetini buldu. Baba küçük ayıyı terbiye edip duruyor, ona çeşit çeşit oyunlar yaptırarak iyi vakitler geçirtiyor idi, bir gün köye gelen bir ya- bancı: — Bu ayıyı şehirlere götürüp göstersene dedi. — Ne olur gösterirsem. — Para kazan ! Babayı bir düşüncedir sarmıştı: — Hiç ayı göstermekle para kazanılır mı? Fakat işsizd. Elinde beygiri yoktu ki iş görsün. N hayet karar verdi: Köy, köy; şehir, şehir dolaşa- cak, ayısının marifetlerini gös- termekle para kazanacaktı. .. Artık baba oğul köy köy, do- laşarak boyuna para kazanıyor- lardı. Bu işi senelerce yaptılar. Epey paraları olmuştu.. Günden güne yaşlanan baba: & Oğlum, -dedi. köyümüze dönelim artk. Seni evereyim (evlendireyim). Ben işten bıktım. Daha doğrusu bu işi becerecek takatim kalmadı artık... .. Dünyanın böyle bir çok cil- veleri vardır. İnsanı çok kere süründürür, ö ümün eline kadar uzatır ve sonra alır onu rahata kavuşturur. Nitekim de baba oğul bir çok zahmetlerle, bir çok - tehli- kelerle karşılaştıktan sonra köy- lerine dönmüşler, kazandıkları paralarla rahatça yaşayıp duru- yorlardı. F. Y. Eralp Kız kaçırma Seferihisarın Beyler köyünde bir kız kaçırma vak'ası - olmuş- tur. Bekir kızı 18 yaşında He- diye Kocaadayı ayni köylden Mustafa oğlu Hüseyin Olgun ile Ahmed Akarslan zorla kaçırma- ga teşebbüs etmişlerdir. Kızın feryadı üzerine babası yetişmiş ve failler kaçmışlarsa da tak bedilerek yakalanmışlardır. Silâh musaderesi Seferihisar merkezinde jandar- malar tarafından yapılan silâh araştırmasında bir Barabellom tabancasile üç muhtelıf tabanca bulunmuş, müsadere edilm ştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: