9 Aralık 1937 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 7

9 Aralık 1937 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife T p KARA KORSANLAR ŞEFİ Dilber kadın korsan Aşktan başka kuvvelte başeğmiyen deniz kızının maceraları... ANANOLU Naktli: Faik Şemseddin BENLİOĞLU 4 D Korsanlar, Kral Corcun verdiği son mühlet üzerinde şiddetle münakaşaya başlaılılar Haşmetli İngiltere kralı tara- fından haydutluk ve korsanlığı meslek ittihaz edinmiş olanlara: *Garbi Hind denizlerinde te- baamın bir kısmının haydutluk ve korsanlığı meslek itt.haz et- tiklerini ve bunların sadık teba- ma ve deniz ticaretimize ver- dikleri zararın hadden aşırı bir dereceye geldiğini haber aldım. Bu halin devamına imkân olma- dığı için mühim deniz - kuvvet- lerini korsanlığın imhasına has- rettim. Fakat, zecri hareketlere başlamazdan evel istiman eden- lerin dehaletini de kabule karar verdim. Bu dehaletler ancak önümüzdeki kânunusani ayına ka- dar kabul edilecektir. Bundan sonra elde edilen korsanlar tu- tuldukları anda asılacaklardır. 1718 senesi eylülü altıncı günü, Ferman okundukça salondaki süküt arttı. Sandalye üstündeki adam bi- raz durduktan sonra: — Arkadaşlar, diye bağırdı. Fermanın başında bir emirname daha vardır. Onu da okuyorum: *Kaptan ve kumandanlarıma da haber veririm ki, tutacak'arı ve asacakları her kaptan için 100, her ikinci kaptan için 40, lustromoler için 30, tayfa kor- sanlar için de 20 altın lira mü- kât alacaklardır., İşte, kralın fermanları ve emir- leri bundan ibarettir. Şimdi de benim aldğım haberlere gelelim: Bir-zamanlar benimle beraber lustromoluk etmiş Cemings isimli bir İngiliz zabiti bana, bizim gönderilmek — üzere kuvvetli sefineler hazırlandığını da söylem'ştir. Bu habere iti- mad edebiliriz. Bu sefinelerden bir kısmı — kırkar topludur. Bu filoya Gut Rocero kumandan tayin edilmiştir.. Bu adam ayni zamanda kral tarafından Pro- vidansa da vali nasbolunmuştur. Haydutlardan birisi: — Ben bu Rocersi tanırım. İyi bir denizci ve kahraman bir adamdır. Bundan altı sene evel kendisini iş başında görmüştüm! Dedi. Şeybl de: — Ben de kendisile beraber bulundum. Batavyada yerli hü- kümdarlardan birisinden bir mik- tar esir satın almıştık; bunları Hollandaya götürecektik. Hü- kümdar zencileri bize sattıktan üzerimize sonra “Veliç, adlı gemimizi zap- tetmeğe kalkıştı. Fakat kaptan Rocers böyle dolmaları yutacak bir adam değildir. Hemen top: ları çevi-di, ve hükümdarın tu- zağından kurtuldu. Yaman bir deniz kurdudur, ol Diye ilâve etti. Merinin yanında bulunan bir korsan da: — Bu herif bizi darmadağı- nık edecek şu haldel Diye bağırdı. Meri bu adamı - bilmiyordu; burada kim. olduğunu da - öğ- renmek mümkün değildi. Artık münakaşa başlamıştı, her kafadan bir ses çıkıyordu; haydudlardan Bizlon: — Gücüme giden bir nokta var: Bizi para ile alınıp satılan esir veya öküz yerine koydular. Diye bağırdı. Diğer birisi de: — Bu ne ise ne.. Fakat bu- rada İspanyol köpekleri serbest kalacak, onu düşünen yok, ben de buna - kıziyorum. — Herifleri biraz sındırmış idik, dedi. Kaptan Penner: — Bu ik'nci derecede kalır, dedi. Bence, kral gemileri bu- raya geldikten sonra, mukavı mukavemet mansız ve delilikti Doğrusu, bence gemi direğine asılarak can vermek hiç hoşu- ma gitmez. Korsan şefleri arasında en- dişe büyüktü. Kral Corcun ver- diği karar ve- kendilerini tedibr ve tenkil için gönderdiği kuv. vet ve kumandan şakaya sığa- cak bir şey değildi, fakat bu İncir ve üzüm Gümrük — karşısında Üzüm Kuruma işletme hanında TA- RİŞ markalı nefis incir ve üzüm- lerin toptan ve perakende sa- tışına başlanmıştır. Fennin en son vasıtalarile tertemiz işlenen bu incir ve üzümlerden herkes istediği mikdarda satın alabi- lir. Sipariş kabul olunur. He: diye için zarif ambalâjlar da vardır. (Telefon: 2512) Z abiaa Pa Romanı. Ya;"Am;rı a Cumhurreisi M. Ruzvelt — Çeviren: Faik Şemseddin Benlioğlu Tefrika Numarası; 32 tecek değilim; bir işimi yapacak ve bol para alacaksınız nasıl? İşinize geliyor mu?. Meselâ beş bin dolardır.. — Evvelâ benden ne istedi- ğinizi anlamak istiyorum.. — Öyle bir iş ki sizi alâkâ- dar etmez. İşin bir töhmet teş- kil etmiyeceğini de temin edebi- lirim, Ben bir cesed istiyorum.. — Bir cesed mi? — Evetl! bana bir cesed ça- hp getireceksiniz. — Fakat bir cesed çalmak ta kolay bir iş değil.. — Peştede bazı cemiyetlerle alâkanız var mı? — Var. — Bu cemiyetlerin bir çeğu gizlidir. — Evet. — Gizli cemiyetlerde ekse: riya bir cesed üzerine sadakat yemini yapılır. — Evet.. — İşte size bir kolaylık.. — Yani bizim cemiyetin yeni bir aza kaydında yemin için tedarik edeceği cesedi şöylece aşırmak. — Evet, az bir iş olur. para ile bu korsan şeflerinin mühim kısmı da çok cesur, hayatları binbir defa ölümle karşılaşarak geç- miş adamlardı. Bunların hepsi de kanun ve dis'plin kaçkını ve serazad insanlardı. Serbest, ken- di keyiflerine göre çalışmı alışmışlar, her biri bir. hüküm- dar gibi yaşamışlardı. Şimdi, teslim olmak onlar için mühim, çok mühim bir mesele idi. Bu vaziyet üzerine bütün şef- ler “Teslim olmamak veya tes- lim olmak, üzerinde derin bir düşünceye dalmaktan kendilerini alamadılar. Korsanlık hayatında, denizle- rin azgın dalgaları, silâhların karşısında muvaffakıyetler kaza- nanlar, teslim olmağı akıllarına getiremiyorlardı; fakat ayni za- manda bir geminin direğinde asılmış vaz'yeti de gözlerinin önünden defedemiyorlardı. İçle- rinden bir kısmı ise teslim ol- mağı havsalalarına sığdırabili- yorlardı. Bu düşüncelerle geçen süküt çabuk nihayet buldu. Bu sükütu kaptan Harninkeld bozdu ve arkadaşı Bingloda: — Sen bu hususta ne düşü- nüyorsun? Diye sordu. « Devam edecek - İngiliz matbuatı Polonyanın müstem. leke talebini hay- retle karşılıyor Londra, 8 (Radyo) — İngiliz matbuatı, Polonyanın müstemle- ke talebi etrafında uzun maka- leler yazmakta; — Almanyadan başka, müstemleke istiyen bir hükümet daha ortaya çıktığını kaydederek hayret etmektedir. Antakya patriği Beyruta dönüyor Beyrut 8 (Radyo) — Antakya! patriği Kardinal Kapuni, bu gün Paris ve Roma seyahatinden dönmüş, Lübnan Cumhurreisinin yaveri ile Lübnan başvekili ta- rafından karşılanmıştır. Valde kraliçe Marinin sıhhati Bükreş, 8 (Radyo) — Valide kraliçe Marinin sıhhi ahva'inde bir değişiklik görülmüştür. Doktorlar, bu hususta muta- lea dermeyan edememektedirler. Hİ çirmiştir. Diğer kadınlardan biri başına şapka diye eldivenini koymuş, öbürü de şapkasının kenarından hançeri sallamıştır. Bunlar uydurma değildir. Amerikada yeni şapka modala- rının, herkesin zevkine ve meş- rebine uyan birer şeklidir. Biz okurlarımız görsünler, diye bas- tık. Siz ister inanın, ister inan- mayınl.. ç v İ Ka — Bunlara ne bu 9 Sâpinsrel © Londrada son zamanlarda bir Tifo salgını ortalığı kırıp g - meğe başlamıştır. Belediye, bu korkunç âfetin önüne geçmek için muhtelif tedbirlere başvurmuştur. Yukarıda gördüğünüz resimde; bahçevanlar, bahçelerine uğrayıp sebze kesmeğe başlamadan evel, doktorun muayenesinden geçiyorlar. Bayraklı vapuru Bayonda kızağa çekildi İngiltereden — 18,500 - İngiliz lirasına satın alınan ve İzmire gelmek üzere yola çıktığı — sıra- da Fransanın Atlantik sahille- rinde bir kazaya uğriyan Bay- raklı vapuru, Fransanın Bayon şehrinde kızağa çekilmiş ve va- purun — tamirine başlanmıştır. Vapur tamirden sonra İzmire müteveccihen hareket edecektir. yurursunuz?. hi tayyare kay- boldu Bunlardan birinde Fi. lipin ordusu erkânı harbiye reisi vardı Paris, 8 (Radyo) — Filipin adalarında iki askeri tayyare kaybolmuştur. Bu tayyarelerden birinde, Filipin ordusu barbiye reisi ve diğetlade bi rütbede zabitan vardı. Tayyarelerin akıbeti hakkında henüz malümat alınamamıştır. — Prens Zavye General Franko ile konuştu Paris, 8 (Radyo) — Avus- turya İmparatoriçesi Zenyanın kardeşi Prens Zavye Borbon, bu gün Burgosa gelmiş ve Ge- neral Franko tarafından kabul edilerek uzun müddet konuş- muştur. Bu konuşmaların, İspan- yanın atisile alâkadar olduğu söyleniyor. Süveyşlen—geçen İtal. yan vapurları Portsaid, 8 (Radyo) — Bu senenin ilik dokuz ayı içinde Süveyş kanalından — 4,410,000 tonluk İtalyan vapuru geçmiştir. İtalyan vapurları, tonaj fazlalığı itibarile Süveyş kanalından geçen İngiliz vapurlarından sonra ikinci gelmektedir. Jim Blakın, itiraz ve mütalea- lara tahammülü yoktu. Bunun için cebinden büyük bir deste banknot çıkararak: — Bu para, sizi satın almağa kâfi midir? Diye bağırdı. Genç tıbbiyelinin gözleri par: ladı: — Bizim gardiyanla anlaşmak lâzım! Dedi. — Pek âlâ.. Hemen işe baş- hiyalım. * .. Jim Blak yeni baştan yeni bir maceraya başlamış demekti; ve bu defa artık ölecektil Jim Blak otomobilinde ve tabif bir yolla ormana doğru ilerliyordu. Yanında bir de ölü vardı. Bu garip yolcuyu havi otomo- bili az uzaktan diğer bir oto- mobil daha takip ediyordu. Re ikinc: - otomobilin volanı da bizzat İlkanın elindeydil! Gece karanlıktı, Otomobilin arka penceresinden yalnız Jimin başı görünüyör ve cesedin hiç bir tarafı görünmüyordu. Yol tamamile tenha idi. Bu sebeple İlka, Jimin otomobilini kolayca takip edebiliyordu. Bu suretle ormandan çıktılar; Jimim takip edildiğini çok âlâ biliyor, ve İlkanın takip işini hatta kolaylaştırıyordu. Ormandan sonra hafif bir yo- kuş ve yokuşun ta başındaki vi. rajın altında bir uçurum — vardı. Gece ve karanlk olmakla be- raber Jimin otomobili çok güzel görünüyordu. İlka bunu düşüne- rek yavaşladı, Jim ise bu yokuş- tan süratle ilerlemeğe başladı. O kadar ki, bu yokuşun iniş kıs- mina geldiği vakit İlkanın gözün- den kayboldu. İlka, izi kaybetmekten kork- muyordu; çünkü yol bir yere gidiyordu. Jim bu fırsattan istifade etti; otomobili durdurdu; cesedi vo- lana tutar gibi bir şekle soktu. Üzerine bir miktar benzin döktü; valizini aldı, otomobili son sür- atle uçuruma doğru saldırırken çitlerin arkasına doğru bütün süratile kaçtı. Tam bu sırada İlka yokuş ba- şına yetişti. Ve büyük bir deh- şetle uçuruma yuvarlanan otomo- bili gördü. Otomobil ayni za- manda ateş almış ve dönerek düşüyordu. Pek az son! detli bir müsademe, bir iki infilâk oldu. Evet, Jim Blak tamamile öl- müştül llka, korkudan donmuş bir halde otomobilini — durdurdu. Uçurumdan aşağı bakıyordu. Buraya kadar bu facayı. gör- mek için mi kocasını takip et- mişti?: Jimin kendisini tediği muhakkakt öldürmek is- Fakat nıçin? Bu şekilde bir intihara ne lüzum yardı?. Jim niçin intihar edi- yordu?. llka yaman bir kadındı.; İlk dehşet ve hayreti çok çabuk geçti. Jimin intihar sebebi ne olursa olsun, onun için yapacak bir iş yok demekti. Ölen ölmüştüş kendisi de ölen veya intihar eden Jimin tek ve meşra zev- eesiydi. Bu suretle bu artık sev- mediği kocadan kurtulmak ken- diliğinden tahakkuk etmişti; bü- tün mirasa artık İlka sahip ola- » cak demekti! Jim artık ölmüştü. Az evel katlini bile tasavvur ettiği adam artık yoktu! Fakat, kendisini serbest gör- müş olmasına rağmen içinde bir endişe, bir korku vardı: Ruhu ve asabı - bitap bir hale gelmişti. Bunun için her şeyden evel istirahate ihtiyacı vadı. — Sonu var —

Bu sayıdan diğer sayfalar: