31 Aralık 1937 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 8

31 Aralık 1937 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TETTTTTEÇ O * Bir az sonra odaya orta boylu © Türk mıskisi, Bu gü Rü program İstanbul ratyosur Ü Öğle neşriyatı: 12,30 Plâkla 12,50 - havadis, 13,05 Piâkla dans — musikisi, 13,30 Muhtelif plâk “neşriyatı, 14 Son. Akşam neşriyatı: Saat 18,30 Bayan Nine: Ço- cuklara masal, 19 Osman peh- livan Tanbures Halk - şarkıları, 19,30 Beyoğlu Hatkevi gösterit kolu tarafından bir temsil, 19,55 Borsa haberleri, 20 Nocmettin Rıza ve arkadaşları tarafından Türk musikisi ve halk şarkıları, 20,30 Hava raporu, 20,33 Ömer Rıza tarafından Arapça söylev, 20,45 Bayan Muzaffer Güler ve arkadaşları tarafından Türk mu: sikisi ve balk şarkıları, (Saat ayan). 21,15 Orkestra: 1—Glin- ka: Yvan Sansanin fantezi, 2— Tosti: Pescatore Canta, 3—Cho- pin: Polonaise, 4—Lehar: Zigoy- nerlibe, S—Rosen: Ehe dansante Chez les pouppees, 22,15 Ajans baberleri, 22,30 Plâkla sololar, opera ve operet parçaları, 22,50 son haberler ve ertesi günün Senfoniler: 1445 Româ kısa dalgası: Senlonik konser, 22 Varşova: Sehnfonik orkestra ve sopran, tenor vesair solistler (bu kon- ser üçe kadar sürecektir) afif konserler: ,45 Paris Kolonyak: Plâk koönseri 7,10 Berlin kısa dalgası: Halk musikisi, ( 8,15 devamı ), 9,20 Paris Kolonyak: Plâk, 9,30 Berlin kısa dalgası: Büyük a1- kert bando, 11,30 Paris Kolon- yal: Plâk, 13 Paris Kolonyalk: Plâk, - 13.Berlin kısa dalgası: Hafif musiki, ( 14,15 devamı), 13,10 Bükreş: Gigan orkeştrası, (14,25 devamı ), 14,15 Paris * Konser nakli, 15 Keza, 17 Roma kısa dalgası: Bando muzıka, 17,45 Borlin kısa dalgası: Eğlenceli karışık musiki, 18,02 Bükreşt Giurgea orkatrası, (19,15 devamı) 18,15 Varşova: Üvertür. ve dans ve fanteziler, 18,25 Peşte: Vals ve fantazi havalar, 18,50 Berlin kısa dalgası: Karışık hafif par- çalar, 19,45 Berlin kısa dalgası; Büyük yıl bitimi konseri, 20,10 Prag: Sözsüz kabare neşriyatı, 20,25 Kolonya: Yılbaşı için eğ- lenceli program (sabah saat üçe kadar sürecektir ) 21 Lâypzig: Muhtelif orkestralar, 21,30 Ber- “Tin kısa dalgası: Yılımız ölüyor Ç(aysiki ve şiirler), 21,45 Bükreş: Banjo orkestrası, 22,15 Mosko- YAZAN: Sax Rohner İRomanyada dahili vaziyel — Başı | inci sahifede — topanmıştır. Başvekil, yarın ak- şam radyoda bild recaği faaliyet programını kabine erkârına oku- muş ve bu program etrafında tetkikler — yapılmıştır. Kabine, gelecek hafta tekrar toplanacaktır. Paris, 30 ( Radyo ) — Koga kabinesinin dahili siyaseti tama- meo tebellür etmiştr. Matbuat, bu günden itibaren resmi mü- esseseler haline gi ça gazeteleri, —gayri muayyen bir zaman için tatil edilmiştir. Yeni kabine, Yahudi aâleyh- tarıdır. Londra, 29 (A.A.) — Yeni Romanya hükümeli hakkında geniş tefsiratta bulunan sabah gazeteleri B. Goganın Yahudi aleyhtarı ve Alman dostu oldu- ğunu kaydetmektedirler. Buna binaen bazı gazeteler Roman- yanın Almanya ve İtalyaya daha sıkı bir surette yaklaşacağını tahmin ediyor. Varşova, 29 (ALA.) — Yeni KİK UK LOT GÜS SA LAT FM va: Konser, 22,15 Perag: Straus valsleri (imperial), 23 Prag: As keri marşlar, 24 Prag: Çigan orkestrası: Şrammel ve erkek korosu, O1 Bir çok merkezler ( Orta Avrupa ) yeni yılı, 1,15 Paris Kolonyal: Yılbaşı konseri, 1,18 Peşte: Çigan orkestrası. Operalar, operetler: 12,15 Roma kısa dalgası: O- perst, 13,15 Roma kısa dalgası: Opera, 16,30 Paris Kolonyal: Beydsın (Moineau) isimli operet piyesi, — 22,10 Viyana: Franz Suppenin (Güzel galâ çay)ope- n:.PZSJS( Prag: zgoliıdnyvi):Piı— trakile operet musikisi. Rositaller: 15,45Berlin kısa dalgâası: Be- ethovenin piyano sonatları, 16,30 Berlin kısa dalgasır Borulu kuar- tet konser, (18,15 Eski ve yeni borulu kuartet musikisi), 20,15 Bükreş: Transiluvanya halk şar- kıları, 21 Varşova: Salon tiyat- rosu, 21,35 Prag: Mizaht milit musiki, 24 Peşte: Solo parçalar, 24,10 Prag: Enstrümantal solo- lar, 1,05 Viyana: Halk kuarteti. Dans musikisi: 18,35 Roma kısa dalgası: (Orglucaz ve cetra orkestrası ), 22,2) Prag, Brüno — vesaire, 23,45 Bükreş, 24 Bükreş: Ope- ret ye sesli filmlerde geçen danslardan, 0,1 Lâypzig: 1,08 Prag: Brüno vesaire, Muktelif: 19,30 Roma kısa dalgası: Arapça musikili program, 20,45 Bari: Türkçe haberler ve çocuk- lar için neşriyat, 21,20 Bari: Rumca musikili program. ÇEVİREN: Sezal Yaşıt BİRİNCİ KISIM z arasına koydu. Sonra tek- büyük bir itina ile bütün ve dları muayene 'I'ındü:“l:iıdo idi. ıy;ı'_ ire kafası kızdı. Yumruğile maâsanın üstüne vurarak: — Bir türlü anlıyamıyorum! Diye bağırdı. Benim gibi kendi halinde bir doktorun masasında çalınabilecek ne olabilir? d denbire Gelen uşaktı. — Emniyet müfettişi Donbar geldi, efendim! — İçeri alın. B tıknazca biri girdi. Keskin gör leri, kalın gür kaşlarının altın- dan karşısındakinin hüviyetini keşfetmeğe çalışıyormuş gibi in- sanı derin derin süzüyordu. dudaklarını — kaplıyan — beyaz bıyıkları — sert yüzüne tatlılık veriyordu. — Merhaba doktorcuğum, ümit ederim sizi rahatsız etmedim. Harton ayağa kalkarak ziya- retçiye yer gösterdi. — Mister Donbar, ziyareti- nizin sebebini öğrenebilir miyim? — Mesleğinize aid bir me- sele hakkında size de bazı şey- ler 'sormak ve İikrinizi — öğren mek istiyorum. Bu bir “zehir, Romanya kabinesi Lehistanda umumiyet itibarile müsaid bir akis bulmaktadır. Dış politika sahasında Milli Hıristiyan parti- sinin Lehistanla skı bir ittifak derpiş ettiği ve bizzat B. Goga- nn Leh - Rumen cemiyeti reisi ve Lehistanın büyük bir dostu olduğu kaydedilmektedir. Gazte Polska diyor ki: *Yeni Hariciye Nazırı B. Mi esoo iki memleketi bağlıyan münasebetlerin — kuvvetlendirli- mesi İehinde çalışanlardan bi ridir. B. Goöga kabinesi için bir ekseriyet teminine muvsffak ola- mazsı parlâmentonun ; feshile yeni seçim yapılması beklen- melidir.., Bükreş, 30 (Radyo) — Adve- rol gazetesi de bu gün hükümet tarafından tatil edilmiştir. Bükreş, 30 (Radyo) — Hü- kümet; Yahudilerin, Rumen mat- buatında yazı yazmalarım, Ya- hudi ç .ftçilerin, müstakilen ziraat yapmalarını ve devlet inhisarı altında bulunan mevad ve eş- yay: satmalarını sureti kat'iyede meneylemiştir. Bükreş, 30 (Radyo) — Kral Karol, yarın akşam radyoda Rumen milletine bitaben bir söylev verecektir. Başvekil Oktavyan — Goga, saat sekizde radyoda progra- minı bildirecektir, Bükreş, 30 (Radyo) — Yeni Hariciye Nazırı İstirat Miçesko, bütün devletlere telgraf çekmek suretile kabinenin tebeddülünü bildirmiştir. Türkiye — Hariciye Vekili B. Tevfik Rüştü Aras, Yugoslavya Baş ve Dışbakanı Milan Sto- yadinoviç, Romanya - Haricıye Nazırına samimi tebrik te grafları çekmişler ve muvalfakıyetler di- lemişlerdir. Milan - Stayadinoviç; - ilk: bir satta Romanaya Hariciye - Naze rna mülâki olmak istediğini telgrafında bildirmiştir. Bükreş, 30 (ALA.)— B. Goga ma:buat mümessillerine beyanatta bulunarak Nasyonal Hiristiyan fırkanın programını tahakkuk et- tirmek için ittihaz etmek tasav- vurunda — bulunduğu - tedbirleri bilâhare bildireceğini söylemiştir Başvekil demiştir ki: — Her halde Kanunuesasiye riayet etmek — istiyoruz. Dr. Behçet Uz Çocuk hastalıkları mütehassısı Hastalarını 11,30 dan bire ka- dar Beyler sokağında Ahenk maâtbaası yanında kabul eder. Muayenehane telefonu 3990 Ev telefonu 2261 meselesidir. Faka buna ben de henüz pek emin değilim. Eğer umduğum gibi çıkarsa polislik hayatımda ras — geldğim cn müthiş vak'alardan biri olacak. Müfettiş elini iç cebine soktu. İkiye katlanmış bir zarf çıkardı. — Şu zarfın içindekine dik- katle bakın, bir şeye benzete- bilecek misiniz? Harton zarfı açtı. İçinde parlak — bir altın parçası çıktı. Bu üç, dört san- tim uzunluğunda boğum boğum tuhaf bir şeydi. Bir ucu sanki bir yerden koparılmış gibi gayri muntııımdı.cgbüı ucu gittikçe incelen bir yarım daire ile ni- hayet buluyordu. Harton — du- daklarını büktü. — Çok garip, bu bir akrep kuyruğudur. Donbarın gözleri parladı: — Tahmin etmiştim, — işler umduğum şekli alıyor.. Doktor, şimdi size bir iki sual sormak istiyorum. Tabidir ki senelerca ANADOLU 38 Rünrunevel İzm"-i yabancılardan da dinrliyelim —aao<—m Her Türk vazifesini gayretle yapıyor. Yeni İzmir.. Yeni binalar.. Veni yollar, bulvarlar.. İskenderiyede çıkan Egyptiotis Ellin gazetesinin 3/11/937 tarih- li sayısında muharrir Bn. Hrissa Kasigoni imzasile İzmir hakkın da aşağıdaki yazı çıkmıştır: Güzel manzaralı İzmir körfe- zine grerken Yeşil Karşıyaka ve Kokaryalı c hetindeki köylere bakarak 937 İzmirini nasıl bu- lacağımı düşünüyordum. Hiç bir havadis bugünkü İzmiri bize tanıtamadığından 1930 da gör- düğüm İzmiri tekrar göreceğimi zannediyordum. Son gelişimden bir kaç sene geçtiği halde bu- radan henüz dün ayrıldığımı zannettim. Herkese karşı gös- terilen nezaket ve hüsnü kabul beni iyi hazırladı. Cazip kor- dona acele bir bakış. Yangın yerlerinde yapılan yeni ev, kah- ve ve oteller yangından kurtu- lan bir kaç bina eski zamanı hatırlatıyor. Bir kaç adım ile- ride eski Kremerin bulunduğu yerde gözel bir meydanlık ye Kamâl Atatürkün heykeli. Onun arkasında havuzlu güzel bir park katedrale kadar uzanıyor. İçe- Tiye doğru ilerlemek hevesime rağmen — Karşıyaka — iskelesine döndüm. Vapur uzaktan —görü- hüyor. Koştum fakat vapuru kaçırıyorum. Bu yazıları okuyan İzmirliler bir kaç adım için va- puru kaçırdıklarından kaç defa meyus olmadılar. Büyük kapı kapanıyor. Ve sizi yarım saat bekleimek üzere arkada bırakıyor. Ayni büyük kapı ayni vapur beklemek hiç bir zatnan hoş değildir. Fakat Lmnanı “görmek için Tırsat bulur yorum. —Âz vapur - ve bir kaç yelkenli. Kordonda az halk do- laşıyor. Bu arada iskele Karşı- yakalılarla — doluyor. — Türkçe, ve Yunanca işitiyorum. Bunlar her iki Tisanı konuşan İzmir Frenkleridir, Herkesin elinde birer gazete var. Çoğu Türk gazeteleridir. Artık Türkiyede halk okuyor. Lâtin harf.erinin kolaylığı herkesin okuyup yaz- Ma öğrenmesine yardım etmiş- tir. Vapurun : sesi kapıda yer almaklığımın lâzim — olduğunu bana hatırlattı. Ayn: bildik va- pur, Fakat başka isimle ( 9 Eylül ) aklımdan silmeğe çalış- tığım tarih.. İşte bir denizcinin attığı ka- ha ip ve onu geçirdiği kayık direkleri. Ayni sesler ve iskele- nin sarsıntısı, Çok acele eden- ler vapur. yanaşmadan atlıyor. her tarafını gezmek — süretile Şarki bizden çok iyi bilirsiniz. Bilhassa Hindistam, Çini, Şimdi söyleyin bana bakayım. Hiç bu gezdiğiniz yerlerde akrebe ta. pan bir din veya böyle bir di- nin mensuplarına rasgediniz mi? Harton elile alnını uğuşturdu, derin bir düşünceye daldı. Se- nelerin hafızasında istif ettiği hâdise ve hatıraları birer birer yokluyordu. Birdenbire bir şey batırlamış gibi canlandı: — Sizi bir dereceye kadar inkisara uğratacağıma mütees- sirim. Fakat bundan beş sene kadar evel Çinde başımdan ge- çen garip bir vak'ayı anlatmak Gisterim. Her haldı ize yarar: — Bir öğle vakti ötelime git- mek üzere Çinliler tarafından çekilen bir kişilik arabalardan birne binmiştim, Bir az gittik- ten soara bir köprüden geçmek icap etti. Tam köprünün başına geldiğim z zaman, arabayı çeken Diğerleri vapurun — yanaşmasını bekliyor. Yolcular sağa- sola koşuşuyor ve biletlerini iyi ve temiz giyinmiş iskele memurla- rına veriyor. Bu arada yeni bir şey nazarıma çarpıyor. İki — de- nizci iskele duruyor. İhtiyar ve çocukların vapura binmeleri için kend.lerine nezaketle — yardım ediyor. Etrafı daha iyi görmek için yukarıya çıkıyorum. Men- direğin — fenerlerini — geçiyoruz. Manzara değişiyor. Yeni tarzda inşa edilen binalar.., Yeni yok lar... Bulvarlar ve çiçekler. Yeni İzmir,.. Onu bilmiyorum. Yeni ve güzel şehirden başka bir şey görünmüyor. Vapur sabili taki- ben ilerliyor.. Beni sıcak balkonları — ve mermer merdivenli güzel — evle- rini tanıdığım İzmire götürüyor. Ankarada Atatürk villâsının is- mini taşıyan Çankaya iskelesine varıyoruz. Bir kaç yolcu biniyor. Ve şimdi artık — Karçıyakaya doğru yol alıyoruz. Eski atlı tramvayların atlarının — ahırları bulunduğu Gifrenin deposunu görüyorum. Artık bunlardan bir eser yok. Şimdi parke taşlarile yeni döşenmş ve her tarahı ağaçlarla süslenmiş düzgün ve muntazam — tretuvarlı kordonda modern otobüsler işliyor. İzmir- liler eski evlerin önündeki gayri muntazam girintili çıkınlılı tre- tuvarları hatırlarlar. Bayraklı - Turan - Kakşıyaka. Buralarda hiç bir şey değişmedi. Gözlerim hıkmılııız doymuyor. Gayet terbiyeli bir bay bana yaklaşıyor - ve biletimi: deliyor. Vapur içinde yapılan kontrolu unutmuştum. Ş mdi Karşıyaka kordonunu iyi görebiliyorum. Ne kadar güzeldir. Yani baton- arme iskelesine atlıyorum.Herkes dışarıya doğru koşuyar - ve ka- pıda bekliyen memurlara bile- tini veriyor. Sağda çok büyük, temiz ve saksılarla süslenmiş bekleme salonu yolcu ile dolu, etrafa bir bakış. Hiç bir şeyin de- gişmediği —anlaşılıyor. Sağda kulüb binası, solda - sinema ve sahıl boyunda küçük masalarla dolu kahveler, Burada kalabalık fazla. Şiman- difer istasyonuna giden cadde- de modern ve güzel mağazalar, berber dükkânları ve pastaha- neler. İşte atlı tramvay da ge liyor, Eski hayatla yeni hayat arasında hiç bir benzeyiş olma- makla beraber bunlar eski ha- yattan br şey hatırlatmak için Çinli birdenbire yere kapanarak ellerile yüzünü örttü. Bir taraf tan da yavaş ve korkak — bir sesle bana yalvarıyordu: — Sahip, sahip gözlerimi ka- pa. Akrep geliyor! Şaşırdım, etrafıma bakındım. Ortada kimseler — kalmamıştı. Yalnız köprünün öbür başından yavaş yavaş birisi — geliyordu. ;Yaklaştıkca farkettim. Bu uzun boylu, arkasında kızıl - pelerin taşıyan bir Çinli idi. İşin gâribi başında, omuzlarına kadar inen yeşil bir peçe vardı. Bir - elile boynundaki kordonla oynuyordu. Tam yanımıza geldiği zaman arabayı çeken adam tekrari — Sahip, diye fısıldadı. Çe- vir. başım! Bu ihtara rağmen bütün dik- katimle baktım. “Akrep, bana hiç ehemmiyet vermeden geçip gitti. Bizden üç dözt adım uzaklaşır uzaklaşmaz arabacdi yıl- dirim gibi yerinden fırladı. Ara- Körbakr öi Si Kral Faruk Nah-s paşayı azİ-tt... Xe Bajr . nti sahifede - tenkid eden mektubu; saraydan hükümete karşı sadır o muş cep- heden bir hücum addedilmek- tedir. Kral, Faruk, kabineyi azlet- tiğine dair olâan emirnamesinde; milletin artık kabineye müzahe- ret etmemesinden ve kabinenin de kanunuesasiye aykırı hare- ket eylemesinden böyle bir ted- bir âalmak Tüzumunu hissettiğin- den bahseylemektedir. Kahire, 30 (Radyo) — Kral Faruk, yeni kabineyi teşkile Mehmed Mahımud paşayı me- mur eylemiştir. Mehmed. Mah- mud paşa, 928:929 senelerinde de Başvekâlette bulunmuştu. Öğrenildiğine göre yeni ka- binede veft müstesna olmak üzere bütün partilerden aza bu» lunacaktır. Ahmet Mabhir paşa da kabineye müzaheret vadinde bulunmuş, fakat bir nazırlık ve- ya başvekillik kabul etmesi hak- kındaki teklifi reddetmiştir. Ka- binede Abdül Sahya paşa da bulunacaktır. Kabne teşekkül edince, parlâmento bir ay tatil edilecektir. Kralın bu şekilde bir kabine teşkil ettirmekle, | yeniden inti- habat yapılmasını istihdaf eyle. dıği sanılmaktadır. Kahire, 30 (Radyo) — Mah- mud paşa kabinesi, kral tara- fından kabul edilmiş ve hükü- met, bugün icraata başlamıştır. Yeni kabinenin, diktatörlük yapacağı söyleniyor. Başvekil Mahmud paşa, Na- has paşa ve tarafdarlarının faa- liyetlerine meydan verilmemesini ve Vefd partisine mensub olan» ların evlerinde araştırmalar ya- pılarak slâhları varsa, derhal müsadere edilmesini emretmiştir. Üniversite talebesi, bu gün kral lehine nümayiş - yapmış. lardır, n Son yağmurlar — Başı T ünci sdhifede < gan yağmaırların İaydası görülmüşeç de müstahsiller, fazla yağıııtun ae rar vermesi ihtimalinden bahsedi. yorlar. Öğrendiğimize göre yağımır de. vam edecek olursa bazı mahsüllerin çürümeşinden korkuluyor. kalmış omalı.. İzmire ayak bas- tığım ilk dakikadan itibaren bu değişikliği farkettim. Türklerin bu hususta gerek mllet ve ge. rek ferd olarak gösterdikleri gayret ve fedakârlık gayet açık görülüyor. Memleketin terakki ve iler leme hareketlerine iştirak edem lerin payına düşen yazifeyi tığııd::, her fzı: îflılıııy'eîi.ı:: Her yerde hüsnü muamele, ser- bestlik ve büyük enerji hare- — Sonu T0 uncu sahifede — banın kollarına sarılınca — bir hamlede köprüyü geçtik. ! — Bu adam hakkında başka bir mâalümatınız yok mu? — Hayır, bütün - bildiklerim anlattıklarımdan ibaret. O gün tamdıklarımın — hepsine akrebi sordum. Çinli dostlarım süküt ediyorlar, bir şey söylemek is- temiyorlardı. Ecnebiler ise hiç bir şey bilmiyorlardı. — Azizm daktor,- bilmiyor. sunuz ki hali hazırda bütün Av« rupa bu Akreple uğraşıyer. Ge- çen gün müdüriyetten — şube âmiri beni çağırmıştı. Landrayı alt üst etmemi Akrep hakkında edineceğim her bangi bir malü. matı merkeze bildirmemi — söy« ledi. Fazla tafsilât — vermedi. Kendi de bu emri ayaen almıştı. Müdüre çıktım. O da dudakla. rını büktü: — Biz de bumu doğrudan doğruya Paristen aldı -. Bu kar — Soru ver —

Bu sayıdan diğer sayfalar: