2 Ağustos 1939 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 7

2 Ağustos 1939 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AM " KAğyator 1939 ÇARŞAMBA Seyahat mnotları 16 . , Manisa muallimleri Hatay yolunda Halkevinde neş'eli bir gece - Kon- yanın meşhur tozu Manisa muallimleri Kon ya müzesinin önünde.. Butrada uzun bir masada envai çe-|la yorulmuş. Güç hal ile saat sekiz. şid meyvülar sarı zerdaliler kan gibi|de #apılması lâzım gelen kahvaltıyı karpuzlar bize gülümsüyordu.. İçki: on buçukta yapabild'k., Kon)ılılnr siz bu serbest büfe diyebilirim ki çok|bize verdiği bu kahvaltı da çok kü- nezih olan kimsenin nezahatini daha|zeldi.. Aramızdan bir heyet valiyi, * çok artırmasına yarıyordu. Bu mey-|belediyeyi, korkomutanı ve halkevi- va ziyafeti keşke bizim bütün düğün|ni ziyarete g'ttiler.. âdetlerimizde balolarımızda yer a-| Bazılarımız çarşıda ufak bir t Jabilseydi men'i israfat kanununun | yaptı. Diğerlerimiz de moktop bah- gayesi kendiliğinden tahakkuk et -|çesinde kanapelerde Konyalı mes - miş olurdu. İçtimat toplantılarda yı-|Tekdaşlarla çene çalıyoruz.. Bando | kım olan içkiye burada yer vermi -|da arasıra güzel parçalar çalmakta- yen Konya öğretmenlerinin bu gecesi|dır.. Ve büfesi alkışlanacak kadar kiymet| — Tabif ilk sorularımız ne olacak Hdte; mektep İşleri ve sonra maaş işleri.. Yerlerimize döndüğümüz zaman İMemnuniyetle öğreniyoruz ki her| arzüyu umumi Üzerine kafileden gezdiğimiz yer gibi bu vilüyetin de Nazmiyeye Allah diyen şarkısı tek-| pahtiyar öğretmenleri 982 yılıma nit Yar ettirildi. Buna bu şarkının beste | meskon bedellerini toptan — defaten ve güftesini yapan Talât da kema-|çekizer Ura hesabiyle aldıkları gibi| niyde Tefakat ederek eserini çaldı.. Üyeçen senenin verile Kısmını Bayan Muzaffer ortaya bir bilme-| g MKELALAL *öletti Kimmaü hallademeyince kendi. Gltetti'ner dor- &İ İZah etti ki sabaha kadar halle- dilemezdi. Galiba şöyle (i (İki bacak dört bacağın üstüne o- turdü bir bacak onun üstüne kondu. Dört bacak geldi bir bacağı götürdü ikt bacak kalktı dört bacağı attı bir bacağı kurtardı.) Bu şu demek imiş bir adam bir sandalyeye oturdu ku- tesğanda bir but vardı. Bir köpek gel- di bu butu aldı adam kalktı sandal- Yeyi âttı ve budu köpeğin ağızından aldı.; Şimdi sıra dansa gelmişti. Bu da|9 Bir müddet sürdü. Bu sırada saat on İkiye geldiğindenberi istirahat tek- Hf edecek oldu hepimiz bu gecenin devamımı istiyorduk. Yeniden iş milli 9Yunlara döküldü bizden onlardan| / Atıer, Konya böyle oluyor da b Mühtelif arkadaşlar, Harmandalı ve-| ,oŞ lira olduğu halde-verilei Mair zeybek oyunlarını, Karadeniz| Acaba bütün — talisizler Manfenda zakam bi rgencin çok enteresan | 4 > | Rumârayı tamamladı. Bizden Haya- B ER ğ $ Gidenler hâlü ziyarellerini biti “atn alkışlanan zeybekinden Nazime .i N za de - Ve Meloğin takdir edilen zeybek oyu | O” C v ?:k ARLUİR kasakaamı g“.ıe St Merkezde 21 jlkokul ve 105 ilko- İp etti. Bu dans müküfatlı ve nu- ğ " h Maralı bir danstı. Kurada numarala- | KUl Öğretmeni var, Yalnız bir okul . Tt çıkan çiftler oyunu terkede ede en ,AOha kafileden Ömerle, Şükran kal- ve Konyaya ait güzel bir albü- ”'l Mmüküfat olarak aldılar. W;Bu herkesin hoşuna gitmişti. Saat b'- geldiği halde bahsi müşterek at lârı salon oyunu yapıldı bunda “'lrhı iki numaralı atı birinelliği k"lndı.. Artık gözlerden akmağa İlYan zaptedilmez uyku da tesi- HN gökterdi. Birer ikişer dağılmağa b'Clııhk Ü guretle Konyada unutulmaz W©'tarif edilmez çok neşeli coşkun. hç içinde geçen bu kıymelti gece- Yiller geçse de anacağız ve unü- W ”'“hl p de çare olacak hayatta kolay ki bu maaşlarla görmemiz mümkün ol- mıyacak kadar külliyetli para ge;- miş bu senekileri de yedişer Uradan alıyorlarmış... Biz-bu -sandetlerd. mahrum olduğumuz, ve 982 mesk bedellerini masal haline getird in arkadaşlarımızı gipta ile d ruz. Acaba bizim şu göçen senoden kalan a)tı aylık bem de beş liradan © lan mesken bedelleri tutarı 80 mızı alubîlşck bircr P.Jîqe hat yaparız diye beyhude hayallar kuruyoru. Acaba diyoruz neden diğer vilâ köyleri öğretmen adedi 160 olup bü- tün vilâyet öğretmenleri 485 dir. Orta kısmı da havi başka 18 sınıflı bir orta okul bir as- keri orta okul, kız öğreotmen okulu ve bölge sanat okulu "le kız akşam sanat okulu ve ebe mektebi bulunan Konyanın kıymetli eserlerle dolu zen gin bir müzesi ve kütüphanesi ayru- ca milli kütüphanesi ve beş parkı vardır. Dört tane de sinemas; bulunan bu tadir. Koyun; keçi, yağ. peynir “hraç eden bu yerin pek tabiidir ki kobabı meşhurdur. ş Külliyetli buğday.ve yün ihraç>e- u “'lındıpm,ı kâryolalardan bahçe | den Konyanın daha neleri vardır di- mdb olmasaydı, belki da<| ye sorunca bir-Konyalı arkadaş da- ""yıeıımı Sast yediydi, kalk-İ yanamadı. Z Programa göre lâzımken göe-| — Meşhur bir sözlerini ortaya attı: ": Yatışımızdan sekizden evvol| — Konyanın tozu, Meramın suyu, dı., nııxdık Bereket versin vücu-| Sillenin kızı meşhurdar derler.. Bu. "bıhh bu ağırlığını mektop mü-|na bazıları itiraz settiyse de, biraz "h hatırlattığı sıcak banyolar |sonra Kanyanın hakikaten tozu meş- hur olduğunu gördük.. ı.f'“ dokuz buçuk bayan arkadaş-| Burada manifatura eşyası bahah “daha herlüz kız lisesinden gele-|hem de esnaf tok gözlüdür.. Adana- * Anlaşılan onlar bizden faz-|da bahalı idi umma esnafı istanbulnn j -İlen ve «Şeytanım kahkah, da çifte tedrisat yapılıyor vilâyet va | bir liseden | vilâyetin üç spor kulübü bulunmak-!| ÇANADOLU) Muzit Ekrem ve Verda Ungö''ün konseri Yazan: Faik ONURAL Dün akşam İzmir Halkevi müs- tesna sanat gecelerinden birini da- ha yaşadı. İstanbulun güzide keman hocalarından Ekrem Zeki Üngöl ile eşi değerli piyanisit Verda Üngölün koönseri temiz muzik — meraklılarını Halkevi salonuna toplamağa vesile oldu. Jean Sebastian Bach'ın büyük/|ler.. Bilmem na dereceye kadar hak- konsertosunu dinliyoruz. B-oıl"aven| Mozart, Haydn gibi büyük üstadla-|cek deği rın bile kendisinden ilham aldıkları bir şey varsa o da sinemalara yapı- klâsik musikinin babası sayılan bu yüksek sanatkârın cidden nefis bir eser olan konsertosü Ekrem Z: mm kamaniyle ifedelenmiş olarak 'i müzde canlandı. Daha birinci moderatoda her Jartistin'de hâ " İzi anlağılıyo geçtikçe eser güzelleşiyor ve bilhas- sa ÂAllegro, güç kadansları, ve kendi- sine mahsus arse tekniği isteyen pa- sajlariyle çök terniz olarak çalınıyor-| du. Ekrem Zekinin bu güzel konserta- nun -belki leyiciler sıkar düşün- asını doğru bul yle seven münev lesi bu eseri ve programdaki bütün eserleri hak: oh ağu hürmet ve mur urrumı) nİ ispat etr Çaykovskinin könsertosu progra- pman ikinci numarasını teşkil ediyor- du. ıynlı istler için bir imtihan & seri mal inde olan bu güz-l kon- |serto da bütün incelik ve güzelliğiyle çalınmış ve dinleyicilerin yerinde al- |kış ve takdirlerini toplamıstır. Stacatolar, double note'ların te- mizliği kemancının teknik kudretini gösteriyor, süratli pasailara tam ve- rinde akorlarla iştirak eden, tatlı bi |touch& ile akampanye eden piyan da sanatında kemandan geri olma- dığini ispat edi. Programın'ikin: Sol Minör De Falla'nın brövele değ Albeviz'in Kreisler tar: ordu. kısmında Baeh'ın « daha neşli olarak nyol daneı la vida | meşhur - viyolonist! lan aranje edilmiş o- *|lan İspanyol tangosu ve bunu takip eden Pa nimin p_ırcılnn s:ınalkıır- Jılur. Paganimin pı Namıy- İle meşhur olan 13 üncü kaprisi ısrar- “|le tekrar ettirildi. 3- 4 sene evvel kendisini İzmirde bir defa daha dinlemek fırsatını bul .Jduğumuz Ekrem Zeki Üngöl geçen| m idet zarfında sanat yolundaki yü-| üne kuvvetle devam ettiğini bu konseriyle bize anlatmış oldu. Eşi Verda Üngö! piyanoda ken- disinin kudretini bir kat daha artır- mıştır. Dün geceki konserde muvaf-! fakıyetin yarısını piyanoya vermek çok yerinde bir karar olacaktır. Bize güzel bir müzik gecesi yasa- tan sanatkârları ve mütesehbis Halk evini tebrik eder, Anadolu içerisine doğru devam edecekleri bu favdalı İsanat turnesinde daima muvaffak ol- malarını temenni ederiz. Mahmudpasa esnafı gibi politik.. Yerli Konyalıların kendine mahsus tipleri ve boylu poslu oluşları bura- da da mazarı dikkatimiz! celbetti . Buradaki arkadaslarda hepsi de ma- şaallah bizim yanımızda tosun gibi duruyorlar., | İzmirde, Manisada, Balıkesirde, Eskizeh'rde, Adananda tipler karış: tı. Halbuki Kayseride, Hatayda. |Konyada h tetkike lüzum kal - madan bizim meslekdaşların yerli. ler' biribirlerine ne kadar da benzi- yor.. no |almmış olür. Jidi. Bu muazzam h: (SAHİFE 7* ISinemanm hilelerini biliyormusunuz Âspirin ile işliyen tahtelbahirler bulunduğunu tşittiniz mi: Aktörler tavanda nasıl yürürler. Meşhur King-Kong nasıl yaratılmış, fılme nasıl alınmıştır «Hayatın her yanı — hiledir> der- ları var. Biz şimdi bunu tahlil ede. . Yalnız bizce malüm olan lan hiledir. Umumi harpten evvel ainemaların kullandıkları en mühim hila artist- - leri tavanlarda baş aşağı yürütmek- ti. Halk, bunları seyreder hayretler- de kalırdı. ün Muvazene ve caz be kanun alt üst eden bu maharet nasıl yapılırdı? Aktörlerin vaziyetleri de- korlara nazaran gayetle garip ve da- ha doğrusu müşkil (di. Horkes aktörün tavanda gı nssı) yürüdüğünü, dümdüz duvar lara yürür gibi nasıl çıktığım veya arak sşağı indiğini bir türlü kos- tiremezdi. Bu mül vaziyetlerin sırrı gayetle basittir. Aktörler olduk lavı gibi durürlar, yalnız etrafların- dek' dekorlar film icabmna göre tan- cim edilir. ş aşa- iş Bıçak hilesi: Macera filmlerinde hepimizi he - cana düsüren hilelerden biri de manın bazına doğrüu atılan ve nd tosadüf olarak bir. kac r? Bu dekoru görünce vakanın orman Ga geçtiğini zannedetsin'z değil mi. Hayır burası stüdyodur... temin ed'lmişti. Sinema ve sahne hayatında daha Artık, bundan sonra aspirin ve süt bunlar gibi nice hilelere müracaat sayesinde küçük akuvaryumlarda |olunur. Bunlar öyle çoktur ki, say» büyük Mmuharebeler yapılması dı'mıldı bitmez. Biz burada bir -kaç mümkün oldu. a| vermek istedik. santlimetre yan tarafa saplanan bı- çaklardır. Halbuki, bu da gayetle basit bir hiledir. Böyle bir sahne şu şehkilde çevrilir: Bıçak saplanması lâzım 0- lan yere el ile sokulur. ve bilâhare görünm'yen elestiki bir vasıta ile ge- |Fi çekilir. Ve bu şekilde bıçağın h T vada çizmesi icap eden yol da fil Harpten aonra çevrilmiş olan Wta-, cera filmlerinde ve bilhasaa Amer'- kan filmlerinde kablettarih muaz - zam hayvanlardan medeni şehirleri istilâlarını göstermek moda bas't bir daki dekorların ku- dir. na getirmek gay Bunun için yanı çük yapılması 1923 senesinde Pransada çevril - miş olan bir flmde de aktörün #n büyütülmesi ve bilâhare kü- hmesi, bazı aktörlerin de vara- slar şekline sokularak uçurulması mümkün olmuştu. Sohnra, King - Kong limindeki se- kiz'ne! har rkasçe malümdur. Bu da demi misalde söylediğimiz Kibi etraftaki dekorların kücültül - Mesiyle elde olunmuştur. Bundan maada uzak ve vakın resim çekme meselesi de mevzuubah'etir. Fakat, bunların hepsi de karada çevrilen fümlerde baş vurulan hile lerdir. Asıl en zör olan cihet hava- da yahud suyun içinde çevrilen film- lero hile tatbik edeb'lmektir. Deniz dibinde: Deniz dfbinde, çevrilmesi icap e- den filmleri hazırlamakla mesgul o- lan jak dö Baroncel! bu işte bir çok müşkiller ile karsılanmakta olduğ'u- nu itiraf etmektedir. Meselâ Niçevo filminde batan tahtelbahire ait bü - tün sahneleri Troskadero akuvaryu- munda çevirmek mecburiyeti hasıl olmuştu, Bu film çevrilirken ortaya çıkan en mühim mesele akuvaryumdaki ha hkları filmin alındığı sahaya — sok- Faai aai cinlelen BÜ İ Casus gazeteci hastanede öldü Geçenlerde uzun uzuün yazmıştık. aakeri makamları, memleket içinde geniş mikyasta faaliye azi casus teşkilâtını meydana çıkarmış ve içlerinde bir kaç e gâazeteci bulunan suçlular divanıharbe sevkedilerek orada i ve derin bir tahkikat başlamıştı. x Böp gelenoF ransız gazetelenin'n yazdığına göre, bu casusların ele- başılarından olan gazeteci jullen Puarle tahkikat sırasında hasta- lanmış, hapishaneden #skeri hastahaneye kaldırilmış ve orada bir n- vat netleosinde ölmüştür. a en mides'nde ülser hastalığı bulunan bu adam a ve hastalığına bakmadan para hırsıyla memleketine Ihanet et Suçlunun Clümü karşısında, atlesi kendisinin tahkikat sırasında gör- düğü hırpalanmadan öldüğünü ileri sürmüşler, bunun üzerine &skeri müddelumum? hemen bir otopsi yapılmasını emretmiştir. Otopside, casus gazstecinin kendisini kurtarmak !çin ameliyat yapır a rağmen, hastalıktan kurtulmıyarak tamamen eceliyle öldüğü meydana çıkmıştır. Sokak ortasında adam öldürülüyor Geçen gün, Nevyorkta bütün Amerikayı heyecana veren müdhiş bir gangsterlik vakası olmuştur. Yalnız Amerikanın değil hattâ dünyanın en büyük musiki notaları olan İrving Fon öğleden sonra evine gitmek üzere Nevyorkun en k bir caddesinden gecerken büyük ve güzel bir siyah otomobil sessizce kaldırıma sokülmüş ve ayrı açık kapılardan uzanan iki mitra): yöz zavallı e kurşun yağdırmışlardır. Fen yere düşer düş m; me: B delari in ş olan otomobil, oldukları yerde donup kalmış olan diğer sokak larının şaşkın ve bitkin nazarları önünde gene sessizce uzaklaşıp Etraftan y emiş olan yaralıyı hastahaneye kal- dırmışlarsa da adam tek kelime söylemeğe muvaffak olamadan az sonra ölmüş; Bu müdhiş gangeterlik etrafında gazeteler zabıtaya ateş püskürür- ken, Amerika eniniyet teşkilâtı da geceli gündüzlü katilleri aramak- tadır. Bilhassa cireyetin sebebini araştırarak katillerin bulunacağı ümid ediliyorsa da çok sakin ve çekingen bir adam olan maktul hakkında faz- la bir şey ogre-ımek bilhassa bir ipucu elde etmek mümkün olmamıştır. Bir mihracz2 iktısada haşladı Bombayda Avrupaya gelen haberlere göre, altı ay kadar evvel Amerikalı bir kızla evlenen İndor mihracesi, şahsi yaşayışını tama- men değiştirmiş ve büyük bir iktisad yapmağa başlamıştır. Bunun se-)| bebi, mihracenin servetini kaybetmiş olması veya hasisleşmesi de-; mamaktı. Bunun için dekoratör Ro- ber bizzat soyunarak suya girm'ş ve balıkları ürkütmüştü. Mevsim kış ol- duğu içn zavallı çocuk adam akıllı soğüuk almıştı. Rejisör ile yardımcıları bu küçü- tük denizaltı yemisinin nasıl torp'l Bu sırada ziyareti bitirenler geldi- ler.. Önde bando arkada biz Atatürk anıdına gittik istiklâl marşiyle Mani- sa öğretmenleri adına hazırlanan geleng! koyduk. Bu sırada gerek Konyalı arkadaş- lar. gerekse bizim kafile fotografçı- ları elimize geciremiyeceğimiz mü- teaddid pozlar çektiler.. Avni Altıner atabilece; günlerce düşündüler. Nihayet, küçük denizaltı gemisini askıya alarak arka taraftan torpil bırakmasını muvaffak gördüler. An- cak torpili 'suda yapması icap pden iz bir türlü görünemiyordu. Buna da bir çare aradılar: Nihayet Baroncol- N torpil ile ayni zamanda aap'rin to- gildir. İndor mihracesi şahsi servetinin hemen en büyük kısmını, tebenlar rına, yefah temin cdecek işlere sarfetmektedir. Mihrace bu yuzmn sıkıntıya boyun eğmektedir amma, evlendiği tarihten itibaren bizkaç tane park, üç tane stadyum inşa ettirmiş olan mihrace şimdi hayattan fevkalâde memnun görünmekte imiş, Londrada köpek hırsızları Son günlerde Londranın kibar mahallelerinde köpekleri çalan bir hirsız gru'bu meydana çikmiştir. Şehrin asil köpekleri kaybolmağa bâşe ladığından Londra polisi şehrin köpeklerine hüviyet varakası dağıtma- ga karar vermiştir. Köpek hüviyet varakalarına hayvanın fotoğrafı, boyu, yüksekliği, kuyruğunun uzunluğuna varıncaya kadar büti mümeyyiz vasıfları vazılmaktadır. Polisler köpekli bir adam gördüler zu ve süt püsküren bir şırınga kul -| lanmağa karar verildi. Bu — Arkası var — mi derhal yanına vanaşarak köpeğin hüviyet varakasını sormaktadır. şekilde |Hüviyet varakasız bir köpekle gezen adamlar köpek hırsızı olarak dev- torpilim de beyaz bir iz bırakması hal tevkif edilmektedir. ne zi eli Pai eeet ei duta ee l — eee ü

Bu sayıdan diğer sayfalar: